BOP projesinin Türkiye ayağı sahnede diye düşünüyorum. Mısır, Libya ve Tunus taki olayların ve sözde halk devrimlerinin başlangıcına bakarsanız çok büyük benzerlikler var. Ben bu halk ayaklanmalarına karşı değilim. niye çünkü tüm bu ülkelerin iktidarları abd eliyle başa geçirilmiş palazlandırılmış beslenmiş desteklenmiş ve şımartılmıştır. Her ne hikmetse hemen hepsi %50 nin üzerinde oylarla en az 10 yıl seçilerek başa gelmiştir. Bu yükseliş ve ego vs ile kendinden olmayanlara ciddi baskı ve zulümler uygulamaya başlamışlardır.
Halkın bu zulümlere karşı gelmesi de olağandır. Bunun yöntemleri şiddete başvurma vs konusunda kimse eleştirmesin çünkü hukuk ve bürokrasi geçen süreler zarfında uluslararası hukukları, insan hakları hukuklarını, ceza hukuklarını vs muhaliflerin aleyhine iktidarın lehine dönüşüm geçirmiştir. (en basitinden çed yasasının değiştirilerek ağğır sanayi yatırımlarının çed kapsamın çıkarılması gibi. bu tür davaların dosya masraflarının arttırılması gibi. çoğunlukla yürütmeyi durdurma kararı veren bölge idare mahkemelerinin yetkilerinin kısıtlanması gibi)
dolayısı ile gezi olaylarında da her türlü hukuki ve yasal mücadele başlatılmıştır. oraya o çadırlar mahkemeler açıldıktan sonra hukuki süreci hiçe sayan belediye ve şirketin iş makineleri sokması üzerine kurulmuştur.
şöyle düşünelim. sizin davalı olduğunuz bir adam var normal olarak hukuki süreç başladığında bu tip işlemlerin durması ve mahkeme kararının beklenmesi gerekir. fakat bu adam sizin mahkmeye vermenize rağmen hala işleme devam ediyor. ne yaparsınız? hukuku bekleyelim mi dersiniz? hukuku beklemesini sağlamak için anayasal hak olan protesto etme ve eylem hakkınızı kullanarak insanların hukuksuzluğuna mı engel olursunuz? şartlar sizi 2. ye yönlendirir çünkü hukuksuzluk olan ortamda polisin hukuksuzluk yapanı engellemesi gerekirken protesto edenleri engellemesi bile aslında anayasal bir suçtur.
dolayısı ile hukuk yolu devlet ve bürokrasi tarafından kapanmıştır. şiddeti başlatanın polis olduğunu da bildiğimize göre... geriye sadece savunma yapmak kalıyor.
işin bop ayağına geri gelirsek, farketmez benim için eğer bir yönetim a b c farketmez kendi isteğiyle yahut dış güçlerin desteğiyle vss halkın bir kısmına zulüm ediyorsa (bkz suriye de nasıl da muhalifleri destekliyoruz iktidar olarak demi, gülme komşuna gelir başına demişler) ben o insan olarak o zulme karşı çıkmak zorundayım. ben bunu kendime hak görüyorum.
bop, abd, otpor vss ayaklanmanın kimin tarafından başlatıldığı önemli değil, şayet bu tip durumlarda sonuç halkın kendi içinden anti emperyalist (abd, natoı, israil, otpor, soros rockefeller vs) bir organik yapı çıkarabiliyor ve çoğulcu (çoğunlukçu değil) bir yönetim oluşturabiliyorsa başarı kazanılır.
aksi takdirde devrilenlerin yerine gelenler antidemokratik ve emperyal öçizgide faşist bir yapı olursa (bkz müslüman kardeşler,) yukarda parantez için yazıdğım devletler ve uluslar arası örgütler amaçlarına ulaşmış olacaklardır.
başından beri abd yanlısı bir çizgide olan erdoğanın devletin kurumları madenleri petrolleri askeri üsleri limanları vs kritik ve stratejik olarak büyük öneme sahip hemen herşeyi yasalarla satarak devredeerek vss çuvalını doldurmuş 10 yılda dünyanın en zengin 15 başbakanı arasına girmiştir. şimdi bu olayların kendisinin ipinin çekildiğini göstermesi açısından panik havası ile her devrilern ortadoğu lideri gibi delikanlılık yapmaya çalışmaktadır.. bunu yaparken de inatla ona oy verenlerin başbakanı oy vermeyenlerin celladı olmayı tercih etmiştir.
her toplumsal olayda kendinden olmayanı kucaklayıcı bir tavır sergilese idi oyunları bozması işten bile değildi lakin görevini tamamlamak üzere olduğunun ve yığdığı hazinelerini kaybetmek üzere olduğunun farkında olarak yanlışı seçti...
bu direnişleri destekleyen herkesin sonuca odaklanarak gerçekten anti emperyalist ve milli bir yapıyı oluşturacak çalışma içinde olması önemlidir...
aksi takdirde gaz satan tüccarların sorosların (bu arada faiz lobisi deyip duran başbakanın meclisten geçirdği son ekonomi yasasına göre şimdiye kadar türkiyede açık toplum vakfı açık radyo vs gibi stk lar dışında birşey açamayan sorosun spekülatör olarak ofis açmasına ve borsada işlem yapmasına izin veren yasayı onayladı. bu ne perhiz bu ne lahana turşusu derler adam ki petrol yasasına girmiyorum bile) ekmeğine yağ sürülmüş oluruz diye düşünüyorum...
peki direnişçiler direnişi bırakıp tayyibin safına geçsek ne olur. hiç birşey olmaz tayyip egosu atmosfere ulaşır baskılar hiç olmadığı kadar artar, rant hiç olmadığı kadar artar hayata müdahele hiç olmadığı kadar artar, bu direniş süreci sadece ertelenir...
demem o dur ki... herkes takkesini önüne koyup düşünsün... bugün iktidarın tutumunu destekleyenler 40 bin cana kıyan pkk yı bile aktivist gören iktidarın sokağa çıkan eylemcilere pkk lıdan beter muamele yapması sizde soru işaretleri oluşturmuyor mu?
polisin müdahele etmediği zamanlarda şenlik alanına dönen sokaklarda neden polis canı sıkıldıkça orantısız güç kullanarak insanlık dışı mücadele ediyor. 1 yıldır aktif süren pkk müzakereleri niçin 20 gündür sokakta olan eylemcilerle yapılmıyor. illa eylemciler silahlanıp vatandaş mı öldürmesi lazım. polis mi öldürmesi lazım?
Yer imleri