Öncelikle şunu belirteyim, 6 ay önce ehliyetimi alkollü şekilde kaptırdım. Aslında alkol almak için gitmemiştim ama 1 - 2 bira derken alkollü şekilde araca bindim fakat kullanamayacak kadar alkollü değildim. Hiç bir bilinç kaybı yoktu ki bunu ben söylemiyorum. Ehliyetimi alan polise "aracı bağlamayacak mısın?" dedim. "Gerek yok kullanamayacak durumda değilsin al git öbür türlü aracı çektirmek de dahil bir sürü ceza daha yazmam gerekir. Yazık" dedi. Yani bildiğin alkolsüz gibiydim. Aldığım alkolle yasal promili nasıl aştım onu da anlamış değilim.

Sadede gelirsek, 1.1 promil az buz bir alkol değil. Ehliyetinin alınmasına üzülmedim. Kendi ehliyetimi kaybettiğimde de üzülmedim. Müstehaktır. Daha beteri olsa keşke. En azından telafisi olmayan durumlar yaşanmadan vaz geçer insanlar alkollü şekilde direksiyona geçmeye. Ben de sizin gibi ilk gün sinirle dava açmaya yeltenmiştim ama akl-i selim ile düşününce kabahatimle oturmam gerektiğine karar verdim. Eğer kavganın temeli alkolün ise (üflememek için memura direnmek vs.) kabahatinle oturmanı ve bir daha tekrar etmemeni tavsiye ederim.

Yok eğer kavganın sebebi memurun bir terbiyesizliği, darp etmesi ya da hakaretiyse ikisi ayrı konular. Ehliyetten bağımsız olarak savcılığa suç duyurusunda bulun. MOBESE ile destekleyebiliyorsan da sonuna kadar git.

Fakat söylediğim gibi, ehliyeti unut ve kabahatinle otur 6 ay. Şahsen ben öyle yaptım. Kaldı ki ben yakalandığımda memurlar oldukça samimi ve iyi niyetli davrandı. İstersem kan testi de yapabileceklerini söylediler bense alkollü olduğumu ve gerek olmadığını, ne yapmaları gerekiyorsa yapmalarını söyledim. O anda adamlara tek söylediğim "yeri de değil doğru da değil ama araba ile işim oluyor. Kesinlikle bağlamanız gerekiyor mu, bağlayacak mısınız aracı?" dedim. Gerek yok dedi zaten adamlar.