Kari koca yemek yiyorlarmis..O sirada masaya yaklasan heykel gibi güzel bir esmer hatun, adami selamlayip geçiyor.Adamin karisi soruyor:
- Kim bu afet?
Adam:
- Eger mutlaka bilmek istiyorsan söyleyeyim, metresim
Kadin:
- Bir de bu kadar pervasizca söylüyorsun. Bosaniyorum senden!
Adam:
- Yani Etiler'deki apartmani, Kandilli'deki yaliyi, Göçek'teki tekneyi ve Nice'deki saleyi birakiyorsun. Uzun bir sessizlik olur.Çift yemegini çatallarken kadin birden sorar:
- Su arkada oturan Fuat degil mi?Yanindaki kadin kim?
Adam:
- Fuat'in metresi.
Kadin:
- Ayy bizimki çok daha güzel!
bir yedek subay anısı
ankarada sıhhiye ordu evinin onunde astegmenle tuğgeneral karşılaşır. fakat bizim astegmen selam vermez.. tuggeneralın cok tuhafına gider asker gel buraya diye emir verir.
derki cok merak ettim neden selam vermedin el cevap
komutanım ben sizi binbaşı sandıydım
Japon Tetrisi..
Japanese Tetris - BREAK.com
Adamlar gene yapmış, sabah sabah iyi güldürdüler beni..
Konu İbrahimKC tarafından (27/06/2007 Saat 11:02 ) değiştirilmiştir.
sıcak ve uykusuz güne başlarken süper iyi geldi bu link..çok keyifliii...teşekkürler
Fatih ALTAYLI, Erman TOROGLU için:
'O kabzımal futboldan ne anlar ki' deyince
Erman TOROGLU :
'Ben eski futbolcu ve hakemim futboldan anlarım,
ayrıca kabzımalım hıyardan da anlarım'der.
-----------------------------------------
Hülya AVŞAR: 'Hiç aynaya baktın mı? Sen de popstar hali var mı?'
Ajdar:
'Aynaya değil ama size bakınca kendimi bayağı star gibi hissediyorum'
--------------------------------------------
80'li yılların sonları, bir Beşiktaş-Bolu Spor maçı sırasında, Hakem,
Beşiktaş'ın net 2 golünü vermez, Bolu Spor'a havadan bir penaltı verir.
Maç çığırından çıkmıştır. Beşiktaş'lılar neredeyse sahayı terk etmeyi düşünürler.
Bolu Spor 2. golü de atar. Metin TEKİN santrayı yapmaz bekler.
Hakem düdüğü bir daha çalar, ama Metin hala topa dokunmaz.
Hakem : 'Metin neden başlamıyorsun? Bak kart çıkartırım!' der.
Metin cevap verir :
'Hocam sahanıza geçin de başlayalım.'
----------------------------------------------------
Show TV'deki Ateş Hattı programında Reha MUHTAR, Prens Charles'ın müslüman olduğu yönündeki söylentileri eleştirmektedir.
Konuyu Diyanet İşleri Başkanı ile tartışmaktadır:
Efenim Prens Charles'ın müslüman olduğunu söylüyorlar, peki ama öyle bir adamdan müsluman olur mu?
- Olur tabi neden olmasın?
- Ama efenim nasıl olur?
- Reha bey siz müslüman misiniz?
- Tabi müslümanım efendim.
- Siz namaz kılıyor musunuz?
- Hayır.
- Oruç tutuyor musunuz?
- Hayır.
- İçki içiyor musunuz?
- Evet der.
Diyanet İşleri Başkanı:
-Eee sizden nasıl müslüman oluyorsa, ondan da en az sizin kadar müslüman olur…
----------------------------------------------------
Rahmetli Baris MANCO, Fransa'da bir televizyon programına katılır. Herşey gayet güzel giderken, sunucu klasik Avrupalı edası ile:
'Siz Türkler barbarsınız' muhabbetine girer.
Bunun üzerine Barış Manço sunucuya üzerinde para olup olmadığını sorar.
