Sayfa 3/4 İlkİlk 1234 SonSon
62 sonuçtan 41 ile 60 arası

Konu: Honda Civic Vtec

  1. #41
    Orkun Aksoy
    ABARTH OAGP1960 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    23/03/2012
    Yaş
    63
    Mesajlar
    1.783
    Nereden
    Ankara
    Rengi
    Rock Siyah
    Edilen teşekkür: 633

    Standart

    Alıntı tayfux Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Yıllarca bu işin içinde kaldım Honda yı motor konusunda başarısız bulan duymadım gibi bir şey..ilk defa senden duyuyorum..bu işi bilen insanlar vti teknolojisini pgm-fi sistemini öve öve bitiremezken nasıl oluyor da başarısız buluyorsun onu da anlamak zor. turbo teknolojisine ihtiyaç duymayan bir firma ama elbetteki zamanı takip ile bu teknolojiyi de yakında bünyesinde bulunduracaktır ki Honda motor olsun diye motor yapmadığı için eminim şu anda bunun alt yapısı ile uğraşmaktadır. bu örnekler yanlış veriliyor ben işte tam olarak buradayım yukarıda da dediğim gibi Opel in başarısızlığında camaro örneği verilemez bu çok saçma olur..fiat ın başarısızlığında da alfa Romeo örneği verilemez..şöyle açıklayayım.milli eğitim bakanlığı bünyesindeki bütün okullar aynı mı? tabikide değil..Hakkarinin bir köyündeki okul ile Ankara Çankaya nın göbeğindeki bir okul aynı mı? ama aynı kurumun ..aynı teknolojiyi kullanan kurumun..işte bunu demek istiyorum..yani aynı firmaya ait olabilir ama aslında farklı kurumlar..90 yılında atmosferik motordan kim çıkarmış 130 beygir ve halen daha yolarda(crx ve civic si)..96 yılında kırmızı kapak vti atmosferik 172 beygir ( civic vti) bunları Allah aşkına atmosferik motordan hangi firma çıkarmış? Opel 94-95 de SFİ motor yaptı o da 2.0 motor ve 156 beygir..yani o da ulaşamadı bu başarıya..ve bu bahsettiğim araçların sakin kullanımda yakıt değerlerine lütfen bakınız..ayrıca drag yarışlarında atmosferik başarılarına bakınız..kaldı ki sonradan turbolanan minix kardeşlerin TYPER ını lütfen araştırınız..adamlar stock motora turbo basıyorlar ve herhangi bir güçlendirme olmadan..biz kendi crx imize bastık yine güçlendirmesiz motor 10-15 bin km herhangi bir amsraf bile açmadan devam etti daha sonradan Akhisar draglarına gireceği için çıkardık..bunlar gerçekten her motor firmasının yada her morun yapacağı işler değil..Honda nın stock motoruna 0.8 bar a kadar basabilirsin ve sana hiçbir sorun çıkarmaz..hatta gt30 ile 1 bara kadar basılabilir..bunlar ışığında lütfen tekrar düşünelim..
    Tayfun, Honda'nın motor teknolojisini başarısız bulmuyorum fakat, seri üretim araçlardaki uygulamalarını malesef çağın gereklerine uygun görmüyorum. Bugün değişken zaman ayarlı egzantrik sistemini kullanan daha da hatırı sayılır firmalar dahi turbo şarj sistemine geçmişken ve de tüm dünyada cadde kullanımında ve motorsporlarında turboşarj vazgeçilmez bir duruma gelmiş iken, bu teknolojiyi halen kullanmamak çok büyük bir handikap olduğu gibi, bunun alt yapısının hazırlanıyor olduğunu farz etmek de koskoca bir ütopyadır. Yani, buna ihtiyaç duymamak gibi bir faraziye de, asla kabul edilebilir değildir değerli kardeşim. Tekrar belirtmek isterim ki, ancak Fıat ile GM'yi karşılıklı düşünmek mümkündür, bu iki farklı firmanın sahibi olduğu diğer alt markaları da kendi aralarında karşılıklı düşünmek mümkündür yani, ancak tüm bahsedilen markaların patronları olan Fıat ve GM karşılıklı düşünülmelidir. Size, 90 yılına ait sormuş olduğunuz soruya cevaben, stock olarak 137 HP gücünde olan ve de uyguladığımız stage 1 modifikasyon ile 160+HP lere ulaşmış olan 91 model Alfa Romeo 33 1,7 16V Boxer atmosferik emişli arabamı örnek olarak gösterebilirim. 96 da ve daha da önceleri ise, yine atmosferik emişli Alfa Romeo 155 lerin 170 HP lik stock versiyonlarını ve bu araçların modifiye edilmiş 500 HP lik yıllarca DTM şampiyonu olmuş olan 4 çekerli kompetisyon versiyonlarını, hemen akabinde de yine çeşitli Fıat alt grubu araçların stock 190 HP atmosferik emişli versiyonlarını, daha önceki yıllarda ise, Fıat 131 Supermirafiori Abarth yarış araçlarının 300 HP civarındaki yıllarca FIA rally şampiyonu olmuş olan atmosferik emişli versiyonlarını, yüksek performanslı Fıat Coupe,Tipo, Tempra, Marea atmosferik emişli araçlarını hatırlatmak isterim. Son olarak bahsetmiş olduğunuz örneklerde de kendinizin de belirttiğiniz gibi, Honda araçlarına güç verebilmek için extra aşırı besleme sistemlerine yani, turboşarja ihtiyaç duyulduğu anlaşılmakta. Fıat ise, bunu zaten standard üretimde uygulamakta ve de yine arzu etmememe rağmen Fıat motor verimliliği gerçeklerine en basit bir örnek olacak şekilde kendi arabamdan örnek vermem gerekirse, asla belirttiğiniz stock atmosferik koşullarda uzun vadeli olamayacak olan extra uygulanmış 0,8-1 bar gibi turbo basınç değerlerinde de değil, stock peak değeri 1,0 bar olan arabamı, stock mekanik internallerle (alt yapı) ve de sadece wg ayarı ile peak olarak 2,0 bar ve de continuous olarak da 1,5 bar basınç ayarıyla 214+(üstü)HP-321,6+(üstü)Nm. lik performans değerlerinde sorunsuz olarak kullanmaktayım.
    Konu OAGP1960 tarafından (24/05/2014 Saat 02:02 ) değiştirilmiştir.

  2. Bu mesajı için 2 kişi OAGP1960'ye teşekkür etti:


  3. #42
    tayfun aydın
    tayfux - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    16/01/2011
    Mesajlar
    8.420
    Nereden
    İstanbul
    Rengi
    Yok
    Edilen teşekkür: 2123

    Standart

    Alıntı OAGP1960 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Tayfun, Honda'nın motor teknolojisini başarısız bulmuyorum fakat, seri üretim araçlardaki uygulamalarını malesef çağın gereklerine uygun görmüyorum. Bugün değişken zaman ayarlı egzantrik sistemini kullanan daha da hatırı sayılır firmalar dahi turbo şarj sistemine geçmişken ve de tüm dünyada cadde kullanımında ve motorsporlarında turboşarj vazgeçilmez bir duruma gelmiş iken, bu teknolojiyi halen kullanmamak çok büyük bir handikap olduğu gibi, bunun alt yapısının hazırlanıyor olduğunu farz etmek de koskoca bir ütopyadır. Yani, buna ihtiyaç duymamak gibi bir faraziye de, asla kabul edilebilir değildir değerli kardeşim. Tekrar belirtmek isterim ki, ancak Fıat ile GM'yi karşılıklı düşünmek mümkündür, bu iki farklı firmanın sahibi olduğu diğer alt markaları da kendi aralarında karşılıklı düşünmek mümkündür yani, ancak tüm bahsedilen markaların patronları olan Fıat ve GM karşılıklı düşünülmelidir. Size, 90 yılına ait sormuş olduğunuz soruya cevaben, stock olarak 137 HP gücünde olan ve de uyguladığımız stage 1 modifikasyon ile 160+HP lere ulaşmış olan 91 model Alfa Romeo 33 1,7 16V Boxer atmosferik emişli arabamı örnek olarak gösterebilirim. 96 da ve daha da önceleri ise, yine atmosferik emişli Alfa Romeo 155 lerin 170 HP lik stock versiyonlarını ve bu araçların modifiye edilmiş 500 HP lik yıllarca DTM şampiyonu olmuş olan 4 çekerli kompetisyon versiyonlarını, hemen akabinde de yine çeşitli Fıat alt grubu araçların stock 190 HP atmosferik emişli versiyonlarını, daha önceki yıllarda ise, Fıat 131 Supermirafiori Abarth yarış araçlarının 300 HP civarındaki yıllarca FIA rally şampiyonu olmuş olan atmosferik emişli versiyonlarını, yüksek performanslı Fıat Coupe,Tipo, Tempra, Marea atmosferik emişli araçlarını hatırlatmak isterim. Son olarak bahsetmiş olduğunuz örneklerde de kendinizin de belirttiğiniz gibi, Honda araçlarına güç verebilmek için extra aşırı besleme sistemlerine yani, turboşarja ihtiyaç duyulduğu anlaşılmakta. Fıat ise, bunu zaten standard üretimde uygulamakta ve de yine arzu etmememe rağmen Fıat motor verimliliği gerçeklerine en basit bir örnek olacak şekilde kendi arabamdan örnek vermem gerekirse, asla belirttiğiniz stock atmosferik koşullarda uzun vadeli olamayacak olan extra uygulanmış 0,8-1 bar gibi turbo basınç değerlerinde de değil, stock peak değeri 1,0 bar olan arabamı, stock mekanik internallerle (alt yapı) ve de sadece wg ayarı ile peak olarak 2,0 bar ve de continuous olarak da 1,5 bar basınç ayarıyla 214+(üstü)HP-321,6+(üstü)Nm. lik performans değerlerinde sorunsuz olarak kullanmaktayım.
    İşte burada şunu demek isterim ki fiat ile GM yi karşılaştırmayalım. Fiat grubu ile GM karşılaştırılabilir..bu iki cümle birbirinden çok çok farklı cümleler..fiat markalı araçlar ile Opel markalı araçlar karşılaştırma yapılabilir..yada fiat markalı yani bildiğimiz güncel kırmızı fiat amblemli araçlar ile Opel yada Honda amblemli araçlar birbiri ile karşılaştırılabilir..her bu muhabbet açıldığında Alfdan gam vurulması bana bu açıdan çok saçma gelmektedir. Motor konusunda insanlar turboyu Hondalar ihtiyaç olduğu için değil bu atmosferik motorlar orjinalden bu kadar güç bulabiliyorsa Turbo ile durum ne olacak diyerekten bu durum yapılmaktadır ve güç alınmaktadır. Ayrıca senin aracının o barları görmesi çok çok çok normal çünkü fabrikadan zaten turbo beslemeye uygun parçalar pistonlar yataklar kulanılmaktadır. Honda herhangi bir turbo beslemeye uygun parça vs kullanılmaksızın 1 bar basılıyor işte bu bence mükemmel bir başarıdır. Hondanın şu anda Turbo beslemeli araçlara gerek duymadan bu yarışı götürmesi ve benzinli katagorisinde en çok satan araçlar listesinde yer alması bu başarısının en büyük kanıtıdır. bahsettiğinde marea tipo gibi araçların güçlü olması da çok normal çünkü bahsettiğin motorlar 2.0 litre..bunu Opel de 96 yılında yüzyılın motoru seçilen SFİ motor ile 156 beygir alarak başardı.ayrıca CRX - bravo HGT tecrübemiz de sabittir..1. vites çok seri ama maalesef daha sonra 400 m drag da HGT CRX e geçildi. crx tamamen stock ayrıca motor rektefiye görmesi gerekiyordu HGT ise o zamanlar 4-5 yaşlarında ve sürücüsü de gayet başarılı bir arkadaştı.drag da çok farklı şeyler vardır ama böyle bir tecrübe de yaşamıştım.bahsettiğin araçlar motor tipi bakımından kesinlikle farklı araçlar. Alfa Romeo 1.7 16v boxer dediğin aracın zaten direk motor boxer. bugün Mazda nın rx8 lerde kullandığı bir motor.. motorun ömrünün nasıl olduğu ve sorunlarının neler olduğu özellikle modifiye alemi tarafından çok iyi bilinir ki eminim sen de biliyorsundur. mazda şu anda o motordan 1.3 litre den 231 beygir çıkarmakta o zaman Alfa nın boxer motordan o beygiri çıkarması çok çok normal..Mirafiori de efsaneler arasındadır kesinlikle katılıyorum sana ama motor seçeneklerine baktığımda 2.0 140 beygir ve 3500 cc v6 260 beygir görmekteyim..yine yüksek motordan yüksek beygir çıkarılmış ve 0-100 8.2 sn.
    Orkun burada ufak motordan nasıl yüksek beygir çıkar? nasıl az yakıt yakar? bunlar olurken motor ömrü ve sağlamlığı nedir? yüksek beygir için yüksek hacimli motor şartmıdır yada illa ki turbo şart mıdır? bu konularda bence Honda nın daha iyi olduğunu söylemek isterim. tabi ki senin altındaki araba sana farklı geliyor yada tecrübelerin seni bu yöne itiyor olabilir ki saygı duyarım. ama araç araç satış ilanlarını yada piyasayı da gözden geçirdiğine eminim. baktığımızda gerçekten 24-25 yaşında içten yanmalı bir motor ile çalışan bir aracın ülkemizde halen daha yollarda ve değerinin yüksek olması, herhangi bir modifikasyon yapmadan bu yaşlara kadar kullanılmış olması gibi etkenler Honda nın motor konusunda sağlamlığının açık kanıtıdır. kasalarında ki aerodinamik bence orta sınıf hiçbir arabada yok. velhasıl anlaşamayacağız gibi görünüyor ama farklı fikirler güzel

  4. #43
    Sato Topal
    ST OTO AKSESUAR Arrest - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    19/08/2012
    Mesajlar
    6.827
    Nereden
    Ankara
    Rengi
    Rock Siyah
    Edilen teşekkür: 1246

    Standart

    Gunumuz teknolijisinde turbolu benzinli ve dizel arac uretmeyen tek firma honda. Klasik dusunce uclari olan standart motor sisteminin disina cikmayan bir firma. Gunumuzde küçük silindir hacmi yuksek güç on planda. Bmw bile 3.20 aracina iki turbo koyup 1600cc ile aracini piyasaya surerken. Hondanin dizel teknolojisi ve turbo teknolojisinin olmamasini İlber Oktayliya sorsak cok cahil derdi. Orkun abime fikirleri konusunda katiliyorym

    Keyifli ve Kazasız Sürüşler Dilerim " Sato Topal "
    Türkiye Cumhuriyeti Şeyhler Dervişler Müritler Meczuplar Ülkesi Olamaz! M.K.Atatürk


    Sıkıntı Yok , Jack Daniels Var

  5. Bu mesajı için 3 kişi Arrest'ye teşekkür etti:


  6. #44
    Orkun Aksoy
    ABARTH OAGP1960 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    23/03/2012
    Yaş
    63
    Mesajlar
    1.783
    Nereden
    Ankara
    Rengi
    Rock Siyah
    Edilen teşekkür: 633

