Eren öncelikle seni tebrik ediyorum. Yüreğine sağlık.
Kadriye sende son noktayı koymuşsun. Eline kalbime sağlık. Yazdıkların benim için çok doğru.. Ama keşke sonu böyle olmasaydı..![]()
Asik olursunuz o mukemmel biridir. Cok basarili, Cok yakisikli, Cok yetenekli, Cok enteresan, Cok guclu, Cok akilli, Cok durust, Cok merttir. Iyi giyinir, guzel konusur. Sizi en iyi o anlar, Sizi en cok o sever, Size en uygun odur. Dunyada boyle birinin varolduguna inanamazsiniz. Daha once tanimadiginiza yanarsiniz, Kimseyi yerine koyamazsiniz. Zaman gecer, ask biter. Bir bakarsiniz onun da ; ZAAFLARI, ZAYIFLIKLARI, BILMEDIKLERI, BECEREMEDIKLERI, EKSIK YANLARI, ANLAMADIKLARI, KORKULARI, YENILGILERI VARDIR. YANI KISACA INSANDIR.YIKILIRSINIZ, Nefret edersiniz, Pismanlik duyarsiniz, Hem kendinize, hem ona kizarsiniz, Gecip giden yillariniza yanarsiniz. OYSA O HEP AYNIDIR. HIC DEGISMEMISTIR. DEGISEN SIZDEKI AYNADIR. DEV AYNASI YERINI, HERKESI OLDUGU GIBI GOSTEREN NORMAL AYNAYA BIRAKMISTIR.
Eren öncelikle seni tebrik ediyorum. Yüreğine sağlık.
Kadriye sende son noktayı koymuşsun. Eline kalbime sağlık. Yazdıkların benim için çok doğru.. Ama keşke sonu böyle olmasaydı..![]()
arkadaşlar valla süpersiniz ya duygularıma tercüman olmuşsunuz ahhhhhhh aşk hayattaki en güzel ve bi o kadar da acı veren bi duygu(
Vuslat
Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar,
Ömrün bütün ikbalini vuslatta duyanlar,
Bir hazzı tükenmez gece sanmakla zamanı
Görmezler ufuklarda, şafak söktügü anı...
Gördükleri rü'ya ezeli bahçedir aşka;
Her mevsimi bir yaz ve esen rüzgarı başka.
Bülbülden o eğlencede feryad işitilmez;
Gül solmayı; mehtab, azalıp gitmeyi bilmez...
Gök kubbesi her lahza, bütün gözlere mavi...
Zenginler o cennette fakirlerle müsavi;
Sevdaları hülyalı havuzlarda serinler,
Sonsuz gibi, bir fıskiye ahengini dinler.
Bir ruh, o derin bahçede bir defa yaşarsa
Boynunda O'nun kolları, koynunda O varsa,
Dalmışsa O'nun saçlarının rayihasiyle,
Sevmekteki efsunu duyar her nefesiyle.
Yıldızları, boydan boya doğmuş gibi, varlık
Bir mucize halinde o gözlerdendir artık.
Kanmaz, en uzun buseye, öptükçe susuzdur
Zira, susatan zevk, o dudaklardaki tuzdur.
İnsan ne yaratmışsa yaratmıştır o tuzdan...
Bir sır gibidir azçok ilah olduğumuzdan.
Onlar ki bu güller tutuşan bahçededirler.
Bir gün nereden hangi tesadüfle gelirler?
Aşk, onları sevkettiği günlerde, kaderden
Rüzgar gibi bir şevk alır, oldukları yerden.
Geldikleri yol, ömrün ışıktan yoludur o!
Alemde bir akşam ne semavi koşudur o!
Dört atlı o gerdüne, gelirken dolu dizgin,
Sevmiş iki ruh ufku görürler daha engin,
Simaları her lahza parıldar bu zaferle;
Gök, her tarafından, donanır meş'alerle!
Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar,
Varlıkta bütün zevki o cennette duyanlar
Dünyayı unutmuş bulunurken o sularda,
-Zalim saat ihmal edilen vakti çalar da-
Bir an uyanırlarsa leziz uykulardan,
Baştanbaşa, her yer kesilir kapkara, zindan...
Bir faciadır böyle bir alemde uyanmak...
Günden güne, hicranla bunalmış gibi, yanmak...
Ey tali! Ölümden ne beterdir bu karanlık!
Ey aşk! O gönüller sana mal oldular artık!
Ey vuslat! O aşıkları efsununa ram et!
