Geçen sene işyerimize bikaç ay Kardelen su almıştık.
Geçtiğimiz Cumartesi günü İstanbul'da 61 dolum tesisi üzerinde yapılan denetimde 5 marka geçer not alamamıştı. 'Buzada', 'Erpınar', 'Alps', 'Kervansaray' ve 'Yalısu' İstanbul için açıklanan kirliliği tespit edilen markalar oldu.
Sağlık Bakanlığı, daha önce bildirilen markalara ilaveten ''Gençsu'', ''Karlık Madran'', ''Alka Madran'', ''İvriz Su'', ''Beysu'', ''EDK Lara'', ''Hünkar'', ''Revan'', ''Buzdağ'', ''Kardelen'', ''İdeal'', ''Hazar Vox Nida'', ''Bahçeayran'', ''Esensu Özayran'', ''Kabalak'' markalarının dolum tesislerinde uygunsuzluk tespit edildiğini açıkladı.
Satış noktalarındaki denetimlerde ise 114 ürünün sağlıksız olduğu belirlendi.
Kaynak : Bakanlık pis su satan markaları açıkladı
Konu ibrahim06 tarafından (04/08/2012 Saat 00:59 ) değiştirilmiştir.
Geçen sene işyerimize bikaç ay Kardelen su almıştık.
erikli ve Eskişehirin kendi markası kalabak kullanıyoruz... ikisinden de memnunuz...
Kardelen haricinde diğerlerini hiç duymadım bile..
╔═════╗ ╔╗
║╔════╝ ║║
║╚════╗ ║║
║╔═══╗║ ║║
║╚═══╝║ ║║
╚═════╝ ╚╝
ben bi de revan suyu biliyorum.Bu açıklananlar su dolum merkezi pis olanlar.Deşifre programında çok ünlü markaların da pis çıktığı söyleniyordu. Bakanlık ise o ünlü ürünlerin su dolum yerlerinin pis değil tekrar kullanılan damacanalarının pis olabileceği ve kaynaktan çıktıktan sonraki satış şartlarından dolayı bakteri oluştuğu türünden bişeyler diyor. Ben tatmin olmadım.
Bu arada ben de Ankarada ve bulabildiğim yerde SAKA su içerim. ph değeri en yüksek saka sudur.Hatta bir yerlerde dünyanın en iyi suyu diye bile okudum ve Avrupada Türkiyeden tek ödül alan su diye biliyorum.zaten sitesine girerseniz görürsünüz.
https://www.sakasu.com.tr/index.php
Konu ibrahim06 tarafından (04/08/2012 Saat 01:17 ) değiştirilmiştir.
neden bugüne kadar bunların denetimine bu kadar önem verilmiyordu da şimdi bu kadar üstüne düşer oldu bu bakanlık. acaba vekillerden biri su dolum tesisi filan mı kurdu. benim aklıma başka hiçbirşey gelmiyor açıkçası. tabi birde bizim bakan yapınca bunu.....
Kardelen bursada da satılıyo, acaba buradaki de pislimi ?
ideal su ile bahçeayranIn dolum tesisleri osmaniye deiçmeyin sakın
EVO 1.3 MJ DYNAMIC
CHIP TUNNING
LİNK
Saka
saka suyu sitesine girip inceleyin derim.ab standartlarında sertifika alan tek su.Ankarada BİM'ler de satar.
Konu ibrahim06 tarafından (04/08/2012 Saat 01:22 ) değiştirilmiştir.
biz yaklaşık 2 yıldır evde işyerinde kabalak kullanıyoruz damak tadımıza en güzel gelen su. bugün getiren firma ile görüştüm bana yapılan açıklama aynen şu şekilde ..
fabrikaya bırakın test için denetlemeye bile gelmemeişler kapatıdı denilen fabrikadan 4 tır çıkardılar kapatılsa bu sular nereden gelecek hukuki süreçlerimizi başlattık yakın zmanda tekzip yayınlatacağız dediler.. işin aslınıda şu şekilde araştırmışlar aylar önce verdikleri yerlerde halen satamayıp elinde kalan sulardan numune almışlar bu sular güneş altında beklemesi sakıncalıymış 2 hafta dan fazla olan suları almayın ve güvenmediğiniz kendini disbürütor diye tanıtan firmalardan(mahale arası boş dükkanlarda iş yapan ) asla bilindikte olsa su almayın dendi ...
güneş altında kalan ve beklemiş sular kendiliğinden yosun ve bakteri üretiyormuş mutlaka kapaklarındaki tarihleri kontrol edin deniliyor..
okadar net konuştuki beni ikna etti kabalak suya devam diyorum ben ..