Sunucu, cebinden bir kaç banknot çıkartıp Barış Manço'ya uzatır:
B.M.: Simdi bu paranın üzerindeki kim?
Sunucu : General bilmem ne, bilmem neredeki savaşta kahramanlık yapmıştır, vs.
B.M : Peki bu?
Sunucu : Teğmen bilmem ne, böyle etmiştir, şöyle etmiştir.
Bunun üzerine Barış Manco cebinden bir kaç banknot çıkarır ve
üzerindekileri teker teker anlatır:
B.M.: Bu Mevlana Celaleddini Rumı; ünlu bir Türk düşünürüdür.
Bu Halit Refik KARAY; ünlü bir Türk Edebiyatçısıdır.
Bu Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti' nin kurucusudur.
Sessizliğin üzerine sunucuya bakarak söyle der.
- Şimdi siz söyleyin, kim barbar?
----------------------------------------------------------------
Cumhuriyet'in ilanından sonra, İstanbul'da bir resepsiyon verilir.
Tüm Dünya Ülkelerinin elçileri ve ataşeleri de davet edilir.
Davet güzel bir şekilde devam etmektedir, fakat İngiliz ataşesi olan Binbaşının bakışları Atatürk'ün gözünden kaçmaz.
Bütün davet boyunca kendisine dik dik bakmıştır ve bakmaya devam etmektedir.
Ne olduğunu öğrenmek için yaverini gönderir.
Yaver Mustafa Kemal'e şöyle der:
Paşam; kendisine size karşı neden ters bir tavır takındığını sordum, o da bana Mustafa Kemal'in Çanakkale'de babasını öldürdüğünü söyledi.
Bunun üzerine Atatürk şöyle der:
-Git sor bakalım babasının Çanakkale'de ne işi varmış ??????
alıntıdır.
Birinci ve de en onemli ders.
Okuldaki ikinci ayimda, hocamiz test sorularini dagitti. Ben okulun en iyi ogrencilerinden biriydim. Son soruya kadar soluk almadan geldim ve orada cakildim kaldim. Son soru soyleydi:
"Hergun okulu temizleyen hademe kadinin ilk adi nedir?.."
Bu herhalde bir cesit saka olmaliydi. Kadini yerleri silerken hemen hergun goruyordum. Uzun boylu, siyah sacli bir kadindi. 50'lerinde falan olmaliydi. Ama adini nerden bilecektim ki!.. Son soruyu yanitsiz birakip kagidi teslim ettim. Sure biterken bir ogrenci, son sorunun test sonuclarina dahil olup olmadigini sordu. "Tabii dahil" dedi, hocamiz.. "Is yasaminiz boyunca insanlarla karsilacaksiniz. Hepsi birbirinden farkli insanlar. Ama hepsi sizin ilginiz ve dikkatinizi hakkeden insanlar bunlar.
Onlara sadece gulumsemeniz ve`Merhaba' demeniz gerekse bile.."
Bu dersi hayatim boyunca unutmadim. O hademenin adini da.. Dorothy idi....
* * * * * * * * * * * * * * Yagmurda otostop!..
Bir gece vakit geceyarisina dogru Alama otoyolunun kenarinda duran bir zenci kadin gordum. Bardaktan bosanirca yagan yagmura ragmen, bozulan arabasinin disinda duruyor ve dikkati cekmeye calisiyordu. Gecen her arabaya el salliyordu. Yaninda durdum. 60'li yillarda bir beyazin bir zenciye hem de Alabama'da yardima kalkismasi pek olagan seylerden degildi. Onu kente kadar goturdum. Bir taksi duragina biraktim. Ayrilirken ille de adresimi istedi, verdim. Bir hafta sonra kapim calindi. Muazzam bir konsol televizyon indiriyordu adamlar. Bir de not ekliydi, armaganda.. "Gecen gece otoyolda bana yardiminiza tesekkur ederim. O korkunc yagmur sadece elbiselerimi degil, ruhumu da sirilsiklam etmisti. Kendime guvenimi yitirmek uzereydim, siz cika geldiniz. Sizin sayenizde olmekte olan kocamin yataginin bas ucuna zamaninda ulasmayi basardim. Biraz sonra son nefesini verdi. Tanri bana yardim eden sizi ve baskalarina karsilik beklemeksizin yardim eden herkesi kutsasin!..
