Hürriyet Gazetesi Yazarı Ahmet Hakan, "Dekolte giyen tecavüze uğrar" ahlaksızlık dolu cümlesini kuran Konya Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Orhan Çeker'e süper bir ayar çekti!
Aydınlandım!

SONER Yalçın ve arkadaşlarının suçu neymiş?

“Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek.”

Başbakan Erdoğan neden hapse girmişti?
“Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek” suçundan...
Ben sanıyordum ki...
Her devirde “muhalif susturmak” için kullanılan Allah’ın belası “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek” suçu, ileri demokraside artık kullanılmaz hale gelmiş ve tarih olmuştur.
Meğer olmamış.
AYDINLANDIM.
* * *
Ben “Ümraniye bombaları çok mühim” derken...
Ben “Danıştay saldırısı aydınlatılmalı” derken...
Ben “Ergenekon boş bir iddia değil” derken...
Meğer Ergenekon’u ciddiye aldığını sandığım şahıslar...
“Ergenekon”u bir sepete dönüştürüp...
“Muhalifse koy sepete” oyunu oynamayı planlıyorlarmış.
AYDINLANDIM.
* * *
Kanunların ilkel düzeyde algılandığı dönemlerde...
“Hop! Bir dakika birader... Senin ağzından çıkanı kulağın duymuyor galiba... Seni bir karakola çektirelim de gör gününü” denirdi.
Meğer “ileri demokrasi” günlerinde...
Pek bir şey değişmemiş.
Sadece “karakola çekme”nin yerini, “Ergenekon’dan içeri çekme” almış, o kadar.
AYDINLANDIM.
* * *
Muhalifler içeri tıkılıyor.
Başbakan “Konu yargıya intikal etmiştir, susalım” diyor.
İnternet sitesi basılıyor.
Hükümet yanlısı güçler, koro halinde “Konu yargıya intikal etmiştir, susalım” diyorlar.
Gazeteciler gözaltına alınıyor.
Yandaş hukukçular “Konu yargıya intikal etmiştir, susalım” diyorlar.
Sanki ortada herkesi ikna eden, kamu vicdanını tatmin eden bir yargı sistemi varmış gibi “Konu yargıya intikal etmiştir, susalım” deniliyor, başka bir şey denilmiyor.
Meğer “Konu yargıya intikal etmiştir” cümlesi, artık kamuoyuyla alay etme cümlesi haline gelmiş.
AYDINLANDIM.


Delikanlılığın kitabı

SAYFA 1: Düşene vurulmaz.
SAYFA 2: Düşen düşman bile olsa vurulmaz.
SAYFA 3: Kolay zamanda konuşmak maharet değildir, maharet zor zamanda konuşmaktır.
SAYFA 4: Düşene sahip çıkarken, “Ben asla onunla aynı fikirde değilim” tarzı kendini garantiye alma yöntemine başvurmaya yavşaklık denir.
SAYFA 5: “Ona bunu yapanlar, kim bilir bana neler yaparlar” korkusuyla tırsan adamdan kendine bile hayır gelmez.
SAYFA 6: Müptezelden dost olmaz. Bugünün müptezeli, yarının da müptezeli olacaktır.
SAYFA 7: “Ölümden korkup da sonunu sayan / Ölür gider yar koynuna giremez.” (Bir Gaziantep türküsünden...)


Bu ilahiyatçılık değil bayağılık

KONYA Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Orhan Çeker, “dekolte” ile “tecavüz” arasında bağlantı kurmuş.
Şöyle buyurmuş “Profesör”:
“Sorunun odağında kim var? Kadın var. Kardeşim sen dekolte giyinirsen bu tür çirkinliklerle karşılaşman sürpriz olmayacaktır. Tahrik ettikten sonra sonucundan şikâyet etmen makul değildir.”
* * *
Lafı hiç uzatmadan söyleyeceğimi söyleyeceğim:
Bir din adamı, kadınların açık saçık giyinmesini, dini açıdan mahsurlu bulabilir.
Ama “tecavüz” ya da “taciz” gibi suçlardan söz edilirken, “kadın da giyimiyle tahrik etmemeli” demek, kelimenin tam anlamıyla bayağılıktır.
“Dekolte” ile “tecavüz” arasında bağlantı kuran bu ilahiyatçının, “Dişi köpek kuyruk sallamazsa...” tarzı iğrenç yaklaşımlarda bulunan bir mahalle bıçkınından hiçbir farkı yoktur.
Kısacası...
İşin içinde “ilahiyat profesörü” unvanının bulunması, durumu sadece daha da ağırlaştırır.
Gerisi değişmez:
Bayağılık bayağılıktır, magandalık magandalıktır. Nokta.


ALINTIDIR
Turuncutime Haber - Ahmet Hakan'dan Dekolte giyen tecavüze uğrar diyen Orhan Çeker'e: MAGANDA!