34 sonuçtan 1 ile 20 arası

Konu: --18 Mart çanakkale Zaferi--

Threaded View

önceki Mesaj önceki Mesaj   sonraki Mesaj sonraki Mesaj
  1. #1
    G M
    PuNToGiRL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    09/01/2007
    Yaş
    38
    Mesajlar
    516
    Rengi
    Egzotik Kırmızı
    Edilen teşekkür: 7

    Standart --18 Mart çanakkale Zaferi--







    ---ÇANAKKALE ZAFERİ VE ASKERİN BİR TAS ÇORBASI---
    BU milletin tarihinde bir "Çanakkale Zaferi" vardır.
    Her ne kadar geçmişle ilgilenmek, hele askeri zaferleri anlatmak ve bu zaferlerin kumandanlarını anmak bugün bazılarının hoşuna gitmese de, tarihi değiştirmek mümkün müdür?
    Değildir!
    1915'te bu milletin tarihinde Çanakkale Zaferi vardır.
    Bu zaferde, Mehmet Akif'in "Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker" dediği Mehmetçik vardır, kahramanlar vardır, bunlardan biri de Mustafa Kemal Atatürk'tür.
    Çanakkale Zaferi'nin en önemli muharebelerinden biri olan Anafartalar Savaşı'nı Atatürk, el yazısıyla, günü gününe, bir okul defterine, sıcağı sıcağına yazmıştır.
    ***
    MESELA Conkbayırı...
    Mustafa Kemal Paşa, düşman askerlerinin denizden karaya çıkarma yaptıklarını öğrenir, durumu bizzat görmek için, binek hayvanlarını dahi bırakarak, yanındaki birkaç subayla Conkbayırı'na varır, gördüklerini defterine şöyle yazar:
    "Bir müfreze efradının koşmakta, kaçmakta olduklarını gördüm, önlerine çıktım:
    - Niçin kaçıyorsunuz?
    - Düşman geliyor!
    - Nerede?
    - İşte orada!"
    216 rakımlı tepeyi gösterirler, düşman Mustafa Kemal Paşa'nın istirahat etsinler diye geride bıraktığı askerlerinden, ona daha yakındır.
    Kumandan bir anda karar verir:
    "Düşmandan kaçılmaz!"
    "Cephanemiz kalmadı!"
    "Cephanemiz yoksa süngünüz var!
    Ve komutunu verir:
    "Askerrr, süngü tak, yere yat!"
    Askerler emre uyunca, düşman askerleri de durup yere yatarlar.
    Mustafa Kemal Paşa defterine olayı yazar ve şöyle der:
    "Kazandığımız an, bu andır!"
    ***
    ANAFARTALAR'da düşman taarruzu, yani hücum başlayacaktır.
    Atatürk bu taarruza "Herkesin başarmak ya da ölmek azmiyle başladığını anlatır:
    "Ben kumandanlara verdiğim sözlü emirlerde şöyle demişimdir:
    - Size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında, yerimize başka kuvvetler ve kumandanlar gelebilir."
    ***
    DURUM tehlikelidir, düşman karaya çıkmış ilerlemektedir, ordu kumandanı Alman Liman Von Sanders, Kurmay Başkanı Kâzım Paşa aracılığıyla telefonda, Mustafa Kemal Paşa ile konuşmaktadır. Mustafa Kemal Paşa, bütün birliklerin kumandasının kendisine verilmesini ister.
    Alman General şaşırır; belki de küçümser:
    "Çok değil mi?"
    Mustafa Kemal Paşa'nın cevabı, bir top güllesi kadar ağırdır:
    "Az bile!"
    ***
    TAARRUZUN başlamasına az kalmıştır, bakın Mustafa Kemal Paşa kimleri ve neyi düşünmektedir? Ordu karargâhından telefonla ne istemektedir?
    "Conkbayırı'nda kendilerinden büyük faaliyet talep edeceğim iki piyade alayı için, orada bulunan birlikler vasıtasıyla hiç olmazsa sıcak bir çorba hazırlatmaya imkân bulmanız çok muvaffak olur."
    Kumandan odur ki, biraz sonra ölüme göndereceği askerlerinin kursağına girecek bir tas çorbayı düşünendir.
    ***
    TAARRUZ başlar, birliklerden haberler gelir, fakat bu haberler durumu tam olarak anlatmaz. Mustafa Kemal Paşa, bütün tümen kumandanlarına şu emri gönderir:
    "Ben şu haberi bekliyorum, düşman mahvedilmiş, askerlerimiz düşman siperlerine girmiştir. Bundan başka hiçbir haber önemli değildir."
    Elbette bir süre sonra o haber gelecektir.
    Bu milletin tarihinde bir Çanakkale Zaferi vardır, hatırlatalım dedik.



