Narkoz Genişliği Nedir? Narkoz ilaçla sağlanan bayılma halidir ve yaşayan bir hücrenin uyarılma,hareket,çoğalma,besin alış-veriş gibi işlemlerini bir süre ağırlaştırma veya durdurma olayıdır.Narkoz için kullanılan ilaçlar yani narkotikler beyindeki bütün merkezleri aynı şekilde etkilemezler.İlaçlar dozu azken duyuyu ,şuuru,tepkileri yok eder.Doz yükseldikçe omurilikteki merkezleri de etki altına alır.Daha yüksek doza çıkıldığında ise solunum durur.Bütün hayati merkezleri durduracak dozda narkoz verilirse,hasta ölür.Anesteziyi sağlayan miktarla,hayati merkezleri etkileyen miktar arasındaki mesafeye ‘Narkoz Genişliği’ denir.
İlk Kahve:Kahveyi ve yararlarını ilk belirleyen kişi,ünlü Türk bilgini İbni Sina’dır.İbni Sina M.S.1000 yılında kahveyi keşfetti ve ona «bunc» adını verdi.Bu isim,bugün Etiyopya’da hala kullanılır. Kahve,yüzyıllar boyunca,tıpta ilaç olarak kullanıldı.16.Yüzyıldan itibaren Ortadoğu ülkelerinde keyif verici,sosyal bir içki olarak kullanılmaya başlandı.
İlk Kahvehane:İlk kahvehane,1554 yılında Şam’dan gelen Hakim ve Cem adlı iki tacir tarafından İstanbul’da açıldı.Daha sonra sayıları hızla arttı.Bu kahvehanelere,«aydınlar okulu» Anlamında «mekteb-I irfan» deniliyordu.Sütle birlikte içilen kahve servisi yapan ilk kahvehaneyi ise,1963 yılında Polonyalı gezgin Franz Georg Koishitsky Viyana’da açtı.Viyana usulü kahve denilen ve yalnızca haşlanmış kahve suyundan oluşan telvesiz kahvenin mucidi de odur.
Dünyadaki Bitkiler İçinde En Tatlı Bitki Hangisidir? Dünyanın en tatlı bitkisi Paraguay’da çıkan ve botanik ismi Enpatorium Rebaudianum olan bir bitkidir.Bitki gövdesinden çıkan 1 gram usare aynı miktar şekerden 300 kat daha kuvvetlidir.Tek bir damlası bir bardak çayı tatlandırmağa yeter.
Vitamin Kelimesi Neden İleri Gelmiştir? Vitaminlerin ne olduğunu keşfetmelerinden çok evvel,bir bilginler,gıdalarımızın yalnız,karbonhidratlardan,yumurta akı ve yağlardan müteşekkil olmadığının farkına varmışlardı.Zira bu üç maddenin saf şekilleriyle beslendikleri takdirde, denek hayvanları süratle kilo kaybediyor ve çok geçmeden ölüyorlardı.Sütle beslendikleri takdirde,mükemmel gelişiyorlardı.Araştırmacılar bunun üzerine,sütün içinde,hayati değeri olan özel bir madde bulunması gerektiği sonucuna vardılar.Bu maddenin neye benzediğini bilmedikleri için,sütün “Amin” denilen başka bir unsuruyla alakası olduğuna hükmettiler.Latincede hayat manasına gelen “vita” kelimesini alarak “amin” kelimesiyle birleştirdiler ve hayat için elzem meçhul maddeye “vitamin” adını taktılar.
Peçeteyi İlk Defa Kim Kullanmıştır? Çatal,kaşık,bıçak kadar peçete de ayrılmaz bir parçadır soframızda.Çatal ilk defa m.s.1100’de italyada asiller tarafından konmuştur masaya.Bıçaksa ilk olarak 1600’de ingilizler tarafından yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır.Peçete ise ilk defa 7.Şarl zamanında Fransa’da almıştır sofradaki yerini ve bugün 400 ayrı katlanış biçimi vardır.
İlk Otomobil Yarışçısı Kadın Kimdir?Otomobil yarışı,süratten ve tehlikeden hoşlananların sporudur.Her yıl dünyanın çeşitli yerlerinde düzenlenen ve milyonlarca meraklı tarafından izlenen bu yarışların ilki 1894 yılında Fransa’da yapılmıştır.Daha çok erkekler tarafından rağbet gören araba yarışlarına katılan ilk kadın yarışçı ise Madam Laumaille’dir.Bu cesur kadın 1898’de yapılan ve iki gün süren Marsilya-Nis yarışında 4.Olmuştur.
Nilüfer köprüsüünyada ilk olarak bir kadın tarafından yaptırılıp ad verilen köprüdür.
