Benim trafikte en sinir olduğum durum sağ tarafımda araç varken birinin tabakane ye yetiştirir gibi sellektörle dibime kadar gelmesi
Trafik kurallarına uyalım uymayanları uyaralım...
Printable View
Benim trafikte en sinir olduğum durum sağ tarafımda araç varken birinin tabakane ye yetiştirir gibi sellektörle dibime kadar gelmesi
Trafik kurallarına uyalım uymayanları uyaralım...
hem sizin söylediğiniz durum var hemde lüzumsuz çalınan kornalar var. kırmızı ışıkta, sıkışık trafikte durmadan gürültü kirliliği yapıyorlar. ne anlıyorlar zart zart korna çalmaktan anlamıyorum. ellerine ne geçiyor. daha kırmızıdan sarıya dönmeden kornalar başlıyor. sarı ile yeşil arasında 1 saniye var. nereye yetişeceksin bir saniyeyle
Saymakla bitiremem.
Erhan abinn dedigi olay sarıyken kornalar baslıyor hemen ...
Trafikte yapılan en büyük yanlışlık herkesin kendini haklı görmesi yani suçlunun suçunu kabul etmek istememesi hatta suçlu olduğunun farkında bile olmaması :)
Bunun önüne geçebilirsek büyük bir problemi ortadan kaldırmış oluruz...
şehir içi hız sınırları belli olduğu halde sol şeritte 90 la vs giderken birinin arkadan zorla selektör vs yapması..1-şehir içi azami hız sınırları belli..2-sadece sol şeritte asfalt düzgün olduğu için orada gidiyorum 3-alemin enayisi benmiyim hız kurallarına uyuyorum..
Benim en sevmediğim, bunun için kavga ettiğim yada arabasını sıkıştırdığım olay; ışıklarda yada trafik tıkandığında beklerken uyanığın birinin soldan kapatıp gelmesi ve karşıdan araba gelince önüme girmeye çalışması. Nevrim dönüyor bir anda :)
sıkışık trafikte uygun olmayan koşullarda şerit değiştirilmesi.. onlar yüzünden trafik ipek böceği yürüyüşü gibi hareket ediyor..
trafiğimiz neden böyle kalitesiz, bunu hergün düşünüyorum..
vardığım sonuç:
1. sorun trafik problemi değil, kültür problemi..
halkımız ne yazıkki kültürsüz ve empatiden yoksun.
2. devlet denetimde yetersiz. e6 ta bile; ne bir otoban polisi var, ne bir helikopter gördüm, ne kameralarla izleniyoruz, ne bir radar var, herşey ser..
Kavşaklarda tek olarak konan kırmızı ışık. Yanarsa duruyosun sönerse geçiyosun. Ama yeşil ışık yok altında. Sadece kırmızı bir lamba. Ampul patlasa kırmızı yanmıyor diye geçip kendilerine yeşil yandığı için yola atlayan yayalara çarpmamak oldukça maharet gerektiriyor. Sadece Eskişehirime özgü bir durummudur, diğer illerdede varmıdır böyle standart dışı bir ışık bilmiyorum.
Kirmizi isikta beklerken daha yesil yanmadan kornaya asilan insanliktan nasibini alamamis, hayvan diye anip hayvanlara bile hakaret etmeyecegim pigmeler. El frenini cekip iniyorum arabadan. Lastikleri falan kontrol ediyorum. Tekrar kirmizi yanmadan hemen once ben basip geciyorum. O yine kaliyor isikta. Ne kufurler ettigimi bilemezsiniz.
hepsini saymışsın, tebrik ederim.
Bir de, tabiri caizse, tampon tozu alan hıyarlar var. İndirip tokatlayısı geliyor insanın...
Daha fazla katılamazdım
Bakın,
Mesela İstanbul'da, gerçek anlamda iki ay denetim yapılsın, gerekli cezlar kesilsin ve ehliyetler toplansın, bakalım bir daha şerit ihlali, kırmızı ışık ihlali, hız sınırı, hatalı sollama ve sinyalleri doğru kullanma, yada araç muayenesine bağlı olarak fiziki eksikliklerden kaynaklanan kusurlar bir daha görülüyor mu...
