Peki bu test nerden aklıma geldi?
Buyrun
Bir depoyla 1580 km?
Peugeot 307 1.4 HDI ile İstanbul-Antalya arasında gayrıresmi bir yakıt tüketimi rekoru denemesi... Gerçek koşullarda düşük bir ortalama hızda ne kadar az tüketilebilir?
Erkan Altınsoy
Yolu tamamlayıp biraz uğraştıktan sonra Antalya'da benzinciyi bulup yakıt almak üzere aracı durdurdum. Araçtan inmeden sol kapıyı açarak pompadaki görevliyi çağırdım, "İstanbul'da Kozyatağı'nda depoyu doldurdum, buraya kadar 700 km geldim, ibre hala yarıdan fazla gösteriyor!" dedim. Görevlinin ilk tepkisi, "İbre yanlış gösteriyor?" oldu. "Hayır" dedim, "gayet doğru gösteriyor!". Bunun üzerine, "nasıl geldin, yavaş mı geldin" muhabbeti başladı ve o da acaba depo kaç litre alacak diye en az benim kadar meraklandı. Depoyu büyük bir titizlikle doldurdu. Hatta pompa üçüncü kez de otomatik olarak atınca (Peugeot, kullanım kitapçığında pompa üçüncü kez atınca doldurmayı bırakın diyor) yeterli olduğunu söyledim, ama bir hakem titizliğiyle, "dur, dur, hile yok" diye takılarak biraz daha doldurdu. 703.7 km geçmiştim İstanbul'da depoyu doldurduktan sonra. Değerli pompacı arkadaşımızın bütün çabalarına rağmen 26.58 litre motorin alabildi depo. Benzin pompasının göstergesine göre ödeyeceğim tutar da (o günkü fiyatla) 59.01 YTL idi, yani yakıt masrafım. Bu tüketim 100 km'de ortalama 3.77 litreye karşılık geliyordu. Yani, görev tamam, amacıma ulaştım. Sabah 07:45 İstanbul Kozyatağı'ndan depoyu doldurup yola çıktıktan sonra hava kararırken, 703.7 km'nin ardından 18:45'te Antalya'daki benzinciye hedeflediğim sürede ve hedeflediğim yakıt tüketimiyle ulaşmış oldum. Başlıktaki sorunun cevabı, evet, bir depoyla 1588 km gidilebilir!
Nasıl bir yolculuk oldu?
Bu yolculuk aslında aşırı yavaş giderek yapılmış bir yolculuk olmadı. Her şeyden önce, gerçek trafik koşullarında yapıldığı için, trafik kurallarına ve daha genel olarak trafik güvenliğine uygun bir şekilde kullanmak gerekiyordu. Bu nedenle yolculuğun ilk bölümünde İstanbul'da Kozyatağı'nda depoyu doldurduktan sonra TEM Adapazarı kavşağına kadar otoyolda hedef hız 90 km/s idi. Otoyolda daha yavaş gitmek tehlikeli çünkü diğer araçlarla hız farkı ne kadar yüksekse, kaza riski de o kadar artıyor. Adapazarı gişelerden itibaren Antalya'ya kadar ise hedef hız 80 km/s idi. Sonuçta, yemek ve diğer molalar için harcanan zaman çıkarılıp kalan zaman ile geçilen kilometre hesaplandığında ortalama hız 71.2 km/s olarak çıktı. Adapazarı'na kadar olan bölüm yolun beşte birinden biraz fazlasını oluşturuyordu. Bu nedenle otoyoldaki hızın ortalama hıza etkisi fazla olmadı. Ortalama hızın düşük çıkmasının nedeni tabii ki gerçek koşullarda gidilmesi. Gişede, trafik ışığında durup beklemek, yavaş araçların arkasında bir süre gitmek, jandarmanın kimlik kontrolü için durdurması vb. biraz zaman kaybına neden oldu. Ayrıca Kozyatağı'ndan TEM'e çıkmadan önce küçük bir kaza nedeniyle 1-2 dakikalık bir sıkışıklık oldu ve Antalya'ya ulaşınca da istediğim benzinciyi buluncaya kadar akşam trafiğine (neyse ki İstanbul kadar kötü değil) yakalanıp vakit ve yakıt kaybettim. Ama gerçek koşulda testte zaten böyle şeyler olması beklenir. Bunun dışında, artık bende alışkanlık haline geldiği üzere, yumuşak bir şekilde hızlandım, uygun zamanlarda gecikmeden üst vitese geçtim ve öndeki trafiği iyi bir şekilde izleyerek ve mümkün olduğunca az gaz vererek fren yapma ihtiyacını en aza indirmeye çalıştım. Her aracın motorunun ve vites kutusunun özellikleri farklı. 1.4 HDi motorunun 307'de kullanılan versiyonu 160 Nm torkunu 2000 devir/dakikada veriyor. Hedef yol boyunca aracı beşinci viteste 2000 d/d civarında tutmaktı. Bazen düz yolda yavaşlayınca ya da yokuş çıkarken dördüncü vitese geçmek gerekti. Bunun dışında, en yüksek hız en düşük tüketim hedefine uygun olarak şanzıman hep beşinci vitesteydi.