    Standart

    Alıntı tayfux Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    İşte burada şunu demek isterim ki fiat ile GM yi karşılaştırmayalım. Fiat grubu ile GM karşılaştırılabilir..bu iki cümle birbirinden çok çok farklı cümleler..fiat markalı araçlar ile Opel markalı araçlar karşılaştırma yapılabilir..yada fiat markalı yani bildiğimiz güncel kırmızı fiat amblemli araçlar ile Opel yada Honda amblemli araçlar birbiri ile karşılaştırılabilir..her bu muhabbet açıldığında Alfdan gam vurulması bana bu açıdan çok saçma gelmektedir. Motor konusunda insanlar turboyu Hondalar ihtiyaç olduğu için değil bu atmosferik motorlar orjinalden bu kadar güç bulabiliyorsa Turbo ile durum ne olacak diyerekten bu durum yapılmaktadır ve güç alınmaktadır. Ayrıca senin aracının o barları görmesi çok çok çok normal çünkü fabrikadan zaten turbo beslemeye uygun parçalar pistonlar yataklar kulanılmaktadır. Honda herhangi bir turbo beslemeye uygun parça vs kullanılmaksızın 1 bar basılıyor işte bu bence mükemmel bir başarıdır. Hondanın şu anda Turbo beslemeli araçlara gerek duymadan bu yarışı götürmesi ve benzinli katagorisinde en çok satan araçlar listesinde yer alması bu başarısının en büyük kanıtıdır. bahsettiğinde marea tipo gibi araçların güçlü olması da çok normal çünkü bahsettiğin motorlar 2.0 litre..bunu Opel de 96 yılında yüzyılın motoru seçilen SFİ motor ile 156 beygir alarak başardı.ayrıca CRX - bravo HGT tecrübemiz de sabittir..1. vites çok seri ama maalesef daha sonra 400 m drag da HGT CRX e geçildi. crx tamamen stock ayrıca motor rektefiye görmesi gerekiyordu HGT ise o zamanlar 4-5 yaşlarında ve sürücüsü de gayet başarılı bir arkadaştı.drag da çok farklı şeyler vardır ama böyle bir tecrübe de yaşamıştım.bahsettiğin araçlar motor tipi bakımından kesinlikle farklı araçlar. Alfa Romeo 1.7 16v boxer dediğin aracın zaten direk motor boxer. bugün Mazda nın rx8 lerde kullandığı bir motor.. motorun ömrünün nasıl olduğu ve sorunlarının neler olduğu özellikle modifiye alemi tarafından çok iyi bilinir ki eminim sen de biliyorsundur. mazda şu anda o motordan 1.3 litre den 231 beygir çıkarmakta o zaman Alfa nın boxer motordan o beygiri çıkarması çok çok normal..Mirafiori de efsaneler arasındadır kesinlikle katılıyorum sana ama motor seçeneklerine baktığımda 2.0 140 beygir ve 3500 cc v6 260 beygir görmekteyim..yine yüksek motordan yüksek beygir çıkarılmış ve 0-100 8.2 sn.
    Orkun burada ufak motordan nasıl yüksek beygir çıkar? nasıl az yakıt yakar? bunlar olurken motor ömrü ve sağlamlığı nedir? yüksek beygir için yüksek hacimli motor şartmıdır yada illa ki turbo şart mıdır? bu konularda bence Honda nın daha iyi olduğunu söylemek isterim. tabi ki senin altındaki araba sana farklı geliyor yada tecrübelerin seni bu yöne itiyor olabilir ki saygı duyarım. ama araç araç satış ilanlarını yada piyasayı da gözden geçirdiğine eminim. baktığımızda gerçekten 24-25 yaşında içten yanmalı bir motor ile çalışan bir aracın ülkemizde halen daha yollarda ve değerinin yüksek olması, herhangi bir modifikasyon yapmadan bu yaşlara kadar kullanılmış olması gibi etkenler Honda nın motor konusunda sağlamlığının açık kanıtıdır. kasalarında ki aerodinamik bence orta sınıf hiçbir arabada yok. velhasıl anlaşamayacağız gibi görünüyor ama farklı fikirler güzel
    Tayfun, ilk gönderinizde Fıat grubu ile Opel markasını yan yana yazmış olduğunuz için bu açıklamayı yaptım ben de zaten. Sanırım şimdi izah etmeye çalıştığım ince nokta anlaşılabiliyor. Atmosferik koşullarda güç alınmışken turboya gerek olmadığı şeklinde bir görüş de asla kabul edilemez, buna sizin inanıyor olduğunuzu da sanmıyorum ben. Fıat-Alfa-Lancıa-Ferrari-Maserati-Chrysler araçlarına da stock alt yapıyla aynı basınç değerlerinde aşırı besleme yapılabilir rahatlıkla, bu bir üstün vasıf olarak da değerlendirilemez ayrıca. Tekrar belirteyim ki, bahsettiğiniz markanın satış rakamlarının bir anlam ifade etmesi için, dünya standardında geçerli rakamlar olması gerekir. Bu arada benim de, geçmiş yıllarda bahsetmekte olduğunuz araçlarla yarışan Fıat araçları lehine, yani tam aksine sonuçlar içeren kompetisyon deneyimlerim var ki, kıyaslanamaz bile. Alfa Romeo 1,7 16V Boxer'da kullanılmış olan boxer motor ise, kesinlikle Mazda RX 7 ve 8 de kullanılmamıştır, onların motorları tamamen farklı bir mekanik tasarım olan Wankel-Rotary (döner pistonlu) motorlardır. Boxer motor ise, yatık ve karşılıklı çift bloklu konvansiyonel tip motordur, yani, behsettiğiniz örneğin ve heleki motor ömrü konusundaki kıyaslamanın burada hiç yeri yok malesef. Fıat 131 Abarth ilk versiyonu 2,0 lt., 140HP, 0-100km. hızlanması 8,2 olarak belirtilmekte, doğrudur fakat, bir de 2,0lt. 215 HP/8000devir-dak. lık versiyonu vardırki, 0-100km. hızlanması 6 sn. nin altındadır, burada 260HP lik versiyondan söz etmeye dahi gerek kalmaz. Ufak hacimli motordan yüksek güç elde etmek konusuna gelince, yine görüşlerimiz tamamen farklı, bu konuda atmosferik olarak ufak hacimden güç elde edilmiş örneklerden zaten söz ettim, tabiki bugün tüm dünya da kabul etmektedir ki, turboşarj bu işin esasıdır değerli kardeşim. Güncel olarak otomobil sporlarında resmi organizasyon konumundaki FIA'in tüm yarış kategorilerinde artık turboşarj hüküm sürmektedir ki, Honda firması da ''sadece'' bu yarışlarda turboşarj teknolojisini kullanmaktadır. Bu, güç, ekonomi, emisyon ve çevre koruma gibi parametrelerle üstünlüğü kanıtlanmış bir gerçektir. Eski üretim olup da yaşı ilerlemiş ve de kupon otomobil olarak sayılabilecek araçlar, behsetmekte olduğunuz firmada olabileceği gibi, bugün her otomobil firmasının üretim yelpazesinde var olan araçlar olarak sayılabilir ayrıca da. Araçların satış rakamları ve de piyasa değerleri için tüm dünya standardına bakmak gerektiğini bir kez daha belirtmek istiyorum bu arada. Aereodinamik konusuna gelince, en basit ve ehemmiyetsiz gibi görülebilecek bir örnek vermek gerekirse, Fıat Tempra üretildiği dönemde ''yılın sürtünme direnci en düşük otomobili'' olarak seçilmişti, belki hatırlanabilir. Sonuç olarak şunu belirtmek isterimki, artık bugün dünyadaki tüm firmalar, gerçekten vasıflı araçlar üretmekteler ve bu yarış da, rekabeti arttırarak özellikle de otomotivin arenası olan yarış pistlerinde kendini göstermekte, bu da araç kullanıcıları için daha olumlu sonuçları beraberinde getirmektedir.
    Konu OAGP1960 tarafından (24/05/2014 Saat 14:57 ) değiştirilmiştir.

  7. Bu mesaj için teşekkür edenler:


  8. #45
    tayfun aydın
    tayfux - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    16/01/2011
    Mesajlar
    8.420
    Nereden
    İstanbul
    Rengi
    Yok
    Edilen teşekkür: 2123

    Standart

    Alıntı OAGP1960 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Tayfun, ilk gönderinizde Fıat grubu ile Opel markasını yan yana yazmış olduğunuz için bu açıklamayı yaptım ben de zaten. Sanırım şimdi izah etmeye çalıştığım ince nokta anlaşılabiliyor. Atmosferik koşullarda güç alınmışken turboya gerek olmadığı şeklinde bir görüş de asla kabul edilemez, buna sizin inanıyor olduğunuzu da sanmıyorum ben. Fıat-Alfa-Lancıa-Ferrari-Maserati-Chrysler araçlarına da stock alt yapıyla aynı basınç değerlerinde aşırı besleme yapılabilir rahatlıkla, bu bir üstün vasıf olarak da değerlendirilemez ayrıca. Tekrar belirteyim ki, bahsettiğiniz markanın satış rakamlarının bir anlam ifade etmesi için, dünya standardında geçerli rakamlar olması gerekir. Bu arada benim de, geçmiş yıllarda bahsetmekte olduğunuz araçlarla yarışan Fıat araçları lehine, yani tam aksine sonuçlar içeren kompetisyon deneyimlerim var ki, kıyaslanamaz bile. Alfa Romeo 1,7 16V Boxer'da kullanılmış olan boxer motor ise, kesinlikle Mazda RX 7 ve 8 de kullanılmamıştır, onların motorları tamamen farklı bir mekanik tasarım olan Wankel-Rotary (döner pistonlu) motorlardır. Boxer motor ise, yatık ve karşılıklı çift bloklu konvansiyonel tip motordur, yani, behsettiğiniz örneğin ve heleki motor ömrü konusundaki kıyaslamanın burada hiç yeri yok malesef. Fıat 131 Abarth ilk versiyonu 2,0 lt., 140HP, 0-100km. hızlanması 8,2 olarak belirtilmekte, doğrudur fakat, bir de 2,0lt. 215 HP/8000devir-dak. lık versiyonu vardırki, 0-100km. hızlanması 6 sn. nin altındadır, burada 260HP lik versiyondan söz etmeye dahi gerek kalmaz. Ufak hacimli motordan yüksek güç elde etmek konusuna gelince, yine görüşlerimiz tamamen farklı, bu konuda atmosferik olarak ufak hacimden güç elde edilmiş örneklerden zaten söz ettim, tabiki bugün tüm dünya da kabul etmektedir ki, turboşarj bu işin esasıdır değerli kardeşim. Güncel olarak otomobil sporlarında resmi organizasyon konumundaki FIA'in tüm yarış kategorilerinde artık turboşarj hüküm sürmektedir ki, Honda firması da ''sadece'' bu yarışlarda turboşarj teknolojisini kullanmaktadır. Bu, güç, ekonomi, emisyon ve çevre koruma gibi parametrelerle üstünlüğü kanıtlanmış bir gerçektir. Eski üretim olup da yaşı ilerlemiş ve de kupon otomobil olarak sayılabilecek araçlar, behsetmekte olduğunuz firmada olabileceği gibi, bugün her otomobil firmasının üretim yelpazesinde var olan araçlar olarak sayılabilir ayrıca da. Araçların satış rakamları ve de piyasa değerleri için tüm dünya standardına bakmak gerektiğini bir kez daha belirtmek istiyorum bu arada. Aereodinamik konusuna gelince, en basit ve ehemmiyetsiz gibi görülebilecek bir örnek vermek gerekirse, Fıat Tempra üretildiği dönemde ''yılın sürtünme direnci en düşük otomobili'' olarak seçilmişti, belki hatırlanabilir. Sonuç olarak şunu belirtmek isterimki, artık bugün dünyadaki tüm firmalar, gerçekten vasıflı araçlar üretmekteler ve bu yarış da, rekabeti arttırarak özellikle de otomotivin arenası olan yarış pistlerinde kendini göstermekte, bu da araç kullanıcıları için daha olumlu sonuçları beraberinde getirmektedir.
    Orkun, f1 kategorisinde Renault un ne kadar başarılı olduğu bilinmekte o zaman Renault dünyanın en iyi firmalarından. Çok yanlış. Orkun günümüzde turbo lu araçların geçmişi öyle aman aman değil. daha yeni yeni firmalar kullanmakta. senin turbolu dediğin araçların lütfen şehir içi yakıt tüketimlerine bak. turbosuzlara oranla en fazla 1-2 litre oynadığını göreceksin. böyle olacaksa ben turbosuz araca binmeye kesinlikle razıyım hiç olmazsa onun sorunları ile uğraşmak zorunda kalmam. Honda emin ol turbolu araç yaparsa ne t-jet e benzer ne tsi lere benzer. Sizin yakıt oranlarınızdan en az 2 litre az yaktırır. tekrar söylemeliyim adamların prensipleri var ve kesinlikle motor yapmış olmak için yada acele hadi yapalım demiyorlar bunun alt yapısı ve araştırması çok çok önemlidir. bunları iyi düşünmek gerekir. ayrıca boxer motor bu kadar iyi düşük hacimli yüksek beygirli olsa ve tutulsa emin ol halen daha seri bir şekilde üretilir ve biz şu anda bunları bile belki konuşmuyor olurduk. ( bu arada boxer-wankel karıştırılması yanlış oldu hata bende ben her firma açısından olaylara bakıyorum ama maalesef sen sadece fiat açısından olayları değerlendiriyor vti pgm-fi gibi sistemleri görmezden geliyorsun. bu arada eklemeliyim 90 model crx in 1.6 motor ile 0-100 ü 7.1..kendi ellerimle ölçtüm. bu yelpaze diyorsun ama modifiye aleminde si - crx yada vti deyince herkes durur ve düşünür bunu sende çok iyi biliyorsun yani örnek olarak Toyota ae86 çok efsane bir araçtır ama bu söylediklerim bunun gibi değil. Honda bu araçları sonuna kadar destekliyor. örnek olarak 90 model crx imin klima kontrol paneli kırıldı Honda bayii ne gittim ve bana parçasını getirtebileceklerini söyledi. şirket politikası gereği dünyada 1 tane bile kalsa o arabanın parçası üretilmeye devam ediyor. yani Honda 2. elde de destekliyor. ben fiat ın kendi araçlarından herhangi birinin turbo beslemesini herhangi bir alt yapı olmadan 1.0 bara kadar basılabileceğine kesinlikle inanmıyorum. (1.4 t-jet hariç neden dersen araba zaten abarth alt yapısı ile üretilmiş bir motora sahip)aerodinamik açısından tempra dersen ben sana Honda nın çok başarısız city modeli hariç bütün araçlarını sayabilirim. ben seni anlıyorum ama sen beni anlamıyorsun ona üzülüyorum. ben ufak motor yüksek güç diyorum ama sen bana yüksek motor yüksek güç örneği veriyorsun ki verdiğin örnekteki araçların yakıtları malumundur. Turbo şarj konusunda da bu araçlar biraz yaşlandığında benzinli araçta atmosferik mi turbo besleme mi? sorusu daha net bir şekilde ortaya çıkacaktır ki ben Turbo ya karşı değilim sadece bu Honda için gerekli mi? sorusundayım. elbette ileride piyasadaki bütün araçlardan daha performanslı ve az yakan turbolu üretecektir eminim çünkü bu adamların tarzı bu yine ben sadece marka bazlı karşılaştırma diyorum sen yine bana alfa lancia Chrysler diyorsun. Bu arada yan bilgi olsun wv nin alfa yı alması gündemde..o zaman da alfayı sanırım kötüleriz ve wv sahipleri de övünürler.

    lancia 1969
    alfa Romeo 1986
    Ferrari 1969 da bir kısmını daha sonra günümüze kadar yüzde 90 ını aldı ama yarış takımı halen daha enzo ferrarinin ekibinin elinde Fiat ın değil
    Maserati 1993
    Chrysler 2009 da yüzde 41 i 2014 de tamamını satın aldı.

    yukarıda ben senin bahsettiğin firmaları Fiat ne zaman satın aldı yazdım. bunu neden yaptım. Fiat bu araçları aldığında bu firmalar zaten efsane olmuş ve dilden dile dolaşan araçlardır ve dikkat edersen hepsi de İtalyan markasıydı. halka hitap eden ve o zamanlar ülkemizde de bence donanımsız pahalı araç satarak çok para kazanması ile ekonomik kriz geçiren bu markalar alındı. bu efsane araçlar ile aslında çok fazla oynamadı bu araçlar çizgilerinde devam ettiler sadece tanıtım pazarlama gibi işleri Fiat ın eli kolu çok uzun olduğu için daha iyi yapılmaya başlandı. zaten sende fark etmişsindir markalar çizgilerini hiç bozmadı. Kullanıcılar da aynı kullanıcılar. şunu da söylemekte fayda var eğer Fiat bu markaları almasaydı şu anda alfa lancia gibi araçları halkımız yada orta sınıf halk kesinlikle alamazdı. tamamen şahsi fikrimdir.
    şimdi bu markaları Opel in yada Honda nın karşısına çıkarmak ne kadar mantıklıdır?
    Orkun bana 90 model 136 beygir standart klimalı orta sınıf halkın aldığı ve piyasada bu kadar yüksek fiyata satılan başka bir araç gösterebilir misin? bak sana ufak bir örnek verdim. Fiat ın HGT si yani 2.0 motor 5 silindir bravo HGT yi 90 model 5 milyara aldığım neredeyse pert motoru var diyebileceğim crx geçti.(sahibi neredeyse arabayı yakıyordu) o sıralarda yine Fiat 5 silindirli 2.0 motordan 156 beygir çıkarırken Honda 1.6 atmosferik bir motordan 172 2.0 motordan da 200 beygir çıkarmıştı ve vtec dediğin sistem 1988 de geliştirildi.abi ben işte bunlardan bahsediyorum. tamam seni de anlıyorum turbo diyorsun alfa diyorsun boxer motor diyorsun da gerçekten benim dediklerimle seninkilerin alakası yok. ben seni anlıyorum da sen beni anlamak istemiyorsun. ben Fiat ı multiair yine gm-Fiat üretimi multijet yine 1.6 16v palio sprting gibi araçları yüzünden kesinlikle tebrik ediyorum ve saygı duyuyorum ama bunlar herşey değil ve çevredeki motorları başarısız sayamaz.bu arada Honda mclaren e de artık motor verecek. yine Rover ın motorları da Honda ya aittir.

    Orkun sanırım ben ne söylersem söyleyeyim sen Chrysler diyeceksin Ferrari diyeceksin bu bir kısır döngüye girecek çünkü söylediğin markalar zaten çapı büyük efsane markalar. Anlamadığım neden hep bu firmalar geliyor önümüze. Honda daha çok halk tarafından kullanılacak düşük tüketimli sorunsuz araçlar üzerine çalışan firma. ben karşılaştırmalarında Fiat markalı araçlar ile karşılaştırma yapıyorum ama dediğim gibi sen farklı noktalara çekiyorsun. mesela opel diyince benim aklıma hiç buick cadillac chevrolet gmc holden hummer oldsmobile pontiac saab sa vauxhall markaları gelmiyor çünkü olay birbirinden çok farklı .. aslında forumda yabancı olduğum bir konu değil genelde böyle oluyor

    NOT: eski üretim yaşı ilerlemiş kupon araçlar sende iyi bilirsin ki bu kadar pahalı olamazlar alanın elinde kalır son sahibi olunur genelde. ama civic si crx yada vti gibi Honda ların halen daha inanılmaz piyasası mevcut. temiz bir vti için 40 - 50 bin gibi rakamları gözden çıkaranları bilirim hatta geçen yaz temiz crx imizi ki forumda foto ları var (250 bin km de ) 15 milyara sattık. bu araba 90 model boya bitik motora anahtar değmemiş ufak tefek çürükler de mevcut

    son dediğine katılıyorum firmalar artık hemen hemen birbirine yakın seri üretimler yapıyor. artık piyasadaki araçların ve motorların çoğu birbirine çok benziyor. keskin farklar yok. ne diyeyim inşallah yakıtın sorun olmadığı sağlam güzel araçlar üretilir de insanlar gönül rahatlığı ile araçlarına biner ve yolculuk yapar. Orkun biliyorum modifiye ile alakalı kültürüne güvendiğim bir arkadaşımsın ama ricam şudur ki olaya tek açıdan değil genel çerçeveden sadece Honda için değil diğer bütün firmalar için bakabilmendir. sonuçta bu firmaların yaptığı motorlarda bize bir artısı yok. bize düşen başarıları yada başarısızlıkları görerek değerlendirmek ve konuşmak. Ben bunları yazarken Fiat-Honda-wv-Ford gibi markaların bütün sitelerine girerek araştırarak ve kendi hayatımdan tecrübeler ile yazıyorum. Eminim sen de öyle yapıyorsundur. bunları kendi süzgecimden geçirerek söylüyorum ve konuşuyorum. şahsi fikrim Japonların motor konusunda İtalyan-alman yada Fransızlardan 2 gömlek üstün olduğudur. Elbet teki istisnalar mevcut. umarım bana kızmıyorsundur fikrim maalesef farklı çünkü araştırmalarım ve tecrübelerim böyle söylüyor. senin araştırmaların yada tecrübelerin de öyle söylüyordur ne diyeyim. özür dilerim uzun oldu okuduysan teşekkür ederim

  9. Bu mesaj için teşekkür edenler:


  10. #46
    Sato Topal
    ST OTO AKSESUAR Arrest - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    19/08/2012
    Mesajlar
    6.827
    Nereden
    Ankara
    Rengi
    Rock Siyah
    Edilen teşekkür: 1246

    Standart

    Abi bilgisayardan takir takir yaziyonuz telefondan okusam sarjim biter bu nedir

    Keyifli ve Kazasız Sürüşler Dilerim " Sato Topal "
    Türkiye Cumhuriyeti Şeyhler Dervişler Müritler Meczuplar Ülkesi Olamaz! M.K.Atatürk


    Sıkıntı Yok , Jack Daniels Var

  11. #47
    eski puntocu yeni lineacı
    halils2 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    24/03/2011
    Yaş
    40
    Mesajlar
    5.868
    Nereden
    Tekirdağ
    Rengi
    Titanyum Gri
    Edilen teşekkür: 1276

    Standart

    Alıntı Arrest Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Abi bilgisayardan takir takir yaziyonuz telefondan okusam sarjim biter bu nedir

    Keyifli ve Kazasız Sürüşler Dilerim " Sato Topal "
    La ben sana ses etme demedim mi
    Siz satoya bakmayın abi 5110 dan bile olsa okurum bu yazdıklarınızı

  12. #48
    erman adakale
    ermanadakale - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10/09/2012
    Yaş
    39
    Mesajlar
    532
    Nereden
    Kırklareli
    Rengi
    Titanyum Gri
    Plaka
    39EA581
    Edilen teşekkür: 126

    Standart

    bu konu süper oldu foruma renk geldi ne güzel bazı abiler arkadaşlar nekadar bilgi sahibi süper
    tatlı atışmalar.
    herkes kazandığı karşısında REHİNDİR.