Denetim olmadan insanları eğitemeyiz...
istediğiniz kadar denetim yapın adım başı polis koyun fark etmez. eğerki bir kişiye daha anaokulunda trafik kuralını öğretmezseniz, doğruyu yanlışı güzelce daha küçükken anlatmazsanız. dilediğiniz kadar ceza kesin durum değişmez.
herşeyden önce eğitim gelir.
programın birinde Kirli olarak bildiğimiz Kadir Çöpdemir önce yurt dışında yaya geçidinde bir deneme yaptı. daha ayağını yaya geçidine basar basmaz geçide yaklaşan araba duruyor ve o geçtikten sonra hareket ediyor. bunu birçok kez yaya geçitlerinde denedi ve her seferinde böyle karşılık aldı. orada kesinlikle lamba ve polis yoktu. sadece yaya geçidi çizgileri.
aynı durumu İstanbul'da denedi. daha yaya geçidine adımını atar atmaz yanından hızla geçen bir araba kornasına bastı durmadı bile tekrar denedi sonra tekrar denedi ancak karşıya geçmeyi bırakın yaya geçidine ayağını bile koyamadı.
okullarda, sürücü kurslarında bu basit kurallar öğretilir ancak sadece öğretilmekle kalır. çuvaldız iğne misali kaçımız yaya geçidinde durupta bekleyen yayaya yol veriyoruz. kaçımız hız sınırlarına harfiyen riayet ediyoruz.
yurt dışında yaşayan Türkler bile yurtdışındayken tüm trafik kurallarına harfiyen uyarken Kapıkuleden geçer geçmek trafik canavarı olmuyor mu?
Erhan bey,
İyi düşünün, bizlerde daha okuma yazmayı ilk öğrendiğimiz yıllarda ışıkların ne anlama geldiğini, zebra çizgilerinin niçin varolduğunu öğrenmedik mi?
Evet, biz de avrupalıyla aynı yıllarda öğrendik ama, gördük ki çok geçerliliği yok... Bir eğitimci olarak karmaşık kelimeler kullanmak istemiyorum ama en basidinden şunu söyleyebilirim, ortamda pozitif yada negatif pekiştireç dediğimiz etkenler olmadığı sürece arzulanan davranışın görülme sıklığı azalır. Konumuz trafik; kurallara uyanları ödüllendiremeyeceğimize göre uymayanlar üzerinde duralım; siz kurallara uymayanları denetleyip gerekeni yapmazsanız kurallara uyma eğilimi ortadan kalkacak ve kurallara uymama durumu gün be gün artacaktır. Yani insanlar şu an olduğu gibi "yolların rajonu" gibi jargonlarla kendi kurallarını koyacaklardır...
Acil denetim!
Sağ şeritten 150 km. ile gelip, tamponumuzu yalayıp sinyal vermeden en sola kendini atan deli mayınlarla aynı yolları paylaşmayı hiçbirimiz istemeyiz, değil mi?
Kişide, kendine ve çevresine saygı yoksa ne kadar denetim yaparsanız yapın bu kişi fırsatını bulduğunda gene aynı davranış içerisine girecektir.
Çevrede hiç araba olmasa bile trafik polisinin olduğu kırmızı ışıkta beklerken, trafik polisinin olmadığı ışıkta kontrollü olarak geçek bir sürü insan var. Önemli olan herkes kendi polisi olmalı ve kendini kontol etmelidir.
Buda verilecek eğitimin kalitesi ile eş orantılıdır. Madem bir eğitimcisiniz, düzgün eğitimle kazanılan başarıların ceza sistemi ile gelen başarıdan daha iyi ve kaliteli olduğunu bilirsiniz. Ya değilse Taksim Meydanında kırmızı ışıkta geçen üç kişiyi sallandırdın mı bak bir daha kırmızıda geçen oluyor mu mantığı olur.
