Ülkemizde hiçbir iktidarın yok edemediği "yoksulluğun" nedeni nedir?
Günlük konuşmalarımızda çok kolay kullandığımız bir deyim "aptallık." Ama biraz düşünürseniz, "aptallığın" kolay anlaşılacak ve mümkünse sizi "aptallık" yapmaktan kurtaracak bir tanımını bilmediğinizi görürseniz. Ben bu tanımı hiç beklemediğim bir yerde buldum.
Aptallık çeşitli nedenlerle hep ilgimi çeken bir insanlık durumu oldu. Her vatandaşımızın kolaylıkla tahmin edebileceği gibi, bu ilginin çok kişisel nedenleri de var, kendi başımdan geçenlerden ötesine uzanan gerekçeleri de..
Bu konu üzerinde çalışan hemen herkesin fikir birliği ettiği gibi, aptallık konusundaki ilk önemli saptama bilimkurgu edebiyatının büyük isimlerinden Robert Heinlein'in 1941'de yazdığı Logic of Empire (İmparatorluğun Mantığı) eserinde gizlidir. Heinlein, bu kısa romanda şu özlü ama canalıcı saptamayı yapar: "Aptallığın gücünü asla küçümsemeyin."
Daha sonra bu saptama biraz geliştirilmiş ve "aptallıkla yeterli şekilde açıklanabilen şeylerin arkasında kötü niyet aramayın" haline gelmiştir.
Ancak her iki saptamanın da bir eksiği var: İnsanın hayatı ve insanlığın gidişatı konusunda bu denli önemli olabilen "aptallık" nedir? Bu sorunun cevabı yok burada.
İşte bu cevabı bulabilmek için, bir tesadüf eseri, ünlü ekonomi ve nüfus tarihçisi, İtalyan asıllı Carlo Cipolla'nın kısacık bir makalesini okumam gerekti.
Berkeley Üniversitesi ordinaryus profesörüyken, 2000 yılında kaybettiğimiz Cipolla'nın "İnsan Aptallığının Temel Yasaları" adlı makalesi (Türkçesinin Neşeli Öyküler kitabında yayınlanmış olması büyük şans, çünkü İngilizce aslını bulmak çok zor) gerçekten yolumu aydınlattı.
İsterseniz sözü fazla uzatmayalım ve Carlo Cipolla'nın bu önemli kavramı nasıl tanımladığını özetleyelim:
"İnsanlar dörde ayrılır: Saflar, zekiler, haydutlar ve aptallar.
- Yaptığı eylemden zarar eden, ama bir başkasına da yarar sağlayanlara saflar,
- Yaptığı bir eylemden yarar sağlayan, aynı zamanda bir başkasının da yarar sağlamasına neden olanlara zekiler,
- Yaptığı eylemle kendine yarar sağlayan, başkasına da zarar verenlere haydutlar diyoruz.
- Aptallara gelince: Aptal bir insan, kendisine hiçbir yarar sağlamadan, hatta bazen zarara uğrayarak başka birine zarar veren kişidir."
Son derece net, değil mi?
Şimdi isterseniz üşenmeyin, elinize bir kağıt alın ve sıfır noktasında kesişen bir X/Y eksenleri grafiği çizin. X ekseni, (+) ucunda kişinin kendi eylemi sonucu sağladığı kazancı, (-) ucunda da kendi eyleminin kendisine verdiği zararı gösterir. Y ekseni ise, kişinin eyleminin başkasına verdiği yararı (+) veya zararı (-) gösterecektir.
Bu durumda, saflar sol üst, zekiler sağ üst, haydutlar sağ alt ve aptallar da sol alt alanda yer alır. (Bu grafikten bol miktarda kopya çıkartmanız ve gündelik kullanım için yanınızda bulundurmanız tavsiye edilir.)
Carlo hocamız bu temel tanımlardan sonra bir dizi temel yasa da formüle ediyor. Kısaca özetlersek:
- Toplumda, her zaman bizim tahmin ettiğimizden daha fazla aptallık vardır.
- Aptallık en umulmadık zaman ve yerde, nedensiz, belirli bir plan olması gerekmeksizin karşınıza çıkar.
- Aptal olmayanlar, her zaman aptallığın zarar verme potansiyelini küçümserler.
- Aptallığın çevreye zarar verme özelliği, yapanın toplumsal veya kurumsal hiyerarşi içindeki yerinin yüksekliği ile doğrudan orantılıdır.
- Belirli bir insanın aptalca davranma olasılığı, aynı kişinin herhangi bir başka karakter özelliğinden bağımsızdır.
Ve en önemlisi:
- Aptallık, en tehlikeli insanlık durumudur.
Zira, kusursuz bir haydutun eylemi bile toplumu fakirleştirmez, çünkü en azından biri soyulurken biri de zenginleşmiştir. Kendine çıkar sağlamadan başkalarına zarar vermek ancak aptallık durumuna mahsustur.
Kısacası, aptallık işin içine girince hepimiz yoksullaşırız...
(kaynak: CNN Türk)
Yer imleri