PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Honda Civic Vtec



muti9
13/02/2014, 14:13
Puntomu satıp civic vtec almayı düşünüyorum. Sizce doğru karar vermiş olur muyum?

kadir07
13/02/2014, 14:15
Vtec dediğin 1996-1999 modellerdeki 1.6 vti mı?

OAGP1960
16/02/2014, 23:18
Puntomu satıp civic vtec almayı düşünüyorum. Sizce doğru karar vermiş olur muyum?
Bence turbo şarjlı bir punto alın, mesela GP t-jet çok daha vasıflı bir arabadır.:)

muti9
18/02/2014, 16:34
2004-2006 1.6 vtec düşünüyorum

cdogu
18/02/2014, 16:41
Temizi bulamazsın. Vtecin gucunu bilen yurdum cakali(duzgun kullananlari tenzih ederim) vurur gazin dibine elfrenine.

LG G2 Cihazımdan aracılığıyla gönderildi.Olası yazım yanlışlarım için özür dilerim.

EqZoTiC
18/02/2014, 16:48
Temiz kullanan yoktur denilecek kadar az. Varsa emekliden hacıdan hocadan alınabilir. Allah pişman ettirmesin.

muti9
18/02/2014, 18:22
eyw. sağolun. bakıyorum temiz oluyorda onlarda haklı olarak fiyatta 30 diyolar 2005-2006 modeline ona da o para verılmez

knidos111
18/02/2014, 19:26
kadına etek,erkeğe vitec :D şaka bir yana civiclere bakıyorumda tam apaçi arabası olmuş,zaten tip desen denize düşse batmaz,millet neyine hasta anlamadım gitti,motor sesi diyorlar,sanırsınki ford mustang v8

cengizhan
18/02/2014, 19:42
Puntomu satıp civic vtec almayı düşünüyorum. Sizce doğru karar vermiş olur muyum?

Sorunuz cevabı, neden vtec istediğinize bağlı...:smartass:

EqZoTiC
18/02/2014, 19:52
Motor sağlamlığı, sesi ve teknolojisi olsa gerek

Discovery cihazımdan gönderildi

amoleddarkness
18/02/2014, 22:13
Yakıtı çok üzer çok.

GT-I9300 cihazımdan gönderildi

muti9
19/02/2014, 13:54
En iyisi vazgeçmek zaten temiz uygun fiyata yok hepsi uçmuş fiyatlarda. En güzeli biraz daha binip sonra daha iyi bişi bakmak.

cengizhan
19/02/2014, 16:12
Motor sağlamlığı, sesi ve teknolojisi olsa gerek

Discovery cihazımdan gönderildi

Motoru gerçekten o kadar sağlammı ? :g0000000: Sesine ve teknolojisine diyecek yok. :clapping:

EqZoTiC
04/03/2014, 12:33
Motoru gerçekten o kadar sağlammı ? :g0000000: Sesine ve teknolojisine diyecek yok. :clapping:

https://www.youtube.com/watch?v=FtKgOk-j3Zo

tayfux
04/03/2014, 22:43
civic i-vtec kasadan bahsediyorsunuz..çok çok sorunsuz ve motoru çok sağlam bir araçtır..piyasada otomatiği çok fazla..genelde sunroof lu modelleri mevcut o açıdan çok güzel..iç döşemeleri bej olanları da tatlı duruyor..otomatikleri tam otomatik..yakıt düşük tüpe uyumlu..temizini bulabilirsiniz ama civiclerin fiyatları gerçekten yüksektir çünkü artık değeri biliniyor ülkemizde..o paralara alınacak en iyi benzinli araçtır benim gözümde..kesinlikle tavsiye ederim..

blacklightning
04/03/2014, 22:48
Şuanda 2 aracıda günlük kullanıyorum vtec2 (özellikle makyajlı kasa) duruşuyla motor sağlamlığıyla, sorunsuzluğuyla çok güzel bir araç yakıtıda bahsedildiği gibi üzmez özellikle es modeli tavsiye ederim

Gorky
04/03/2014, 23:05
arkadaş 1.6 vti kastetmiş vtec2 değil :) .. vti harika araçtır. 8200 rpm çevirebiliyor. techturkeyden vti sorgulamaları konusunda temizlerini tespit edebilirsiniz. alınır.

blacklightning
04/03/2014, 23:19
2004-2006 1.6 vtec düşünüyorum


arkadaş 1.6 vti kastetmiş vtec2 değil :) .. vti harika araçtır. 8200 rpm çevirebiliyor. techturkeyden vti sorgulamaları konusunda temizlerini tespit edebilirsiniz. alınır.