Kişi herşeyden önce trafik kurallarının kendisi ve sevdikleri için olduğunu bilmeli ve buna göre davranış sergilemelidir.
Ben dahil bir çok kuralsızlıktan şikayetçi olurken diğer taraftan birçok kuralı kendimiz çiğniyoruz. Biz çocuklarımıza kural çiğnemenin normal bir davranış olduğunu öğretirsek ileride istediğiniz cezayı verin o çocuğun beyninde kural çiğnemek normal bir davranış gibi görünecektir.
Emniyet kemerini takmayıpta polisi görünce kemer takan bir sürü insan var. O kemeri polis için değil kendin için takmalısın.
Radara girince ceza kesen polise kızarız tuzak kurup milletin parasını alıyorlar deriz. Ama burada hız sınırı belli ben bu hız sınırını aşmamam lazım diye düşünmeyiz.
Bunun için cezaların caydırıcı olduğuna inanmıyorum. Cezaları çoğalttıkça buna göre farklı çözümlerde üretilmektedir. Ancak eğitimini düzgün almış bir insan nerede hata yaptığını, bu hatanın sonuçlarını gayet güzel kavrar ve hareketlerine kendisi çeki düzen verir.
Bu nedenle ben gene Eğitim Şart diyorum.
o zaman polise gerek yok. tüm polisleri öğretmen yapalım :)
:):) evet güzel düşünce, eğitim yeterli seviyeye gelirse, başkasının hakkını yemeyen, birbirine saygılı bir toplum olursa o zaman polise gerek kalmaz zaten. ortada işlenen bir suç olmazsa yada ne kadar az işlenirse polise ve yasaların uygulanmasınada o kadar az ihtiyaç olur.
Sonuç: İyi eğitim ve yeterli denetim.... :)
yaw eşşeğe bile nasıl davranması gerektiğini öğretiyoruz.
ayılara arslanlara kaplanlara neyi nasıl yapmasını öğretiyoruz.
bu nasıl oluyor.
eğitim-kural-ceza ile oluyor.
bu 3 ü yoksa bu iş olmaz arkadaşlar.
eşşek ceayı görüyo düzeltiyo kendini.
bizim ülkemizdede yaptığın her suçta ceza göreceğimizi bilsek inanın yapmayız.
ama ülkemizde kurallar tam olarak uygulanmıyor işte.
polislere suç atmayalım bu sadece trafikte değil, hemen hemen her sektöörde böyle.
EĞİTİM-KURAL-DENETİM VE CEZA!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
tek çözüm bu.
eşşek ten daha eğitimli ve daha efendi oluruz.
- Kırmızı ışıkta kendince kontollü geçen taksilere, biraz piskopat olsam inip her gördüğüme girişçem ama insanlık bizde kalsın...
- Yolu ortalayarak giden dolmuşlara, hani ike şeride de hakim olup hangisi işine gelirse ordan gitme "güdüsü". Trafikte tek "zeki" onlar sanki...
- Şirketin hafif ticari aracını alıp, o kocaman cüsse araçla trafikte hızlı ve makas ata ata gidenlere.
Geçen bir tanesi makas atarken Armadanın orda az kalsın bana çarpıyordu ki benim hızım da 100-110 felandı, dedim artık yeter bir yakalayim küfürü basayim gectim arkasına bastım full selektör. Eleman benzinliğe girdi hemen, şeytan dedi gir peşinden sonra düşündüm bu "öküze" dersini bu saatten sonra ben veremem devir zaten kötü, boşverdim gittim.
- Otobanda 130-140 giderken 5m dibime girip selektör yapanlara.. Kıllık olsun diye frene hafifce basıyorum, arka stopların yandığını gören şahıs panikle sert fren yapıyor 50m geriye olması gerektiği mesafeye gidiyor :), halbuki bilse ben sadece frene dokunuyorum hızım bile düşmüyor. Yaşadığı heyecan o salağa en azından eve gidene kadar yetiyordur, başkasına bu kadar sokulmaz diye umarak yol veriyorum...