Şu röportajı okumakta fayda var.Ben zaten 2 yıldır damacana almıyorum. bence damacana işi sakat.
LİNK
Kirli su hakkında saklanan her şey - Sabah
Kirli su hakkında saklanan her şey
A Haber'in gündemi belirleyen programı Deşifre yine bir gıda skandalını ortaya çıkardı ve günlerdir tüm Türkiye, damaca sulardaki kirliliği konuşuyor.
Hakan HASTAOĞLU - Sabah.com.tr
Bal, salam, sucuk, yoğurt, peynir gibi bir çok sektördeki gıda teröristlerini ortaya çıkaran Deşifre'nin yapımcısı Mehmet Ali Önel, Sabah.com.tr'ye çarpıcı açıklamalar yaptı.
Deşifre programı bir dosya açtı ve Türkiye'de deyim yerindeyse ortalık karıştı. Artık herkes damacana sularını konuşuyor. Öncelikle damacana sularını incelemek nereden aklınıza geldi, bir ihbarla mı başladı süreç?
Biz öteden beri bildiğiniz gibi gıda sağlığıyla ilgili yayınlar yapıyoruz. 23 yıllık gazeteciyim, bir çok defalar halk sağlığını ilgilendiren haberler yaptık. Bir yıldır A Haber'deyiz ve başladığımızdan beri halk sağlığına yönelik haberler yapıyoruz. Bal meselesine el attık, çok büyük bir skandal ortaya çıktı. Televizyon reklamlarında vatandaşın gözünün içine baka baka sahte bal, glikoz şurubu yedirildiğini ortaya çıkardık. Arkasından salam, sucuk, peynir, yoğurt derken sütle devam ettik. Arkasından su vardı gündemimizde. Suyla ilgili olarak Prof. Dr. Erkan Topuz'un hakkını teslim etmemiz gerekir. Erkan Hoca suyla ilgili bir hususa dikkat çekmişti, Türkiye'deki sularda ağır metal var demişti bana. Ağır metal ayrı bir uzmanlık konusu, önce bakteriyel kirlilik var mı diye bakalım dedik. Şu anda ortaya çıkan budur. Ama Türkiye'deki suların bir kısmında kanser yapıcı ağır metaller de var. Onunla ilgili çalışmamız da devam ediyor.
İlk sonuçları aldığınızda neler gördünüz, ne hissettiniz?
Benim dört evladım var, en küçüğü iki yaşında, en büyüğü 16 yaşında. Çocuklarımız aklımıza geldi. Benim evimde içtiğim marka da orada çıktı, üstelik çok yoğun bakteriyel kirlilik bulundu. Eyvah dedim, bunca zaman çok iyi zannettiğimiz suyu çocuklarımıza içirdik ama su çok kirliymiş. Türkiye'deki bütün çocuklar bizim çocuklarımız, su hayatın kaynağı, temeli. Ben sonuçları görünce şok oldum. Biz 55 firma inceledik, 41 tanesinin suyunun içilemez nitelikte olduğunu gördük.
Toplum tarafından bilinen markaların ne kadarı bu 41 firmanın içerisinde bulunuyor?