gözden kaçırdınız sanırım :)

tayfux
05/03/2014, 08:06
arkadaş 1.6 vti kastetmiş vtec2 değil :) .. vti harika araçtır. 8200 rpm çevirebiliyor. techturkeyden vti sorgulamaları konusunda temizlerini tespit edebilirsiniz. alınır.
2004-2006 diyor görkem o zamanlar vti yok..i-vtec vardı..hoş o da 2003 de başladı da..

fluminense
22/05/2014, 11:19
motor iyi..kanımca güvenlük zayıf..konfor da eh işte.

henky
22/05/2014, 18:37
94 civic ile motor yaktım yanık motor ile 7000 km yaptım aracı tamirciye götürüyorum hararet ibresi sonda diyorum adam müşür arızalıdır diyo başkasından duysam inanmazdım.yaptıkları motor değil başka bişey.

ermanadakale
22/05/2014, 19:31
honda motor konusunda çok başarılı motor kaputunu kaldırınca anlıyorsunuz zaten t-jet multijet fsi tsi falan yazmıyor direk honda motor company yazıyor adamlar motoru da kendi üretiyor uzun yıllardır.
bu işte iyiler

cdogu
22/05/2014, 19:36
honda motor konusunda çok başarılı motor kaputunu kaldırınca anlıyorsunuz zaten t-jet multijet fsi tsi falan yazmıyor direk honda motor company yazıyor adamlar motoru da kendi üretiyor uzun yıllardır.
bu işte iyiler

Multijer T-jet te Fiat'ın kendi üretimi. Motor üretmek konusunda Fiat emin olun Honda'dan çok daha tecrübelidir.

tayfux
22/05/2014, 20:28
Multijer T-jet te Fiat'ın kendi üretimi. Motor üretmek konusunda Fiat emin olun Honda'dan çok daha tecrübelidir.
Cenk fiat bize 90 yılında 4 ileri karbüratörlü 85 beygir 1.6 litre motor gönderirken Honda 1.6 programlı full injeksiyonlu ( pgm-fi) 136 beygir motor gönderiyordu..tecrübe herşey değil..önemli olan zamanı takip etmek :) fiat 1899 honda ise 1946 yılında kurulmuştur ama bence fiat ın multijet dışında iyi diyebileceğim bir motoru yok.(multijet motor da gm ile ortak üretimdir bu konuda lütfen artık hakkını teslim edelim herkes fiat ın biliyor ama şahsen fiat bayiinde görmüşlüğüm var gm ile ortak üretim afişini..).tamamen şahsi fikrimdir.Honda 1.6 dizeli bu sene getirdi şu anda onun kadar performanslı ve az yakan 1.6 sanırım yok..AR-GE çalışmaları çok önemlidir..şimdi bunların ışığında bana fiat ın Ferrari - alfa Romeo - lanci gibi firmalarla ortaklığı olayını anlatacak arkadaşlarım eminim vardır ama kusura bakmayın Ferrari dışında diğerleri aynı motoru kullanıyor. fiat ın benim gözümdeki tek avantajı fiyatına göre sunduğu donanım fazlalığı şu andaki multijet motorudur.ayrıca belirtmeliyim multiair motoru da güzel ve tebrik edilecek bir motor ama biraz daha süre vermek lazım..Hondanın artısı ise motor ve aerodinamik yönden gerçekten çok güzel araçlar üretiyor..yoksa evet şasi bir alman kadar sağlam değil ama bir Fransız kadar çürük değil..konfor yine aynı..yeni araçlarının servis bakımı pahalı..hatta yeni ürettiği 1.6 benzinli araçların yakıtı da yüksek ama hiç olmazsa tüp taktığınızda arkanıza bakmıyorsunuz tüpe tam uyumlu..
Yani benzinli motorda Honda Fiat a göre benim gözümde 2 gömlek üstün..

ermanadakale
22/05/2014, 21:48
Multijer T-jet te Fiat'ın kendi üretimi. Motor üretmek konusunda Fiat emin olun Honda'dan çok daha tecrübelidir.

:clapping::clapping::clapping::clapping::clapping: :clapping:
ben biraz araştı derim multijet ve t-jet in nereden geldiğini bu kadar peşin hükümlü olmayalım ben niyetim kötülemek değil elbetteki fiatı fakat bazı gerçeklerde var uzun zamandır fiat kullanıcısıyım tamamıda kendi aracımdır
araştırmayıda severim.

hayırlı akşamlar.