  13. #49
    Cenk Doğu
    Müzisyen cdogu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    17/05/2013
    Mesajlar
    2.890
    Nereden
    Ankara
    Rengi
    Vals Mavi
    Edilen teşekkür: 977

    Standart

    Ben şu çağda turbo gibi bir nimet var iken,kullanmayıp hala eski Atmosferik usül takılmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Yakıta etkisi de kim ne derse desin olumsuzdur kesinlikle.
    Konu cdogu tarafından (25/05/2014 Saat 01:11 ) değiştirilmiştir.
    2006 Fiat Grande Punto 1.4 Fire Active Vals Mavi
    2008 Peugeot 2.0 HDi Gümüş Gri
    2013 Nissan Qashqai 1.5 dCi Platinum Sedefli Beyaz

    Punto Forum - www.grandepuntotr.com

  14. Bu mesaj için teşekkür edenler:


  15. #50
    Orkun Aksoy
    ABARTH OAGP1960 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    23/03/2012
    Yaş
    63
    Mesajlar
    1.783
    Nereden
    Ankara
    Rengi
    Rock Siyah
    Edilen teşekkür: 633

    Standart

    Alıntı tayfux Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Orkun, f1 kategorisinde Renault un ne kadar başarılı olduğu bilinmekte o zaman Renault dünyanın en iyi firmalarından. Çok yanlış. Orkun günümüzde turbo lu araçların geçmişi öyle aman aman değil. daha yeni yeni firmalar kullanmakta. senin turbolu dediğin araçların lütfen şehir içi yakıt tüketimlerine bak. turbosuzlara oranla en fazla 1-2 litre oynadığını göreceksin. böyle olacaksa ben turbosuz araca binmeye kesinlikle razıyım hiç olmazsa onun sorunları ile uğraşmak zorunda kalmam. Honda emin ol turbolu araç yaparsa ne t-jet e benzer ne tsi lere benzer. Sizin yakıt oranlarınızdan en az 2 litre az yaktırır. tekrar söylemeliyim adamların prensipleri var ve kesinlikle motor yapmış olmak için yada acele hadi yapalım demiyorlar bunun alt yapısı ve araştırması çok çok önemlidir. bunları iyi düşünmek gerekir. ayrıca boxer motor bu kadar iyi düşük hacimli yüksek beygirli olsa ve tutulsa emin ol halen daha seri bir şekilde üretilir ve biz şu anda bunları bile belki konuşmuyor olurduk. ( bu arada boxer-wankel karıştırılması yanlış oldu hata bende ben her firma açısından olaylara bakıyorum ama maalesef sen sadece fiat açısından olayları değerlendiriyor vti pgm-fi gibi sistemleri görmezden geliyorsun. bu arada eklemeliyim 90 model crx in 1.6 motor ile 0-100 ü 7.1..kendi ellerimle ölçtüm. bu yelpaze diyorsun ama modifiye aleminde si - crx yada vti deyince herkes durur ve düşünür bunu sende çok iyi biliyorsun yani örnek olarak Toyota ae86 çok efsane bir araçtır ama bu söylediklerim bunun gibi değil. Honda bu araçları sonuna kadar destekliyor. örnek olarak 90 model crx imin klima kontrol paneli kırıldı Honda bayii ne gittim ve bana parçasını getirtebileceklerini söyledi. şirket politikası gereği dünyada 1 tane bile kalsa o arabanın parçası üretilmeye devam ediyor. yani Honda 2. elde de destekliyor. ben fiat ın kendi araçlarından herhangi birinin turbo beslemesini herhangi bir alt yapı olmadan 1.0 bara kadar basılabileceğine kesinlikle inanmıyorum. (1.4 t-jet hariç neden dersen araba zaten abarth alt yapısı ile üretilmiş bir motora sahip)aerodinamik açısından tempra dersen ben sana Honda nın çok başarısız city modeli hariç bütün araçlarını sayabilirim. ben seni anlıyorum ama sen beni anlamıyorsun ona üzülüyorum. ben ufak motor yüksek güç diyorum ama sen bana yüksek motor yüksek güç örneği veriyorsun ki verdiğin örnekteki araçların yakıtları malumundur. Turbo şarj konusunda da bu araçlar biraz yaşlandığında benzinli araçta atmosferik mi turbo besleme mi? sorusu daha net bir şekilde ortaya çıkacaktır ki ben Turbo ya karşı değilim sadece bu Honda için gerekli mi? sorusundayım. elbette ileride piyasadaki bütün araçlardan daha performanslı ve az yakan turbolu üretecektir eminim çünkü bu adamların tarzı bu yine ben sadece marka bazlı karşılaştırma diyorum sen yine bana alfa lancia Chrysler diyorsun. Bu arada yan bilgi olsun wv nin alfa yı alması gündemde..o zaman da alfayı sanırım kötüleriz ve wv sahipleri de övünürler.

    lancia 1969
    alfa Romeo 1986
    Ferrari 1969 da bir kısmını daha sonra günümüze kadar yüzde 90 ını aldı ama yarış takımı halen daha enzo ferrarinin ekibinin elinde Fiat ın değil
    Maserati 1993
    Chrysler 2009 da yüzde 41 i 2014 de tamamını satın aldı.

    yukarıda ben senin bahsettiğin firmaları Fiat ne zaman satın aldı yazdım. bunu neden yaptım. Fiat bu araçları aldığında bu firmalar zaten efsane olmuş ve dilden dile dolaşan araçlardır ve dikkat edersen hepsi de İtalyan markasıydı. halka hitap eden ve o zamanlar ülkemizde de bence donanımsız pahalı araç satarak çok para kazanması ile ekonomik kriz geçiren bu markalar alındı. bu efsane araçlar ile aslında çok fazla oynamadı bu araçlar çizgilerinde devam ettiler sadece tanıtım pazarlama gibi işleri Fiat ın eli kolu çok uzun olduğu için daha iyi yapılmaya başlandı. zaten sende fark etmişsindir markalar çizgilerini hiç bozmadı. Kullanıcılar da aynı kullanıcılar. şunu da söylemekte fayda var eğer Fiat bu markaları almasaydı şu anda alfa lancia gibi araçları halkımız yada orta sınıf halk kesinlikle alamazdı. tamamen şahsi fikrimdir.
    şimdi bu markaları Opel in yada Honda nın karşısına çıkarmak ne kadar mantıklıdır?
    Orkun bana 90 model 136 beygir standart klimalı orta sınıf halkın aldığı ve piyasada bu kadar yüksek fiyata satılan başka bir araç gösterebilir misin? bak sana ufak bir örnek verdim. Fiat ın HGT si yani 2.0 motor 5 silindir bravo HGT yi 90 model 5 milyara aldığım neredeyse pert motoru var diyebileceğim crx geçti.(sahibi neredeyse arabayı yakıyordu) o sıralarda yine Fiat 5 silindirli 2.0 motordan 156 beygir çıkarırken Honda 1.6 atmosferik bir motordan 172 2.0 motordan da 200 beygir çıkarmıştı ve vtec dediğin sistem 1988 de geliştirildi.abi ben işte bunlardan bahsediyorum. tamam seni de anlıyorum turbo diyorsun alfa diyorsun boxer motor diyorsun da gerçekten benim dediklerimle seninkilerin alakası yok. ben seni anlıyorum da sen beni anlamak istemiyorsun. ben Fiat ı multiair yine gm-Fiat üretimi multijet yine 1.6 16v palio sprting gibi araçları yüzünden kesinlikle tebrik ediyorum ve saygı duyuyorum ama bunlar herşey değil ve çevredeki motorları başarısız sayamaz.bu arada Honda mclaren e de artık motor verecek. yine Rover ın motorları da Honda ya aittir.

    Orkun sanırım ben ne söylersem söyleyeyim sen Chrysler diyeceksin Ferrari diyeceksin bu bir kısır döngüye girecek çünkü söylediğin markalar zaten çapı büyük efsane markalar. Anlamadığım neden hep bu firmalar geliyor önümüze. Honda daha çok halk tarafından kullanılacak düşük tüketimli sorunsuz araçlar üzerine çalışan firma. ben karşılaştırmalarında Fiat markalı araçlar ile karşılaştırma yapıyorum ama dediğim gibi sen farklı noktalara çekiyorsun. mesela opel diyince benim aklıma hiç buick cadillac chevrolet gmc holden hummer oldsmobile pontiac saab sa vauxhall markaları gelmiyor çünkü olay birbirinden çok farklı .. aslında forumda yabancı olduğum bir konu değil genelde böyle oluyor

    NOT: eski üretim yaşı ilerlemiş kupon araçlar sende iyi bilirsin ki bu kadar pahalı olamazlar alanın elinde kalır son sahibi olunur genelde. ama civic si crx yada vti gibi Honda ların halen daha inanılmaz piyasası mevcut. temiz bir vti için 40 - 50 bin gibi rakamları gözden çıkaranları bilirim hatta geçen yaz temiz crx imizi ki forumda foto ları var (250 bin km de ) 15 milyara sattık. bu araba 90 model boya bitik motora anahtar değmemiş ufak tefek çürükler de mevcut

    son dediğine katılıyorum firmalar artık hemen hemen birbirine yakın seri üretimler yapıyor. artık piyasadaki araçların ve motorların çoğu birbirine çok benziyor. keskin farklar yok. ne diyeyim inşallah yakıtın sorun olmadığı sağlam güzel araçlar üretilir de insanlar gönül rahatlığı ile araçlarına biner ve yolculuk yapar. Orkun biliyorum modifiye ile alakalı kültürüne güvendiğim bir arkadaşımsın ama ricam şudur ki olaya tek açıdan değil genel çerçeveden sadece Honda için değil diğer bütün firmalar için bakabilmendir. sonuçta bu firmaların yaptığı motorlarda bize bir artısı yok. bize düşen başarıları yada başarısızlıkları görerek değerlendirmek ve konuşmak. Ben bunları yazarken Fiat-Honda-wv-Ford gibi markaların bütün sitelerine girerek araştırarak ve kendi hayatımdan tecrübeler ile yazıyorum. Eminim sen de öyle yapıyorsundur. bunları kendi süzgecimden geçirerek söylüyorum ve konuşuyorum. şahsi fikrim Japonların motor konusunda İtalyan-alman yada Fransızlardan 2 gömlek üstün olduğudur. Elbet teki istisnalar mevcut. umarım bana kızmıyorsundur fikrim maalesef farklı çünkü araştırmalarım ve tecrübelerim böyle söylüyor. senin araştırmaların yada tecrübelerin de öyle söylüyordur ne diyeyim. özür dilerim uzun oldu okuduysan teşekkür ederim
    Değerli kardeşim, Renault firması, otomotiv endüstrisinin en önemli sunum arenalarından biri olan F1 yarış organizasyonunda elde etmiş olduğu üstün başarılarla kendini fazlasıyla kanıtlamış bir firma olup, kesinlikle sizin belirttiğinizin aksine gerçekten de dünyanın en iyi firmalarından biridir, bunu ayrıca tüm dünya sathındaki satış başarıları ile de kanıtlamıştır, bu tespit, kesinikle doğrudur. Turbolu araçların geçmişi de tam belirttiğinizin aksine çok eski olup, turboşarj teknolojisi ilk olarak 1961’de Oldsmobil F85 aracı üzerinde test edilip, 1962’de de seri olarak üretilerek piyasaya sunulmuştur. Yani, turboşarj teknoljisinin ‘’otomobillere’’ uygulanma tarihi 53 yıllıktır. Turboşarjlı araçların aynı hacimde ve HP de olan atmosferik araçlara göre yakıt ekonomisi, hem de daha düşük karbondioksit salınımı (emisyon) ve çok daha fazla tork sağlamak kaydıyla ''en az'' %20 lere varmakta, bu oran turbodizel araçlarda ise %60 lara kadar uzanmaktadır. Bu gerçek verilerin ışığında, halen atmosferik araçları tercih edeceğinizi söylemeniz anlaşılır olmaktan çok uzaktır. Honda firmasının varsaydığınız şekilde diğer firmaların turboşarjlı üretimlerinden daha üstün turboşarjlı motor üretimi yapacağı görüşü, henüz bu firma tarafından seri üretim yapılmadığı gerçeğiyle, kabul görmesi mümkün olmayan bir bakış açısıdır. Boxer motorlar ise, bugüne dek özellikle VW, Porsche, Subaru Tecnica International gibi kalburüstü firmalar tarafından üstün başarı ile üretilerek kendini kanıtlamış bir teknoloji ürünü olup, size kendi eski aracım olan stock olarak 137HP gücündeki Alfa Romeo 33 1,7 16V örneğini vermiştim. Şunu belirtmek isterim ki, asla araçlar hakkında belli bir firmayı düşünerek değil, teknolojik açıdan objektif olarak değerlendirme yaptığıma inanıyorum. Modifiye dünyasında , her firmanın araçları uygulamakta oldukları endüstriyel teknolojiye göre layık oldukları yeri almaktadırlar. Bu nedenle bu konuda daha global bir bakış açısı gerekmekte olduğunu da belirtmek isterim. Tüm firmaların resmi olarak belirlenmiş ticari normlara göre yedek parça sağlama süreleri standardize edilmiş olup, bu süre 10 yıldır ve tabiki her firma kendi imkanları ölçüsünde ‘’zorunluluk olmaksızın’’ bu süreyi kendince uzatabilir. Atmosferik beslemeli Fıat araçlarının, motor iç yapısı değiştirilmeksizin extra turbo uygulaması ile turbo model ve ebadına göre 1,5 bar peak basınçlara kadar çıkabildiğine dair birçok örnek biliyorum. Burada belirtmek isterimki, tüm konuşmakta olduğumuz konularda sizi gayet iyi anladığımdan hiç şüphem yoktur. Araçlar yaşlandıkça, yakıt ekonomisi ile daha fazla verimlilik sağlaması ve motor yıpranma payının düşük kalması nedeniyle, yine denge turboşarjlı araçlar lehine dönmektedir. Araçları karşılaştırırken, aynı klasman çizgisindeki araçları karşılaştırmak gerektiğinden söz ettim, asla çapraz karşılaştırma yapmamak gerektiği de buradan açık bir şekilde anlaşılmaktadır. Alfa Romeo’nun başka bir firmaya satışı da şu anda gündemde olan bir konu değil, olsa dahi tabiki her zaman layık olduğu değeri vermek hepimizin prensibi olmalıdır. Fıat’ın çatısı altında topladığı firmaların satın alınma tarihleri arasında bahsetmiş olduğunuz Ferrari F1 takımı olan Scuderia Ferrari’nin ait olduğu firmanın kontrolünde olduğu gerçeğinin en güzel kanıtı, Ferrari F1 araçlarının burnundaki ‘’FIAT’’ logosudur. Fıat’ın dünyaca değer kazanmış olan bahsetmekte olduğumuz süper firmaları satın almasının, ülkemizde ulaşmış olduğu ticari kazançla hiç ilgisi yoktur, bu başarıyı tüm dünyada yıllarca üretip kabul ettirdiği kalite sonucunda kazanmış olduğu finansal güç ile sağlamıştır ve de tabiki takdire değer bir şekilde tüm kullanıcıların istifadesine sunmuştur. Bu nedenle, aynı çizgide olmak kaydıyla bu markalar, karşılıklı olarak kıyaslanıp değerlendirilebilirler. Bahsettiğiniz şekildeki ‘’orta sınıf tüketici-yüksek fiyat’’ kriterinin oldukça belirgin bir çelişki olduğunu vurgularken, yine bu konunun dünya standardlarında düşünülmesi gereken bir konu olduğunu hatırlatır ve size 1990 Fıat Tipo 1,8 ie 16V 136 HP ve tekrar 1990 Alfa Romeo 33 1,7 16V boxer 137 HP örneklerini de belirtmek isterim. Yine kompetisyon konusundaki günlük yaşama dair gözlemler niteliğinde, ben de size bahsetmiş olduğunuzun tam aksine, HGT’nin açık ara üstünlük kurduğu birçok örnekler olduğunu söyleyebilirim. Dolayısıyla, bahsetmiş olduğunuz konularla tam bir ilgi kapsamında paylaşımlarda bulunduğumdan son derece eminim ve sizi gayet iyi anladığımı düşünmekteyim. Honda’nın McLaren için üreteceğini belirttiğiniz motorların başarısı da, ancak bu proje gerçekleştikten sonraki sonuçlara bakılarak değerlendirilmelidir ve maalesef Rover’ın motorsporları arenasında adı ise hiç geçmemektedir. Fıat markalı araçları, verdiğim örneklerden de anlaşılacağı üzere bahsetmekte olduğunuz marka araçlarla rahatlıkla kıyaslayabiliriz fakat, ayrıca da bu firmanın bahsetmekte olduğumuz tüm süper otomobil kategorisindeki markaların ticari haklarının sahibi olduğu gerçeğini de asla göz ardı edemeyiz. Bahsedilen diğer markalarda ise durum bunun tam tersidir, sanırım bu dahi, önemli bir fark arzetmektedir. İşte bu nedenle, konuyu farklı bir açıdan değerlendirdiğim şeklindeki görüşünüz hiçbir gerekçe ile doğru kabul edilemez. Eski yıllara ait üretim konumunda olan kupon otomobil modelleri için de yine dünya standardları geçerlidir, her marka ve model aracın kendine göre belli bir alıcı kitlesi olduğu gerçeğinden hareketle, bu konun da belli bir marka ve modele mal edilemeyecek bir olgu konumunda değerlendirilmesi gerektiğini de belirmek isterim.
    Otomobil kültürü konusundaki şahsımla ilgili takdirinize burada ayrıca ben de teşekkür ederken, buradaki paylaşımlarımı öncelikle yerli ve yabancı teknik yayınlardan, ikincil olarak da kendi pratik gözlem, araştırma ve tecrübelerimden yola çıkarak objektif ve tarafsız bir düşünce ile yapmakta olduğuma dair inancımı da belirtmeliyim. Motor teknolojisi ve global anlamda kabul edilirlik konusunda, diğer kriterlerden önce endüstriyel üretim geçmişi, yani, firmaların yaşı birinci derecede geçerli olduğu için, kıyaslanamayacak şekilde gerçekler ortada iken, yine sizin görüşlerinize maalesef katılamayacağım. Tabiki, yıllara dayanan bir akademik geçmişi olan bendeniz, tüm konuları araştırmaya dayalı gerçekleri objektif bir şekilde ortaya koymak felsefesine sahip birisi olarak belirtmeliyimki, hiçbir zaman forum paylaşımlarında negatif duygulara yer yoktur, pozitif düşünce ve gerçeklere yer vardır ve tabiki herkesin kendine özgü düşünceleri olabilir. Paylaşımlarınızı dikkatle okuyup değerlendirmeye çalıştım, ben de size teşekkür eder, sevdiğiniz ve istediğiniz marka ve model araçlarla mutlu ve keyifli sürüşler dilerim değerli kardeşim.
    Konu OAGP1960 tarafından (26/05/2014 Saat 18:46 ) değiştirilmiştir.