En iyi dileklerimle, Bayan Nat King Cole."
* * * * * * * * * * * * * * Size hizmet edenleri hep hatirlayin..
, Bir pastanin uc otuz paraya satildigi gunlerde 10 yasinda bir cocuk pastaneye girdi. Garson kiz hemen kostu.. Cocuk sordu:
"Çikolatali pasta kac para?.."
"50 cent!.." Cocuk cebinden cikardigi bozuklari saydi. Bir daha sordu:
"Peki dondurma ne kadar.."
"35 cent" dedi garson kiz sabirsizlikla..
Dukkanda yiginla musteri vardi ve kiz hepsine tek basina kosusturuyordu. Bu cocukla daha ne kadar vakit gecirebilirdi ki..
Cocuk parasini bir daha saydi ve "Bir dondurma alabilir miyim lutfen" dedi. Kiz dondurmayi getirdi. Fisi tabagin kenarina koydu ve oteki masaya kostu. Cocuk dondurmasini bitirdi. Fisi kasaya odedi. Garson kiz masayi temizlemek uzere geldiginde, gozleri doldu birden. Masayi sanki akan yaslar temizleyecekti. Bos dondurma tabaginin yaninda cocugun biraktigi 15 cent duruyordu..
* * * * * * * * * * * * * Yolumuzdaki engeller..
Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun uzerine kocaman bir kaya koydurmus, kendisi de pencereye oturmustu. Bakalim neler olacakti?. Ulkenin en zengin tuccarlari, en guclu kervancilari, saray gorevlileri birer birer geldiler, sabahtan oglene kadar. Hepsi kayanin etraan dolasip saraya girdiler. Pek cogu krali yuksek sesle elestirdi. Halkindan bu kadar vergi aliyor, ama yollari temiz tutamiyordu. Sonunda bir koylu cikageldi. Saraya meyve ve sebze getiriyordu. Sirtindaki kufeyi yere indirdi, iki eli ile kayaya sarildi ve ikina sikina itmeye basladi. Sonunda kan ter icinde kaldi ama, kayayi da yolun kenarina cekti. Tam kufesini yeniden sirtina almak uzereydi ki, kayanin eski yerinde bir kesenin durdugunu gordu. Acti.. Kese altin doluydu. Bir de kralin notu vardi icinde.. "Bu altinlar kayayi yoldan ceken kisiye aittir" diyordu kral. Koylu, bugun dahi pek cogumuzun farkinda olmadigi bir ders almisti. "Her engel, yasam kosullarinizi daha iyilestirecek bir firsattir.."
* * * * * * * * * * * * * Onemli olan vermektir..
Yillar once hastanede calisirken, agir hasta bir kiz getirdiler. Tek yasam sansi bes yasindaki kardesinden acil kan nakli idi. Kucuk oglan ayni hastaliktan mucizevi sekilde kurtulmus ve kaninda o hastaligin mikroplarini yok eden bagisiklik olusmustu. Doktor durumu bes yasindaki oglana anlatti ve ablasina kan verip vermeyecegini sordu. Kucuk cocuk bir an duraksadi. Sonra derin bir nefes aldi ve "Eger kurtulacaksa, veririm kanimi" dedi. Kan nakli ilerken, ablasinin gozlerinin icine bakiyor ve gulumsuyordu. Kizin yanaklarina yeniden renk gelmeye baslamisti, ama kucuk cocugun yuzu de giderek soluyordu.. Gulumsemesi de yok oldu. Titreyen bir sesle doktora sordu:
"Hemen mi olecegim?.." Kucuk doktoru yanlis anlamis, ablasina vucundaki butun kani verip, olecegini sanmisti.