Ey tatlı ve ulvi gece! Yıllarca devam et!
Yahya Kemal BEYATLI
Son Liman
Çekilmez kahrimi çektin yillar boyu
Benimle agladin, benimle güldün
Kuru ekmegimdi
Fakir yatagimdi
Bitmez çilemdi benimle paylaştigin
Nice günler dert ortagimdin benim
Omuzlarina dayayip yorgun başimi
Az mi agladim hiçkira hiçkira
Az mi sildin seven ellerinle gözyaşimi
Kimi gün dostum oldun en vefali
Koşarak geldim sana
Teselliyi, umudu sende buldum
Doyulmaz aşimdin akşamlari
Bardagimda su, soframda ekmektin
Ve her sabah anasiydin çocuklarimin
Kollarin evimizin temeli
Saçlarin süpürgesiydi
Ben bu yere seninle vardim
Bu iyiligin, güzelligin son çizgisine
Kederleri sevinçleri seninle yaşadim
Seninle baktim bu çirkin dünyaya uzaktan
Sendin bütün firtinalarda
Sigindigim o tek liman
Sonsuz karanligimda tek işiktin
Sönmeyen ateşimdin karli daglarda
Çölümde fişkiran bir pinardin serin
Ne zaman yitirsem bütün umutlarimi
Bana hayatin kapilarin açardi ellerin
Sevenim benim, ak saçlim, küçük melegim
Sen benim can yoldaşim oldugun kadar
Kadinimsin, anamsin, bacimsin
Ver öpeyim vefali ellerini
Sen benim şerefimsin , inancimsin
Ümit Yaşar Oğuzcan
Sokak
Durmadan değişen bir kentte selvilerin
anılarıyla uğuldayan bir sokaktı
Yüksek ve külrengi yapıların tepesinde ikindi
sarı bir ışıkla vururdu pencerelerin donuk ve sessiz
krater gölcüklerine
Orada yaşlılar otururdu tozlu iğne yastıkları ve güz
sararmış martıların eğri yağmurlarıyla gelir tarardı
yüzlerinde unutulmuş sepya boşluğu
Karınlarına ölümün tohumlarını ekerdi aşağılarda
hafif bir lağım kokusuyla karışık kahve
ve anason çiçekleri satılan
küf rengi ırmakların sokağında ehliyetli kurbağalar
safa ********leri ve geçmiş kaçakçıları
Arada inatçı arnavutların
durmadan yenilediği kaldırımlardan
gülleri örselenmiş kadınlar geçerdi farkedilmeyi
bekleyen erken kararmış lidya gümüşleri genç kızlar
Kanlı bayrakların yelkeniyle arada
tersane işçilerinin kadırgaları geçerdi ilkyardıma doğru
Siren sesleri sivaslı kapıcıların granit belleğine
bulanık izler bırakırdı
Günlük işlerin bittiği saatlerde yani geceleri
sokak bir kerhane gibi işlerdi bahriye gediklileri
denizi ve ******ları aynı anda gören evlerin
duvarına arabesk bir savaşın tarihini yazarlardı: Aşk
Binliklerin mor jileti çalışırdı kapılarda titreyerek ve derin
bir yarıkla açarak feodal zamanın surlarını
sabahın eteklerine ulaşırdı
Oradan başıboş çocuklar çıkardı yaşamın çöpçüleri
doğulu çocuklar plastik ayakkapları ve kendi gövdelerindeki
ölü ana sıcaklığına sarılan kollarıyla
süpürürlerdi gecenin artıklarını
Solgun iğneleriyle ilk ışıkların dikerdi ağırbaşlı halk
kentin zarını yeniden ve gün
başlardı
Orada sevdim seni
Sokağı denize bağlayan geçitte orada
geceyi gökkuşağına bağlayan günlerin saçını hızla örerdi zaman
Sevecen sorgulu uysal yüreğin
bir çimen türküsüyle açardı soyağacının gizli bahçelerini
çılgın bir büyücüye, orada kan ırmağından
geleceğin şarabını çıkardım ve yanan günlerden altın
bir şiir çıkardım güzelliğinin kapalı yapraklarından
bozkır ortasında ırmak kuyu dibinde gökyüzü bir özgürlük
esintisi zindanlarin avlularindan
Unutma ben yokolunca değişince kent ve bir yoksulun
o günlerden
sana bağışladığı söz ülkesi yitip gidince
sonsuz ve isimsiz bir deniz kalacak bir de çamagacı
benim sularımla öpüşen.