ermanadakale
22/05/2014, 21:49
Cenk fiat bize 90 yılında 4 ileri karbüratörlü 85 beygir 1.6 litre motor gönderirken Honda 1.6 programlı full injeksiyonlu ( pgm-fi) 136 beygir motor gönderiyordu..tecrübe herşey değil..önemli olan zamanı takip etmek :) fiat 1899 honda ise 1946 yılında kurulmuştur ama bence fiat ın multijet dışında iyi diyebileceğim bir motoru yok.(multijet motor da gm ile ortak üretimdir bu konuda lütfen artık hakkını teslim edelim herkes fiat ın biliyor ama şahsen fiat bayiinde görmüşlüğüm var gm ile ortak üretim afişini..).tamamen şahsi fikrimdir.Honda 1.6 dizeli bu sene getirdi şu anda onun kadar performanslı ve az yakan 1.6 sanırım yok..AR-GE çalışmaları çok önemlidir..şimdi bunların ışığında bana fiat ın Ferrari - alfa Romeo - lanci gibi firmalarla ortaklığı olayını anlatacak arkadaşlarım eminim vardır ama kusura bakmayın Ferrari dışında diğerleri aynı motoru kullanıyor. fiat ın benim gözümdeki tek avantajı fiyatına göre sunduğu donanım fazlalığı şu andaki multijet motorudur.ayrıca belirtmeliyim multiair motoru da güzel ve tebrik edilecek bir motor ama biraz daha süre vermek lazım..Hondanın artısı ise motor ve aerodinamik yönden gerçekten çok güzel araçlar üretiyor..yoksa evet şasi bir alman kadar sağlam değil ama bir Fransız kadar çürük değil..konfor yine aynı..yeni araçlarının servis bakımı pahalı..hatta yeni ürettiği 1.6 benzinli araçların yakıtı da yüksek ama hiç olmazsa tüp taktığınızda arkanıza bakmıyorsunuz tüpe tam uyumlu..
Yani benzinli motorda Honda Fiat a göre benim gözümde 2 gömlek üstün..

:Ç:Ç
katılıyorum..

OAGP1960
22/05/2014, 23:58
Fıat'ın multiair'den önceki benzinli motoru olan t-jet, bilindiği üzere dünyanın farklı kesimlerindeki otomobil yarışlarında ve de Abarth tarafından da kullanılmakta olan ''turboşarjlı'' bir motordur ve özellikle de halen ''atmosferik'' emişli motor kullanmakta olan Honda motorlarından çok daha ''farklı'' makineler olduğundan, kıyaslanması de pek doğru değildir. Multijet ise, ''turbodizel'' olarak başka bir klasmandır ve benzinli makinelerle hiç ilgisi yoktur. Bu arada, tabiki Fıat'ın sahip olduğu Alfa Romeo, Lancıa, Ferrari, Maserati, Chrysler gibi tüm süper markalar da Fıat'ın bugün ulaşmış olduğu motor teknolojisinin üstünlüğünü sembolize ederler. Fıat t-jet makinesinin üstün vasıflı niteliğine en güzel örnek, konu açıldığı için belirtmek gereği duydum ki, orijinalde 120HP-206Nm. olup yurtdışındaki örneklerinde olduğu gibi, gerekli ve doğru uygulamarla ve de oldukça ekonomik sarfiyat ile 214HP-321,6Nm. lik performans değerlerine ulaşan şu anki arabamdır.:)

cdogu
23/05/2014, 01:27
:clapping::clapping::clapping::clapping::clapping: :clapping:
ben biraz araştı derim multijet ve t-jet in nereden geldiğini bu kadar peşin hükümlü olmayalım ben niyetim kötülemek değil elbetteki fiatı fakat bazı gerçeklerde var uzun zamandır fiat kullanıcısıyım tamamıda kendi aracımdır
araştırmayıda severim.

hayırlı akşamlar.

Benim Fiat motorları hakkında bilgi sahibi olmadığımı düşünmene şaşırdım. Ama öğrenmeyi severim. Tjet ve Mjet motorlar nereden gelmiş?:) Fiat'ı kötülüyorsun da demedim dikkat edersen. Peşin hükümlü de değilim,ortadaki örneklere bakıyorum. Halil abi söylemiş ama, Ferrari,Maserati,Lancia,AlfaRomeo,Chrysler gibi bizim "Süper araba" dediğimiz markalar fiatın bünyesinde biliyorsundur araştırmayı seviyorsun sonuçta. Bu markaların içindeki motorları üreten firma Fiat.

Sence bu süper markalara dahi kendi motorunu üreten Fiat, T-Jet ve Mjet,Mair gibi motorları başkasından mı alır?

Fiat'ın konsepti hakkında şu bilgiyi unutmayalım,geçmişten günümüze Fiat konsept,küçük arabalar ürettiler.500 vs geçmişinden bahsetmiyorum. Küçük arabaya yüksek beygir yüksek performans takması tabiiki maliyet ve satış stratejisi açısından dogru değil.