GalataSaray
Bunlar bir Amerikan dergisinden alınmış... Bakın adamlar kendilerini, bizi ve dünyayı nasıl iyi tanıyolar:
* Amerika'da yasalara göre herşey sertir.
* Almanya'da yasalara göre izin verilenler dışında herşey yasaktır.
* Fransa'da yasalara göre yasaklananlar dışında herşey sertir.
* Rusya'da yasalara göre izin verilenler dahil herşey yasaktır.
* İtalya'da yasalara göre yasaklananlar dahil herşey sertir.
* Türkiye'de yasalara göre ya herşey yasaktır ya da herşey sertir.
Durum sizin zengin, akıllı, veya politikacı oluşunuza göre değişir !!!
paylaşımlar çok güzel ellerine sağlık akşam akşam ii geldi...![]()
necip fazıl bir toplantıda konusma yaparken arkalardan birisi hıyar atar. hıyar kursuye carpar ve düer . üstad istifini bozmadan dusen hıyarı alır ve derki biri kimliğini kaybetti galiba der
ustadı cekemeyen gazeteceilerden birisi sac sakal karısmıs halde gorunce demişki ustad bu ne hal maymuna donmussunuz.
ustadda oylemi der bende ozaman duvara doneyim der ve duvara doner
eski dusnurlerden birisi yolda yuruurken kibirli va magruur bir zenginle karsılasır yol iki kişinin gecemiyecegi kadar dardır. zengin derki ben sefillere yol vermem der
dusunur ise ben veririm der ve kenara cekilir
Bir toplantıda Prof. Ahmed Ateş'e sormuşlar:
-Üstadım, her başarılı erkeğin arkasında ona destek olan bir kadın vardır. Büyük ilim adamı oluşunuz da eşinize Çok şey borçlu olmalısınız herhalde. Neler yaptı, ne gibi destek verdi de böyle ilim sahibi oldunuz? Onun desteğiyle yükseldiniz herhalde! Cevap:
-Ona rağmen, azizim, ona rağmen!.
Bekri Mustafa’yı duymuşsunuzdur mutlaka. Hani, içki yasağına uymayanların öldürüldüğü 4. Murat döneminin ünlü ayyaşı. Zaten Bekri, içmeye sabahtan başlayan ya da gece gündüz içen demek. Ama bizim Bekri Mustafa, 4. Murat’tan yakayı zekâsı, esprileri sayesinde kurtarmayı başarmış. Bu yüzden fıkraları, dilden dile yayılmış, söylence bir kişi kimliği kazanmış. Kimileri 4. Murat’ı içkiye alıştıranın o olduğunu bile söyler. Neyse, anlatırlar ki günün birinde, bir mahallede yoksul bir ölünün namazını kılacak imam bulunamamış. Yol yordam bildiğinden namazı Bekri Mustafa kıldırmış. Sonra da tabut yerine hasıra sarılmış cenazenin kulağına bir şeyler fısıldamış. Cemaat ölüye ne söylediğini merak etmiş. Bekri gülerek:”Öte yanda dünyanın durumunu sorarlarsa, Bekri Mustafa imamlık ediyor, de. Onlar durumu anlarlar,” demiş.
HANGİ AHMED?
Keçecizade Fuat Paşa'ya, yetmişlik bir kadının otuz yaşındaki bir gençle evlenmek istediğinden bahsetmişler. Paşa hemen:
-Ahmed müsaade etmez, demiş.
-Hangi Ahmed? diye sormuşlar.Paşa cevap vermiş:
-Karacaahmed
Konu pdr42 tarafından (02/07/2007 Saat 10:04 ) değiştirilmiştir.
Kayıp Koca
Kadının biri yanına bir arkadasını da alarak karakola gitmis ve
kocasının kayıp oldugunu bildirmis..
Komiser kadından kocasını tarif etmesini istemis.. Kadın "Tabii" demis
"-Benim kocam 35 yasında... 1.85 boyunda, atletik yapılı,
kahverengi ve dalgalı sacları... Mavi gözleri, insanın içini
ısıtan bir ses tonu ve çocuklara karsı inanılmaz bir sevgisi var..."