Biz suyu sadece satış noktalarında inceledik. Sağlık Bakanlığı kaynağında da inceliyor. Suyun satış noktalarında kirli olması vatandaş açısından yeterince tedirgin edici bir durum zaten. En nihayetinde soframıza gelen su, o sudur. Kaynağından çıktıktan sonra su kirleniyorsa veya sofralarımıza kirli olarak geliyorsa, bu bakanlığı ve o firmaları ilgilendirir. Tüketici olarak biz içtiğimiz suya bakarız. 41 firma arasında su denilince akla gelen bütün firmalar vardı, bu kadar açık söylüyorum. Ama bu, firmaların bütün sularının kirli olduğu anlamına gelmiyor. Biz satış noktalarından suyu aldık, aynı firmanın başka bir satış noktasındaki suyu temiz çıkabilir. Esas belirleyici olan suyun kaynağındaki kirliliktir. Kaynak kirliyse yapılacak bir şey yoktur, bütün sular kirli çıkar. Kaynak temizse, su daha sonradan kirleniyorsa bu da firmanın sorumluluğundadır, firmanın bunu sağlaması lazım. Bardağıma gelen suyun sağlıklı olmasından firma ve bakanlık sorumludur. Bir durum saptaması yaptık, 55 noktanın 41'inde kirli suyun satılmış olduğunu ortaya koyduk. Bugün bakanlığın yaptığı açıklamayla, kaynağında incelenen 288 firmanın 20 tanesinde kirlilik tespit ediyor. Çok büyük bir rakam. Çok kaliteli diye bildiğimiz, üstüne büyük paralar ödeyerek içtiğimiz damacana sularda bu oranda kirlilik varsa bu korkunç bir şey. Sağlık Bakanlığı'nın bu denetimleri çok etkin yapabildiği kanaatinde değilim. Sahada deneyimlerimiz olduğu için söylüyorum, A firmasının kaynak suyu temiz ama yaz aylarında büyük satışı olduğu için suyu yetmiyor. Gidip dereden veya bahçesindeki kuyudan da su takviyesi yapıyor. Bakanlık elemanı denetime gittiğinde firma yetkilileri benim bahçemde kaçak kuyu var demeyecekleri için doğrudan kaynağa götürecekler. Aslında şu anda yapılan tahlil budur aslında. Kötü niyetli firmaların kaçak suları tespit edilememiştir bence, kaynakta olan tespit edildi. Bakanlığın bu denetimleri yaparken yanında jandarma ve polisin de olması lazım. O noktalarda çok etkin arama, tarama yapılırsa sağlıklı sonuç ortaya çıkar.
Sağlık Bakanlığı'nın kullandığı yöntemle ilgili bir sorun o zaman, bunu nasıl giderebilirler?
Bakanlığın elindeki imkan bu. Aslında sorun şuradan kaynaklanıyor, bakanlık ilk defa böyle kapsamlı bir araştırma yapıyor. Oysa ki bunu her hafta yapması lazım. İSKİ her gün 300-500 noktadan sularını alıp tahlil yapıyor. Bakanlık çok daha sık ve etkin denetim yapması lazım. Üzücü ama bakanlık bizim yayınlardan sonra bu denetimleri yapmış oldu.
İsimleri kirli su araştırmalarında bulanabilecek tanınmış markalardan size bir talep geldi mi? Hiç sizi arayan oldu mu?
Hayır. Ben öyle çok aranabilecek bir gazeteci değilim. Bunu biliyorlar herhalde. Ne diyecekler bana, bizim markamızı açıklama, bu işin üzerine gitme mi diyecekler. Ama dolaylı olarak bu işin üzerine gitmemem konusunda serzenişler, uyarılar aldım. Doğrudan firmalardan almadım, o kişilerin firmalarla bağlantısı var mıdır bilmiyorum.
Siz sadece damacanaları mı incelediniz, marketlerde satılan pet şişelere de baktınız mı?
Biz sadece damacanaları inceledik. Damacana satışı, suyun yüzde 75'ine tekabül ediyor. Çok yoğun miktarda kullanıldığı için hanelerde, evlerde doğrudan damacanaları inceledik. Pet şişelerde bu yoğunlukta bir sorun olduğunu zannetmiyorum. Pet şişeler kullan-at tarzı olduğu için damacanalardaki gibi kirlilik yok. Ama suyun kaynağında kirlilik varsa tabii ki pet şişedeki su da kirlidir.
Deşifre programı bundan sonra yoluna nasıl devam edecek?