şahsen ben Honda motorlarını hiç ama hiç sevmiyorum.Özellikle Atmosferik motorlardan soğudum zaten,bir de Honda motorun stock sesi gerçekten iğrenç. Honda Accord 2.0 kullandım. Konforlu,güzel,otomatik şanzımana laf yok.Ama motor sesi ne öyle.. :)

LG-D802 cihazımdan gönderildi

SteinGP
23/05/2014, 01:55
imkanınız olursa 1.6 dizel honda civic i test edin. ben böyle iyi giden bu kadar sessiz ve bu kadar az yakan bir dizel makine görmedim.

cdogu
23/05/2014, 02:31
imkanınız olursa 1.6 dizel honda civic i test edin. ben böyle iyi giden bu kadar sessiz ve bu kadar az yakan bir dizel makine görmedim.

az yakıyor mu bilmiyorum. ama 1.6 dizel motoru ben de beğendim. civic özellikle bu motor seçeneğiyle gerçekten güzel..

LG-D802 cihazımdan gönderildi

SteinGP
23/05/2014, 07:52
Arkadaşım çalışıyor Honda da. Arabayla epey bir gezdik, gazladık, 4.5 litre tüketti ortalama. Ben inanamadım.

tayfux
23/05/2014, 08:50
Benim Fiat motorları hakkında bilgi sahibi olmadığımı düşünmene şaşırdım. Ama öğrenmeyi severim. Tjet ve Mjet motorlar nereden gelmiş?:) Fiat'ı kötülüyorsun da demedim dikkat edersen. Peşin hükümlü de değilim,ortadaki örneklere bakıyorum. Halil abi söylemiş ama, Ferrari,Maserati,Lancia,AlfaRomeo,Chrysler gibi bizim "Süper araba" dediğimiz markalar fiatın bünyesinde biliyorsundur araştırmayı seviyorsun sonuçta. Bu markaların içindeki motorları üreten firma Fiat.

Sence bu süper markalara dahi kendi motorunu üreten Fiat, T-Jet ve Mjet,Mair gibi motorları başkasından mı alır?

Fiat'ın konsepti hakkında şu bilgiyi unutmayalım,geçmişten günümüze Fiat konsept,küçük arabalar ürettiler.500 vs geçmişinden bahsetmiyorum. Küçük arabaya yüksek beygir yüksek performans takması tabiiki maliyet ve satış stratejisi açısından dogru değil.


şahsen ben Honda motorlarını hiç ama hiç sevmiyorum.Özellikle Atmosferik motorlardan soğudum zaten,bir de Honda motorun stock sesi gerçekten iğrenç. Honda Accord 2.0 kullandım. Konforlu,güzel,otomatik şanzımana laf yok.Ama motor sesi ne öyle.. :)

LG-D802 cihazımdan gönderildi
Cem sen bunu söylüyorsan kesinlikle vti yada pgm-fi sistemli bir hondaya binmemişsin demektir..Honda tutkunlarının Honda dan vazgeçmeme nedenidir o motor sesi..senfoni orkestrası gibi bence..bu konuda forumlarda şiirler bile var adamlar arabalarının motorlarının sesine gidişine yakıtına şiirler yazıyorlar..zevkler ve renkler tartışılmaz ama bu beni biraz şaşırttı..:) halen multijet i fiat a mal etmek , lüx markaları fiat ın bünyesinde diyerek onların başarısını fiat markalı araçlara mal etmek bence çok mantıklı şeyler değil.mesela ben opel araç kullanıyorum opel forumlarına giriyorum daha bir kişinin bile ağzından GM nin diğer araçlarını öne sürerek Opel in bu yönde daha kaliteli olduğunu duymadım çünkü bazı yönlerden ortak hareket etseler bile teknolojiyi farklı kullanıyorlar neden dersen hitap ettikleri kesim farklı.bu markaları fiat ne zaman almış? yüzde kaç hissesine sahip? örnek olarak 1929 da kurulan Alfa yı 1989 da fiat kendi bünyesine almış. fiat başarılı işler yapmakta bu konuda kesinlikle hak veriyorum fakat bence özellikle atmosferik motor konusunda ki Honda turbo işine daha girmedi, Japonların yanına çok yaklaşabileceğini düşünmüyorum..

cdogu
23/05/2014, 09:49
Cem sen bunu söylüyorsan kesinlikle vti yada pgm-fi sistemli bir hondaya binmemişsin demektir..Honda tutkunlarının Honda dan vazgeçmeme nedenidir o motor sesi..senfoni orkestrası gibi bence..bu konuda forumlarda şiirler bile var adamlar arabalarının motorlarının sesine gidişine yakıtına şiirler yazıyorlar..zevkler ve renkler tartışılmaz ama bu beni biraz şaşırttı..:) halen multijet i fiat a mal etmek , lüx markaları fiat ın bünyesinde diyerek onların başarısını fiat markalı araçlara mal etmek bence çok mantıklı şeyler değil.mesela ben opel araç kullanıyorum opel forumlarına giriyorum daha bir kişinin bile ağzından GM nin diğer araçlarını öne sürerek Opel in bu yönde daha kaliteli olduğunu duymadım çünkü bazı yönlerden ortak hareket etseler bile teknolojiyi farklı kullanıyorlar neden dersen hitap ettikleri kesim farklı.bu markaları fiat ne zaman almış? yüzde kaç hissesine sahip? örnek olarak 1929 da kurulan Alfa yı 1989 da fiat kendi bünyesine almış. fiat başarılı işler yapmakta bu konuda kesinlikle hak veriyorum fakat bence özellikle atmosferik motor konusunda ki Honda turbo işine daha girmedi, Japonların yanına çok yaklaşabileceğini düşünmüyorum..