Yanındaki arkadası sasırmıs.
"-Aaa... Sen ne diyosun?... Senin kocan 45 yasında... 1.65
boyunda, sisman, kel, sesi cok kalın ve cocuklardan nefret eder..."
Kadın hic istifini bozmamıs
"-İyi de, onu geri isteyen kim?..."
..an extensive current of wind, rushing great velocity and violence..
Bayanlardan duyulmayacak sözler...
1. Peki aşkım, öyle olsun.
2. Bugün anneler günü, annene gidelim
3. Kaç çocuğumuz olsun hayatım?
4. Sen maç izlerken ben ütü yaparım.
5. Bugün Pazar, istediğin kadar çarşıda kalabilirsin.
6. Yok hayatım istemem, herşeyim var çok şükür
7. Seni seviyorum aşkım.
8. Annem seninle mutlaka evlenmem gerektiğini söylüyor.
9. Babam mesleginin gelecek vaad ettigini söyluyor.
10. Spor giyinmene bayılıyorum.
11 10 Milyon fazla bana, 5 ver sen. yeter
12. Ben ek kart istemiyorum. Bir kart ikimize yeter.
13. Çok eğlendiniz mi?
14. Bebeğimiz olursa adını sen koy aşkım.
15. Baaaak, bu eşyaları mutfak parasından arta kalanları biriktirerek aldım
16. Daha büyük ekranlı bir televizyon almak istersen alabilirsin.
17. Sana bir bira açmamı ister misin?
18. Bu sene tatile gitmesek de olur.
19. Bana bu kadar fazla vakit ayırma arkadaşlarını çok ihmal ediyorsun.
20. Evin küçüğü büyüğü olmaz şekerim. Ev evdir.
21. Arabayı birkaç yıl daha kullanalım, olmaz mı?
22. Bu akşam mantı mı yapayım, içli köfte mi, hünkar beğendi mi?
23. Sucuklu yumurta yapmana bayılıyorum.
24. Bebeğin mamasını ben yaparım, sen git uyu.
25. Annem ve babam bize geleceklermiş, haydi kaçalım.
26. Abime söyleyeyim, seni şirketine finansman müdürü yapsın.
Evlenmeden önce ve sonra
EVLENMEDEN ÖNCEKİ KONUŞMA:
Adam: Evet, sonunda...Çok bekledim bu anı.
Kadın: Benim gitmemi mi istiyorsun ?
Adam: Hayır ! Böyle birşeyi hiç düşünme bile...
Kadın: Beni seviyor musun ?
Adam: Tabii ki !
Kadın: Beni hiç aldattın mı ?
Adam: Hayır ! Sorman bile ayıp !
Kadın: Beni öper misin ?
Adam: Elbette !
Kadın: Beni dövecek misin ?
Adam: Hiçbir zaman ! Ben öyle biri değilim.
Kadın: Sana güvenebilir miyim ?
Adam: Evet.
EVLENDİKTEN SONRAKİ KONUŞMA:
Yukarıdaki konuşmayı aşağıdan yukarı doğru okuyunuz
ahahaha iki yazı da mükemmel...![]()
5 Top
Hayatin havaya attığımız 5 topla oynanan bir oyun olduğunu düşünelim:
Bu toplar;
İşimiz,
Ailemiz,
Sağlığımız,
Dostluklarımız
Ve benliğimizdir.
Bu 5 top içinde bir tek "isimiz" lastik bir toptur. Düşünürsek zıplatabiliriz. Ancak diğer 4 top camdan yapılmıştır. Düşerse kırılır, yerine konulamazlar. Bunu fark etmeli ve hayatimizi bu dengeye göre kurmalıyız. Oysa hepimiz o ilk lastik topu tutabilmek uğruna diğerlerini kırıp dökmüyor muyuz?
CAN DÜNDAR
Dünya Kanunları
Harris Aksiyomu
- Bütün iyi kadınlar / erkekler kapılmıştır.
