İyi günler değerli dostlar.
tesadüfen aldığım, beni şaşırtacak kadar iyi çıkan, 2,5 yıldır severek kullandığım 1.3 puntomu bugün kardeşim misali bir arkadaşıma sattım.
Puntomu aldığımdan beridir forumdayım gerçekten burası punto sahipleri için bulunmaz bir kaynak. neredeyse aracımla ilgili her sorunumu, yaptırdığım bütün bakımları sizlerle beraber yaptım. bu açıdan tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.
Station bir araç arayışı içindeydim. 55.000 sınırında alabileceğim bir kaç araç vardı. i30, ceed, astra,focus ve megane'nın dizel stationları ve çakma suvlar qashqai,sportage,tiguen,yeti ve ix35. uzun arayışler sonucunda fiyat\kalite sonucu en iyi olan araç 1.6 dci megane Sport tourer aldım. 130 hp 320tork ilerleyen günlerde aracı kullandıkça yine tecrübelerimi paylaşırım ama ben punto üzerine konuşayım:
Fiat markası a'dan Z'ye kendini revizyona almadığı sürece bir daha fiat almam. Punto gibi kendi sınıfının abartısız en iyi aracını bile bir marka ancak bu kadar murdar edebilir. Zaten dikkat ettim fiat tutulan araçlarını murdar etmek konusunda baya usta bir marka tipo-tempra-bravo, stilo bunlar zamanının ve segmentinin kaliteli araçlarıydı ama hepsini fiat hiç etti bıraktı. golfü corollayı markaları 50-60 senedir üretiyor fiatın süreklilik arzeden modeli yok.
Puntonun kronik arızalarının tamamı yurtdışında sorgusuz sualsiz müşteri memnuniyeti kapsamında giderilirken fiat Türkiye'nin city, göğüs çatlaması, amartisör takozu, sinyal kolu gibi basit sorunlar yüzünden müşterileriyle dalga geçer gibi süründürmesi, hakkını arayacak müşteri- hakkını aramaz boş verilecek müşteri diye müşterilerini ayırması bile bu markaya bulaşmamak için yeterli bir sebep. (Örneğin: city arızasının değişmesi için müracaat ettiğim servis 1800 tl ücret çıkarmıştı, dalga geçer gibi olmazsa bir iki indirim de yaparız demişlerdi. sonra yurt dışındaki forum sitelerinden ve fiat bayilerinden temin ettiğim yazıları, konu hakkındaki mahkeme kararlarını göndermem sonucu ücretsiz değişmişlerdi)
Puntoya dönecek olursak gerçekten satarken üzüldüm. hatta yeni aldığım araçla bile karşılaştırınca sürüş pozisyonu, kavraması, multijetin homojen çalışması, direksiyonun şehir içindeki hafifliği bambaşka. sanki insanla bütünleşen onunla birlikte hareket eden yapısı vardı. birde punto modüler bir araç kullanıcısının kendisiyle oynamasına izin veriyordu. Şahsen ben sadece kendi aracıma, sis farı, aux girişi, egr temizliği, hız sabitleyici, park sensörü, periyodik bakım, map sensörü temizliği uygulamalarını kendim yaptım. bugün megane'nın motor kaptunu açtım sanki içeriye motoru zorla sığdırmışlar gibi bir kalabalık heryerden heryere kablolar hortumlar gidiyor. yavaşça geri kapattımneyse punto iyi arabaymış..
bu arada forumdayım bi yere gitmiyorum veda mesajı değil.
herkese selamlar
Yer imleri