hocam benim bahsettiğim standart motorlarındaki ses. benim accord vti değildi.

Turbo işine girmemesi sence de bir sorun değil mi zaten? Benim tepkim aslında sevmediğim atmosferik motorlara. 0.9 Turbo motor çıkmışken Honda neden eski usül büyük hacim büyük motor takılıyor. bu durumda zamanı yakalama durumu Honda için geçerli değil.

nacizhane görüşümdür Japon arabası kullanıyorum şu an. Nissan Qq. crossoverları ve suvları ayrı tutarak ben şahsen japonları sevmiyorum.

LG-D802 cihazımdan gönderildi

tayfux
23/05/2014, 10:13
hocam benim bahsettiğim standart motorlarındaki ses. benim accord vti değildi.

Turbo işine girmemesi sence de bir sorun değil mi zaten? Benim tepkim aslında sevmediğim atmosferik motorlara. 0.9 Turbo motor çıkmışken Honda neden eski usül büyük hacim büyük motor takılıyor. bu durumda zamanı yakalama durumu Honda için geçerli değil.

nacizhane görüşümdür Japon arabası kullanıyorum şu an. Nissan Qq. crossoverları ve suvları ayrı tutarak ben şahsen japonları sevmiyorum.

LG-D802 cihazımdan gönderildi
hayır sorun değil neden dersen eğer. Adam zaten atmosferik motordan bir turbo motor kadar verim alıyor ve turbo motor kadar az yaktırıyor neden bir parça daha eklesin ki? bu arada yakında turbo olayına da gireceğini düşünüyorum ki yine göreceğiz en az yakan sorunsuz bir turbo motor yapacaktır.. ayrıca bir motor yapmadan önce araştırmasını her şeyini yapıyor. Neden dizeli bu kadar geç çıktı sence? ve bu kadar geç çıkmasına rağmen 1.6 dizel piyasasındaki en az yakan ve en performanslı araç? adamlar motor konusunda çok hassas. Yapmış olmak için yapmıyorlar. Belli prensipleri var. Adam benim yaptığım motor hem az yakacak hem sağlam olacak hemde sorunsuz olacak diyor.. en düşük 1.4 motoru var onu da City jazz gibi araçlarında kullanıyor ama yakıtı diğer 1.2 gibi araçlarla aynı. Nissan Japonlarda her zaman ayrı bir sııf gibidir ki zaten Renault aldı ve motor olarak dci..hiçbir zaman bir Toyota yada Honda olamadı. Tabi 350z ler falan efsane :) Honda'nın teknolojisi gerçekten çok başka ve saygı duyulacak cinsten..biz karbüratörlü arabayı sabah çalıştırmazken pompalarken adamlar 90 yılında klimayı standart yapıp full enjeksiyonlu arabayı gönderiyordu. En düşük yakıt tüketimi ve sorunsuzluk ile en yüksek verimi nasıl alırım? Honda'nın asıl meselesi ilk kurulduğundan beri bu olmuştur. Buna yine çok iddialı oldukları motosiklet ler de dahil..

tayfux
23/05/2014, 11:18
şunu da eklemem lazım..hangi orta sınıf markanın benzinli 90 model arabaları en az 12-13 , 96-97 model arabalar 20 milyar üstü , 2000-2001 model arabaları yine 20 milyar civarı yapar ki?? bunu başarabiliyorsan sende bir güzellik vardır :) hoş çoğu markanın 90 model arabaları piyasada bile yok...