    --------------------------------------------------------------------------


    SAĞ KOLUMU KAYBETTİM AMA SOL KOLUM VAR"



    Seddülbahir ve Conkbayır'ın büyük kahramanlarından biride Bombacı Mehmet Çavuş 'tu. Bu kahraman Anadolu çocuğu, İngilizlerin siperlerimize fırlattığı el bombalarını korkusuzca hemen yakalar,karşı tarafa fırlatır ve zararını kendilerine dokundururdu. İngilizler bunu anlamış olacaklar ki bombaları bir kaç sayı saydıktan sonra fırlatarak Mehmet Çavuş 'un iadesini önlemeye çalışmışlardı. İşte böyle bir bomba Mehmet Çavuş 'un elinde patlayarak sağ elinin bileğinden kopmasına sebep olmuştu. Bu yiğit delikanlı vazife şuuruyla hastahaneden tabur kumandanına yazdığı mektupta şöyle diyordu:
    "Sağ kolumu kaybettim, zarar yok,sol kolum var. Onunla da pekala iş görebilirim. Beni müteessir eden ve yüne kıtama iltihak edip düşmanla çarpışmama mani olan şey yaramın henüz kapanmamış olmasıdır.


    Hastahaneden kurtularak halen harbe iştirak edemediğim için beni mazur görünüz, affedeniz muhterem kumandanım.."






    --------------------------------------------------------------------------

    18 Mart Çanakkale Zaferi:



    Birinci Dünya Savaşı'nda kazandığımız en büyük muharebedir. Savaşın gidişini değiştiren bu büyük zafer, İngilizler'e 205.000 , Fransızlar'a 47.000 kişiye malolmuştur. Düşmanın Çanakkale önlerine yığdığı deniz kuvvetleri 18 zırhlı, 12 Kruvazör, 17 muhrip, 12 denizaltı, 1 uçak gemisi 36 mayın gemisinden meydana geliyordu. Ayrıca 86 nakliye 222 de çıkarma gemisi vardı.



    İngiliz Fransız filosunun 6 zırhlısı Türk topçularının isabetli atışları sonunda batırıldı. 8 saat 45 dakika süren bombardıman esnasında düşman 506 top kullandı. Savaşta Çanakkale sırtlarından vaktiyle 2.Abdülhamit Han'ın yaptırdığı Aziziye tabyalarının büyük rolü oldu.



    Nihayet Boğazdan geçemeyeceklerini anlayan İngiliz ve Fransızlar Gelibolu'ya asker çıkararak İstanbul'a karadan yürümeye karar verdiler. Burada Vatan için can veren 250.000 Mehmet'cikten Ezine'li Yahya Çavuş ve arkadaşlarının abidesi için eski Çanakkale Valilerinden Nail Memik Bey'in yazdığı dörtlük :



    Bir Kahraman tabur ve Yahya Çavuş'tular;

    Tam üç alayla, burda, gönülden vuruştular...

    Düşman, tümen sanırdı bu şahlanmış erleri,

    Allah'ı arzu ettiler; Akşam kavuştular.



    General Hamilton anlatıyor: 3 Eylül 1915 gecesi korkunç bir rüya gördüm, İmroz'da çadırımın içinde küçük bir portatif karyolada yatmaktaydım. Birden bire kendimi buz gibi bir suda gömülmüş buldum. Birisi beni denizin dibine doğru çekiyordu. Boğuluyordum. İkil kuvvetli elin boğazımı sıktığını hissediyordum. Bu ikisi, beni hem boğuyor, hemde denizin derinliklerine sürüklüyordu!.. Nefesim kesiliyordu!..



    Dehşetli bir mücadele ile kendimi bu iki elden kurtarmaya çalıştım. Bu o kadar sıkıntılı bir boğuşmaydıki yatağımda güçlükle gözlerimi açtığım zaman bütün vücudum zangır zangır titremekte idi ve kan ter içinde kalmıştım. Boğazımı sıkan iki kuvvetli pençeyi görür gibi oldum. Çadırımın içinde sankı bir hayalet vardı. Fakat yüzü, karanlıkta seçilmiyordu. Bu hayal yavaş yavaş gözden silinip kayboldu. Boğazım ferahladı. Rahat nefes almaya başladım. Çadıra bir düşman mı girmişti.. Ömrümce bu kadar korkunç bir rüya görmemiştim... Uyandıktan sonra saatlerce bu rüyanın tesiriyle kıvranıp durdum. Kafamın içinde acaip düşünceler canlanmaya başladı. Çanakkale tekin değildir!.. Üzerimize kaçınılmaz bir tehlike çökmüştür. Hepimizi meş'um bir akıbet beklemektedir!.. (18 Mart 1992 tarihli fazilet takvimi)



    Çanakkale savaşında Kahramanca savaşan Türk askeri,düşmanlarını bile kendine hayran bırakmıştır. Bu savaşta bir kolu ile bir ayağına kaybeden bir Fransız Generalinin ülkesine döndükten sonra anlattığı bir savaş hatırası şöyledir:



    "Fransızlar Türkler gibi mert bir milletle savaştıkları için daima iftihar edebilirler. Hiç unutmam Savaş sahasında dövüş bitmiş yaralı ve ölülerin arasında dolaşıyorduk. Az evvel Türk ve Fransız askerleri süngü süngüye gelip ağır zayiat vermişlerdi. Bu sırada gördüğüm bir hadiseyi ömrüm boyunca unutamıyacağım. Yerde bir Fransız askeri yatıyor, bir Türk asker kendi gömleğini yırtmış, onun yaralarını sarıyor, kanlarını temizliyordu. Tercüman vasıtası ile şöyle bir konuşma yaptık:



    -Niçin öldürmek istediğin düşmana yardım yapıyorsun ? Mecalsiz haldeki Türk askeri şu karşılığı verdi:



    -Bu Fransız asker yaralanınca cebinden yaşlı bir kadının resmini çıkardı, birşeyler söyledi. Anlamadım ama herhalde annesi olacaktı. Benim ise kimsem yok. İstedimki, o kurtulup anasının yanına dönsün!.. Bu asil duygu karşısında hüngür hüngür ağlamaya başladım. Bu sırada emir subayım Türk askerinin yakasını açtı. O anda gördüğüm manzaranın yanaklarımdan süzülen yaşları dondurduğunu hissettim, çünkü Türk askerini göğsünde, bizim askerinkinden çok ağır bir süngü yarası vardı ve bu yaraya bir tutam ot tıkamıştı. Az sonra ikiside öldüler.



    --------------------------------------------------------------------------



    ÇANAKKALE TÜRKÜSÜ

    Çanakkale içinde vurdular beni
    Ölmeden mezara koydular beni
    Of gençliğim eyvah

    Çanakkale köprüsü dardır geçilmez
    Al kan olmuş suları bir tas içilmez
    Of gençliğim eyvah

    Çanakkale içinde aynalı çarşı
    Anne ben gidiyorum düşmana karşı
    Of gençliğim eyvah

    Çanakkale içinde bir dolu testi
    Anneler babalar ümidi kesti
    Of gençliğim eyvah

    Çanakkale'den çıktım yan basa basa
    Ciğerlerim çürüdü kan kusa kusa
    Of gençliğim eyvah

    Çanakkale içinde sıra söğütler
    Altında yatıyor aslan yiğitler
    Of gençliğim eyvah

    Çanakkale'den çıktım başım selamet
    Anafarta'ya varmadan koptu kıyamet
    Of gençliğim eyvah



    --------------------------------------------------------------------------
    Konu OzzY tarafından (18/03/2007 Saat 00:44 ) değiştirilmiştir. Sebep: gereksiz kodlar silindi

Benzer Konular

  1. Bir city arızası zaferi :):)
    kemalbodrum tarafından City Arızası forumunda yazıldı.
    Cevaplar: 26
    Son Mesaj: 16/08/2012, 15:25
  2. 18 Mart Çanakkale Zaferi 97. yıl dönümünde şehitlerimizi rahmetle anıyoruz.
    JASMINE tarafından Mustafa Kemal ATATÜRK forumunda yazıldı.
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 28/03/2012, 15:13
  3. 18 mart ÇANAKKALE SAVAŞI VE ŞEHİTLERİ ANMA GÜNÜ
    fiko tarafından Serbest Kürsü forumunda yazıldı.
    Cevaplar: 26
    Son Mesaj: 18/03/2011, 23:55
  4. 18 Mart Deniz Zaferi ve Şehitleri Anma Günü
    skydome tarafından Haberler forumunda yazıldı.
    Cevaplar: 15
    Son Mesaj: 19/03/2010, 18:03
  5. Çanakkale zaferi...! (mektup)
    BrK_20 tarafından Mustafa Kemal ATATÜRK forumunda yazıldı.
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 18/03/2008, 10:07

Yer imleri

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  


Forumdaki tüm yazışmalardan üyelerin kendisi sorumludur. Çıkabilecek herhangi bir hukuki durumda, forum yönetimi yetkili merciilerin talepleri doğrultusunda, ilgili üye/üyelerin tüm erişim bilgilerini/kayıtlarını vermekle yükümlüdür. Yeni üye olanlar, maillerine gönderilen onay maillerini onayladıktan sonra, admin onayıyla üye olabilmektedirler. O nedenle üye olurken profil bilgilerinin özenli, doğru ve eksiksiz şekilde girilmesi son derece önemlidir. Üyeler; forumda geçirdikleri zaman zarfında forum kurallarına uymak zorundadırlar. Kurallara aykırı davrandığı tespit edilen üyeler hakkında haber vermeksizin işlem yapma hakkı forum yönetimine aittir. Forum kurallarını okumak için tıklayınız. Unutmayınız; bu ortamdaki özgürlüğünüz, başkalarının özgürlüğüyle sınırlıdır.
Reklam vermek, bilgi & iletişim için: admin@grandepuntotr.com



# Fiat Türkiye Kullanıcı Forumları Network #

www.fiattr.com   |    www.puntotr.com   |    www.grandepuntotr.com   |    www.puntoevotr.com   |    www.bravotr.com   |    www.lineatr.com   |    www.500tr.com   |    www.ottimotr.com   |    www.aegeatr.com