İlk Sabanaban,yeryüzünde uygarlığın gelişmesine neden olan en önemli araçlardan biridir.Tarih boyunca,birçok bölgenin yerleşim alanı haline gelmesi,ancak buraların sabanla fethinden sonra mümkün oldu.Sabanın icadından önce Ortadoğu’daki çiftçiler,toprağın yüzeyini odun parçaları ile deşerek ekilebilir hale getiriyorlardı.Bu yüzden ekim alanları,kısa süre içinde besleyicilerden yoksun hale geliyor ve verimliliklerini yitiriyorlardı.M.Ö.3500 yıllarında sabanın bulunmasıyla bu durum değişti.Saban,toprağın karnını daha derinden yarıyor ve böylece,bitki köklerinin iyice derinlere inmesine ve kolayca beslenmesine olanak sağlıyordu.Bunun sonucu,olağanüstü bereketli bir hasattı.Ekim kolaylaşıp ürün bollaşınca,insanlar tarımdan başka işlere ve zanaatlara da yöneldiler.Ayrıca,toprakları uzun süre verimli kalabildiği için ekim yaptıkları yerlere yerleştiler. Böylece ,köyler ve kentler doğdu.Ortadoğu’nun yumuşak topraklarında,saban tahta bıçağı,rahatça derinlere inebiliyordu. Ancak,Avrupa’da bu kolay değildi.Bu nedenle,özellikle Kuzey Avrupa’da uygarlık çok ağır bir gelişim gösterdi.Ancak,M.Ö.500 yılında sabana demir bıçağı takmayı akıl edebilen Avrupalı,bol ürüne kavuştu ve ondan sonra,uygarlık konusunda Ortadoğuyla yarışabilir hale geldi.
İlk Balık Çiftliği İlk balık çiftliği,günümüzden 5 bin yıl önce Çin’de kurulmuştur.Nehirlerde yakalanan sazan ve kefal balıkları,yapay havuzlara canlı olarak getirilip buralarda çoğaltılmıştır.Avrupa’da balık çiftlikleri,ilk kez Roma’lılar tarafından kurulmuştur.Ortaçağ’a gelinceye değin,Avrupa’da bu çiftlikler çok yaygınlaşmamıştır. Ortaçağ’la birlikte özellikle büyük manastırların yörelerinde besin gereksinimini karşılamak için balık üretimine başlanmıştır.Ancak 19.Yüzyıldan itibaren Avrupa’da yeni açılan yollar aracılığıyla deniz kıyılarına ulaşım kolaylaştı ve insanlar balık gereksinimlerini denizden karşılamaya başladılar.
Hangi Balık Hangi Ayda Yenir? Hemen her mevsim mutfağımızdan eksik olmayan balıkların yeneceği mevsimi bilmek önemlidir.Soğuk havaların başlangıcı olan Kasım ayında barbunya ve lüferin ızgarası,diğer balıklarınsa buğulaması yenir.Bu aylarda palamut ve torik fazla yağlanmıştır.Aralık ayı hamsi,uskumru ve istavrit yemenin tam zamanıdır.Ocak’ta yenecek en iyi balık hamsidir. Ayrıca Ocak ayı mezgit,kırlangıç,barbunya,tekir,uskumru ve istavrit yemenin de zamanıdır.
Trakonya Çok defa balıkçıların ağlarından çıkan,oltalara gelen bu balıklar bilinmeyerek elle tutulduğunda,tutulduğu yeri yaralayarak zehirlenmelere sebebiyet verir.Zehiri çok kuvvetlidir.İnsanı kıvrandırır.Boyları 20-40 santimetre kadardır.Sırtları kırmızımsı gri renktedir.Bu balıklardan kum trakonyası kumlara,gömülü olarak bulunur.Sığlık yerlerde denizde yürüyenlerin ayağına zehirli dikenleri batırmak suretiyle zehirlerler.Bu zehirlenmelerin tedavilerinde kesilen yerde fazlaca kan çıkartılır ve amonyakla iyice pansuman yapılır.Sonra da potasyum permanganat mahlulu ile bu yaraya çok yakın bir yerden enjeksiyon yapmak gerekir.
En Eski Notaümerler’den kalma bir ilahidir.Tahta üzerine kazılmıştır.Amerika’da Pennsylvanya Üniversitesinde saklanmaktadır.
En Eski Milli Marşünyanın en eski milli marşı,Japon’larındır. (Kimigaya) 9.Yuzyıldan beri kullanılmaktadır.
En Eski Piyano: 1720 yılında,Bartolommeo Christofori adında bir İtalyan tarafından yapılmıştır.Bugün halen Floransa müzesinde muhafaza edilmektedir.
Yer imleri