Alıntı ametist Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
arkadaşlar, fiat markasının türkiyede kendini konumlandırdığı nokta, söylediğiniz araçları satması neredeyse imkansız olan bir yerde... şimdi aracın size maliyetinden öte, bunun bir de türkiyede satış ve servis ile ilgili maliyeti var. personel eğitimi, stok maliyeti, özel ve genel donanımların temini, bunların stok maliyeti... parçanın en az on yıl stokta tutulma zorunluluğu var kanunen, adam bundan beş tane de satsa beş bin tane de satsa belirli parçaları ya stokta tutacak, ya da kanuni süre içinde temin edebilir olacak. şimdi bir abarth punto aldınız... gidip kaza yaptınız beş sene sonra, servise götürdünüz, bilmem ne sensörü değişecek, elde yok, italyadan gelecek.. kıyameti koparırsınız o malzemeyi iki üç hafta beklediniz diye... söylenmedik söz kalmaz, emin olun.

halihazırda 500 ki niş bir sınıfta ve bravodan başka ithal araçları yok. dolayısıyla sattıkları araçların katma değeri oldukça yüksek. haliyle türkiyede yıllardır başkalarının at koşturduğu ve yerleştiği bir pazara girmemeleri de normal. buna vizyon eksikliği değil, hedef kitleye göre ürün pazarlama deniyor. zira getirilmediğini söylediğiniz hot hatchlerin ülkemizdeki pazarı çok ama çok küçük.
Stok, eğitim, parça....Bunlar önemli maliyetler değil.Punto ile Abarth ı karşılaştırırsak %99 parça eşleşmesi çıkar zaten.Kalan %1 ise zaten Tofaşın İtalyadan parça getirdiğini varsayarsak hiçbir ekstrası olmaz Koca Tofaş Firmasına...

Vizyon eksikliği-hedef kitleye göre ürün pazarlamasına gelirsek sizin söylediğinizin yanlışlığı zaten kendi cümlenizde mevcut, diğer firmaların at koşturduğu pazarda bu firmaların Tofaşın getirmediği modellerin karşılığını yıllardır getiriyor olup bunların toplamdaki satışlarının ne kadar düşük olduğunun görülmesiyle Tofaşın Vizyon Eksikliği yine kendiliğinden ortaya çıkmakta


Arkadaşlar bizler bazı kavramları karıştırabiliyoruz ya da birbirlerinin yerine koyabiliyoruz.Bir firmanın bir pazara ihtiyaçlarına göre bir ürün getirmesi çok normal.Zaten bunun aksi düşünülemez.Aynı firmanın bu pazara tamamen yeni bir ürün getirmesi ise başka bir durumdur.Yine aynı şekilde pazara hitap eden ürünün bir benzerini getirmesi ise yine başka bir durumdur.Bunlar birbirinden farklı durumlardır:
Tofaşın Türkiyeye Punto getirmesi,
Tofaşın Türkiyeye Fiatın X Modelini getirmesi,
Tofaşın Türkiyeye Punto Sportu getirmesi...

İlk iki durum iyi bir pazar araştırmasını gerektirir.Ancak 3. durum ürün çeşitlendirmesiyle açıklanabilir.Bu ise pazar ihtiyacı ile değil de markanın vizyonu ve kendi ürünlerine verdiği değeri gösterir.Zaten en başından bilinir ki bu ürün fazla talep görmeyecek.Ancak distribütör bu tarz ürünleri pazara göstererek ithal ettiği ürünün marka değerini arttırabilir.Bu ise distribütörün vizyonuyla alakalıdır.Tabiki marka değeri arttırmanın tek yolu bu değildir.Ancak konuyla alakalı durum budur