Paralel teori: Harika yaratık eğer kapılmamışsa mutlaka bir nedeni vardır!
Evrensel Gerçek
- Aşkın gözü kördür.
- Diğer evrensel gerçek: Evlilik insanın gözünü açar.
Conways Kanunu
- Yanınıza yaklaşan genç ve güzel kız, sizinle ilgilendiğinden değil birini kıskandırmak için etrafınızda dönüyor.
Beyaz Atlı Prens Kanunu
- Prensi bulacağım diye çok kurbağa öpülür.
Donckels Perşembe Gecesi Kanunu
- Gece saat üçte sadece şişkolar kalır.
Donckels Cuma Sabahı Kanunu
- Pencere benim pencerem değil, oda benim odam değil, yanımdaki kim?
Kazablanka Kanunu
- Sizinle beraber olsun diye sürekli para harcadığınız top model gecenin sonunda resminizi çeken paparazzi ile buluşacaktır.
Onasis Kanunu
- Para aşkı satın alamaz ama çok şey halleder.
Gold Card Kanunu
- Siz onun saçının rengine vurulduysanız o da sizin kredi kartınızın rengiyle ilgileniyor olabilir.
Meyer Kanunu
- Kuru fasulye yedikten sonra arabaya otostopçu kız alınmaz.
Olasılık Kanunu
- Çok güzel, kibar, akilli, hoş, zeki, cici bir kızla karsılaşma şansınızın arttığı yer sizden daha yakışıklı, akilli, zengin bir arkadaşınızın yanıdır.
Evrensel Kanun
- Kadın erkeği anladığı anda onun ne söylediğini dinlemekten vazgeçer.
Markus Kanunu
- Her zaman daha iyisi vardır.
İkinci Markus Kanunu
- Kaçmanız gerektiği anda göreceğiniz kabus bacaklarınızın tutmadığıdır.
Rudner Kanunu
- Beraber olduğunuz erkek;
1. Olgunlaştığında
2. Yeni bir iş bulduğunda
3. Tedavi gördüğünde düzelecek zannediyorsanız, bugün terk edin.
Temel Kanun
- Aşk hayal gücünün akli yenmesidir.
İstisna Kanunu
- Kadınlar ya her şeyi unutur, ya her şeyi hatırlar.
Groening Kanunu
- Evlilik deyince kadınlar merasimi anlatır, erkekler delikanlılık yıllarını.
Evlilik Kanunu
- Tek başınayken asla yaşamadığın sorunlara iki kişinin beraberce çözüm bulması sanatı.
Thom Kanunu
- Evliliğin süresi evlilik törenine harcanan parayla ters ilişkilidir.
Grant Kanunu
- "Tam evlenilecek kadın" dediğiniz hanim sizi nikahına davet edecektir.
Murphy Kanunu
- Çöpü kim indirecek kavgası her seferinde çöp kamyonu sokaktan geçtikten
sonra biter.
Dior Kanunu
- Elbise ne kadar güzelse onu çıkartmak isteği o denli güçlüdür.
- Paralel kanun: En güzel elbiseler en zor çıkarılanlar olur.
Hartley Kanunu
- Kendinizden daha çılgın biriyle asla beraber olmayın.
orta iki ingilizce sınavı.
>> >soru:
>> >what is your mother's telephone number?
>> >cevap:
>> >annemin telefonunu veremem.
>> >
>> >
>> >soru: selcuklu devletinin kurucusu kimdir?
>> >cevap: imparator birinci selcuk
>> >
>> >
>> >-akıl ile ilgili bir hadis-i şerif yazınız.
>> >+akıllı ol, canımı ye...
>> >soru: kazim karabekir kimdir?
>> >cevap: kazim karabekir askerdir. mustafa pasanin en yakin
>>arkadasidir.
>> >londros, mondros ve sivas kongrelerine katilmistir.
>> >
>> >
>>
>soru: londra konferansi nedir, nasildir?