  16. Bu mesajı için 3 kişi OAGP1960'ye teşekkür etti:


  17. #51
    halil özçelik
    ᵀᴵᴾᴼ♥ᴳᴿᴬᴻᴰᴲ ᴾᵁᴻᵀᴼ♥ᴮᴿᴬᵂᴼ ligdevi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    07/06/2012
    Yaş
    43
    Mesajlar
    622
    Nereden
    Bursa
    Rengi
    Egzotik Kırmızı
    Plaka
    16 Z 5982
    Edilen teşekkür: 110

    Standart

    Bu kadar bilgiye saygı duyulur

  18. Bu mesaj için teşekkür edenler:


  19. #52
    erman adakale
    ermanadakale - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10/09/2012
    Yaş
    39
    Mesajlar
    532
    Nereden
    Kırklareli
    Rengi
    Titanyum Gri
    Plaka
    39EA581
    Edilen teşekkür: 126

    Standart

    orkun abicim klAvyene parmağına bileğine sağlık.
    abim tam doctorsun vallahi.
    herkes kazandığı karşısında REHİNDİR.

  20. Bu mesaj için teşekkür edenler:


  21. #53
    tayfun aydın
    tayfux - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    16/01/2011
    Mesajlar
    8.420
    Nereden
    İstanbul
    Rengi
    Yok
    Edilen teşekkür: 2123

    Standart

    Alıntı OAGP1960 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Değerli kardeşim, Renault firması, otomotiv endüstrisinin en önemli sunum arenalarından biri olan F1 yarış organizasyonunda elde etmiş olduğu üstün başarılarla kendini fazlasıyla kanıtlamış bir firma olup, kesinlikle sizin belirttiğinizin aksine gerçekten de dünyanın en iyi firmalarından biridir, bunu ayrıca tüm dünya sathındaki satış başarıları ile de kanıtlamıştır, bu tespit, kesinikle doğrudur. Turbolu araçların geçmişi de tam belirttiğinizin aksine çok eski olup, turboşarj teknolojisi ilk olarak 1961’de Oldsmobil F85 aracı üzerinde test edilip, 1962’de de seri olarak üretilerek piyasaya sunulmuştur. Yani, turboşarj teknoljisinin ‘’otomobillere’’ uygulanma tarihi 53 yıllıktır. Turboşarjlı araçların aynı hacimde ve HP de olan atmosferik araçlara göre yakıt ekonomisi, hem de daha düşük karbondioksit salınımı (emisyon) ve çok daha fazla tork sağlamak kaydıyla ''en az'' %20 lere varmakta, bu oran turbodizel araçlarda ise %60 lara kadar uzanmaktadır. Bu gerçek verilerin ışığında, halen atmosferik araçları tercih edeceğinizi söylemeniz anlaşılır olmaktan çok uzaktır. Honda firmasının varsaydığınız şekilde diğer firmaların turboşarjlı üretimlerinden daha üstün turboşarjlı motor üretimi yapacağı görüşü, henüz bu firma tarafından seri üretim yapılmadığı gerçeğiyle, kabul görmesi mümkün olmayan bir bakış açısıdır. Boxer motorlar ise, bugüne dek özellikle VW, Porsche, Subaru Tecnica International gibi kalburüstü firmalar tarafından üstün başarı ile üretilerek kendini kanıtlamış bir teknoloji ürünü olup, size kendi eski aracım olan stock olarak 137HP gücündeki Alfa Romeo 33 1,7 16V örneğini vermiştim. Şunu belirtmek isterim ki, asla araçlar hakkında belli bir firmayı düşünerek değil, teknolojik açıdan objektif olarak değerlendirme yaptığıma inanıyorum. Modifiye dünyasında , her firmanın araçları uygulamakta oldukları endüstriyel teknolojiye göre layık oldukları yeri almaktadırlar. Bu nedenle bu konuda daha global bir bakış açısı gerekmekte olduğunu da belirtmek isterim. Tüm firmaların resmi olarak belirlenmiş ticari normlara göre yedek parça sağlama süreleri standardize edilmiş olup, bu süre 10 yıldır ve tabiki her firma kendi imkanları ölçüsünde ‘’zorunluluk olmaksızın’’ bu süreyi kendince uzatabilir. Atmosferik beslemeli Fıat araçlarının, motor iç yapısı değiştirilmeksizin extra turbo uygulaması ile turbo model ve ebadına göre 1,5 bar peak basınçlara kadar çıkabildiğine dair birçok örnek biliyorum. Burada belirtmek isterimki, tüm konuşmakta olduğumuz konularda sizi gayet iyi anladığımdan hiç şüphem yoktur. Araçlar yaşlandıkça, yakıt ekonomisi ile daha fazla verimlilik sağlaması ve motor yıpranma payının düşük kalması nedeniyle, yine denge turboşarjlı araçlar lehine dönmektedir. Araçları karşılaştırırken, aynı klasman çizgisindeki araçları karşılaştırmak gerektiğinden söz ettim, asla çapraz karşılaştırma yapmamak gerektiği de buradan açık bir şekilde anlaşılmaktadır. Alfa Romeo’nun başka bir firmaya satışı da şu anda gündemde olan bir konu değil, olsa dahi tabiki her zaman layık olduğu değeri vermek hepimizin prensibi olmalıdır. Fıat’ın çatısı altında topladığı firmaların satın alınma tarihleri arasında bahsetmiş olduğunuz Ferrari F1 takımı olan Scuderia Ferrari’nin ait olduğu firmanın kontrolünde olduğu gerçeğinin en güzel kanıtı, Ferrari F1 araçlarının burnundaki ‘’FIAT’’ logosudur. Fıat’ın dünyaca değer kazanmış olan bahsetmekte olduğumuz süper firmaları satın almasının, ülkemizde ulaşmış olduğu ticari kazançla hiç ilgisi yoktur, bu başarıyı tüm dünyada yıllarca üretip kabul ettirdiği kalite sonucunda kazanmış olduğu finansal güç ile sağlamıştır ve de tabiki takdire değer bir şekilde tüm kullanıcıların istifadesine sunmuştur. Bu nedenle, aynı çizgide olmak kaydıyla bu markalar, karşılıklı olarak kıyaslanıp değerlendirilebilirler. Bahsettiğiniz şekildeki ‘’orta sınıf tüketici-yüksek fiyat’’ kriterinin oldukça belirgin bir çelişki olduğunu vurgularken, yine bu konunun dünya standardlarında düşünülmesi gereken bir konu olduğunu hatırlatır ve size 1990 Fıat Tipo 1,8 ie 16V 136 HP ve tekrar 1990 Alfa Romeo 33 1,7 16V boxer 137 HP örneklerini de belirtmek isterim. Yine kompetisyon konusundaki günlük yaşama dair gözlemler niteliğinde, ben de size bahsetmiş olduğunuzun tam aksine, HGT’nin açık ara üstünlük kurduğu birçok örnekler olduğunu söyleyebilirim. Dolayısıyla, bahsetmiş olduğunuz konularla tam bir ilgi kapsamında paylaşımlarda bulunduğumdan son derece eminim ve sizi gayet iyi anladığımı düşünmekteyim. Honda’nın McLaren için üreteceğini belirttiğiniz motorların başarısı da, ancak bu proje gerçekleştikten sonraki sonuçlara bakılarak değerlendirilmelidir ve maalesef Rover’ın motorsporları arenasında adı ise hiç geçmemektedir. Fıat markalı araçları, verdiğim örneklerden de anlaşılacağı üzere bahsetmekte olduğunuz marka araçlarla rahatlıkla kıyaslayabiliriz fakat, ayrıca da bu firmanın bahsetmekte olduğumuz tüm süper otomobil kategorisindeki markaların ticari haklarının sahibi olduğu gerçeğini de asla göz ardı edemeyiz. Bahsedilen diğer markalarda ise durum bunun tam tersidir, sanırım bu dahi, önemli bir fark arzetmektedir. İşte bu nedenle, konuyu farklı bir açıdan değerlendirdiğim şeklindeki görüşünüz hiçbir gerekçe ile doğru kabul edilemez. Eski yıllara ait üretim konumunda olan kupon otomobil modelleri için de yine dünya standardları geçerlidir, her marka ve model aracın kendine göre belli bir alıcı kitlesi olduğu gerçeğinden hareketle, bu konun da belli bir marka ve modele mal edilemeyecek bir olgu konumunda değerlendirilmesi gerektiğini de belirmek isterim.
    Otomobil kültürü konusundaki şahsımla ilgili takdirinize burada ayrıca ben de teşekkür ederken, buradaki paylaşımlarımı öncelikle yerli ve yabancı teknik yayınlardan, ikincil olarak da kendi pratik gözlem, araştırma ve tecrübelerimden yola çıkarak objektif ve tarafsız bir düşünce ile yapmakta olduğuma dair inancımı da belirtmeliyim. Motor teknolojisi ve global anlamda kabul edilirlik konusunda, diğer kriterlerden önce endüstriyel üretim geçmişi, yani, firmaların yaşı birinci derecede geçerli olduğu için, kıyaslanamayacak şekilde gerçekler ortada iken, yine sizin görüşlerinize maalesef katılamayacağım. Tabiki, yıllara dayanan bir akademik geçmişi olan bendeniz, tüm konuları araştırmaya dayalı gerçekleri objektif bir şekilde ortaya koymak felsefesine sahip birisi olarak belirtmeliyimki, hiçbir zaman forum paylaşımlarında negatif duygulara yer yoktur, pozitif düşünce ve gerçeklere yer vardır ve tabiki herkesin kendine özgü düşünceleri olabilir. Paylaşımlarınızı dikkatle okuyup değerlendirmeye çalıştım, ben de size teşekkür eder, sevdiğiniz ve istediğiniz marka ve model araçlarla mutlu ve keyifli sürüşler dilerim değerli kardeşim.
    Orkun bey,
    öncelikle Renault örneğini neden verdim? Renault üst düzey bir üretici olmadığı halde (bence) f1 kategorisinde bir şeyleri başarmış olması onu Ferrari ile aynı konuma getirmez ve dünyanın en iyisi yapmaz ki ben Renault un özellikle dci ile 1.6 atmosferik motorunu çok beğenen birisiyimdir ve 2 tane Renault aracım olmuştur çok da memnundum. Bunu dile getirmek amaçlıdır. beni anladığınızı düşünüyorsunuz ama kesinlikle anlamadığınızı düşünüyorum zira halen daha tipo nun 1.8 - başka kategori olan Alfa nın 1.7 litrelik yine 1.6 kategorisinden yüksek hacimli ve özellikle tip gibi yükse yakıtlı bir aracı örnek veriyorsunuz. kaldı ki sizin de gördüğünüz üzere tipo 1.8 den 136 beygir çıkarmışken pgm-fi sistemli araçlar 1.6 dan 136 beygir çıkarmış olup inanılmaz tasarruflu araçlardır. hatta ve hatta kırmızı kapak 172 normal vti ise 167 beygir yine 1.6 motordan vti teknolojisi sayesinde başarılmıştır bu şartlarda tipo nun 1.8 den o beygiri çıkarması normal midir yoksa başka bir şey midir tabii ki yorumu size ait.

    Turbo teknolojisine gelince burada da yine beni yanlış anlayarak farklı bir düşünce yada bilgi vermişsiniz. Turbo teknolojisi elbette geçmişten beri kullanılan bir teknoloji ama binek araçlarda yada her markanın halka arz ettiği araçlarda ( Renault-Fiat-Ford gb. ) ne kadar zamandır kullanılmakta? ben bundan bahsetmiştim ve sizinde böyle anlayacağınızı düşünmüştüm. O halde şu soru aklıma geliyor ben size ilk elektrikli araba siparişini 2. Abdülhamid Han ın İngiltere ye verdiğini söylesem ki bu gerçek bilgidir, siz bana elektrikli araba o zamandan beri kullanıyor mu diyecektiniz??

    Hocam şu anda yine güncel bir şekilde fiat ın kırmızı logolu bayii de satılan turbo beslemeli araçlar hariç hangi aracına 1.5 bar basacaksınız merak ettim. çünkü böyle bir durum var ve modifiye camiası bundan bihaber ise bu çok çok büyük bir eksik. tabi ki bizim için de.. velev ki bastığını düşünürsek. acaba kaç km bu basına dayanacak? Hocam sizde bilirsiniz ki standart bir motor için 1.5 bar çok çok yüksek mükemmel bir rakam. eğer bu rakama fiat ın herhangi bir atmosferik motoru dayansın zaten helal olsun deriz hep beraber. inşallah bahsettiğim HULK araç yani Minix kardeşlerin HULK unu incelemişsinizdir. o zaman beni daha iyi anlarsınız bu konuda..

    Turbo nun mantalitesinde daha az yakıt ile daha yüksek verim , yanmanın daha fazla oksijen ile beslenerek daha güçlü olmasını sağlamak vardır. Ben neden şu an için Honda nın Turbo kullanması gerekli midir? sorusunu soruyorum onu açıklamak isterim. öncelikle piyasadaki turbolu araçlar bence aman aman bir tasarruf yapamamaktadır maalesef. Honda'nın araçları her zaman hava emişi yüksek olan araçlardır. yani yanma odasına en yüksek oksijeni gönderen motorlardan birisidir Honda motoru. onun içindir ki spor filtre gb. modifikasyon yapıldığında en çok beygir artımlarından birisi Honda motorlarında olmaktadır. Orkun bey sizde çok iyi bilirsiniz ki sonradan yapılan modifikasyon işlemlerinden en basitlerini ele alırsak yani kapak taşlama, düz buru , filtre değişimi, buji değişimi gb. en çok gücü ve geri dönüt ü veren firmaların en üst sıralarında görürüz Honda motorlarını. Bu olay Honda'nın motor konusunda ne kadar basınca dayanıklı ve malzeme kalitesinin üst düzeyde olduğunu zaten bize söylemektedir. Ben bunca sene gördüklerime bağlı olarak halen daha iddia ediyorum ki bunu dizel motorda herkese gösterdi ve açık şekilde kanıtladı eğer Honda turbolu motor yaparsa t-jet tsi 1.4t gibi motorlardan en az 2 litre az yaktıracaktır aslında bunu sizin de varsaydığınızı düşünüyorum ki yıllarca bu işlerin içindesiniz. Atmosferik motorun eski teknoloji olduğuna kesinlikle inanmıyorum zira çoğu firmanın turbo ile aldığı beygiri ve yakıtı Honda atmosferik ile almaktadır Fiat ın halen daha 8v araç üretmesi eski teknoloji midir yoksa başka bir şey midir? Honda'nın aktif olarak hybrid araçlarını satışa çıkarması ve Fiat ın çıkarmaması Fiat ın geri kaldığını mı gösterir yada başka bir şeyi mi? yani demem o ki firmalar bazı motorlarından vazgeçmez buna prensip mi dersiniz yada başka bir şey mi dersiniz bilemem ama bildiğim şeylerden birisi şu ki Honda yeni teknolojileri iyi süzmeden ve sorunlarını sıfıra indirmeden , yakıt konusunda en iddialı olmadan kesinlikle piyasaya sürmüyor onun için diyorum ki eminim yakın zamanda Honda'nın turbolu modellerini göreceğiz. Hocam herhangi bir şeyin geçmişi bize geleceği ile ilgili fikir, yön ve ışık verir. Bu bağlamda yorum yapabiliriz sanırım. benim yazdığım da bir yorumdur. Burada sizin ve başkalarının da yaptığı gibi.

    NOT:Honda dünya Touring şampiyonası için Turbo beslemeli direk enjeksiyonlu 1.6 litre ve 4 silindir motor yapmıştır fakat seri üretimde değildir. bazı ülkelerde özel üretim olarak devam edecek olup daha sonra seri üretime başlaması düşünülmektedir. aşağıda birkaç foto sunacağım.

    yine size yüksek para az donanım yapıyordu derken şunu söylemek istiyorum Fiat maalesef 2000 li yılların başına kadar şu anda kazalarda 2 ye bölünmekte olan Doğan-Şahin gibi araçları sattı ve bizde bunları aldık. o yıllarda Honda'nın yada başka firmaların getirdiği araçlara bakarsanız benim ne demek istediğimi çok çok iyi anlayacaksınız. tabii ki gelişmekte olan ülkelere bu tarz yaklaşımlar her gelişmiş ülke tarafından yapılmaktadır. örnek olarak şu anda Malezya da Holland car adı altında satılan Doğanlar Şahinler gb. ama 2000 li yıllara kadar bize bunlar bir şekilde satıldı. insanımız alışkanlıklarından kolay vazgeçmediği için e tabi yedek parça sorunu da olmadığı için maalesef diğer marka almayarak bu araçları aldı. Fiat ın bundan tonlarca para kaldırmadığını iddia ediyorsanız bilemem.

    HGT konusuna gelince HGT ye modifiye alemindeki arkadaşlar bir lakap taktılar ki mutlaka duymuşsunuzdur. Ben sesini ne kadar sevsem de tipi ve donanımı gerçekten güzel olsa da yürümesi de fena olmasa da bu aletin adı maalesef Homurdanıp Gitmeyen Tosbağa olarak modifiye aleminde dolaşmaktadır.

    Ferrari sahibinin ferrari hisselerinin satışında ortaya tek koyduğu şart yarış ekibinin kesinlikle kendisine bağlı kalmasıydı bunu da söylemek isterim. yani fiat logosunun olması çok normal ve doğaldır destek veren sponsor yada büyük hisse sahibi zaten fiat.

