xnode Nickli Üyeden Alıntı
sayın cem arkadaşım,darbecileri kimse savunmuyor ancak darbe edebiyatıyla ömrünü 3.döneme taşıyan bir partinin de oyununa gelmiyorum.eğer bu kadar darbeye karşı iseler neden 28 şubatın mimarı çevik bir i almıyorlarda yandaş şirketlerde kendine ve oğluna iş veriyorlar?
Kendilerini bu şekilde aklamaya ve biraz daha savunmaya devam ederseniz elbette Çevik Bir'i de alamazlar..
benim savunduğum nokta,sadece muhalefet edenler yargıyla karşılaşmasın herkes eşit bir şekilde suça bulaşmışsa aynı muameleye uğrasın...şunların hesabını hala kimse veremiyor:
-muavenet gemimizi abd gemiden gemiye atılan bir füzeyle tam köprüden vurdu ve kazayla deyip bizimle dalga geçmesine rağmen hala ne tazminat ne de yeni bir gemi verilmiş değil ve o zamanın siyasileri nerde?
Ben de soruyorum nerede ? O zamanın komutanları nerede ?
-1995 yılında silahlı uçuş yasağı olan ege üzerinde bizim f16 mızı havadan havaya atılan bir füzeyle düşürdüler ve hala yunanistana hesap soran bir siyasi yok.
Bunu TSK'ya sormak gerekmiyor mu ? Bu başarısızlığın faturasını kim ödemiştir ? Bu uçakların düşmesine neden olan TSK personeli hakkında soruşturma ve kovuşturma açılmış mıdır ? Yoksa devletin parası deniz hesap sormaz hiçbir keriz mantığı ile yeni uçak ihalelerine mi girilmiştir ?
-süleymaniye de askerimizin başına çuval geçirildiğinde misilleme yapamayanlar abd den hesap soracağına abd ile beraber içten gülerek (çünkü düşman ortak) olayı geçiştirmişlerdir.
Kimin içinden güldüğünü nasıl tespit ettiniz ? Elinizde bir ölçme aleti mi var ? Ayrıca neden bu bordo bereli subayların görevden alınıp alınmadığını, vatan haini ilan edilip edilmediğini araştırmıyorsunuz ? Hatırlarsanız Dağlıca'da esir düşen er'ler için "asker hiç esir düşermiymiş orada ölmesi gerekirdi" diyenler, kafasına çuval geçirilenler subay olunca bir anda siyasetçileri suçluyorlar. Ne garip bir dürüstlük değil mi ?
nedense müslümanlık lafından her fırsatta demlenen bu zihinyet iş askere gitmeye gelince çocuklarına aldıkları sağlık raporlarıyla müslümanlığı ve kul hakkını görmezden gelebiliyorlar.şunu da söyleyebilirsiniz,"yüksek rütbelilerin çocuklarıda askerde yatıyor"evet doğrudur ama siyasiler bunları biliyorlar ve önlemini almıyorsa sorun askerde değil herşeyin başı olan siyasilerdedir.
konunun özü şudur:balık baştan kokar,baş eğer temiz değilse gerisinin de temiz olması beklenemez.
İsterseniz çocuklarına ve yakınlarıuna çürük raporu alan ve kıyak askerlik yapan generallerin isimlerini burada yayımlayabilirim. Bu sadece siyasetçiler için geçerli bir kavram değil biliyorsunuz..
yökle kavga ederken yandaşlar gelince yök sorunsuz,
hsyk ile kavga ederken değişen yapısı sonrası sorunsuz düzgün çalışan bir hsyk,
Bu konuda kesinlikle haklısınız. İlgili kurumlar kesinlikle kaldırılmalıdır.
ve geride ayakta durmaya çalışan tek kurum tsk onlada kavga edildi ve sorunluydu ancak şimdi değişen yönetimiyle o da sorunlarından arınmış bir şekilde hükümetin emrine amadedir.bundan sonra bu hükümet ve %50 destekçisi şunu iyi bilmelidir,problemleri her fırsatta karşı tarafa yıkarak başarıları kendine mal etme zamanı ortadan kalkmıştır,bundan sonra ağlamaya ve madur edebiyatında sona gelinmiştir...
Ayakta durmaya çalışan kurum dediğiniz kurum içindeki subayların bir kısmı devletin silah ve mühimmatlarını çalarak ülkenin belli yerlerine gömmüş, camileri bombalama planları yapmış, genelkurmay başkanlığı içindeki odalarda TC.Hükümetini devirmek için karalama amaçlı internet siteleri kurmuş.. Ayakta kalmaya çalışmak dediğiniz konu bu olsa gerek :D
not:hergün terör örgütü ve siyasi kolunun tehtidlerine bir yenisi ekleniyor ancak ne hikmetse askerin bildirisine tüm bakanlar kurulu personelinin tek tek yüksek sesle tepki vermesini adı terör örgütü ve bölücülük olduğunda göremiyoruz.
TSK'nın bu şekilde bir bildiri yayınlama hakkı yoktur, ilk olarak TSK'nın görev ve sorumluluklarını bilmemiz gerekiyor sanırım..
dikkat edin artık bebek katili aponu bir müzakereci,bölücü kürt milliyetçisi seyh saidin madur bir lider olarak anıldığı,hizbullahın ve irticanın legalleştiği buna karşın atatürk ün,milliyetçiliğin,bayrağın ve vatanseverliğin ikinci planda olduğu bir zamandayız...ki başbakan bile "artık devletçili mi kaldı" diye atatürk ilekelerini tırpanlamaya başladıklarının sinyallerini çekinmeden ve %50 nin verdiği şımarıklıkla rahatlıkla ifade edebilmektedir.
Çağa ayak uyduramayan her tür ilke ve doktrin değiştirilebilir. Bu gayet normaldir. 1920'lerin kafa yapısı ile yapılmış olan ve bugünü taşımayan kanunlar, kuramlar ve hatta yönetim şekilleri bile değiştirilebilir. Kimi ilkeleri ayakta tutmak uğruna vatandaşına anasından emdiği sütü burnundan getirme devrinin bittiğini artık anlamamız gerekiyor.
Amerika ile işbirliği yapan Saddam'ın komutanları ve generalleriydi bunu unutmayın :D
Saygılar.