>> >cevap: londra konferansi sevr antlasmasiyla olmustur. londra
>>konferansinda
>> >her hangi bir sonuca varilamamistir. bizanslilarla olmustur.
>> >
>> >
>> >"dag basini ...... almis,gumus dere durmaz akar"
>> >yukarıdaki cumledeki nokta ile gosterilen yere ne yazilmalidir?
>> >yanit: babam
>> >
>> >
>> >konu: aydınlanma çağı
>> >soru: ütopya'nın yazarı kimdir?
>> >beklenen cevap: thomas more
>> >cevap: fatih sultan mehmet
>> >bir diğer cevap: mona lisa
>> >
>> >
>> >
>> >yer: koca mustafa paşa ilkokulu 2b sınıfı
>> >soru: maki nedir?
>> >cevap: akdenizde yaşan kısa boylu cücler
>>
>
>> >
>> >
>> >muhasebe sınavı:
>> >soru: kasa sayımında 100bin tl eksik çıkmıştır. bunu büyük
>>defterde*
>> >muhasebeleştiriniz.
>> >cevap: tekrar sayın, eksik çıkmaması lazım.
>> >
>> >
>> >"ebu suud, yazdığı bütün eserleri ............ .... adlı
>>kitabında
>> >toplamıştır."
>> >cevap: the of ebu suud.
>> >alınan not: 90.
>> >
>> >
>> >soru : hz. x 'in tıp bilimi hakkında çıkardığı kitabın adını
>>nedir?
>> >cevap : tubitak-ul-tı bbül-mecit. ..
>> >
>> >
>> >ilkokul 3. sınıf, sınıfa müfettiş gelmiştir.
>> >soru: isa kimdir?
>> >cevap: geçen sene bizim sınıftaydı, artık gelmiyo.
>>
>
>> >
>> >bir ilkogretim okulunda 4. sinif bilgisayar sinavi:
>> >soru: microsoft word programini nasil calistirisiniz? adim adim
>>anlatiniz.
>> >cevap: baslata tiklanir otesi kolaydir.... ..
>> >
>> >
>> >bir türk dili sınavından soru ve yanıt:
>> >soru: yazara göre toplum içindeki davranişlarimiz nasil
>>olmalidir?
>>nelere
>> >dikkat edilmesini öneriyor.
>> >yanıt: yazar diyor ki nerde nasil davranacağimizi bilmeliyiz.
>>oturmasini
>> >kalkmasini bilmeliyiz. yırtık dondan cikar gibi her lafa
>>atlamamaliyiz.
>> >
>> >
>> >
>> >ülkemizde ilk nüfus sayımı hangi yılda yapılmıştır?
>> >- 1927 yılında ikinci mahmut zamanında yapılmıştır.
(oha)
>> >
>> >
>> >soru: calculus'u kim bulmustur?
>> >cevap: adams calculus
>> >soru: ismet inonu'nun batı cephesine bakısı nasıl idi,
>>acıklayınız
>> >cevap:200 metreden durbunle..
>> >milli güvenlik sınavı: "rütbeleri artan sıralamada yazın''
>> >cevap: yüzbaşı, binbaşı, albaşı, yarbaşı....
>>
YER : Kayseri
>Siz hiç karanlikta iyi göremediginiz için yakit deposunun, tam dolup
dolmadigini çakmak yakarak kontrol etme cesaretini kendinizde buldunuz mu
? Kayseri sehirler arasi otobüs terminalinde 38 AS 991 plakali yolcu
otobüsüne mazot alan muavin Z. T. Deponun tam dolup dolmadigindan emin
olmak için çakmak çakarak kontrol etmek ister. Sonuç; Buharlasan mazotun
parlamasi ve muavinin yanik tedavisi için hastahaneye kaldirilmasi.
>
>YER : Samsun
>
>Lunaparkta gece bekçisi iki kafadar (zincirlerin ucuna baglanmis
salincaklardan olusan) uçan sandalyelere biner ve mekanizmayi
>çalistirirlar.