OAGP1960
23/05/2014, 12:24
Fıat, bahsetmekte olduğumuz süper markaları kendi bünyesine aldı, fark burada ve tabiki dolayısıyla esas firma olarak kendisi 'her kesime hitap eden' konumuna geldi. Sonuç olarak, yüksek hisseli ana firma konumunda, şu anda çatısı altındaki tüm markaların arge ve üretim denetimi kendi inisiyatifi altında, dolayısıyla da sahip olduğu çoğu markalarda kullanılmakta olan atmosferik motorları da diğer markalarla aynı kefede tartmak mümkün değildir. Ayrıca da, araçların piyasa bedellerini değerlendirirken, sadece belli bir yere değil, tüm dünya piyasasına bakarak değerlendirmek gerekir. :)

tayfux
23/05/2014, 17:23
Fıat, bahsetmekte olduğumuz süper markaları kendi bünyesine aldı, fark burada ve tabiki dolayısıyla esas firma olarak kendisi 'her kesime hitap eden' konumuna geldi. Sonuç olarak, yüksek hisseli ana firma konumunda, şu anda çatısı altındaki tüm markaların arge ve üretim denetimi kendi inisiyatifi altında, dolayısıyla da sahip olduğu çoğu markalarda kullanılmakta olan atmosferik motorları da diğer markalarla aynı kefede tartmak mümkün değildir. Ayrıca da, araçların piyasa bedellerini değerlendirirken, sadece belli bir yere değil, tüm dünya piyasasına bakarak değerlendirmek gerekir. :)
hiç mühim değil hangi markayı alırsa alsın. Demek istediğim nüansı ben anlatamıyorum. Asıl mesele kaçıyor ve diğer markalar ile fiat markalı araçlar halen daha karıştırılıyor. Tüm dünya piyasası zaten Honda nın motor konusunda uzmanlığını kabul etmiş durumda. Hatta Türkiye gibi zor kabul eden ve alışkanlıklarından vazgeçmeyen bir ülke bile anladı bu motorların yada araçların değerlerini. Bu arabalar halen daha tam performans ile ayakta duruyor fakat inanın bana ÇOĞU firmanın bu modelleri şu anda sanırım konserve halinde..
Şunu da söylemek isterim ki her markanın kendine göre başarılı durumlar mevcuttur. Toyota nın efsane Corolla kasası. Fiat ın Tempraları tipoları. Opel in uzay kasa vectrası..yani her markanın teknolojileri ve efsane modelleri var ama burada benim bahsettiğim olay yıllara meydan okuma ve motor konusunda uzmanlıktır. Bir markanın 70-80 sene sonra hisselerini satın almak o markanın her şeyini sahiplenmek değildir..o marka başarılı ki fiat satın alıyor. Başarılı giden bir düzeni de kimse bozmaz ve kalitesi ile oynamaz zaten. Konulara bu açıdan bakalım diyorum. Tekrar söyliyim ben Opel kullanıcısı olarak Opel in yaptığı hataları GM ye mal edemem ve GM nin diğer marka araçlarındaki başarıyı Opel in başarısı gibi de gösteremem çünkü hitap ettiği kesin ve teknolojileri siz ne kadar farklı değil deseniz de farklıdır.Opel markalı araçların stratejisi ile diğerleri çok farklı o zaman opele laf atıldığında chevrolet camaro örneğini vereyim ve işte opel bu kadar kaliteli bir marka diyeyim..fiat diğer markalarla her karşılaştırıldığında hep alfa lancia gb. markalar öne sürülüyor ve bu durum bana çok komik geliyor. Hani seni ben dövemedim abim dövsün gibi :)

ermanadakale
23/05/2014, 17:54
Benim Fiat motorları hakkında bilgi sahibi olmadığımı düşünmene şaşırdım. Ama öğrenmeyi severim. Tjet ve Mjet motorlar nereden gelmiş?:) Fiat'ı kötülüyorsun da demedim dikkat edersen. Peşin hükümlü de değilim,ortadaki örneklere bakıyorum. Halil abi söylemiş ama, Ferrari,Maserati,Lancia,AlfaRomeo,Chrysler gibi bizim "Süper araba" dediğimiz markalar fiatın bünyesinde biliyorsundur araştırmayı seviyorsun sonuçta. Bu markaların içindeki motorları üreten firma Fiat.

Sence bu süper markalara dahi kendi motorunu üreten Fiat, T-Jet ve Mjet,Mair gibi motorları başkasından mı alır?

Fiat'ın konsepti hakkında şu bilgiyi unutmayalım,geçmişten günümüze Fiat konsept,küçük arabalar ürettiler.500 vs geçmişinden bahsetmiyorum. Küçük arabaya yüksek beygir yüksek performans takması tabiiki maliyet ve satış stratejisi açısından dogru değil.


şahsen ben Honda motorlarını hiç ama hiç sevmiyorum.Özellikle Atmosferik motorlardan soğudum zaten,bir de Honda motorun stock sesi gerçekten iğrenç. Honda Accord 2.0 kullandım. Konforlu,güzel,otomatik şanzımana laf yok.Ama motor sesi ne öyle.. :)

LG-D802 cihazımdan gönderildi

görüşlerinize saygım sonsuz ben daha bişey demem.
benim yerime wikipedia konuşsun.
herkese hayırlı forumlar.

