10 maddede genel bir Bush-Sezer mukayesesi
1- İkisi de mahkum affını sever. Bush, şimdiye kadar 117 kişiyi affetmiştir. Af portfoliosu genellikle takım kravatlı, iş veya -Libby gibi- siyaset erbabından oluşur. Sezer ise şimdiye kadar 261 mahkumu ser bırakmıştır. Listesinin yüzde 78'i genelde ölüm orucuna yatmış sol görüslü örgüt üyelerinden müteşekkildir. Bush'un affettikleri daha sonra düşünce kuruluşlarında, iş dünyasında, veya eski tüfek siyasi kokteylerde ortaya çıkar. Sezer'inkiler ise elinde silah, polis veya asker ile girilen çatışmalarda.
2- İkisi de devletin en tepesindedir. Ancak Bush halka gitmiş, oy istemiş yani bir nevi Beyaz Saray'a tırmanarak çıkmıştır. Sezer ise o zamanki koalisyon hükümetinin kendi içindeki uzlaşmazlığı sonucu ehven-i şer babından seçilip, halktan bir tek oy almadan kendini Çankaya'yada bulmuştur. Dolayısıyla Bush konumunu halka karşı sorumlu hisseder, Sezer ise daha çok devlet aygıtına.
3- İkisi de medyanın ilgi odağıdir. Bush, zekasını sorgulatan bazı çocukça gaflara rağmen kameralar önüne mutad bir şekilde çıkıp hesap verir, Sezer ise ağırbaşlı hukukçu kimliğine rağmen neredeyse kendini Çankaya Köşküne kapatmış, medyadan uzak durmuştur. (Kanaltürk resepsiyonu haric.) Beyaz saray, her türden gazeteciye açıktır, Çankaya'nin kapıları ise sadece Cumhuriyet'ten İlhan Selçuk gibi belli kesime.
4- İkisinin de havası demokrasi ile bulutludur. Bush 'terör" evhami ve "milli güvenlik" bahaneleriyle ABD'de kazanılmış demokrasinin alanını daraltmaya çalışır, Sezer ise "tehlikenin farkında mısınız?" evhamcıları safında "laiklik" sopasıyla kazanılmaya çalışılan demokrasiyi kovalamaya.
5- İkisinin de muhalefeti vardır. Bush'un muhalifleri muhalefetteki demokratlardır, Sezer'inki ise –artık gizlisi saklısı kalmadı- iktidardaki AKP hükümetidir. Bush, siyasi rakibi Kongre Başkanı Nancy Pelosi ile yan yana geldiğinde kameralara neşeli poz vermek için neredeyse kendini gıdıklar, Sezer ise Başbakan Erdoğan ile bir araya geldiğinde suratı limonileşir.
6- İkisinin de yıldızları meclis ile barışmaz. Bush, Irak politikaları, göçmen reformu gibi konularda Kongre'den veto yer, yani hızı kesilir. Sezer ise hükümetin atamaları veya meclisin yeni kanun çalışmalarını veto eder, yani hız keser.
7- İkisi de Irak konusunda muzdariptir. Bush, Irak'a yalan ve cebren girmiş şimdi ABD kamuoyunun taşan sabrına rağmen çıkmamak için ayak diretmektedir. Sezer ise Türk ordusunun Irak'ta aktif müdahil olabilecek 1 Mart tezkeresi oylamasına MGK'da o zamanlar karşı tavır takınmış, şimdi ise, hükümete karşı son zamanlarda K. Irak'a girelim diyen kesimlerle aynı koroda yer almaktadır.
8- İkisi de din sahibidir. Bush hıristiyan olduğunu göğsünü gere gere söyler, kiliseye gider, özel ve resmi hayatında dine yer ayırır, hatta Beyaz Saray'da iftar bile verir. Sezer'in ise müslümanlığı ile övündüğü duyulmamıştır, cenaze namazı dışında cami yakınında görüldüğü vaki değildir, bırakınız Çankaya'da iftar vermeyi, Ramazan'da halkın gözünün içine baka baka su içtiği kayıtlardadır. Cumhuriyet baloları davetiyelerinde eşi başörtülü milletvekillerine yaptığı ayrımcılık ise hala hafızalardadır.
9- İkisi de 60'lı yaşlardadır. Bush üzerinde eşofmanları Beyaz Saray çimenlerinde koşar, bisiklet kullanır, Teksas'taki çiftliğinde odun keser, Putin gibi bazı devlet misafirleri ile balığa çıkar. Sezer ise Çankaya tekkesine çekilmiş laik bir münzevi gibidir. Gitmek zorunda olduğu devlet törenlerinin dışında pek boy göstermeyi sevmez. Bush, sanki halkının hayata bakışını temsil eder, Sezer ise bürokratik devletin soğuk yüzünü
10- İkisi de "topal ördek"tir. (lame duck). Yani yakinda gidicidir. Ancak Bush'un ne zaman ve nasıl gideceği hukuka göre bellidir, takvim işlemektedir. 2008'in sonunda Beyaz Saray'i boşaltacaktır. Sezer ise kendisinin de kısmen safında yer aldığı Cumhurbaşkanlığı krizi sonrası Mayıs ortasından beri köşkteki uzatmalı –ve tartışmalı- ikametine devam etmektedir.
Ne zaman ve nasıl gideceği üzerine yapılan tahminler, altılı ganyan tutturmak kadar zordur.