    Honda'nın Mclaren e motor vermesi şu açından çok önemlidir. Mclaren'ın daha önceki motor tedarikçisi bilindiği üzere Mercedes tir. bu marka Mercedes ten vazgeçip Honda ya dönmüşse sanırsam bunların testini yada denemelerini yapmıştır ayrıca Honda'yı seçmesi bile Honda açısından büyük başarı ve onur değil midir? Rover konusunda da zaten firmanın çapı çok fazla yok ki son dönemdeki arabaları ülkemize de gelmiyor onun için pistlerde göremiyoruz. Yeri gelmişken pist konusuna gelince. Hocam drag yarışlarına eminim gidiyorsunuzdur. gidince yarışlara katılan araçların marka modellerine bakarsanız hangi araçları daha çok modifiye için kullanıyorlar eminim görecek ve beni de anlayacaksınız.

    Bu arada Honda motoru denince insanların aklına sadece civic vti yada typer geliyor ama lütfen prelüde - integra - crx - crx delsol - hybrid yada atmosferik CR-Z gb. modellerini de inceleyiniz ve vti sadece 1.6 değil 2.0 ve 2.2 modellerinin de olduğu görünüz. bu modellerin de kasa bakımından ne kadar hoş ve aerodinamiğe sahip olduğunu inceleyiniz.

    Son olarak hocam tabii ki bütün cisimlerde firmanın geçmişi, ne zaman kurulduğu, yaptığı teknolojiler çok çok önemlidir ve ona ışık tutar ama sizde takdir edersiniz ki her şey demek değildir. geçmiş te halkımızın gözünde maalesef Fiat logolu araçların Tofaş ile karıştırıldığı ki bunda bence Fiat ın suçu da vardır, aşikar olup şu anda halen daha araçlarımızın 2.el de bu kadar fazla değer kaybetmesinin , Bravo modelinin satışlarının beklenilen gibi olmamasının ve 2. elde çok değer kaybetmesinin ana sebeplerinden biri de bu değil midir? Fiat bu ülkeden çok para kazandı ama şu anda bu durum da Fiat ında akıl almaz hataları mevcuttur. işte bunları düşündüğümüzde maalesef üretime başlama tarihi yada firma tarihi her şey demek değildir bence hocam.

    Hocam size de iyi dilekleriniz için çok teşekkür ederim. Dediğiniz gibi forum ortak paylaşım ve fikir alanıdır. Çeşitli yorumlar ve farklı fikirler kadar doğal bir şey olamaz. Forumda birçok kez bu farklı fikirler yüzünden sıkıntı yaşandığını gördüğüm için özellikle belirtmek istedim anlayışınız ve farklı fikirlere saygınız için teşekkür ederim. Keyifli , mutlu ve kazasız sürüşler dilerim..

  22. #54
    Orkun Aksoy
    ABARTH OAGP1960 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    23/03/2012
    Yaş
    63
    Mesajlar
    1.783
    Nereden
    Ankara
    Rengi
    Rock Siyah
    Edilen teşekkür: 633

    Standart

    Alıntı tayfux Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Orkun bey,
    öncelikle Renault örneğini neden verdim? Renault üst düzey bir üretici olmadığı halde (bence) f1 kategorisinde bir şeyleri başarmış olması onu Ferrari ile aynı konuma getirmez ve dünyanın en iyisi yapmaz ki ben Renault un özellikle dci ile 1.6 atmosferik motorunu çok beğenen birisiyimdir ve 2 tane Renault aracım olmuştur çok da memnundum. Bunu dile getirmek amaçlıdır. beni anladığınızı düşünüyorsunuz ama kesinlikle anlamadığınızı düşünüyorum zira halen daha tipo nun 1.8 - başka kategori olan Alfa nın 1.7 litrelik yine 1.6 kategorisinden yüksek hacimli ve özellikle tip gibi yükse yakıtlı bir aracı örnek veriyorsunuz. kaldı ki sizin de gördüğünüz üzere tipo 1.8 den 136 beygir çıkarmışken pgm-fi sistemli araçlar 1.6 dan 136 beygir çıkarmış olup inanılmaz tasarruflu araçlardır. hatta ve hatta kırmızı kapak 172 normal vti ise 167 beygir yine 1.6 motordan vti teknolojisi sayesinde başarılmıştır bu şartlarda tipo nun 1.8 den o beygiri çıkarması normal midir yoksa başka bir şey midir tabii ki yorumu size ait.

    Turbo teknolojisine gelince burada da yine beni yanlış anlayarak farklı bir düşünce yada bilgi vermişsiniz. Turbo teknolojisi elbette geçmişten beri kullanılan bir teknoloji ama binek araçlarda yada her markanın halka arz ettiği araçlarda ( Renault-Fiat-Ford gb. ) ne kadar zamandır kullanılmakta? ben bundan bahsetmiştim ve sizinde böyle anlayacağınızı düşünmüştüm. O halde şu soru aklıma geliyor ben size ilk elektrikli araba siparişini 2. Abdülhamid Han ın İngiltere ye verdiğini söylesem ki bu gerçek bilgidir, siz bana elektrikli araba o zamandan beri kullanıyor mu diyecektiniz??

    Hocam şu anda yine güncel bir şekilde fiat ın kırmızı logolu bayii de satılan turbo beslemeli araçlar hariç hangi aracına 1.5 bar basacaksınız merak ettim. çünkü böyle bir durum var ve modifiye camiası bundan bihaber ise bu çok çok büyük bir eksik. tabi ki bizim için de.. velev ki bastığını düşünürsek. acaba kaç km bu basına dayanacak? Hocam sizde bilirsiniz ki standart bir motor için 1.5 bar çok çok yüksek mükemmel bir rakam. eğer bu rakama fiat ın herhangi bir atmosferik motoru dayansın zaten helal olsun deriz hep beraber. inşallah bahsettiğim HULK araç yani Minix kardeşlerin HULK unu incelemişsinizdir. o zaman beni daha iyi anlarsınız bu konuda..

    Turbo nun mantalitesinde daha az yakıt ile daha yüksek verim , yanmanın daha fazla oksijen ile beslenerek daha güçlü olmasını sağlamak vardır. Ben neden şu an için Honda nın Turbo kullanması gerekli midir? sorusunu soruyorum onu açıklamak isterim. öncelikle piyasadaki turbolu araçlar bence aman aman bir tasarruf yapamamaktadır maalesef. Honda'nın araçları her zaman hava emişi yüksek olan araçlardır. yani yanma odasına en yüksek oksijeni gönderen motorlardan birisidir Honda motoru. onun içindir ki spor filtre gb. modifikasyon yapıldığında en çok beygir artımlarından birisi Honda motorlarında olmaktadır. Orkun bey sizde çok iyi bilirsiniz ki sonradan yapılan modifikasyon işlemlerinden en basitlerini ele alırsak yani kapak taşlama, düz buru , filtre değişimi, buji değişimi gb. en çok gücü ve geri dönüt ü veren firmaların en üst sıralarında görürüz Honda motorlarını. Bu olay Honda'nın motor konusunda ne kadar basınca dayanıklı ve malzeme kalitesinin üst düzeyde olduğunu zaten bize söylemektedir. Ben bunca sene gördüklerime bağlı olarak halen daha iddia ediyorum ki bunu dizel motorda herkese gösterdi ve açık şekilde kanıtladı eğer Honda turbolu motor yaparsa t-jet tsi 1.4t gibi motorlardan en az 2 litre az yaktıracaktır aslında bunu sizin de varsaydığınızı düşünüyorum ki yıllarca bu işlerin içindesiniz. Atmosferik motorun eski teknoloji olduğuna kesinlikle inanmıyorum zira çoğu firmanın turbo ile aldığı beygiri ve yakıtı Honda atmosferik ile almaktadır Fiat ın halen daha 8v araç üretmesi eski teknoloji midir yoksa başka bir şey midir? Honda'nın aktif olarak hybrid araçlarını satışa çıkarması ve Fiat ın çıkarmaması Fiat ın geri kaldığını mı gösterir yada başka bir şeyi mi? yani demem o ki firmalar bazı motorlarından vazgeçmez buna prensip mi dersiniz yada başka bir şey mi dersiniz bilemem ama bildiğim şeylerden birisi şu ki Honda yeni teknolojileri iyi süzmeden ve sorunlarını sıfıra indirmeden , yakıt konusunda en iddialı olmadan kesinlikle piyasaya sürmüyor onun için diyorum ki eminim yakın zamanda Honda'nın turbolu modellerini göreceğiz. Hocam herhangi bir şeyin geçmişi bize geleceği ile ilgili fikir, yön ve ışık verir. Bu bağlamda yorum yapabiliriz sanırım. benim yazdığım da bir yorumdur. Burada sizin ve başkalarının da yaptığı gibi.

    NOT:Honda dünya Touring şampiyonası için Turbo beslemeli direk enjeksiyonlu 1.6 litre ve 4 silindir motor yapmıştır fakat seri üretimde değildir. bazı ülkelerde özel üretim olarak devam edecek olup daha sonra seri üretime başlaması düşünülmektedir. aşağıda birkaç foto sunacağım.

    yine size yüksek para az donanım yapıyordu derken şunu söylemek istiyorum Fiat maalesef 2000 li yılların başına kadar şu anda kazalarda 2 ye bölünmekte olan Doğan-Şahin gibi araçları sattı ve bizde bunları aldık. o yıllarda Honda'nın yada başka firmaların getirdiği araçlara bakarsanız benim ne demek istediğimi çok çok iyi anlayacaksınız. tabii ki gelişmekte olan ülkelere bu tarz yaklaşımlar her gelişmiş ülke tarafından yapılmaktadır. örnek olarak şu anda Malezya da Holland car adı altında satılan Doğanlar Şahinler gb. ama 2000 li yıllara kadar bize bunlar bir şekilde satıldı. insanımız alışkanlıklarından kolay vazgeçmediği için e tabi yedek parça sorunu da olmadığı için maalesef diğer marka almayarak bu araçları aldı. Fiat ın bundan tonlarca para kaldırmadığını iddia ediyorsanız bilemem.

    HGT konusuna gelince HGT ye modifiye alemindeki arkadaşlar bir lakap taktılar ki mutlaka duymuşsunuzdur. Ben sesini ne kadar sevsem de tipi ve donanımı gerçekten güzel olsa da yürümesi de fena olmasa da bu aletin adı maalesef Homurdanıp Gitmeyen Tosbağa olarak modifiye aleminde dolaşmaktadır.

    Ferrari sahibinin ferrari hisselerinin satışında ortaya tek koyduğu şart yarış ekibinin kesinlikle kendisine bağlı kalmasıydı bunu da söylemek isterim. yani fiat logosunun olması çok normal ve doğaldır destek veren sponsor yada büyük hisse sahibi zaten fiat.

    Honda'nın Mclaren e motor vermesi şu açından çok önemlidir. Mclaren'ın daha önceki motor tedarikçisi bilindiği üzere Mercedes tir. bu marka Mercedes ten vazgeçip Honda ya dönmüşse sanırsam bunların testini yada denemelerini yapmıştır ayrıca Honda'yı seçmesi bile Honda açısından büyük başarı ve onur değil midir? Rover konusunda da zaten firmanın çapı çok fazla yok ki son dönemdeki arabaları ülkemize de gelmiyor onun için pistlerde göremiyoruz. Yeri gelmişken pist konusuna gelince. Hocam drag yarışlarına eminim gidiyorsunuzdur. gidince yarışlara katılan araçların marka modellerine bakarsanız hangi araçları daha çok modifiye için kullanıyorlar eminim görecek ve beni de anlayacaksınız.

    Bu arada Honda motoru denince insanların aklına sadece civic vti yada typer geliyor ama lütfen prelüde - integra - crx - crx delsol - hybrid yada atmosferik CR-Z gb. modellerini de inceleyiniz ve vti sadece 1.6 değil 2.0 ve 2.2 modellerinin de olduğu görünüz. bu modellerin de kasa bakımından ne kadar hoş ve aerodinamiğe sahip olduğunu inceleyiniz.

    Son olarak hocam tabii ki bütün cisimlerde firmanın geçmişi, ne zaman kurulduğu, yaptığı teknolojiler çok çok önemlidir ve ona ışık tutar ama sizde takdir edersiniz ki her şey demek değildir. geçmiş te halkımızın gözünde maalesef Fiat logolu araçların Tofaş ile karıştırıldığı ki bunda bence Fiat ın suçu da vardır, aşikar olup şu anda halen daha araçlarımızın 2.el de bu kadar fazla değer kaybetmesinin , Bravo modelinin satışlarının beklenilen gibi olmamasının ve 2. elde çok değer kaybetmesinin ana sebeplerinden biri de bu değil midir? Fiat bu ülkeden çok para kazandı ama şu anda bu durum da Fiat ında akıl almaz hataları mevcuttur. işte bunları düşündüğümüzde maalesef üretime başlama tarihi yada firma tarihi her şey demek değildir bence hocam.

    Hocam size de iyi dilekleriniz için çok teşekkür ederim. Dediğiniz gibi forum ortak paylaşım ve fikir alanıdır. Çeşitli yorumlar ve farklı fikirler kadar doğal bir şey olamaz. Forumda birçok kez bu farklı fikirler yüzünden sıkıntı yaşandığını gördüğüm için özellikle belirtmek istedim anlayışınız ve farklı fikirlere saygınız için teşekkür ederim. Keyifli , mutlu ve kazasız sürüşler dilerim..
    Değerli Tayfun kardeşim, önceki yazınızda Renault’un F1 başarılarının, bu firmayı dünyanın en iyi ‘firmalarından’ biri yapmayacağını yazmıştınız, ilk paragraftaki ifade buna yöneliktir. Ayrıca, Ferrari’nin dünyanın ‘en iyisi’ olduğu da son derece göreceli bir düşüncedir. Hemen akabinde bahsetmekte olduğunuz örneklerde de 100-200cc. gibi ehemmiyetsiz hacim farkları söz konusu olup, Fıat Tipo 1756cc. ie 16V ise daha geçerli resmi kaynaklarda 140HP olarak gözükmektedir, yani özellikle de tork değeri daha belirgin olmak üzere daha güçlüdür. Size, bu arada ‘’1975’’ model 1,8 Fıat x1-9 Abarth’ın 210HP lik, ‘’1969’’ model ‘’1,6’’ Fıat 124 Spider’ın bazı kaynaklardaki 135HP lik modelinden de söz etmek isterim. Bu arada, belirtmiş olduğum bu stock örneklerin, 160-180HP arasındaki akredite edilmiş modifiye versiyonları da mevcuttur. Bu durumda, bu örneklerin performans değerlerinin konumuz kapsamında olduğunu düşünmekteyim ve tabiki sizi gayet iyi anlamakta olduğum kanısındayım. Binek araçlarda turbo uygulamaları tarihçesi konusunda da tam anlamıyla sormuş olduğunuz soruya cevap vermiş olduğum için, sizi yine gayet net anladığımı düşünüyorum, soru tarzınızın net olarak cevabı başka türlü olamaz ki, ancak siz de bu soruyu son paylaşımınızda daha açık hale getirmişsiniz. Bahsetmiş olduğunuz güncel birkaç firma ise bu teknolojiyi 1980-1990 arası seri üretimde kullanmaya başlamışlardır. Yani, bu durumda da yine 34 yıllık bir geçmişten söz edilmektedir ki, hiç de az sayılamaz. Bu arada, siz sormuş olduğunuz sorunun kapsamını net olarak açmaz iseniz, tabiki elektrikli otomobillerin ne zamandır kullanılmakta olduğu sorusunun cevabı, aynen verdiğiniz tarihi örnekteki gibi olacaktır.
    36 yıldır ehliyetli olarak otomobil kullanmaktayım ve geçmiş yıllarda Fıat Bravo HGT, Fıat Tipo 2,0 ie16V gibi araçlara motor iç yapısı değiştirilmeksizin Garrett T3 40trim turbo ile 1,5 bar basınç uygulanmış olduğu halen taptaze olarak hafızamda mevcuttur. Diğer bahsetmiş olduğunuz örnekteki aracı ise tanımamaktayım. Turbo sisteminin verimliliğine ilişkin olarak, size bir önceki paylaşımımda belirtmiş olduğum rakamlar gerçek verilerdir ve bu son derece önemli bir ekonomik farkı işaret etmektedir. Ne kadar daha bir yakıt ekonomisi farkı olması gerektiğini düşündüğünüzü merak etmekteyim doğrusu. Honda motorlarında kullanılmakta olan ‘’değişken zaman ayarlı subap kontrol teknolojisi’’ bugün başka bazı firmalarca da kullanılmakta olup, ancak 5500 devir/dk. dan itibaren klasik dereceli eksantrik fonksiyonunu görmekte, ancak bu devirden sonra 16V olarak hava-yakıt emişini arttırıp motorun çevirdiği devir sayısını yükselterek performans sağlayabilmekte iken, oldukça da fazla bir yakıt sarfiyatına neden olmaktadır. Yani, bu motorların ekonomisi ancak alt devirlerde söz konusudur, bu yönüyle dahi, her türlü kullanıcıya hitap etmesi maalesef mümkün değildir. Bu nedenle inanınız ki, Honda’nın henüz seri olarak üretimini yapmamış olduğu bu ütopyanın, diğer markaların turboşarjlı motor üretimlerinden daha ekonomik ve avantajlı olacağı varsayımı doğru bir düşünce olamaz. Modifikasyon konusuna tekrar gelirsek de, yine belirtmeliyimki bu konu çok farklı bir konudur ve tüm markalar ve de modifikasyon endüstrisinin burada yeri olduğu kesin bir gerçektir. Tabiki atmosferik motor teknolojisi eski bir teknolojidir ve bu, tüm markalar için geçerlidir, hangi güncel ve de verimli makine teknolojisi olursa olsun eğer uygulanmıyorsa, bu tabiki geri kalmış olmakla açıklanmalıdır. Bu nedenle de, firmaların gelenek veya alışkanlık diye nitelendirilebilecek değişmez fikirler içinde olmaları ticari politikalar açısından mümkün olamaz maalesef. Umarım, en yakın bir gelecekte Honda firması da FIA WTCC yarış organizasyonunda uygulamakta olduğu bu yeni ve verimli turboşarj teknolojisini seri üretim araçlarında da uygular.
    Fıat’ın daha önce ülkemizde satışa sunulmuş olan araçları ve bundan elde edilen kazanç konusu, farklı bir konu olup, ben burada da ‘iğneyi başkasına, çuvaldızı kendimize batırmamız’ gerektiğini düşünmekteyim. Halbuki, şu an konuşmakta olduğumuz konu altında, otomotiv firmalarının üretimlerini teknolojik yönden birbirleriyle kıyaslamaktayız ve tekrar belirtmem gerekirse, ülkemizdeki satışlar, araç tipleri ve kazanç konusunun, Fıat firmasının diğer markaları satın almasındaki finansal ve kalite gücü ile uzak-yakın hiçbir ilgisi yoktur. Günlük yaşamdaki lakap takma tarzındaki yaklaşımlar, hiçbir şekilde konuşmamız gereken bilimsel gerçekleri değiştirmez ve bunun doğru bir yaklaşım olmadığının hemen herkesçe kabul edileceği gerçeğinden hareketle, bu yanlışı herkesin başka markalar için de her zaman yapması mümkündür. Bu nedenle HGT konusunda da bahsettiğiniz örnekler dikkate alınamaz. Ferrari markasının ‘Scuderia Ferrari F1’ takımının her türlü inisiyatif şartlarına rağmen, ‘’FIAT’’ firmasına olan aidiyetine ilişkin bildiriminiz ise takdire değer tabiki. F1 yarış organisazyonunda motor seçimi, pilot, sponsor, pist ve iştirakçi markalar gibi detaylar, sürekli olarak değişim göstermekte olup, bu konu, F1 organizasyonunun kendi içinde ve dışında bulunan farklı birtakım faktörlerce etkilenmektedir. Mc Laren tarafından kullanılacağını belirtmiş olduğunuz Honda motorlarının bu organizasyondaki başarısı da, ancak bahsetmiş olduğunuz bu olgu gerçekleştikten sonra değerlendirilebilir. Modifiye edilmiş araçlarla ve nizami olmayan yarışlar konusu da, yine bizim konumuz dışında tutulması gereken bir konu olup, burada her türlü farklı uygulamanın başarısından söz edilebilir. Bu noktada belirtmeliyim ki, Honda’nın civic vti ve type-r dışında bahsetmiş olduğunuz diğer modelleri de gerçekten takdire değer modellerdir. Markaların bugünkü başarılarına yönelik olarak tarihlerinin ne denli eski olduğunun doğal olarak önemi çok büyüktür. Fıat firmasının ülkemizdeki temsilcisi olan Tofaş’ın uygulamaları ise konuştuğumuz konunun tamamen dışında olan bambaşka bir konu olup, bu noktada tekrar belirtmeliyim ki, paylaşmakta olduğumuz şu anki konuda global bir bakış açısı ile düşünmek gerekliliği söz konusudur. Tabiki bu arada ayrıca belirtmeliyim ki, Fıat Linea’nın ülkemizde ulaşmış olduğu satış rakamları da bir rekor niteliğindedir.
    Bu güzel konudaki dikkate değer paylaşımlarınız için ben de size tekrar teşekkür eder ve size iyi günler dilerim değerli kardeşim.

