Seviye için bende teşekkür ederim. Bir konuyu bu şekilde konuşabilmek gerçekten çok güzel bir şey.
Yiğit Bulut isimli gazeteci, daha 2 3 yıl öncesine kadar iktidarın en büyük düşmanı, sol görüşlü ve başbakanı her ortamda eleştiren bir kişiydi. Bir anda nasıl olduysa işler tam tersine döndü. Boşuna dememişler galiba para her kapıyı açan anahtardır diye
Ama şuna katılıyorum. Evet bencede başbakanı bulunduğu yerden indirmek isteyenler var. Sebebi de Suriye işini becerememesi. Her konuda bildiğini okuması ve diktatörleşmesi. Ama bu dünya düzeninin kuralı da budur maalesef. Nasıl geldiyseniz öyle gidersiniz.
Olaya para ve ekonomi açısından bakalım sizin gibi. Madem esnaf çocuğusunuz ki hangi sektörde olduğunuzu bilmiyorum. Siz de farkındasınız değil mi Türkiye'nin yabancı mal cenneti olduğunun. Şahsen ben her gün fiyat listesi değiştiriyorum. Biri arıyor (yerli üretici) çeliğe zam geldi abi fiyatları %8 arttırdık, öteki arıyor polyestere zam geldi %10 arttırdık. Türkiye'nin sanayisi lego yapıyor bunu görebiliyor musunuz? Yerli araba yapıyoruz motoru Polonya'dan geliyor, boyası bilmemnereden geliyor, bilgisayar yapıyoruz anakartı Çin'den geliyor, televizyon yapıyoruz monitörü Belçika'dan geliyor. Bu mu kalkındırır bir ülkeyi? Bu ne biliyor musunuz? Çocuklar arkadaşlarına verir ya legolarını, al sen yap diye. İşte Türkiye'ye de al sen yap diyorlar. Bizde diyoruzki sanayimiz şu kadar. 180 liralık parçayı alıyoruz, birleştirip 200 liraya satıyoruz. Cari açık olmuş kara delik. Ucu bucağı görünmüyor. IMF'ye borç bittiyse o borcuda siz ödediniz, ben ödedim. Düşünün birisi size para veriyor git şu faturayı öde diye, siz diyebilir misiniz ben ödedim? Olsa olsa ben yatırdım olur
Ülkenin geldiği yer şu, kredi al, iş yap. Kredi al ev kur. Kredi al araba al. 12 taksitle mayo al, 12 taksitle ayakkabı al. 3 taksitle benzin al. 120 taksitle ev al. Bu mudur iyi ekonomi? Bu iyi ekonomiyse biz yıllarca boşuna okuduk
Hayal ekonomisi var hocam ülkede, hayali bir para var. Siz kredi çekiyorsunuz iş yapıyorsunuz, mal aldığınız kişi sizden aldığı parayla kredi ödüyor. Para hep bankada. Yani kaydi para, ortada olmayan bir para. Memura 10 bin lira maaş verseniz ne olur ki? 5 bin lira ev taksidi, 3 bin lira araba taksidi, bin lira televizyon mobilya taksidi. Para yine dönüyor bankaya.
Şimdi 10 milyon lira paranız olsa ve desenizki fabrika kurayım. Ayda 100 bin lira elektriğiniz gelir, 60 bin lira doğalgaz gelir. Benzin mazot zaten altınla yarışıyor. Asgari ücret için sigorta+stopaj+asgari geçim indirimi en az 600 lira devlete vereceksiniz. Ee? Giderim Bulgaristan'a kurarım fabrikamı, 10 yıl elektrik su doğalgaz bedava, işçilerin sosyal ödemelerini devlet karşılıyor. Hem yatırım yaparım, hem para kazanırım. Burada satıyorum 1000 liraya bir malı, 300 lira para kazansam kdv nin %9 u bana kalıyor 90 lirasını aldı devlet baba, karın %15 ini aldı 45 lirada oraya verdik, elektrik aldı stopaj aldı emlak vergisi aldı tabela vergisi aldı sgk aldı mazottan aldı. Burada devlet her vatandaşın gizli ortağı
Hocam, devir ne olursa olsun, iktidar kim olursa olsun, laiklik şeriat demokrasi teokrasi beni hiç ırgalamaz. Ben bakarım bana ne verdiğine. Hukuk devleti dediğiniz yerde parasız eğitim istemek yasak,okul kantinini protesto etmek yasak, grev yapmak yasak, sokakta durmak yasak yahu
Öyle öküz gibi karşıya bakmak yasak arkadaş
İşinize gelmeyince Avrupalılara posta koyacaksınız, işinize gelince onlarda biber gazı sıkıyor diyeceksiniz. Hayat ve gerçekler televizyondan öğrenilmez hocam. Televizyon size ancak öğretilmek isteneni öğretir. Siz çıkın bakın sokağa, kimi desteklerse desteklesin, halkın yüzü gülüyor mu? Gülmüyor. Gelecekten umudu var mı? Az biraz. Ee? Türkiye güçlü mü? Bana ne? 17. büyük ekonomi mi? Bana ne? IMF ye borç mu bitti? Bana ne? Benim yarınımda umudum olmadıktan sonra, bu rakamlardan bana ne? İktidar beni adam yerine koymuyor, benim veya bir başkasının haklarını değilde kendi çıkarlarını düşünüyorsa, yemişim cebimdeki parayı. Devlet benim onurumu, benim haklarımı korusun, bana ve diğer herkese adaletli davransın, bıraksında ben düşüneyim çıkarlarımı. Geleceğimi ben tayin edeyim. Ne giyeceğime ne yiyeceğime ne içeceğime ben karar vereyim. Şöyle bir yazı vardı Taksimde, "Polis simit sat onurlu yaşa." Devlet beni, emeğimi ve insanlık onurumu sağa sola peşkeş çekeceğine bıraksında simit satayım ama onurumla yaşayayım. Yemişim parasını ekonomisini. 2 metrelik bezin para koyulacak yeri yok.
Yer imleri