GM Powertrain Torino

JTD engine - Wikipedia, the encyclopedia (https://en.wikipedia.org/wiki/JTD_engine)

OAGP1960
23/05/2014, 18:21
hiç mühim değil hangi markayı alırsa alsın. Demek istediğim nüansı ben anlatamıyorum. Asıl mesele kaçıyor ve diğer markalar ile fiat markalı araçlar halen daha karıştırılıyor. Tüm dünya piyasası zaten Honda nın motor konusunda uzmanlığını kabul etmiş durumda. Hatta Türkiye gibi zor kabul eden ve alışkanlıklarından vazgeçmeyen bir ülke bile anladı bu motorların yada araçların değerlerini. Bu arabalar halen daha tam performans ile ayakta duruyor fakat inanın bana ÇOĞU firmanın bu modelleri şu anda sanırım konserve halinde..
Şunu da söylemek isterim ki her markanın kendine göre başarılı durumlar mevcuttur. Toyota nın efsane Corolla kasası. Fiat ın Tempraları tipoları. Opel in uzay kasa vectrası..yani her markanın teknolojileri ve efsane modelleri var ama burada benim bahsettiğim olay yıllara meydan okuma ve motor konusunda uzmanlıktır. Bir markanın 70-80 sene sonra hisselerini satın almak o markanın her şeyini sahiplenmek değildir..o marka başarılı ki fiat satın alıyor. Başarılı giden bir düzeni de kimse bozmaz ve kalitesi ile oynamaz zaten. Konulara bu açıdan bakalım diyorum. Tekrar söyliyim ben Opel kullanıcısı olarak Opel in yaptığı hataları GM ye mal edemem ve GM nin diğer marka araçlarındaki başarıyı Opel in başarısı gibi de gösteremem çünkü hitap ettiği kesin ve teknolojileri siz ne kadar farklı değil deseniz de farklıdır.Opel markalı araçların stratejisi ile diğerleri çok farklı o zaman opele laf atıldığında chevrolet camaro örneğini vereyim ve işte opel bu kadar kaliteli bir marka diyeyim..fiat diğer markalarla her karşılaştırıldığında hep alfa lancia gb. markalar öne sürülüyor ve bu durum bana çok komik geliyor. Hani seni ben dövemedim abim dövsün gibi :)
Sevgili Tayfun, iddia ettiğiniz şekilde bahsettiğiniz motorlar ve araçların üstün vasfının tüm dünyaca kabul edilmiş olduğu doğru değil malesef. Heleki tüm dünyada kullanılmakta olan turbo teknolojisini uygulamamak dahi koca bir handikap olup, yıllara meydan okuyan dayanıklılıktan bahsetmek de kesinlikle hayaldir, hatta tam tersi de düşünülebilir. Bu durumda, malesef asıl komik olan, uzmanlıktan bahsetmektir. Dünyaca kabul görmüş oldukları kesin olan ve bahsetmiş olduğumuz süper markaları satın alabilmek de, her firmanın harcı değildir ayrıca. Bunun için, bugünlere kadar ortaya konup, tüm dünyaca kabul edilmiş ve istenilmekte olan bir kalite ve kabul edilebilirlik sonucunda elde edilmiş olan finansal ve kalitatif bir güç söz konusudur. Bir önce bahsetmiş olduğum nokta da yeterince anlaşılamamış sanırım, üstünde durmaya çalıştığım konu, GM'un Opel'e sahip olması ile ilgili. Dolayısı ile, burada GM'un başarısından söz etmek gerekli olup, Opel'in başarısızlığı ise, GM çatısı altında bir alt konu olarak düşünülmeli, yani roller ters olarak düşünülmeli ve bu ayrım iyi yapılmalıdır. Dolayısıyla, biz Fıat'tan bahsederken bu büyük firmanın sahip olduğu diğer süper markaların başarılarını da örnekliyoruz, bir tanesinde bunun olmadığını varsaysak zaten Fıat'ın o markayı asla almayacak kadar güçlü ve kaliteli üretim yapan bir firma olduğunu siz de belirtmektesiniz değerli kardeşim.:)