  23. #55
    tayfun aydın
    tayfux - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    16/01/2011
    Mesajlar
    8.420
    Nereden
    İstanbul
    Rengi
    Yok
    Edilen teşekkür: 2123

    Standart

    Alıntı OAGP1960 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Değerli Tayfun kardeşim, önceki yazınızda Renault’un F1 başarılarının, bu firmayı dünyanın en iyi ‘firmalarından’ biri yapmayacağını yazmıştınız, ilk paragraftaki ifade buna yöneliktir. Ayrıca, Ferrari’nin dünyanın ‘en iyisi’ olduğu da son derece göreceli bir düşüncedir. Hemen akabinde bahsetmekte olduğunuz örneklerde de 100-200cc. gibi ehemmiyetsiz hacim farkları söz konusu olup, Fıat Tipo 1756cc. ie 16V ise daha geçerli resmi kaynaklarda 140HP olarak gözükmektedir, yani özellikle de tork değeri daha belirgin olmak üzere daha güçlüdür. Size, bu arada ‘’1975’’ model 1,8 Fıat x1-9 Abarth’ın 210HP lik, ‘’1969’’ model ‘’1,6’’ Fıat 124 Spider’ın bazı kaynaklardaki 135HP lik modelinden de söz etmek isterim. Bu arada, belirtmiş olduğum bu stock örneklerin, 160-180HP arasındaki akredite edilmiş modifiye versiyonları da mevcuttur. Bu durumda, bu örneklerin performans değerlerinin konumuz kapsamında olduğunu düşünmekteyim ve tabiki sizi gayet iyi anlamakta olduğum kanısındayım. Binek araçlarda turbo uygulamaları tarihçesi konusunda da tam anlamıyla sormuş olduğunuz soruya cevap vermiş olduğum için, sizi yine gayet net anladığımı düşünüyorum, soru tarzınızın net olarak cevabı başka türlü olamaz ki, ancak siz de bu soruyu son paylaşımınızda daha açık hale getirmişsiniz. Bahsetmiş olduğunuz güncel birkaç firma ise bu teknolojiyi 1980-1990 arası seri üretimde kullanmaya başlamışlardır. Yani, bu durumda da yine 34 yıllık bir geçmişten söz edilmektedir ki, hiç de az sayılamaz. Bu arada, siz sormuş olduğunuz sorunun kapsamını net olarak açmaz iseniz, tabiki elektrikli otomobillerin ne zamandır kullanılmakta olduğu sorusunun cevabı, aynen verdiğiniz tarihi örnekteki gibi olacaktır.
    36 yıldır ehliyetli olarak otomobil kullanmaktayım ve geçmiş yıllarda Fıat Bravo HGT, Fıat Tipo 2,0 ie16V gibi araçlara motor iç yapısı değiştirilmeksizin Garrett T3 40trim turbo ile 1,5 bar basınç uygulanmış olduğu halen taptaze olarak hafızamda mevcuttur. Diğer bahsetmiş olduğunuz örnekteki aracı ise tanımamaktayım. Turbo sisteminin verimliliğine ilişkin olarak, size bir önceki paylaşımımda belirtmiş olduğum rakamlar gerçek verilerdir ve bu son derece önemli bir ekonomik farkı işaret etmektedir. Ne kadar daha bir yakıt ekonomisi farkı olması gerektiğini düşündüğünüzü merak etmekteyim doğrusu. Honda motorlarında kullanılmakta olan ‘’değişken zaman ayarlı subap kontrol teknolojisi’’ bugün başka bazı firmalarca da kullanılmakta olup, ancak 5500 devir/dk. dan itibaren klasik dereceli eksantrik fonksiyonunu görmekte, ancak bu devirden sonra 16V olarak hava-yakıt emişini arttırıp motorun çevirdiği devir sayısını yükselterek performans sağlayabilmekte iken, oldukça da fazla bir yakıt sarfiyatına neden olmaktadır. Yani, bu motorların ekonomisi ancak alt devirlerde söz konusudur, bu yönüyle dahi, her türlü kullanıcıya hitap etmesi maalesef mümkün değildir. Bu nedenle inanınız ki, Honda’nın henüz seri olarak üretimini yapmamış olduğu bu ütopyanın, diğer markaların turboşarjlı motor üretimlerinden daha ekonomik ve avantajlı olacağı varsayımı doğru bir düşünce olamaz. Modifikasyon konusuna tekrar gelirsek de, yine belirtmeliyimki bu konu çok farklı bir konudur ve tüm markalar ve de modifikasyon endüstrisinin burada yeri olduğu kesin bir gerçektir. Tabiki atmosferik motor teknolojisi eski bir teknolojidir ve bu, tüm markalar için geçerlidir, hangi güncel ve de verimli makine teknolojisi olursa olsun eğer uygulanmıyorsa, bu tabiki geri kalmış olmakla açıklanmalıdır. Bu nedenle de, firmaların gelenek veya alışkanlık diye nitelendirilebilecek değişmez fikirler içinde olmaları ticari politikalar açısından mümkün olamaz maalesef. Umarım, en yakın bir gelecekte Honda firması da FIA WTCC yarış organizasyonunda uygulamakta olduğu bu yeni ve verimli turboşarj teknolojisini seri üretim araçlarında da uygular.
    Fıat’ın daha önce ülkemizde satışa sunulmuş olan araçları ve bundan elde edilen kazanç konusu, farklı bir konu olup, ben burada da ‘iğneyi başkasına, çuvaldızı kendimize batırmamız’ gerektiğini düşünmekteyim. Halbuki, şu an konuşmakta olduğumuz konu altında, otomotiv firmalarının üretimlerini teknolojik yönden birbirleriyle kıyaslamaktayız ve tekrar belirtmem gerekirse, ülkemizdeki satışlar, araç tipleri ve kazanç konusunun, Fıat firmasının diğer markaları satın almasındaki finansal ve kalite gücü ile uzak-yakın hiçbir ilgisi yoktur. Günlük yaşamdaki lakap takma tarzındaki yaklaşımlar, hiçbir şekilde konuşmamız gereken bilimsel gerçekleri değiştirmez ve bunun doğru bir yaklaşım olmadığının hemen herkesçe kabul edileceği gerçeğinden hareketle, bu yanlışı herkesin başka markalar için de her zaman yapması mümkündür. Bu nedenle HGT konusunda da bahsettiğiniz örnekler dikkate alınamaz. Ferrari markasının ‘Scuderia Ferrari F1’ takımının her türlü inisiyatif şartlarına rağmen, ‘’FIAT’’ firmasına olan aidiyetine ilişkin bildiriminiz ise takdire değer tabiki. F1 yarış organisazyonunda motor seçimi, pilot, sponsor, pist ve iştirakçi markalar gibi detaylar, sürekli olarak değişim göstermekte olup, bu konu, F1 organizasyonunun kendi içinde ve dışında bulunan farklı birtakım faktörlerce etkilenmektedir. Mc Laren tarafından kullanılacağını belirtmiş olduğunuz Honda motorlarının bu organizasyondaki başarısı da, ancak bahsetmiş olduğunuz bu olgu gerçekleştikten sonra değerlendirilebilir. Modifiye edilmiş araçlarla ve nizami olmayan yarışlar konusu da, yine bizim konumuz dışında tutulması gereken bir konu olup, burada her türlü farklı uygulamanın başarısından söz edilebilir. Bu noktada belirtmeliyim ki, Honda’nın civic vti ve type-r dışında bahsetmiş olduğunuz diğer modelleri de gerçekten takdire değer modellerdir. Markaların bugünkü başarılarına yönelik olarak tarihlerinin ne denli eski olduğunun doğal olarak önemi çok büyüktür. Fıat firmasının ülkemizdeki temsilcisi olan Tofaş’ın uygulamaları ise konuştuğumuz konunun tamamen dışında olan bambaşka bir konu olup, bu noktada tekrar belirtmeliyim ki, paylaşmakta olduğumuz şu anki konuda global bir bakış açısı ile düşünmek gerekliliği söz konusudur. Tabiki bu arada ayrıca belirtmeliyim ki, Fıat Linea’nın ülkemizde ulaşmış olduğu satış rakamları da bir rekor niteliğindedir.
    Bu güzel konudaki dikkate değer paylaşımlarınız için ben de size tekrar teşekkür eder ve size iyi günler dilerim değerli kardeşim.
    Orkun Bey,

    Görmekteyim ki her verdiğim örneği yada örneklerin konu dışında olduğunu belirtmişsiniz ki bu söylediklerimin direk konu ile alakalı ve konuştuğumuz konuları açıklayan örnekler-konular olduğunu düşünüyorum. Verdiğim örnekler Fiat ve dünya otomobil dünyası açısından çok önemli örnekler olup kesinlikle konumuz ile alakalı konulardır. Bu söylenilenleri konu dışı bırakmanız beni anlamadığınızın yada aynı frekansta konuşmadığımızın da apaçık bir kanıtıdır.

    Drag yarışları söylediğiniz üzere ülkemizde sürekli illegal olarak yapılmamaktadır. kontrolsüz değildir. şahsen bu yarışlara katıldığım için biliyorum. araçlar tam anlamıyla incelenmekte ve her aracın kategorisi ayrılmaktadır. orada kullanılan araçlar ve sürücüler gerçek anlamda halk tarafından kullanılan uç olmayan araçlar ile gelmekte ve Honda gibi orta sınıf halk için üretilen spor araçlar kullanılmaktadır. yani bence esas konuştuğumuz konu olan Fiat Honda Ford gibi firmaların kaliteli yüksek verimli motorların gerek modifiye gerekse stock olarak test edilebildiği, modifiye ve motor dayanıklılığının nabzının tutulduğu yerlerdir. F1 gibi yarışlar uç kategoriler olup bugün düzgün bir sponsorla düşük görülen firmalar da bu yarışlara araç hazırlayabilirler yeter ki para olsun sponsor olsun şöför olsun uzman eminim ki bulunabilir.

    Beni anladığınızı söylediğiniz için sorularımı da beni anladığınızı yada ortak dilden konuştuğumuzu düşündüğüm için bu şekilde soruyorum ama görüyorum ki sorularım net anlaşılmıyor. Tabii ki daha net sorabilirim suç bendedir.

    Yine sizin için 100 yada 200 cc çok önemli olmayabilir ama o 0-400 arası yada ara hızlanmalarda bunların çok çok önemi mevcut olup arada o kadar fark olmasına rağmen 1.6 dan Honda 172 ; Tipo nun ise 140 beygir çıkardığı karşılaştırma benim söylediklerim için gayet uygun bir örnektir daha fazla bu konuda açıklama yapma gereği duymuyorum çünkü her şey açık ve net.

    Honda'nın motorlarında kullandığı bu teknolojiyi evet başka firmalar da kullanabiliyor ama ne kadar tutuldu yada ne kadar sorunsuz? yapmak var yapmak var

    VTİ sisteminde yada pgm-fi sisteminde bastığınızda yüksek yakıt yakması kadar normal bir şey olabilir mi? Hangi araba bastığınızda yakmıyor? benim aracım 1.vites yada 2.viteste bastığımda 30 litreleri gösteriyor..bu durum Honda'nın motoruna özel bir durum değildir. zaten kullanıcı bastığında aracın yakıtı daha fazla yakacağını bilmez mi? yani benim altımda bir araç olsun sakin kullanımda tasarruflu bastığımda yaksın ben zaten buna razıyım ki birçok kullanıcı da razıdır. Yoksa piyasada basıldığında da basılmadığında da her zaman az yakan bir araç var da ben mi bilmiyorum..

    turbo yada elektrikli otomobil kullanım geçmişi denince benim aklıma binek otomobillerde kullanma zamanı gelmektedir. yoksa spesifik örneklere inecek olursa tekerin icadına kadar gitmemiz gerekli maalesef

    Tofaş-Fiat ortaklığındaki olayında ben kesinlikle iğne çuvaldız işine girmem çünkü insan hayatını hiçe sayan hatalar yapıldı benim için atların kullanımı amacıyla üretilen j9 un insanları içine alıp yola çıkmak ile hiçbir farkı yok. o kadar etik değil yani. sonuçta sene olmuş 2000 li yıllar airbagler Euro ncap testleri güçlendirilmiş şasi ler çıkmış ama bizlere satılan arabalara bakınız. Yazık diyorum sadece ve fiat burada kaldırdığı o inanılmaz paralar ile bizim insanımızdan kaldırdığı inanılmaz paralarla o çok övünülen firmaları satın alabildi. bu konuda çoğu insan ile aynı fikri paylaştığımı birçok kez gördüm.

    HGT lakap konusunda. en kötü şaka da bile gerçeklik payı vardır. bu lakabı takanlar yine yukarıda bahsettiğim bu için nabzını tutan kişilerdir. bu işle yatıp bu işle kalkan kişilerdir. lakap ta taksalar düşünmek lazım acaba neden?? yani Hızlı Giden Tırtıl gibi bir lakap yerine neden o lakap? elbette bir düşünce bir bilgi vardır bu işin içinde. Onun için tecrübeye bu kadar önem veren bir kişi olarak sizin bunu da konu dışına atmanız beni şaşırttı.

    Ben turbo konusunda bu iddiayı söylüyorum çünkü tarihe-geçmişe önem veren şirket politikalarına dikkat eden birisiyim. Honda bu zamana kadar hep böyle yaptı eğer bundan sonra çok büyük bir değişikli yapmazsa yine böyle olacaktır. daha önce yazdıklarımda da dediğim gibi bu benim yorumum ve kişisel görüşümdür. Ayrıca bu işlerle biraz ilgilenen nabız tutan kime sorsanız yine buna yakın bir cevap alacağınızdan eminim. Ben geleneklerinde az yaksın çok km gitsin ve sorunsuz-sağlam bir motor olsun diyen bir markaya helal olsun derim ve inşallah böyle gelenekler çoğalır diye dua ederim

    Fiat tarihinde ki performanslı araçlara gelince. elbette her markanın tarihinde performanslı araçlar mevcuttur. bir zamanlar Lada Samara kullanmıştım ve mükemmel bir aracı vardı yarışlar için tasarlanmış ve kafa kafaya gidiyordu diğer marka araçlar ile. Bunlar da spesifik örneklerden ileri geçemez benim için has olan sokaklara gönderdikleri halkın sürdüğü ve modifikasyon işlemlerine maruz kaldığı halde sağlamlığını başarmış araçlardır.

    Bahsettiğiniz araçlara tabii ki turbo uygulanabilir ki gerçekten Tipo 2.0 araç benim çok takdir ettiğim bir araçtır, bu motorların ne kadar süre dayandığı ve dayandığı süre içinde motorlarında ne gibi hasarlar meydana geldiği esas sorudur? Bahsedilen araçlardan bir tanesi de 5 silindir olup diğeri 2.0 motordur ve basınçlı çalışabilen yapıları vardır. aynı başarıyı Fiat 1.6 araçlarında örneğin marea yada brava da gösterebilir mi? halk tarafından daha çok yaygın bir şekilde kullanılan ve halka sunduğu turbo altyapılı olmayan araçlarında gösterebilir mi? Honda bunu normal 4 kapı sedan bir vti motorunda başarabiliyor yine crx motorunu kendimiz turboladık ve sorunla karşılaşmadan bindik bunu yine o motor başardı. Modifikasyona elverişli motor yapmak ve basınca dayanıklı bir şekilde bu modifikasyonu sorunsuz olarak kaldırabilmek çok önemlidir modifiye dünyasında. çünkü sonradan yapılan her modifikasyon motora ek bir yük getirip sınırlarını aşmak demektir. Sonuçta motorun bütün parçalarını elden geçirmek de her kişinin uzmanlığı yada düşüneceği bir şey olmadığı için bu alt başlıklar önem arz etmektedir. Japonların da bu konuyu diğer firmalardan daha çok önemsediğini düşünmekteyim.

    Yakıt konusuna gelirsek. Yakıt konusunda sizin aracınız şu anda şehir içi 8.9 litre gibi bir resmi veri ile yol almaktadır. Honda 97 yılında o eski denilen atmosferik teknolojisi ile turbosuz bir 1.4 16v motor ile şehir içi 8 litre resmi verileri ile yol almaktadır. yine turbosuz 1.6 16v 116 beygir resmi verili atmosferik motoru ise 1.4 t-jet ile aynı yakıtı yakmaktadır. Yani Honda bu yakıt rakamlarına zaten 97 yılındaki teknolojisi ile ulaşmış durumda ve bunun altına düşmek için çabalamaktadır. Eğer ki olay yakıt ise özellikle şehir içi yakıt ise zaten bu verilere sahipler. burada önemli olan 1.4 turbo bir araç yaptığında bu 8 litrenin de altına düşmek. İnşallah bu geleneklerinde başarılı olurlar da ülkemiz ve diğer insanlar az yakan bir araç alabilirler.