Artık 307'de sunulmayan bir motor: 1.4 HDi
Doğrusu Golf sınıfı da denilen bu sınıfta Peugeot'nun 307'de 1.4 litrelik (70 beygir) bir motor sunması birçok kişiye şaşırtıcı gelmişti. Çünkü, genelde bu hacimdeki motorlar daha küçük sınıftaki otomobillerde sunulur. Tabii, teknoloji birçok eski genellemeyi geride bırakmaya neden oluyor. Aslında, 1.4 litrelik yüksek basınçlı ortak yakıt hattına (common rail) sahip bu turbodizel motorun sağladığı tork 1.6 litrelik benzinli bir motorun torkundan daha fazla. Üstelik bunu, 3500-4500 gibi devirlerde değil, daha 2000 d/d'den itibaren sağlıyor. Yani çok daha kullanışlı. Buna rağmen, bu kasayla bile en az tüketen dizel motorlar kadar da düşük yakıt tüketimine sahip. Fabrika rakamlarına göre şehir içi tüketimi 5.5 litre/100 km. Benim İstanbul'un yoğun trafiğinde elde ettiğim rakam ise 6.5 litre/100 km civarında. Yani, koşullar göz önünde bulundurulduğunda gerçekçi sayılır. Şehir dışı tüketimi ise fabrika rakamlarına göre 4.0 litre. Antalya yolculuğu bunun hayal ürünü olmadığını gösterdi. Normalde, araç yüklüyken normal hızlarda bile şehirlerarası yollarda 5 litre civarında bir tüketim elde edilebiliyor. Peugeot, yenilenen 307'de bu motorun yerine 1.6 litre 110 beygirlik dizel motorun daha düşük güçteki modeli 90 beygirlik motoru sunuyor. Bu yeni motor artık sunulmayan 1.4 HDi motora göre daha iyi performans sağlıyor ama yüzde 10 civarında daha fazla tüketiyor (ortalama 4.5 litre yerine 4.9 litre/100 km) 1.4'ün çok cimri olduğunu düşünürsek, yine de düşük sayılabilecek bir tüketim rakamı bu. Ama daha çok şehir içinde kullanıldığında aradaki fark açılıyor. Benim gibi ekonomiye daha çok önem verenler için 1.4 HDi iyi bir seçenekti. Hatta bu motorun 16 supaplı 92 beygirlik bir kardeşi de Citroen tarafından C3'te kullanılıyordu.
Dizel motor kullanım tekniği
Dizel satışlarının artması ve dizel motorlu araçların trafiğe çıkmasıyla birlikte bazı uyum sorunları da yaşanmaya başlandı. Sürücülerin bir bölümü (taksiler dahil) dizel motoru benzinli motor gibi kullanıyor, üst vitese geçmeden önce 4000-4500 devir/dakika'ya kadar çıkıyor. Halbuki, dizel motorların verimliliği (çoğunlukla) 3500 d/d'den sonra hızla düşmeye başlıyor. Hem daha iyi hızlanma hem de daha düşük yakıt tüketimi için üst vitese geçip, torkun en yüksek olduğu 2000 ile 3500 arasındaki devirlerden yararlanmak gerekiyor. Ekonomik kullanmak istiyorsanız, tercihen 2000 ile 3000 d/d arasında kalınmalı. Yani, 3500 d/d'deyken hızlanmak istiyorsanız yapmanız gereken en doğru şey önce üst vitese geçip ondan sonra gaza basmak olacaktır. Dizel motorların özellikleri genel olarak benzese de, tork eğrileri (hangi devirde ne kadar tork sunduklarını gösteren grafik) ve vites oranları farklılıklar gösteriyor. Bu nedenle, araçla ilgili biraz bilgi edinmek aracı daha verimli kullanmak açısından yararlı olur. Doğrudan direksiyona oturan biri de motorun hangi devirden itibaren iyi tepki göstermeye başladığını ve bu yüksek çekiş gücünün hangi devirlere kadar devam ettiğini zaman içinde anlayabilir ve alışabilir. Motorun özelliklerine uygun bir şekilde kullanılmasıyla hem daha iyi performans elde ediliyor hem de yakıt tüketimi düşüyor.
Başka araçlarla da bu yakıt tüketimine ulaşmak mümkün mü?
Artık satılmayan 1.4 HDi motorlu 307 şu anda yolda görebileceğimiz büyüklüğü ne olursa olsun en ekonomik araçlardan biri. Daha düşük yakıt tüketimi için aynı motoru kullanan daha küçük otomobillerden başlayarak mini sınıftaki otomobillere bakmak gerekir. Örneğin, Peugeot 206, Citroen C3, C2, Ford Fiesta (1.4 TDCi, aynı motor). Bu motor bir ara Citroen'in 307 ile aynı sınıftaki eski Xsara modelinde de sunuldu. Peugeot-Citroen'in dizel motorları, aynı zamana Ford'da ve Volvo'da da kullanılıyor. Bunun yanında, yeni nesil yüksek basınçlı yakıt hattını (common rail) kullanan birçok şirket çok verimli dizel motorlar sunuyorlar. Renault ve Fiat da bu alanda önemli uzmanlığa sahip. VW Grubu (VW, Audi, Skoda, Seat) ise pompa enjektörlü dizel teknolojisiyle düşük yakıt tüketimi sağlıyor. Araçların teknik bilgilerinde yakıt tüketimleriyle ilgili ayrıntılar belirtiliyor. Az yakıt tüketen birçok dizel (ve benzinli) araç seçeneği var. Ama, bu testte de görüldüğü gibi, aracın ne kadar tükettiği kadar, nasıl kullanıldığı da önemli. Ekonomik araç + ekonomik sürücü = ekonomik tüketim.
Yer imleri