>Ancak sandelyelerin merkezkaç kuvveti ile dönerek açilmasindan dolayi
durdurmak için saltere ulasamazlar ve sabaha kadar kimseye seslerini
duyuramazlar... Bu bekçilerden biri hayatini kaybetmis, digeri ise gördügü
uzun tedavilere ragmen eski sagligina kavusamamistir.
>
>YER : Karabük
>Siz demir çelik haddehanesinde çalisan bir isçinin, sigarasini yakmak
için 600 tonluk preslerin arasindan emekleyerek geçtigini ve 2.450
santigrad dercedeki firina ulasmaya çalisirken son sigarasini yaktigini
duydunuz mu?
>
>YER : Giresun
>Siz hiç birisinin, dis agrisindan kurtulmak için çenesine kursun
siktigini ve beynini dagittigini duydunuzmu?.
>
>YER : Istanbul,
>Sultanbeyli Yuttugu sinegi öldürmek için agzina Shelltox ,
>zehirlenerek kendiside ölen zamane uyanigini ......
>
>YER : Erzurum
>Birçok ülkede insanlar berbere gidip tras olurlar, ama hiçbir berber,
masaj amaciyla müsterisinin kafasini saga sola çevirirken boynunu kirmaz.
>
>YER : Bozcaada
>Bankamatikten para çekerken baska bir ülkede
>elektrik çaprmasindan ölmezsiniz. Türkiye'de ölürsünüz.
>
>YER : Adapazari
>Siz hiç arabasi ile yolda giderken radyoda duydugu göbek havasiyla
cosup, göbek atmak için aracini kenara çeken ve otoyolda göbek atarken
arkadan gelen aracin altinda kalip ölen duydunuzmu. Sözkonusu olay TEM
otoyolu Sapanca mevkiinde cereyan etmistir.
>
>YER : Konya
>Ayni isyerinde, biri gündüz biri gece vardiyasinda çalisan ve ikisi de
isine motasiklet ile giden baba-ogulun, yolda karsilasmalari normaldir,
ama birbirlerine selam vermek için ellerini sallarken, kaza yapip ölmesi
sadece bizde vaka-i adiyedendir.
>
>YER : Istanbul, Ayazaga
>Gelismis ülkelerde, çalisan isçiler, üstlerindeki imalat artiklarini
temizlemek için, birbirlerine kompresörle hava tutmazlar. Tutsalar
bile,biri, saka yapmak için kompresörü digerinin poposuna dürtmez. Dürtse
bile,digeri "Ulan saka öyle yapilmaz böyle
>yapilir" diye elindeki kompresörü sakaci arkadasinin poposuna dayamaz
ve bagirsaklarini basinçtan patlatarak öldürmez.
>
>YER : Kocaeli, Dilovasi
>Hangi ülkede bir gemi mühendisi, kontrol etmek için gemi kazanina
girdiginde, biri baskasi gelip kazan kapisini kapatir ve kazani atesleyip
............
>
>YER : Rize
>Hangi ülkede; elektrik diregine yaslanip, ayakkabisina giren tasi
çikarmak için ayakkabisini silkeleyen birisi, yoldan geçen bir baskasi
taraan (cereyana kapildigi zannedilerek, kurtarmak amaciyla temas
etmeden) kürekle vurularak kurtarilmaya çalisilir?
>
>YER : Trabzon
>Siz hiç baska bir ülkede, bir insanin, tuttugu futbol takiminin
maçi,ya da siyasî partinin seçimi kazanip kazanmayacagi hakkinda bir
"uzvu" üzerine iddiaya girdigini, "eger kazanamazsak, ben de bunu
keserim" dedigini, iddiayi kaybedince Besmele ile abdest alip, iki rekat
namaz kildiktan sonra "onu" kestigi ve kan kaybindan öldügünü duydunuzmu?
>
Konu pdr42 tarafından (06/09/2007 Saat 23:54 ) değiştirilmiştir.
En guzeli kupayı en son goren fenerliler.. bi ara masa ustu yapmıstım onu![]()
# Fiat Türkiye Kullanıcı Forumları Network # |
Yer imleri