    Aynı şekilde değerli paylaşımlarınıza teşekkür ederim Orkun hocam

  24. #56
    eski puntocu yeni lineacı
    halils2 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    24/03/2011
    Yaş
    40
    Mesajlar
    5.868
    Nereden
    Tekirdağ
    Rengi
    Titanyum Gri
    Edilen teşekkür: 1276

    Standart

    bitmez!!!

  25. #57
    Orkun Aksoy
    ABARTH OAGP1960 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    23/03/2012
    Yaş
    63
    Mesajlar
    1.783
    Nereden
    Ankara
    Rengi
    Rock Siyah
    Edilen teşekkür: 633

    Standart

    Alıntı tayfux Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Orkun Bey,

    Görmekteyim ki her verdiğim örneği yada örneklerin konu dışında olduğunu belirtmişsiniz ki bu söylediklerimin direk konu ile alakalı ve konuştuğumuz konuları açıklayan örnekler-konular olduğunu düşünüyorum. Verdiğim örnekler Fiat ve dünya otomobil dünyası açısından çok önemli örnekler olup kesinlikle konumuz ile alakalı konulardır. Bu söylenilenleri konu dışı bırakmanız beni anlamadığınızın yada aynı frekansta konuşmadığımızın da apaçık bir kanıtıdır.

    Drag yarışları söylediğiniz üzere ülkemizde sürekli illegal olarak yapılmamaktadır. kontrolsüz değildir. şahsen bu yarışlara katıldığım için biliyorum. araçlar tam anlamıyla incelenmekte ve her aracın kategorisi ayrılmaktadır. orada kullanılan araçlar ve sürücüler gerçek anlamda halk tarafından kullanılan uç olmayan araçlar ile gelmekte ve Honda gibi orta sınıf halk için üretilen spor araçlar kullanılmaktadır. yani bence esas konuştuğumuz konu olan Fiat Honda Ford gibi firmaların kaliteli yüksek verimli motorların gerek modifiye gerekse stock olarak test edilebildiği, modifiye ve motor dayanıklılığının nabzının tutulduğu yerlerdir. F1 gibi yarışlar uç kategoriler olup bugün düzgün bir sponsorla düşük görülen firmalar da bu yarışlara araç hazırlayabilirler yeter ki para olsun sponsor olsun şöför olsun uzman eminim ki bulunabilir.

    Beni anladığınızı söylediğiniz için sorularımı da beni anladığınızı yada ortak dilden konuştuğumuzu düşündüğüm için bu şekilde soruyorum ama görüyorum ki sorularım net anlaşılmıyor. Tabii ki daha net sorabilirim suç bendedir.

    Yine sizin için 100 yada 200 cc çok önemli olmayabilir ama o 0-400 arası yada ara hızlanmalarda bunların çok çok önemi mevcut olup arada o kadar fark olmasına rağmen 1.6 dan Honda 172 ; Tipo nun ise 140 beygir çıkardığı karşılaştırma benim söylediklerim için gayet uygun bir örnektir daha fazla bu konuda açıklama yapma gereği duymuyorum çünkü her şey açık ve net.

    Honda'nın motorlarında kullandığı bu teknolojiyi evet başka firmalar da kullanabiliyor ama ne kadar tutuldu yada ne kadar sorunsuz? yapmak var yapmak var

    VTİ sisteminde yada pgm-fi sisteminde bastığınızda yüksek yakıt yakması kadar normal bir şey olabilir mi? Hangi araba bastığınızda yakmıyor? benim aracım 1.vites yada 2.viteste bastığımda 30 litreleri gösteriyor..bu durum Honda'nın motoruna özel bir durum değildir. zaten kullanıcı bastığında aracın yakıtı daha fazla yakacağını bilmez mi? yani benim altımda bir araç olsun sakin kullanımda tasarruflu bastığımda yaksın ben zaten buna razıyım ki birçok kullanıcı da razıdır. Yoksa piyasada basıldığında da basılmadığında da her zaman az yakan bir araç var da ben mi bilmiyorum..

    turbo yada elektrikli otomobil kullanım geçmişi denince benim aklıma binek otomobillerde kullanma zamanı gelmektedir. yoksa spesifik örneklere inecek olursa tekerin icadına kadar gitmemiz gerekli maalesef

    Tofaş-Fiat ortaklığındaki olayında ben kesinlikle iğne çuvaldız işine girmem çünkü insan hayatını hiçe sayan hatalar yapıldı benim için atların kullanımı amacıyla üretilen j9 un insanları içine alıp yola çıkmak ile hiçbir farkı yok. o kadar etik değil yani. sonuçta sene olmuş 2000 li yıllar airbagler Euro ncap testleri güçlendirilmiş şasi ler çıkmış ama bizlere satılan arabalara bakınız. Yazık diyorum sadece ve fiat burada kaldırdığı o inanılmaz paralar ile bizim insanımızdan kaldırdığı inanılmaz paralarla o çok övünülen firmaları satın alabildi. bu konuda çoğu insan ile aynı fikri paylaştığımı birçok kez gördüm.

    HGT lakap konusunda. en kötü şaka da bile gerçeklik payı vardır. bu lakabı takanlar yine yukarıda bahsettiğim bu için nabzını tutan kişilerdir. bu işle yatıp bu işle kalkan kişilerdir. lakap ta taksalar düşünmek lazım acaba neden?? yani Hızlı Giden Tırtıl gibi bir lakap yerine neden o lakap? elbette bir düşünce bir bilgi vardır bu işin içinde. Onun için tecrübeye bu kadar önem veren bir kişi olarak sizin bunu da konu dışına atmanız beni şaşırttı.

    Ben turbo konusunda bu iddiayı söylüyorum çünkü tarihe-geçmişe önem veren şirket politikalarına dikkat eden birisiyim. Honda bu zamana kadar hep böyle yaptı eğer bundan sonra çok büyük bir değişikli yapmazsa yine böyle olacaktır. daha önce yazdıklarımda da dediğim gibi bu benim yorumum ve kişisel görüşümdür. Ayrıca bu işlerle biraz ilgilenen nabız tutan kime sorsanız yine buna yakın bir cevap alacağınızdan eminim. Ben geleneklerinde az yaksın çok km gitsin ve sorunsuz-sağlam bir motor olsun diyen bir markaya helal olsun derim ve inşallah böyle gelenekler çoğalır diye dua ederim

    Fiat tarihinde ki performanslı araçlara gelince. elbette her markanın tarihinde performanslı araçlar mevcuttur. bir zamanlar Lada Samara kullanmıştım ve mükemmel bir aracı vardı yarışlar için tasarlanmış ve kafa kafaya gidiyordu diğer marka araçlar ile. Bunlar da spesifik örneklerden ileri geçemez benim için has olan sokaklara gönderdikleri halkın sürdüğü ve modifikasyon işlemlerine maruz kaldığı halde sağlamlığını başarmış araçlardır.

    Bahsettiğiniz araçlara tabii ki turbo uygulanabilir ki gerçekten Tipo 2.0 araç benim çok takdir ettiğim bir araçtır, bu motorların ne kadar süre dayandığı ve dayandığı süre içinde motorlarında ne gibi hasarlar meydana geldiği esas sorudur? Bahsedilen araçlardan bir tanesi de 5 silindir olup diğeri 2.0 motordur ve basınçlı çalışabilen yapıları vardır. aynı başarıyı Fiat 1.6 araçlarında örneğin marea yada brava da gösterebilir mi? halk tarafından daha çok yaygın bir şekilde kullanılan ve halka sunduğu turbo altyapılı olmayan araçlarında gösterebilir mi? Honda bunu normal 4 kapı sedan bir vti motorunda başarabiliyor yine crx motorunu kendimiz turboladık ve sorunla karşılaşmadan bindik bunu yine o motor başardı. Modifikasyona elverişli motor yapmak ve basınca dayanıklı bir şekilde bu modifikasyonu sorunsuz olarak kaldırabilmek çok önemlidir modifiye dünyasında. çünkü sonradan yapılan her modifikasyon motora ek bir yük getirip sınırlarını aşmak demektir. Sonuçta motorun bütün parçalarını elden geçirmek de her kişinin uzmanlığı yada düşüneceği bir şey olmadığı için bu alt başlıklar önem arz etmektedir. Japonların da bu konuyu diğer firmalardan daha çok önemsediğini düşünmekteyim.

    Yakıt konusuna gelirsek. Yakıt konusunda sizin aracınız şu anda şehir içi 8.9 litre gibi bir resmi veri ile yol almaktadır. Honda 97 yılında o eski denilen atmosferik teknolojisi ile turbosuz bir 1.4 16v motor ile şehir içi 8 litre resmi verileri ile yol almaktadır. yine turbosuz 1.6 16v 116 beygir resmi verili atmosferik motoru ise 1.4 t-jet ile aynı yakıtı yakmaktadır. Yani Honda bu yakıt rakamlarına zaten 97 yılındaki teknolojisi ile ulaşmış durumda ve bunun altına düşmek için çabalamaktadır. Eğer ki olay yakıt ise özellikle şehir içi yakıt ise zaten bu verilere sahipler. burada önemli olan 1.4 turbo bir araç yaptığında bu 8 litrenin de altına düşmek. İnşallah bu geleneklerinde başarılı olurlar da ülkemiz ve diğer insanlar az yakan bir araç alabilirler.

    Aynı şekilde değerli paylaşımlarınıza teşekkür ederim Orkun hocam
    Değerli kardeşim,
    1-Konuşmakta olduğumuz konu ile daha geniş sınırlar içerisinde ilgisi olmadığını gördüğüm paylaşımlarınız için, doğal olarak konu dışı nitelemesini yaptım, bunu belirtirkenki amacım da zaten, objektif olarak teknolojik değerlendirmeler yapabilmek adına, sizin de bu frekansda olmanızın gerekliliğini anlamanızı sağlamaktır.
    2-Drag yarışlarının ülkemizde illegal olarak yapıldığını söylemedim, diğer ülkelerde de yapılmakta olan bu yarışların, dünya çapındaki ‘resmi’ otomobil ve motorsporları organizasyonları olan FIA- Le Mans, Endurance, GT, WRC, IRC, WTCC, Nascar, Cup racing gibi ciddi spor organizasyonları içinde yer almamakta olan ve bu anlamda nizami olmayan yarışlar olduğunu belirttim. Ayrıca, bu tip yarışların da ferdi olarak harcama gerektiren ve de halkın ekonomik koşullarına asla uymayacak olan faaliyetler olduğu da açıktır.
    3-!960 lı yıllara dair vermiş olduğum Fıat Spider 1600 örneklerinde dahi 180HP lere varan uygulamalar olduğunu belirtmiştim, açık ve net olan gerçek bu olsa gerektir.
    4-Değişken zaman ayarlı subap teknolojisini, örnek vermek gerekirse, Toyota vvt-i adı ile, BMW Vanos adı ile başarı ile uygulamaktalar ve de kullanıcılar tarafından her anlamda itibar görmektedirler.
    5-Düşük hacim-yüksek performans nitelemesi ile verdiğiniz vtec, vti, pgmf-i örneklerindeki gerçekleri vurgulamak adına belirtmiş olduğum bu konudaki fark ise, bu motorların ancak 5500 devir/dk. dan itibaren ve yüksek yakıt sarfiyatı ile güç sağlayabilmesi, aynı hacimdeki turboşarjlı motorların ise aynı HP gücünü ve r olarak performans belirleyici olan tartışmasız olarak daha yüksek tork değerini çok daha alt devirlerde, hem de önemli ölçüde bir yakıt ekonomisi farkı ile sağlamasıdır. Daha önce bahsetmiş olduğum atmosferik motor ve turbo motorlar arasındaki yakıt sarfiyatı oranları gerçek verilerdir ve oldukça çarpıcıdır.
    6-Size turboşarjlı motorların ‘güncel’ binek araçlarda uygulama tarihçesini gerçek rakamlarla aktardım, sanırım daha başka bir cevap tarzı da olamaz. Elektrikli araçlara gelince, tüm firmalar bu araçlardan oldukça zarar etmiş durumdalar ve firma ceo ları dahi kendi üretimlerini bu nedenle tavsiye etmezlerken, bu konunun da güncelliği yok olmak üzeredir.
    7-Geçmiş yıllarda ülkemizde kullanılmış olan Tofaş-Fıat araçlarının seçiminde pektabidirki esas sorumluluk, hiçbir şekilde bir mecburiyet söz konusu olamayacağına göre, hiçbir zaman Fıat firmasının olamaz. Tekrar belirtmek gerekirse, Fıat firmasının kendi çatısı altında toplamış olduğu diğer markaları satın alırken sağlamış olduğu finansal güç, heleki döviz-exchange oranlarına bakılırsa, kesinlikle tüm dünyadaki ticari geliri ile ilgilidir, bu konuya ilişkin dünya çapındaki satış ve gelir rakamları bu gerçeği göstermektedir. Bu nedenle münferit spekülasyonların hiçbir anlamı yoktur.
    8-Fıat HGT dışındaki markalara da yıllardır çeşitli düşüncelerle bir sürü lakap takıldığını bilmekte olmama rağmen, konumuzun esas içeriğini ilgilendirmediğinden, dikkat ederseniz bu isimlerden bahsetmek gereği bile duymadım, bence siz de duymayınız.
    9-Otomotiv firmalarının bugüne dek yapmış oldukları üretimlerinde, az yakıt sarfiyatı ile daha fazla performans-verimlilik sağlayan teknoloji yaratmak adına vardıkları nokta, turboşarj teknolojisidir. Yakıt sarfiyatı ve güç örnekleri daha önce vermiş olduğum oranlardan da görüleceği üzere, her zaman turboşarj teknolojisi lehinedir.
    10-Fıat araçlarının modifiye edilmiş olan örnekleri, gayettabidirki seri üretim binek araçlarıdırlar ve her gelir seviyesindeki kullanıcının rahatça ulaşabileceği kadar ekonomiktirler. Sağlamlık ve kullanım süresi yönünden de gayet olumlu sonuçlar söz konusudur, ülkemizdeki örnekleri de çoktur.
    11-‘’1970’’ lerde, bırakınız 1600 lt. olanını, bizzat 1300 Fıat-Tofaş 131 aracını motor iç yapısı değişmeksizin extra torbuşarj uygulaması ile, planlı resmi rallycross yarışında izlediğimi size söyleyebilirim. Tabiki, stock motorlara yapılan extra uygulamalar konusunda yıllara dayanan bir tecrübem vardır ve uzun süre kullanılabilirlik konusuna girmeye, bu nedenle gerek görmüyorum.
    12-Punto t-jet’in yakıt tüketimi ,şehir içi 8,7lt/100km., şehir dışı 8,5lt/100km., ortalama ise 6,5lt/100km.dir. Örnek verdiğiniz 1,4lt. 16V Honda aracının performans değerleri ise asla Punto t-jet’e yaklaşamaz, bu nedenle bu yakıt sarfiyatı kıyaslaması dikkate alınamaz. 1,6lt. 16V 116 HP olanı ise zaten HP ve de açıkça farklı olmak üzere tork değeri yönünden 1,4 lt. 16V 120HP-206Nm. Lik t-jet ile kıyaslanamayacağından, daha ekonomik olduğu asla söylenemez.
    Ben de yakıt ekonomisi ve yüksek performans-verimlilik sağlayan teknolojilerle donatılmış araçların kullanıcı arzına sunulmasını umar, size de teşekkür ederim değerli kardeşim.
    .

  26. Bu mesaj için teşekkür edenler:


  27. #58
    Orkun Aksoy
    ABARTH OAGP1960 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    23/03/2012
    Yaş
    63
    Mesajlar
    1.783
    Nereden
    Ankara
    Rengi
    Rock Siyah
    Edilen teşekkür: 633

    Standart

    Bu arada, yukarıda t-jet'in şehir dışı yakıt tüketimini sehven 8,5lt/100km. olarak yazmışım, doğrusu 5,4lt/100km. dir, düzeltirim.

