Merhaba arkadaşlar.

Şuan evde yanlızım. Ve son 1 saate kadar yaşadıklarımı kağıda dökmeye çalıştm. Sizlerle bu yazdıklarımı paylaşmamın tek sebebi var. İbret alın. Sevdiklerinize sarılın.

Cumartesi (dün) akşamı saat 8 gibi sakaryadan boluya 4 aile kampa gittik. Gece 12 gibi otururken eşimin telefonu çaldı. Eşim telefonu elinden düşürdü. Telefonu yerden aldım, kayınvalidem ağlıyordu sonra telefon kapandı. Geri aradım, yengem çıktı telefona. Babamı kaybettik dedi. O an başımdan vuruldum. O kadar kötü hissettim ki kendimi. Kendisi akciğer kanseriydi fakar durumu iyiydi, yatalak durumda değildi. 30 dk. önce başlayan beyin kanaması ile bir anda ayata gözlerini yumdu. Kayınbabmı kaybettim.

Hemen kamptan ayrıldık. Aracı başka bir arkadaşıma verdim. Sakaryaya kadar o kullandı. Sakaryada abimi arayıp durumu anlattım, kötü olduğumu araç kullanamayacağımı ve gitmemiz gerektiğini söyledim. Artık gece yarısı saat 3 gibiydi. Sakaryadan çorluya yola çıktık. Sabah 6 gibi çorludaydık. Sonrası malum, cenaze evi ağlamalar. Dualar.

Öğlen cenazemizi toprağa verdik. abim ve ben sakaryaya geri dönmeliydik. eşimse bir süre orada kalacak.

Hayat ne kadar kısa. Ne kadar boş. Kayınbabam henüz 60 yaşındaydı. Mekanı cennet olsun inşallah.

Ve ölüm genç yaşlı demiyor arkadaşlar, inanın buna. Heran herşey olabiliyor.

Bugün öğleden sonra Saat 2 gibi çorludan çıktık. 4 gibi istanbuydık ve 6 gibi sakaryada ...

Evimize 3-5 sokak ötede kırmızı ışıkta durduk. Sola döneceğiz. Solumuzda da kocaman bir tır. Yeşil yandı.

Ve gerisi fotolarda arkadaşlar. İnanın bu kazayı kelimelerle size tarif etmem mümkün değil. Bankete sıkışmasaydık ve tır bize çarptığını farketmemiş olsaydı pressleyecekti bizi.

Tüm bunlar dün akşam 6 dan bu akşam 6 ya kadar yaşadıklarımdır. Ne eksik ne fazla. Hayat çok kısa. Sevdiklerinize sarılın. Onlara onları sevdiğinizi söyleyin.

Üzüntü verdiysem özür dilerim.