Onat Kutlar
amiiiiiiiiiiiiiiiiiiin...inşallah bizde kumrular gibi oluruz birgün ...
Bora, Deniz; çok güldürdünüz beni akşam akşam yaw![]()
![]()
![]()
Bora teşekkürler paylaşıma![]()
bir gece gelmiyorum ne cevherler parıldıyor, ne cevherler...
Kadish'm; sana da yakışan budur zaten.. iyisiyle kötüsüyle ne yaşandıysa, bittiğine inandığın noktada imzanı atıp sahneyi terk etmek...
Dagored; benim şikayet et butonumla seninkini değiştirelim, anladın sen onu
Er-NnN; karalamak iyi değil gibi sanki, komple yırtıp atmak daha güzel olur..
Bora'm; gece gece patlatmışsın bombayıbir ömür boyu kumrular gibi inşallah...
ve topiğimi paylaşan diğer tüm dostlar hepiniz sağolun..![]()
..an extensive current of wind, rushing great velocity and violence..
@kadriyE
valla insanın yalnızlığının daha değerli olduğunu fark ettim hatta daha sonrasında yalnızlığımı terk edicek bi sewgili bulamadım zaten bi daha bunun farkına vardıktan sonra...
@galadriel
karalamak yerine silip atsaydım bi çok şeyi de unuturdum şuanda hatırlamıyorum kimin sözüydü ama insan unuttuğu zaman ölmüştür...
@dagored
valla istemeden oldu...![]()
her şey yapılabilir
bir beyaz kağıtla
uçak örneğin uçurtma mesela
altına konabilir
bir ayağı ötekilerden kısa olduğu için
sallanan bir masanın
veya şiir yazılabilir
süresi ötekilerden kısa
bir ömür üzerine
bir beyaz kağıda
her şey yazılabilir
senin dışında
güzelliğine benzetme bulmak zor
sen iyisi mi sana benzemeye çalışan
her şeyden
bir gülden bir ilk bir sonbahardan sor
belki tabiattadır çaresi
senin bir çiçeğe bu kadar benzemenin
ve benim
bilinci nasırlı bir bahçıvan çaresizliğim
anlarım bitkiden filan ama anlatamam
toprağın güneşle konuşmasını
sana çok benzeyen bir çiçek yoluyla
sen bana ışık ver yeter
bende filiz çok
köklerim içimde gizlidir
gelen giden açan soran bere budak yok
bir şiir istersin
"içinde benzetmeler olan" kusura bakma sevgilim
heybemde sana benzeyecek kadar
güzel bir şey yok.
Uzun bir yoldan gelen
Tedariksiz katıksız bir yolcuyum
Yaralı yarasız sevdalardan geçtim
Koynumda bir beyaz kağıt boşluğu
Her seyı anlattım
Olan olmayan acıtan sancıtan
Bilsem ki sana varmak içindi
Bütün mola sancıları
Bütün stabilize arkadaşlıklar
Daha hızlı koşardım
Sever adım gelirdim
Gözlerinin mercan maviliğine
Sana bakmak
Suya bakmaktır
Sana bakmak
Bir mucizeyi anlamaktır
Sana sola bakmadan yürüdüğüm
yollar tanıktır
Aşk sorgusunda şahanem
Yalnız kelepçeler sanıktır
Ne yazsam olmuyor
Çünkü bilenler hatırlar
Hem yapılmış hem yapma çiçek satanlar
Bahçıvanlar değil tüccarlardır
Sen öyle göz
Sen öyle toprak ve güneş ortaklığı
Sen teninde cennet kayganlığı iken
Sana şiir yazmak ahmaklıktır
Bir tek söz kalır
Dişlerimin arasından
Ben sana gülüm derim
Gülün ömrü uzamaya başlar
Verdiğim bütün sözler
Sende kalsın isterim
Ben sana gülüm derim
Gül sana benzediği için ölümsüz
Yazdığım bütün şiirler
Sana başlayan bir kitap için önsöz
Sana bakmak
Bir beyaz kağıda bakmaktır
Her şey olmaya hazır
Sana bakmak
Suya bakmaktır
Gördüğün suretten utanmak
Sana bakmak
Bütün rastlantıları reddedip
Bir mucizeyi anlamaktır
Sana bakmak
Allah'a inanmaktır .
Yılmaz Erdoğan
# Fiat Türkiye Kullanıcı Forumları Network # |
Yer imleri