sundown Nickli Üyeden Alıntı
İşim gereği günümün büyük bir kısmı araç kullanarak geçiyor. İstanbul'da sakin bir şekilde araç kullanmak çok zor. Özellikle taşımacılık yapan ticari araçların çok büyük bir kısmı trafik kurallarını fazlasıyla ihmal eder. Bir indi bindi parasını insanın canından ve güvenliğinden daha önemli gördükleri için, Taksi, minibüs, şirket servisleri, otobüsler ve kamyonlara daha bir dikkatli olmak gerek. Bu işi yapan herkese bunu söylemiyorum ama İstanbul trafiğinin en büyük derdidir bunlar. Müşteri almak için hızlı akan bir yolda aniden önünüzde durarak 60-70km hızla ani fren yapmak durumunda kalırsınız ve nitekimde başlarsınız saymaya... Heleki minibüsler en dikkat edilmesi grup içinde yer alırla. Onlar trafiğin tek kural koyucularıdır. Onlara göre yollar onlar için tahsis edilmiştir. Belli bir noktaya kadar sabit 20-30km hızla gider, bir nokta sonrasında da trafik canavarlığının tüm niteliklerini yerine getirmek için özellikle uğraş verirler. Normal bir hızla, güvenli bir şekilde seyir halindeyken tamponuna yanaşıp azimle korna çalıp, uzun far ve sisleri gözlerinin içine sokarlar. Tabi bu durumda gel de sakin ol.
Normal hayatımda gayet sakin biri olan ben, aracımda kocaman bir haydar sopam var ve bir gün kullanılmayı beklemektedir. O sopanın kullanılmamasıda zayıf bir ihtimal bu şartlar altında.
Hoşgörüsüzlüğün ve tahammülsüzlüğün toplumumuzun bir gerçeği olduğu bir ortamda özellikle büyükşehir trafiklerinin güvenliğinin en alt limitlerinde olduğu gerçeğiyle özellikle acemi ve bayan sürücü arkadaşlar için de oldukça riskli hale gelmiştir. Tavsiyem iyice araç kullanımı konusunda yoğrulmadan trafiğe girmemeleri...