Türkiyeye Gelmiş Garip Futbolcular
fb li nielsen vardı bi tane 2.nielsen değilde ilk karı kılıklı nielsen
danimarkadan getirilmiş idi, başka bir nielsen le karıştırılarak, adamın gerçekten futbol tarihi kayıtlarına geçmiş bir denyoluğu var idi.
kaleci olmadan orta saha mevkiinde oynayıp 74. dakika boyunca topla hiç buluşamayarak kırılması olanaksız bir rekora imza atmıştı.
(uefa kayıtlarındadıtrkendisi inanmayan bakar)
mathias cvikl (zeytinburnuspor)
90larin basinda zeytinburnu gibi dandik bi takimda ileri ucta oynayip her sezon 11-12 gol atmayi basaran yetenekli bi sloven santrofordu, soyadinin karmasikligi hayatlarimizi daha da komplike hale getiriyodu, bi ara galatasaray'a transfer olmak istedigini soylediydi, gecen sene ulkesinde kanserden vefat etmis
demir hotiç
(mal gibi de bi adamdı nesi demirdi bilemem, öyle dingildeyip gitmişti)
ibrahim begoviç (fenerbahce) (sahada denenmeyi reddedince yöneticinin odasında bir-iki top sektirir, ve hemen sözleşme imzalanır
kovaçeviç (beşiktaş) hem kova hem çevik anlamında bileşik kelime gibi
zeyer (beşiktaş)
sarışın,bıyıklı, pire gibi bi oyuncuydu
mususi,
canakkale'de ve bursa'da oynadi yanilmiyosam.
ugandalidir.
ercument ve balicle bursadayken timsah yuruyusu olayini yaratmislardi.
hatta bu sovu ingiltere'de de sergilediler, tarihe gectiler.
memleketine gidip baldizina tecavuz ettigi, tututuklandigi rivayet edilir.
bu sifatlariyla degil turkiyeye gelmis garip futbolcu belki de turkiyede gelmis gecmis en garip futbolcud
sohrat bahtiyarzade (erzurumspor)
bu eleman kulupten almasi gereken parayi tahsil edemeyince kulubun arabalarindan biriyle birlikte kayiplara karismisti diye hatirliyorum.
buschmann
( bu adam almanya da kasaplık yaparken işi gücünü bırakıp kocaeline futbol oynamaya gelmişti, kartal, fener demez onune gelene cakardi..hatta hic unutmam bir keresinde cimboma bile cakmisti doksandan.)
hayrettin demirbaş
geldiği galaksinin koordinatlarını bilmesem de kesinlikle bu dünyaya ait değildi
ilginctir en garip alakasiz bir adami unutmuslar, unutulucak gibi degildi gibi gelirdi bana;
kompela
bu adam millletvekili, bakan, basbakan dahi olsaydi donem itibari ile olagan karsilayacaktik. talk show yapmisligi vardir, türkü soylerdi ,her yola gelen bir adamdi vesselam.
kesinlikle bu kategorinin en baba ismi olarak nitelendirecegim futbolcu lukovcandir. fb de kaleci olarak yer almisti ve gazete mansetlerindeki ismi lokumcan idi.
ariel ortega
kendisi arjantinde çok başarılı bir dönemin sonrası fenerbahce ye gelerek paranın dibine vurmak eylemini gerceklestirmis, akabinde ve detayında sezon ortası piyasadan kaybolarak, paraları yeme eylemine geçiş yapmıştır...
norman mapeza
vasat bir futbolcuydu ama arada bir çok iyi oynayıp galatasaray'a kadar yükselmişti. mal bir tipi vardı, her zaman saf saf gülerdi böyle
coulibaly (kolibali).. turkiye'de oynamadigi takim kalmadi saniyoum.. adana demirspor dahil yaklasik 384 takimda forma giydi bu arkadas. su an arastirilsa eminim ki alt liglerde bir takimda oynadigi ortaya cikar
kesinlikle washington stecanelo cerqueira. adam şeker + kalp hastası çıkıp fenerbahçe'den ayrılmak zorunda kaldı.
christopher ohen - beşiktaş.
türkiye'ye gelmiş en ağır forvetti. belini döndürene kadar mevsimler geçerdi ama nokta vuruşları vardı.
kevin campbell
ama düşündüm de çok da garip değil, bana yamyam deseler ben de giderim yani.
