Evoque
07/10/2016, 22:29
Merhaba;
Kıymetli arkadaşlar bir süredir forumu takip ediyorum. Bu forumun değişik bir sıcaklığı var ve takip ettiğim birçok forum içinde gerilmeden okuduğum, bilgilendiğim nadir bir yer burası. Bu yüzden katkıda bulunan herkese gönülden teşekkür ederim.
Havaların soğumaya yüz tutması ile sezonun son fırsatını değerlendirip İzmir'den Fethiye'ye doğru ailemle birlikte ufak bir tura çıktık. Yolda giderken arabamı bir kez daha sevdiğimi farkettim. Yakıt tüketimi çok iyiydi ve Muğla'nın o inişi çıkışı bol keskin virajlarında boğulmadan götürüp getirdi bizi. Aydın'dan İzmir'e giderken otobanda 175 km/h kadar ulaştığım zamanlar oldu ve bu hızlarda araç oldukça stabildi. Rüzgar sesi dışında 120 ile giderken ne hissediyorsam 175 ile giderken de onu hissettim. Yolculuğun otoban bölümlerinde hız sabitleyicinin eksikliğini hissettim biraz. Bu arada araç 2011 Evo My Life 50.000 KM.
Bütün bu yol boyunca direksiyona sıkı sıkı tuttum ve diken üstünde gittim hep. Belki bu konudaki bilgisizliğimden belki de gerçekten haklı sebeplerden ötürüydü bu durum. Belli bir süratin üzerindeyken milimetrik bir hareket bile aracı şeritten çıkarabilecekken böyle bir durumun nelere yol açabileceğini düşündüm. Araçtan soğudum resmen. Aklıma bazı sorular geldi ve sizlerle paylaşma istedim. Cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim.
- Böyle bir potansiyel arızalı araçla yola çıkmak büyük bir risk değil midir?
- Bu arızanın üretim hatası olduğu, kronik olduğu ve hatta ücretsiz onarım hakkının mahkemelerce tanındığı halde neden henüz arıza çıkmamış araçlar sorunsuz parçalarla değişim yaptırmıyor? Değişim için illa birilerinin kaza yapması mı lazım?
- Yenileriyle değiştirilen ya da onarılan parçalar yerine takıldıkları parçalarla aynı mıdır yoksa sorunsuz parçalar mıdır? Onarım gören araçlar da tekrardan bu durum gözlenebilir mi?
- Ve son olarak kronik arıza ile ilgili mahkeme kararları emsal gösterilerek bu "potansiyel arızalı" parçaların değişimi sağlanabilir mi?
Kıymetli arkadaşlar bir süredir forumu takip ediyorum. Bu forumun değişik bir sıcaklığı var ve takip ettiğim birçok forum içinde gerilmeden okuduğum, bilgilendiğim nadir bir yer burası. Bu yüzden katkıda bulunan herkese gönülden teşekkür ederim.
Havaların soğumaya yüz tutması ile sezonun son fırsatını değerlendirip İzmir'den Fethiye'ye doğru ailemle birlikte ufak bir tura çıktık. Yolda giderken arabamı bir kez daha sevdiğimi farkettim. Yakıt tüketimi çok iyiydi ve Muğla'nın o inişi çıkışı bol keskin virajlarında boğulmadan götürüp getirdi bizi. Aydın'dan İzmir'e giderken otobanda 175 km/h kadar ulaştığım zamanlar oldu ve bu hızlarda araç oldukça stabildi. Rüzgar sesi dışında 120 ile giderken ne hissediyorsam 175 ile giderken de onu hissettim. Yolculuğun otoban bölümlerinde hız sabitleyicinin eksikliğini hissettim biraz. Bu arada araç 2011 Evo My Life 50.000 KM.
Bütün bu yol boyunca direksiyona sıkı sıkı tuttum ve diken üstünde gittim hep. Belki bu konudaki bilgisizliğimden belki de gerçekten haklı sebeplerden ötürüydü bu durum. Belli bir süratin üzerindeyken milimetrik bir hareket bile aracı şeritten çıkarabilecekken böyle bir durumun nelere yol açabileceğini düşündüm. Araçtan soğudum resmen. Aklıma bazı sorular geldi ve sizlerle paylaşma istedim. Cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim.
- Böyle bir potansiyel arızalı araçla yola çıkmak büyük bir risk değil midir?
- Bu arızanın üretim hatası olduğu, kronik olduğu ve hatta ücretsiz onarım hakkının mahkemelerce tanındığı halde neden henüz arıza çıkmamış araçlar sorunsuz parçalarla değişim yaptırmıyor? Değişim için illa birilerinin kaza yapması mı lazım?
- Yenileriyle değiştirilen ya da onarılan parçalar yerine takıldıkları parçalarla aynı mıdır yoksa sorunsuz parçalar mıdır? Onarım gören araçlar da tekrardan bu durum gözlenebilir mi?
- Ve son olarak kronik arıza ile ilgili mahkeme kararları emsal gösterilerek bu "potansiyel arızalı" parçaların değişimi sağlanabilir mi?