Deşifre, kamu sağlığını, halk sağlığını korumak adına ne gerekiyorsa yapacak. Burada aslında gazetecilikle ilgili birkaç şey söylemek lazım. Gazeteciliğin temel misyonu, halkın sesi olan, sorunları ortaya koyan, sorumlu mevkideki insanlara sorunların çözümü için yardımcı olan bir kurumdur, meslektir. Gazetecilik son yıllarda siyasetle ve başka işlerle uğraştığı için gazeteciler halkın yanında olmayı çok fazla yapamıyorlar, yapmıyorlar. Bu satışlara da yansıyor. Bakın televizyonlara sadece eplence programları izleniyor, haber programları izlenmiyor. En iyi satış yapan gazetenin satışı 1 milyonu bulmuyor, toplam 3 milyon tiraj var 70 milyonluk ülkede. Japonya'da bir gazete 15 milyon tiraj yapıyor. Baktığınız zaman Türkiye'de medyanın bir güven sorunu var. Bu da medyanın halkın yanında durmamasından kaynaklanıyor. Türkiye 7-8 ay boyunca glikoz şurubundan yapılmış bal yedi, medya günlerce bunun reklamını yayınladı. Ama kimsenin bu ballar gerçek mi diye bakmak aklına gelmedi. Biz yaptık. Fakültede gazetecilikle ilgili bize ilk olarak bir olaydan kuşku duymak öğretildi. Onca gazeteci, kurum acaba diyerek bu balları incelemez mi? Demek ki gazeteciliğin durduğu yerde bir sorun var. Aslında bunun gözden geçirilmesi lazım. Türkiye değişti, dönüştü ama medya bunu yapamadı.
Son olarak, sudan sonraki hedefiniz nedir? Nereyi inceleyeceksiniz?
Onu söylemeyeyim ama var. Yine çok büyük gürültü koparacak bir dosyamız olacak.
Ben hiç sevemedim o suyu ya lezzetsiz değişik bi su.
ŞAKA suydu diyorum o yüzden ben ona
Bİr de turkuaz vardı :s rezelatti benim için, şimdi şaka suyu içtiğimde o geliyor aklıma
Hamidiye
Hisar
Damla bunlar da içtikten sonra bu ne ya dediğim sular....
Tadı ve içimi 10 numara olan 3-4 firma(7-9TL) dışında tavsiye edebileceğim.
*Sırma Su (5TL'di 2 senedir şimdi 6TL)
*Istıranca Su (Sanırım kapandı- 2 sene kullandım sonra adam gibi su bulamamıştım yerine 1 ay!!) (4TL)
*Altınpınar Su (Çatalca - En azından kaynağı güzelbir ) (4TL)
He bir de BİM'den özkaynak alabilirsiniz![]()
turkuaz damla oldu diye biliyorum . coca cola nın suyuydu ve bir ara su değil sofra içeceği deniliyordu![]()
bende baya buzdağı içtim ama son zamanlarda bim deki özkaynak suya dönmüştüm..
Evet Damla su oldu. Turkuaz iken üzerinde doğal minerali su yazmaz, işlenmiş su yazardı. Cola turka ilk çıktığında cola turka satmayıp sadece coca cola satan marketlere bedava verilirdi bu susumsu şey. Damla su olunca sapancadan bir yer alındı ve günlerce gazetelerde haberler çıktı sapancadaki yer coca colaya peşkeş çekildi diye.
Şunlarda bakanlığın kaynaktan değil bayilerden alınıp da sonuçları kötü çıkanlar. Hemen hepsi var.
KAYNAK
Damacana Suları Temmuz 2012 Piyasa Denetim Raporu
Konu ibrahim06 tarafından (05/08/2012 Saat 01:18 ) değiştirilmiştir.
devamı
KAYNAK
Damacana Suları Temmuz 2012 Piyasa Denetim Raporu
Konu ibrahim06 tarafından (05/08/2012 Saat 01:18 ) değiştirilmiştir.
Konu ibrahim06 tarafından (05/08/2012 Saat 01:18 ) değiştirilmiştir.
# Fiat Türkiye Kullanıcı Forumları Network # |
Yer imleri