hotiç vardı fenerde bahsedilmiş zaten.bu adam golcü diye gelmişti heralde fenerli medya öve öve bitirememişti, süper falan diye.bence türkiye liglerinde top oynamış en kazma oyuncuydu adam topa vurmayı bile bilmiyordu.bir maçta ceza sahası önünden vurduğu top tıngır mıngır kaleye gitmişti de gol olmuştu, üç dört kişnin yanından yönünden geçmişti -herkesin basireti bağlanmış olacak ki- kimse dokunammıştı. sonra zaten gol atarak misyonunu tamamladığından olacak fenerbahçe yolladı adamı.
bunlarin cogunun nasil turkiye'ye geldigini isleyen bazi turk komedi filmleri vardir, aydemir akbas'in yugoslav bir futbolcuyu oynadigi bir film vardi, adini hatirlayamiyorum.
bunlarin icinde bence en acayip olanlarindan biri -dorduncu etnryde belirtildigi uzere-galatasaray'a gelen İorfa'dir. bu adam inanilmaz deparlar atardi ama genel kani adamin futbolcu olmadigi, ikiyuz metre engelli kosarken bir uyanik menejer taraan galatasaray'a kaziklandigi idi.
adamın gerçek ismi : "petrus ferdinandus johannes van hooijdonk"
arkadaş bir de senede bir felan saç traş oluyor.saç tıraşı olmak için de
hollanda'ya gidiyor.ne..ne yani garip değil mi?
trabzonspor'un adedi onbe$bin dolara brezilya'dan aldıgı 5 futbolcunun hakederek girdigi grup.
imza töreni sonrası hepsi horon tepmi$lerdi, hatta ali sami alkı$ ''bunlar brezilya'nın tinerci cocukları'' diyerek futbola apayrı bi bakı$ acısı getirmi$ti.
kesinlikle besiktas ta oynamıs nartallodur.
uzun kıvırcık sacları yüzünden yüzü,gözü görülmezdi.
kendi de önünü görmeye gerek görmezdi zaten.ceza sahası içinde taç a kafa vurdugunu hatırlıyorum.
spikerler de "bu kadar uzun sacla olmaz tabii o iş" demekte gecikmezlerdi o pozisyonların akabinde.
ayrıca su an yazarken kesfettim,bu adam acayip sekilde slash a benziyodu,o olmasın sakın?
yoachim yaw:
samsunspor'un ara dönemde transfer ettiği siyahi futboluydu ve ilk maçındaki futbolu gazete kipürlerinde 4 yıldız ile süslenmiş,onu haftanın kareası sıralamasında 1.liğe oturtmuştu ama gelin görün ki haftanın kareasında yayımlanan fotoğrafı,gürcan yurt'un robinson cuma kompozisyonlarındaki gibi "yeav,bıragın bunları yog mi ijiniz gujiniz sizin" diye haykırıyordu adeta.nitekim sonraki maçlarda esamisi okunmadı.
oruma:
pascal nouma ile aynı dönem rc lens formasını giymiş bu oyuncu da türkiye'de samsunspor formasını giymişti.kısmen başarılı futbolcuydu,uzaktan sert şutları vardı.uzakten çektiği sert şutlar surat ifadesi ile birleşince "korum ha!" yakıştırması kaçınılmaz olmuştu.samsunspor'un yarı dönem için transfer ettiği avrupa görmüş vetaran afrikalılardandı.
desire mbonabucya:
soyadı telaffuz esnasında kastırdığı için,bir süre sonra ön adı olan "desire" ile hitap edilen eski gazıayıntap'lı futbolcu.
marcello:
bu da gaziantepspor'da bir dönem oynamış,spikerler tarafından ismi "meğartssello" şeklinde yavşakça telaffuz edilen brezilyalı futbolcuydu.adam bu telaffuzdan bıkmış olsa gerek ki seneler sonra "............ goyim sijin" dercesine kaçtı.
stelea:
senelerce sampunspor kaleciliğini yapmış rumen idi,tipi tecavüzcü coşkunun sakalsız halini andırıyordu.
georgi nemsadze ve gosha cemalauri:
şota ve arçil arveladze kardeşlerden sonra gürcistan'dan çıkan her futbolcunun birer altın olduğuna inanan trabzonspor yönetimi ve teknik heyetinin icraatlarından...
biri "alışamadım" dedi ayrıldı diğeri de mehmet ali yılmaz tarafından "çamurali" lakabına uygun görülüp,sezon sonunda postalandı.
guintchev:
bursaspor'un, kendini forvet zanneden denyo kalecisi ganchev ile karıştırdığım,kaleci olmayan,ön libero oynayan, bulgar futbolcusu idi.senelerce izmir ve akdeniz takımlarında oynadı.ılıman iklimi mi seviyor nedir?