  28. #59
    tayfun aydın
    tayfux - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    16/01/2011
    Mesajlar
    8.420
    Nereden
    İstanbul
    Rengi
    Yok
    Edilen teşekkür: 2123

    Standart

    Alıntı OAGP1960 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Değerli kardeşim,
    1-Konuşmakta olduğumuz konu ile daha geniş sınırlar içerisinde ilgisi olmadığını gördüğüm paylaşımlarınız için, doğal olarak konu dışı nitelemesini yaptım, bunu belirtirkenki amacım da zaten, objektif olarak teknolojik değerlendirmeler yapabilmek adına, sizin de bu frekansda olmanızın gerekliliğini anlamanızı sağlamaktır.
    2-Drag yarışlarının ülkemizde illegal olarak yapıldığını söylemedim, diğer ülkelerde de yapılmakta olan bu yarışların, dünya çapındaki ‘resmi’ otomobil ve motorsporları organizasyonları olan FIA- Le Mans, Endurance, GT, WRC, IRC, WTCC, Nascar, Cup racing gibi ciddi spor organizasyonları içinde yer almamakta olan ve bu anlamda nizami olmayan yarışlar olduğunu belirttim. Ayrıca, bu tip yarışların da ferdi olarak harcama gerektiren ve de halkın ekonomik koşullarına asla uymayacak olan faaliyetler olduğu da açıktır.
    3-!960 lı yıllara dair vermiş olduğum Fıat Spider 1600 örneklerinde dahi 180HP lere varan uygulamalar olduğunu belirtmiştim, açık ve net olan gerçek bu olsa gerektir.
    4-Değişken zaman ayarlı subap teknolojisini, örnek vermek gerekirse, Toyota vvt-i adı ile, BMW Vanos adı ile başarı ile uygulamaktalar ve de kullanıcılar tarafından her anlamda itibar görmektedirler.
    5-Düşük hacim-yüksek performans nitelemesi ile verdiğiniz vtec, vti, pgmf-i örneklerindeki gerçekleri vurgulamak adına belirtmiş olduğum bu konudaki fark ise, bu motorların ancak 5500 devir/dk. dan itibaren ve yüksek yakıt sarfiyatı ile güç sağlayabilmesi, aynı hacimdeki turboşarjlı motorların ise aynı HP gücünü ve r olarak performans belirleyici olan tartışmasız olarak daha yüksek tork değerini çok daha alt devirlerde, hem de önemli ölçüde bir yakıt ekonomisi farkı ile sağlamasıdır. Daha önce bahsetmiş olduğum atmosferik motor ve turbo motorlar arasındaki yakıt sarfiyatı oranları gerçek verilerdir ve oldukça çarpıcıdır.
    6-Size turboşarjlı motorların ‘güncel’ binek araçlarda uygulama tarihçesini gerçek rakamlarla aktardım, sanırım daha başka bir cevap tarzı da olamaz. Elektrikli araçlara gelince, tüm firmalar bu araçlardan oldukça zarar etmiş durumdalar ve firma ceo ları dahi kendi üretimlerini bu nedenle tavsiye etmezlerken, bu konunun da güncelliği yok olmak üzeredir.
    7-Geçmiş yıllarda ülkemizde kullanılmış olan Tofaş-Fıat araçlarının seçiminde pektabidirki esas sorumluluk, hiçbir şekilde bir mecburiyet söz konusu olamayacağına göre, hiçbir zaman Fıat firmasının olamaz. Tekrar belirtmek gerekirse, Fıat firmasının kendi çatısı altında toplamış olduğu diğer markaları satın alırken sağlamış olduğu finansal güç, heleki döviz-exchange oranlarına bakılırsa, kesinlikle tüm dünyadaki ticari geliri ile ilgilidir, bu konuya ilişkin dünya çapındaki satış ve gelir rakamları bu gerçeği göstermektedir. Bu nedenle münferit spekülasyonların hiçbir anlamı yoktur.
    8-Fıat HGT dışındaki markalara da yıllardır çeşitli düşüncelerle bir sürü lakap takıldığını bilmekte olmama rağmen, konumuzun esas içeriğini ilgilendirmediğinden, dikkat ederseniz bu isimlerden bahsetmek gereği bile duymadım, bence siz de duymayınız.
    9-Otomotiv firmalarının bugüne dek yapmış oldukları üretimlerinde, az yakıt sarfiyatı ile daha fazla performans-verimlilik sağlayan teknoloji yaratmak adına vardıkları nokta, turboşarj teknolojisidir. Yakıt sarfiyatı ve güç örnekleri daha önce vermiş olduğum oranlardan da görüleceği üzere, her zaman turboşarj teknolojisi lehinedir.
    10-Fıat araçlarının modifiye edilmiş olan örnekleri, gayettabidirki seri üretim binek araçlarıdırlar ve her gelir seviyesindeki kullanıcının rahatça ulaşabileceği kadar ekonomiktirler. Sağlamlık ve kullanım süresi yönünden de gayet olumlu sonuçlar söz konusudur, ülkemizdeki örnekleri de çoktur.
    11-‘’1970’’ lerde, bırakınız 1600 lt. olanını, bizzat 1300 Fıat-Tofaş 131 aracını motor iç yapısı değişmeksizin extra torbuşarj uygulaması ile, planlı resmi rallycross yarışında izlediğimi size söyleyebilirim. Tabiki, stock motorlara yapılan extra uygulamalar konusunda yıllara dayanan bir tecrübem vardır ve uzun süre kullanılabilirlik konusuna girmeye, bu nedenle gerek görmüyorum.
    12-Punto t-jet’in yakıt tüketimi ,şehir içi 8,7lt/100km., şehir dışı 8,5lt/100km., ortalama ise 6,5lt/100km.dir. Örnek verdiğiniz 1,4lt. 16V Honda aracının performans değerleri ise asla Punto t-jet’e yaklaşamaz, bu nedenle bu yakıt sarfiyatı kıyaslaması dikkate alınamaz. 1,6lt. 16V 116 HP olanı ise zaten HP ve de açıkça farklı olmak üzere tork değeri yönünden 1,4 lt. 16V 120HP-206Nm. Lik t-jet ile kıyaslanamayacağından, daha ekonomik olduğu asla söylenemez.
    Ben de yakıt ekonomisi ve yüksek performans-verimlilik sağlayan teknolojilerle donatılmış araçların kullanıcı arzına sunulmasını umar, size de teşekkür ederim değerli kardeşim.
    .
    Orkun Hocam ;

    1- Konuştuğumuz konuların bahsetmiş olduğumuz otomobil dünyası ile alakalı olduğunu düşünüyorum zaten düşünmesen yazmazdım, gereksiz bilgi sunmazdım. Tabii ki siz konu dışı olduğunu düşünebilirsiniz düşünceniz bu yöndedir saygı duymaktan başka çaremiz yok

    2- Drag yarışlarını dünya yarışlar ile tabii ki de karşılaştıramazsın o yarışların her birinin profesyonel pit ekibi ve arkasında dev firmalar mevcut. ama ülkemizde drag yarışları sokak araçlarının halk araçlarının ve modifiye gönülden uğraşan insanların ve onların modifiye ye dayanıklı araçlarını bize tanıtır. doğal olarak bahsettiğimiz konuda olduğu gibi güçlendirme ve fazla yük işlemlerine maruz kalan motorları bize dolaylı yönden tanıtır ve kanıt gösterir. sizinle zaten esas konumuz olan halk araçlarında hangi marka araçların motor sağlamlığı daha ön planda? alt konu başlığını bize aslında çok güzel açıklar drag yarışları. Şahsi fikrim sokak modifiyesi yada yarı profesyonel modifiye dünyasının nabzını tutar.

    3- bana yine spider gibi spesifik ve halk tarafından ne kadar kullanıldığı aşikar olan bir örnek veriyorsunuz. bu konuda size çok anlattım fikrimi onun için çok fazla yazmadan, halk tarafından kullanılan satış rakamları üst düzeyde olan ve halen daha 2.elde inanılmaz kıymetli olan stock motorlu araçlardan bahsederseniz daha güzel bir şekilde bana cevap vermiş olursunuz.

    4-Bahsettiğiniz firmalar bu teknolojiyi kullanıyor da ne zaman başladılar bunu kullanmaya? bu teknoloji asıl kime aittir? bu teknoloji Honda'nın ki kadar tutuldu mu? bunların cevabında Honda üstün ise ki bence üstün bu konuyu bir daha konuşmaya bile gerek yok

    5-Bu konuda da şu andaki turbolu motorlar maalesef başarısız olmakla birlikte sizin 1.4 turbo aracınız şehir içi RESMİ VERİLERE göre 8.9 yakarken zaten 1.6 atmosferik 167 beygir vti da aynı veriye hatta 90 model 1.6 atmosferik 136 beygir CRX sizin aracınızdan daha fazla güç ile daha düşük yakıt verilerine ulaşmaktadır. Demek ki illa ki turboya gerek yok ve turbosuz da atmosferik bir motordan yüksek güç ile düşük yakıt alınabiliyor. Bunu da başaran yine bundan 26 yıl önce Honda'dır

    6-Otomobil dünyasının fosil yakıtı yakında tamamen bitireceğini yada çevre düzenlemeleri kapsamında fosil yakıt kullanımının azalacağını yada yine tamamen biteceğini düşünürsek elektrikten başka hiçbir çare yoktur. Ülkemizde hybrid ile benzin kullanımını birlikte sunan CR-Z gibi bir model satılmaktadır. bu modelin şu anda şehir içi ve dışı karışık yakıt değeri 5 litredir ve bu değer ile 124 beygiri kullanıcısına sunmaktadır. Turbo şarj araçlara göre gayet ekonomiktir. demek ki Honda turbo araç yapmıyorsa bir bildiği var ve aslında turbo gibi "yeni" teknolojinin de önünde yer alarak elektrikli otomobil de yapmaktadır. Hemde o çok eleştirilen geleneklerine bağlı yine az yakıt sorunsuz motor anlayışı ile.

    7- Benim insan hayatı ile ilgili tespitim eğer spekülasyon ise ben bu konuda ancak teessüf ederim. Sayın hocam biz gelişmekte olan bir ülkeyiz ve bizim pek çok insanımız maalesef maddi anlamda sıkıntılı günler geçirir. Onların bu zaafından yararlanmak maddi olanaklar yüzünden onları bu kesinlikle güvensiz en ufak bir kazada bile katlanan araçlara bindirmek ne kadar etiktir? çok ucuz derseniz ona da katılmam çünkü o zamanlar ülkemize gelen donanımlı bazı araçlar öyle aman aman fiyat farkı yoktur. Ben bu konuda sizin gibi düşünmüyorum zorunluluk yoktu diyerek insanları o yöne itmek yada zorunda bırakmak ne kadar insancıldır? eskiden okullarımızda uygulanan zorunlu seçmeli dersler kadar mantıksızdır. İnsanlarımızın çoğu istemediği halde iş güvencesi olmayan yerlerde çalışmaktadır. Allah korusun öldüğünde zorunda değildi çalışmasaydı mı diyeceğiz?

    8-Yine aslında tamamen konumuz ile ilgili olan bir lakap konusuna konu dışı diyorsunuz. Neden konumuz ile ilgili? bana Fiat ın yaptığı güçlü motorlardan diyerek örnek verdiğiniz motor karşılaştırma yaptığınız Honda motorlarından 1 silindir fazla olup hacim olarak 2.0 litre ve 20v bir motordur. Aslında 1 silindir fazla olması bile 1.6 bir motorla karşılaştırılmaması gerekir ama siz örnek verdiğiniz için karşılaştırırsak eğer ; 2001 yılında üretilen ve bence başarısız olan bu motor rakiplerine göre inanılmaz fazla yakmakta olup yaktığı yakıtın gidişini verememektedir. düşünün ki araç hem 5 silindir hem de 20v hemde 2.0 litre ve ancak bu motordan 154 beygir güç çıkarılıyor. Opel 94 yılında 2.0 litre 4 silindir bir motordan zaten 156 beygir çıkarmıştı (SFİ) ayrıca daha düşük litre motorlardan ve daha düşük yakıt rakamları ile daha yüksek beygir çıkarılıyor ama fiat 2001 yılında böyle bir motor çıkarmayı tercih etti ki zaten bence çok çok yanlış yapıldı. bu lakap konusuna gelince bakınız insanlar bir şeye lapa taktığında bunun öncelikle nedenine bakmak lazım? acaba bu insanlar durup dururken mi taktı bunu? ben bunca zaman şunu gördüm ki bir arabaya bir lakap takılmışsa boşuna değildir ve kesinlikle tecrübeler sonucunda ortaya çıkmıştır. ben 5 milyara aldığım 90 model 1.6 136 beygir aracımla , 2001 model 2.0 litre motorlu 20v ve bunların yanında 5 silindirli bir aracı geçiyorsam bu işte de bir durum vardır herhalde..şunu da söylemeliyim 1. vites de baya iyi kalktı ama daha sonra maalesef crx her viteste üstündü.

    9- Yukarıda turbo şarj ile ilgili yazmıştım burada yine aynı şeyleri yazmaya gerek yok. bazı markalar o olmadan da bazı şeyleri başarabiliyorlar. turbo koyunca neler olacağını varın siz düşünün.

    10-Hocam fiat ın performans anlamında şu anda ülkemizde t-jet modeli dışında başka bir modeli satışta mı ben bilmiyorum. Abarth göndermeye gerek bile görmeyip ülkemizi bu anlamda da önemsemediklerini düşünüyorum. kaporta sağlamlığı konusunda da bir alman kadar iyi değil ama bir Fransız kadar da kötü olmadığını düşünüyorum. motor sağlamlığında da bence en sağlam kullandığı motor mj dir o da ortak üretimdir.

    11- Hocam normal bir 1300 Tofaş 131 model araca turbo şarj uygulanması bence hayaldir. o motor ekipmanlarında kesinlikle ve kesinlikle güçlendirme yapılmıştır. Basit işlem de olsa güçlendirme mevcuttur. Ayrıca düşük oranlarda ve belirli zamanlarda turbo verilebilir. sizin gördüğünüz öyle bir durum ise tabii i de mümkündür. benim bahsettiğim olay bu olmamakla birlikte, bahsettiğim stock motor-turbo dayanıklılığı grafiği sürekli devirli kullanarak ve 1-1.5 barlarda orijinal bir stock motorun ne kadar km dayandığıdır.

    12- T-jet motorlarının "RESMİ ANLAMDA" teknik verisi şehir içi 8.9 litredir ki ben çoğu araçta bu resmi rakamların yakalandığını görmedim. hele ki t-jet gibi tatlı kullanımı olan ve insanın basması için içini gıdıklayan araçlarda bu rakamları yakalamak çok zor. Düşünün ki 120 beygir 1.4 bir araç 8.9 litre yakıyor ki bence fazla. dediğinize nazaran söylüyorum. turbolu bir araç turbosuz bir araçtan daha az yakarak daha fazla güç verdiğine göre bu işte bir sakınca var çünkü daha yüksek litreli ve turbosuz bir araç ile aynı beygirde olmasına rağmen yakıtları eşit. tork konusunda size katılıyorum turbolu bir makine olduğu için tabii ki tork değeri yüksek. ama yine 1.6 litre vti yada pgm-fi sistemli "eski teknoloji" atmosferik motorlar ile aynı yakıt değerlerine sahip olması enteresandır. daha fazla güç daha hacimli motor ve daha eski teknoloji ile yakıt aynı. o zaman turboya ne gerek değil mi?
    Bu konuda yanlış anlaşılmak istemem zira ben asla ve asla turboya karşı birisi değilim hatta destekçisiyim ama daha az yakıt yakması taraftarı olmakla birlikte Honda nın bu teknolojiyi aktif olarak araçlarında kullandığında daha da az yakıt yaktıracağını savunuyorum. yani bu konuda size ve değerli forum sakinlerine yanlış anlaşılmak istemem.

    Son olarak da modifiye aleminde güçlendirilmiş araçların yer aldığı en sevilen filmlerden olan Hızlı ve Öfkeli serilerindeki araçları da gözden geçirmenizi ve hangi araçların ve markaların kullanıldığını görmenizi isterim. Tabii ki bu gerçek bir veri olamaz ama en azından fikir vermesi açısından.


    Hocam bu konuda size yazdığım yada size ithafen yazdığım son mesajdır. Çok güzel ve tatlı, saygı çerçevesinde yapmış olduğumuzu düşünmekle birlikte size çok teşekkür ediyorum. Uzun süredir bu kadar zevk veren bir fikir alış-verişi yaşamamıştım çok mutlu oldum. bu süreçte her markanın ayrı ayrı spesifik yada değil farklı motorları olduğu fakat yine şahsi düşüncem Japonların motor konusunda bence daha başarılı olduğudur. İnşallah bir gün sizinle yüz yüze bu konuşmalarımıza yada sohbetimize devam ederiz. en yakın buluşmada sizinle görüşmek tanışmak isterim. Konuşmamızı sonlandırıyorum çünkü kısır bir döngüde devam ediyoruz ayrıca fikirlerde değişme de olmayacak belli Ayrıca konunun sanki Fiat - Honda karşılaşması halini almakla birlikte fikir alış-verişi yönünden sapmakta olduğunu fark ettiğim için. Ayrıca maalesef forumumuzda Fiat dışı başka bir marka da övülmeye gelmiyor. Çok şükür ki çoğu arkadaşım beni tanır bu konulara objektif bir açıdan baktığımı bilir de bu zamana kadar o tarz bir sorunla karşılaşmadım inşallah da karşılaşmam ama yine de böyle bilinmek istemem.

    Hocam tekrardan teşekkür eder bana ve fikirlerime göstermiş olduğunuz nezaket ve saygıdan ötürü minnet duyarım. İyi günler kazasız mutlu ve huzurlu sürüşler dilerim..

  29. Bu mesaj için teşekkür edenler:


  30. #60
    Cenk Doğu
    Müzisyen cdogu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    17/05/2013
    Mesajlar
    2.890
    Nereden
    Ankara
    Rengi
    Vals Mavi
    Edilen teşekkür: 977

    Standart

    Bakın,farklı düşünceler saygı çerçevesinde iletilebiliyor. Sizleri bu nazik ve güzel tartışmadan dolayı tebrik ediyorum.

    LG-D802 cihazımdan gönderildi
    2006 Fiat Grande Punto 1.4 Fire Active Vals Mavi
    2008 Peugeot 2.0 HDi Gümüş Gri
    2013 Nissan Qashqai 1.5 dCi Platinum Sedefli Beyaz

    Punto Forum - www.grandepuntotr.com

  31. Bu mesajı için 2 kişi cdogu'ye teşekkür etti:


Sayfa 3/4 İlkİlk 1234 SonSon

Benzer Konular

  1. 98' honda Civic 1.4is
    MTNYLMZ tarafından Satılık Araba forumunda yazıldı.
    Cevaplar: 8
    Son Mesaj: 07/11/2012, 13:06
  2. Satılık 2004 Civic Vtec Es Sunrooflu Bej döşeme vs.
    cosworth20 tarafından Satılık Araba forumunda yazıldı.
    Cevaplar: 8
    Son Mesaj: 20/07/2012, 14:58
  3. Acil Satılık Civic Vtec Es 2004 Sunrooflu kazasız
    cosworth20 tarafından Genel forumunda yazıldı.
    Cevaplar: 4
    Son Mesaj: 20/07/2012, 10:53
  4. honda civic ?
    menesi tarafından Diğer Marka Araçlar forumunda yazıldı.
    Cevaplar: 13
    Son Mesaj: 01/07/2012, 20:23
  5. honda cıvıc vtec vs gp t jet sonuç
    asil tarafından Diğer Marka Araçlar forumunda yazıldı.
    Cevaplar: 16
    Son Mesaj: 10/07/2011, 17:07

Yer imleri

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  


Honda Civic Vtec Forumdaki tüm yazışmalardan üyelerin kendisi sorumludur. Çıkabilecek herhangi bir hukuki durumda, forum yönetimi yetkili merciilerin talepleri doğrultusunda, ilgili üye/üyelerin tüm erişim bilgilerini/kayıtlarını vermekle yükümlüdür. Yeni üye olanlar, maillerine gönderilen onay maillerini onayladıktan sonra, admin onayıyla üye olabilmektedirler. O nedenle üye olurken profil bilgilerinin özenli, doğru ve eksiksiz şekilde girilmesi son derece önemlidir. Üyeler; forumda geçirdikleri zaman zarfında forum kurallarına uymak zorundadırlar. Kurallara aykırı davrandığı tespit edilen üyeler hakkında haber vermeksizin işlem yapma hakkı forum yönetimine aittir. Forum kurallarını okumak için tıklayınız. Unutmayınız; bu ortamdaki özgürlüğünüz, başkalarının özgürlüğüyle sınırlıdır.
Reklam vermek, bilgi & iletişim için: admin@grandepuntotr.com



# Fiat Türkiye Kullanıcı Forumları Network #

www.fiattr.com   |    www.puntotr.com   |    www.grandepuntotr.com   |    www.puntoevotr.com   |    www.bravotr.com   |    www.lineatr.com   |    www.500tr.com   |    www.ottimotr.com   |    www.aegeatr.com