Yakıt tüketimi konusunda birkaç şey yazayım,yardımı dokunabilir.
-Aracı kısa mesafelerde kullanıyorsanız(Motor tam ısınmadan yani hararet göstergesi sabitlenmeden gideceğiniz yere varıyorsanız.)fabrika verilerini tutturmayı unutun.
-Akaryakıt bir enerji kaynağıdır,araçlarımız bu enerjiyi hareket enerjisine(Kinetik Enerji)dönüştürerek bizi bir yerden bir yere götürür.Biz bu enerjiyi ne kadar verimli kullanırsak o kadar az yakarız.
-Sık fren kullanmak yakıtı oldukça etkiler çünkü fren kullanarak yakıtı yakarak araca kazandırdığınız hareket enerjisini atmosfere disk ve balataları kullanarak ısı olarak gönderiyorsunuz.Tabi aktarmada meydana gelen,sürtünmeyle kaybedilen,aerodinamik etkenlerle kaybedilen enerjiyi gözardı etmek gerekir ona yapabileceğimiz bir şey yok.Üstelik fren kullanarak yavaşlattığımız aracı daha yüksek bir hıza çıkarmak adına da yakıt tüketiriz ve bu doğal olarak cebimize yük bindirir.Şimdi diyeceksiniz ki fren yapmayalım mı,elbette trafiği tehlikeye düşürecek bir davranışı tavsiye etmiyorum burada.Bu noktada öngörü devreye giriyor,baktınız ileride ışık yeşil yanıyor ve yetişememe konusunda endişeleriniz var.Trafiği aksatmayacak şekilde ayağınızı gazdan çekin,gaza bassanız da çok fark etmeyecektir geçip geçemeyeceğiniz durumu.Işıkta kalıverin,dert değil;yeter ki bir ışıktan kalkıp diğer ışığa son gaz gidip dibinde fren yapan düşüncesiz arkadaşlardan olmayın.Hem disklerinize,fren balatalarınıza,debriyaj aksamınıza,lastiklerinize,hatta motorunuza zarar.Bu basit bir örnek,bir başka örnek daha aktarayım kısaca.Şehirler arası yoldasınız,hızınız yüksek,yol çift şeritli,yaklaşık 100m önünüzde birisi kamyon sollamaya çıkabilecek durumda(Bu anlaşılır bir durumdur sinyal vermese dahi),arkasına yapışıp sellektör yapmak yerine ayağınızı gazdan çekin ve onun sollayıp şeridine girmesine kadar yaklaşıp şeridine geçtikten sonra eski seyir hızınıza çıkın.Bunu iyi ayarlarsanız,hızınızı çok düşürmenize gerek kalmaz.Fakat arkasına yapışırsanız illa ki sollayan arabanın hızına düşeceksiniz.Daha birçok örnek verilebilir bu konuda.
-Rakım yakıtı etkileyen faktörlerden biridir,yüksek rakımda oksijen deniz seviyesine nazaran daha az bulunur.Biliyorsunuz ki oksijen yakıcı-ateşleyici bir maddedir.Birim miktar havada oksijen miktarı ne kadar yüksek olursa yanma ve dolayısıyla üretilen güç o kadar verimli olur.Bu sayede aracı belli hıza çıkarmak için gaza daha az basma ihtiyacı duyarsınız.
-Soğuk hava yanmanın-patlamanın verimsizleşmesine sebep olur,biliyorsunuz ki dizel araçların çalışma mantığı sıcak hava üzerine yakıt püskürtme şeklindedir ve hava(Silindir içine giren)eğer sıcak değilse yeterli patlama enerjisini sağlayamaz.Yine enerji verimsizliğinden ileri gelen sebepten dolayı daha fazla tüketirsiniz gerekli enerjiyi sağlamak için.Bizim kullandığımız ufak motorlu araçlarda yaz-kış arası bir litreye varan farklar oluşabilir.
-Bakımsızlık da yine yanmada verimsizliğe sebep olur,kötü yakıt da buna örnek olarak eklenebilir.Basit olarak hava filtresi,yakıt filtresi eğer yeteri kadar temiz değilse gerekli enerjiyi ortaya çıkartmak ve homojen yanma-patlama oluşturmak zor olur.
-Araç kullanırken ani hızlanmalardan kaçınmak gerekir.Düşünerek hareket edin.Mesela yol çalışması var diyelim,önünüzde bir iki otomobil,onların da önünde bir kamyon olsun.Kamyon akışı yavaşlatacaktır muhakkak,yol çalışmasının çok uzun olmadığını farz edersek öndekileri sollamaya çıkmak akıllıca olmayacaktır.Hem ortadaki kukalardan kaçmaya çalışacak ve ani hızlanmalar yapacaksınız hem de riske gireceksiniz.Kaldı ki o kamyonu geçtikten sonra bir başka kamyonun arkasına takılmanız olası.Alın son vitese,araç çektiği sürece 70-80 seyredin ileride çift şeride geçince yavaş yavaş eski seyir hızınıza ulaşıp varırsınız gideceğiniz yere.Örnekler çoğaltılabilir.
-Yakıt tüketiminde vites atma devri çok önemlidir.Az yakma ve motora zarar vermeme durumlarının optimum tanımı benim açımdan şudur,mevcut hızda olabildiğince yüksek ve aracın gaza az(Yarımdan az diyebiliriz kısaca)bastığınızda devrini koruyabilecek viteste olmanız gerekmektedir.Aracın gücünün yetmediği durumda zaten motor titreyip yüksek frekanslı ve kulağı rahatsız eden ses çıkaracaktır.Anahtar iki mesele yüksek vites-düşük devirdir.
-Vites atarken olabildiğince hızlı olunmalı ve kesinlikle vites atma sırasında devir artıp azalmamalı.Yani debriyaj gaz zamanlamasını iyi ayarlamalısınız,vites atarken oyalanmamalısınız.
-Aracı kaldırırken düşük viteslerde ne kadar az oyalanırsanız o kadar tasarruf edersiniz.Vites attığınızda devrin yukarıda yazdığım durumun şartlarını sağlamak kaydıyla 1100-1200 olması kafidir.Aracı kaldırırken de 1500 deviri geçirmemek,hatta rölanti devrine yakın bir devirde kaldırmak tasarrufa müthiş katkı sağlar.Tabi aracın yüklü olduğu veya eğim durumunda yukarıdaki şartı yine sağlamalısınız ve daha yüksek devirde kaldırmalısınız doğal olarak.
-Işıklarda yaklaşırken eğer kırmızı yanıyorsa ayağınızı gazdan çekin ve motor frenini kullanın,ışıklara yavaş yaklaşın ki aracı durdurmadan devam edebilesiniz.Yakıt en çok aracı kaldırırken harcanır günlük şartlarda.
Daha bir sürü ayrıntılı bilgi verilebilir fakat işin mantığını kabaca anlamışsınızdır.Aklıma geldikçe yazarım yine,biraz karışık oldu olay örgüsü ama idare edin artık posta posta geliyor aklıma.Eğer gerçekten az yakmak istiyorsanız yukarıdaki şartların en az tümünü sağlamalısınız.
Eğer benim gibi psikopatlık seviyesinde konunun üzerine düşüyorsanız büyük araçların(Kamyon,tır,otobüs-en verimlisi otobüstür.)oluşturduğu rüzgar tünelleri sayesinde daha az yakabilirsiniz.Fotoda önümde otobüs var-yol stabilize-rakım yüksek ve rampalı bir yol.Buna rağmen 300 küsür km ortalamam 3.4lt/100km(Güzergah Sivas-Ankara),
![]()
Yer imleri