milivoyev:
uzun yıllar kayseri, denizli, yahut altay forması giyen yugoslav futbolcuydu.ikinci lig mikinci lig onur meselesi yapmadan,futbolunu oynadı,profesyonelce işini yaptı.
yuri:
bu da uzun yıllar denizlispor forması giydi.denizlispor ikinci lige düşünce de takımını yalnız bırakmadı.uzun,düz,kumral saçlıydı.zannedersem beyaz rustu.(zenci rus mu var san ki ?)
ayrıca anadolu klüplerinden özellikle ankara temsilcilerinin bulup getirdiği afrikalı kelepir futbolcular vardır.bunların isimleri bilgisayar ortamında bir algoritmadan geçmişçesine; mbele,mboya,mbula,mbone,ndeki,ndiaye,mpo,mponzea, mbanza ve benzeri şekildeydi.100 tane geldiyse 10 tanesi kalır.10 tanesinden de sadece 1-2 tanesi 5 sene içinde isim yapar,tanınır hale gelirdi.sudan ucuz oldukları için 100 tanesi bile masraf değildi.
bir de fenerbahçe'de stoilov isimli bir bulgar vardı.
orta saha oyuncusuydu.ama özel hayatında hırt idi."demet akalın'a hastayım,bitiyorum ulan" gibi demeçler vermişti magazin basınına.
jarko serafimovski:
trabzon'un ismi zorteks olması kuvetle muhtemel takımında 15 gol attı deyü aldığı kazma don forvetti.trabzonspor'da ömrü kısa sürdü.
gerson (ya da jerson) :
90'lı yılların başında fenerbahçe ortasahasının dinamosu olmuş candido gerson değil bu;beyaz tenli,uzun kıvırcık saçlı, başka bir gersondu.çanakkale dardanelspor,bursaspor'da oynamış ceza sahası içide 500 yüz çalım atıp ,kaleyi kaleyi karşısına aldığında ............. diken futbolculardandı.mususi ile iyi anlaşırlardı.
Marsch ve Venison:
Souness döenminde ingilter'den Dean Saunders ile birlikte getirilmiş oyunculardı.
mike marsch filmlerde ini düzerken gaza gelip kendi kafasına şaplak vuran tiplere benziyordu.Venison ise -maşallahı var- manken gibi adamdı,şekil sarı uzun saçları vardı.marsch orta saha da oynarken,venison'un mevkisi libero idi.marsch futboldan bi haber olmadığını belli eden figürler sergilerken,Venison'un topu istop edeyim derken üzerine basıp kayarak yere düşmüşlüğü vardır, bir de Dalian Atkinson'un hat-trick yaptığı maçta süper kumbara vazifesi görmüştür.sonuç olarak Marsch ve Venison beraber gelip,beraber gittiler anca beraber kanca beraber hesabı...eminim bunlar boş zamanlarında "yeminliyiz" şarkısını dinliyorlardır; bizi kimsee ayıramaz yolumuza kimse ta koyamaz,gülüm bir güün zikeceğiz çünkü biiz yeminliyiz" şeklinde sözleri olan....
miroslav stevic:
werner lorant'ın askerlik arkadaşıydı bu devlet memuru tipli eleman.yaşları da birbirine yakındı bu ikisinin.fenerbahçe ile anlaştığı gün antrenman bile yapmadan ayağının tozuyla çıktığı feyenoord maçında sahanın en iyisi olması ile olumlu izlenim bırakırken,aynı maçta rakip takımın japon futbolcusu ono'nun hayalarına tekme atması ve kırmızı kart görmemesi ise büyük şanstı.nitekim balon olduğu,emeklil olmadan önce fenerbahçe'de yorgunluk atmak istediği anlaşıldı.
peter kjaer:
beşiktaş'ın danimarka'dan getirdiği yaşlı kaleci.2 maç oynadıktan sonra sözleşmesi feshedilmişti.hatta fesh anı kameralara yansımıştı.o zamanki asbaşkan yıldırım yıldırım demirören,karşısında kıvanç oktay ile mikrofonlara "kjaer ile olan söleşmemizi feshettik.kendisine beşiktaş'a hizmetleri dolayısı ile teşekkür edip bunda sonraki futbol yaşantısında başarılar diliyoruz" dedikten sonra hemen arkalarında duran kjaer'in elini sıkmıştı.kjaer'de tokalaşmadan sonra arkasını dönüp uzaklaşmıştı.demirören'in dostane sözleri ve centilmence tokalaşmalar hoş görüntülerdi ama demirören'in yüzündeki "ökküz,kaleci misin lan sen!?.." manalı bakış benim gözümden kaçamadı.
Bir forum sitesinden Alıntıdır