tayfux
23/05/2014, 18:35
Sevgili Tayfun, iddia ettiğin şekilde bahsettiğin motorlar ve araçların üstün vasfının dünyaca kabul edilmiş olduğu doğru değil malesef. Heleki tüm dünyada kullanılmakta olan turbo teknolojisini uygulamamak dahi koca bir handikap olup, yıllara meydan okuyan dayanıklılıktan bahsetmek de kesinlikle hayaldir. Bu durumda, asıl komik olan uzmanlıktan bahsetmektir. Tüm süper markaları satın alabilmek de, her firmanın harcı değildir ayrıca. Bunun için, bugünlere kadar ortaya konup, tüm dünyaca kabul edilmiş ve istenilmekte olan bir kalite ve kabul edilebilirlik söz konusudur. Bir önce bahsetmiş olduğum nokta da yeterince anlaşılamamış sanırım, üstünde durmaya çalıştığım konu, GM'un Opel'e sahip olması ile ilgili. Dolayısı ile, burada GM'un başarısından söz edilmekte, Opel'in başarısızlığı ise, GM'un altında bir alt konu olarak düşünülmeli, yani rolleri ters olarak düşünelim ve bu ayrımı iyi yapalım lütfen. Dolayısıyla, biz Fıat'tan bahsederken bu büyük firmanın sahip olduğu diğer süper markaların başarılarını da örnekliyoruz, bir tanesinde bunun olmadığını varsaysak zaten Fıat o markayı asla seçmeyecek kadar güçlü ve kaliteli üretim yapan bir firmadır değerli kardeşim.:)
Yıllarca bu işin içinde kaldım Honda yı motor konusunda başarısız bulan duymadım gibi bir şey..ilk defa senden duyuyorum..bu işi bilen insanlar vti teknolojisini pgm-fi sistemini öve öve bitiremezken nasıl oluyor da başarısız buluyorsun onu da anlamak zor. turbo teknolojisine ihtiyaç duymayan bir firma ama elbetteki zamanı takip ile bu teknolojiyi de yakında bünyesinde bulunduracaktır ki Honda motor olsun diye motor yapmadığı için eminim şu anda bunun alt yapısı ile uğraşmaktadır. bu örnekler yanlış veriliyor ben işte tam olarak buradayım yukarıda da dediğim gibi Opel in başarısızlığında camaro örneği verilemez bu çok saçma olur..fiat ın başarısızlığında da alfa Romeo örneği verilemez..şöyle açıklayayım.milli eğitim bakanlığı bünyesindeki bütün okullar aynı mı? tabikide değil..Hakkarinin bir köyündeki okul ile Ankara Çankaya nın göbeğindeki bir okul aynı mı? ama aynı kurumun ..aynı teknolojiyi kullanan kurumun..işte bunu demek istiyorum..yani aynı firmaya ait olabilir ama aslında farklı kurumlar..90 yılında atmosferik motordan kim çıkarmış 130 beygir ve halen daha yolarda(crx ve civic si)..96 yılında kırmızı kapak vti atmosferik 172 beygir ( civic vti) bunları Allah aşkına atmosferik motordan hangi firma çıkarmış? Opel 94-95 de SFİ motor yaptı o da 2.0 motor ve 156 beygir..yani o da ulaşamadı bu başarıya..ve bu bahsettiğim araçların sakin kullanımda yakıt değerlerine lütfen bakınız..ayrıca drag yarışlarında atmosferik başarılarına bakınız..kaldı ki sonradan turbolanan minix kardeşlerin TYPER ını lütfen araştırınız..adamlar stock motora turbo basıyorlar ve herhangi bir güçlendirme olmadan..biz kendi crx imize bastık yine güçlendirmesiz motor 10-15 bin km herhangi bir amsraf bile açmadan devam etti daha sonradan Akhisar draglarına gireceği için çıkardık..bunlar gerçekten her motor firmasının yada her morun yapacağı işler değil..Honda nın stock motoruna 0.8 bar a kadar basabilirsin ve sana hiçbir sorun çıkarmaz..hatta gt30 ile 1 bara kadar basılabilir..bunlar ışığında lütfen tekrar düşünelim..

OAGP1960
24/05/2014, 01:40
Yıllarca bu işin içinde kaldım Honda yı motor konusunda başarısız bulan duymadım gibi bir şey..ilk defa senden duyuyorum..bu işi bilen insanlar vti teknolojisini pgm-fi sistemini öve öve bitiremezken nasıl oluyor da başarısız buluyorsun onu da anlamak zor. turbo teknolojisine ihtiyaç duymayan bir firma ama elbetteki zamanı takip ile bu teknolojiyi de yakında bünyesinde bulunduracaktır ki Honda motor olsun diye motor yapmadığı için eminim şu anda bunun alt yapısı ile uğraşmaktadır. bu örnekler yanlış veriliyor ben işte tam olarak buradayım yukarıda da dediğim gibi Opel in başarısızlığında camaro örneği verilemez bu çok saçma olur..fiat ın başarısızlığında da alfa Romeo örneği verilemez..şöyle açıklayayım.milli eğitim bakanlığı bünyesindeki bütün okullar aynı mı? tabikide değil..Hakkarinin bir köyündeki okul ile Ankara Çankaya nın göbeğindeki bir okul aynı mı? ama aynı kurumun ..aynı teknolojiyi kullanan kurumun..işte bunu demek istiyorum..yani aynı firmaya ait olabilir ama aslında farklı kurumlar..90 yılında atmosferik motordan kim çıkarmış 130 beygir ve halen daha yolarda(crx ve civic si)..96 yılında kırmızı kapak vti atmosferik 172 beygir ( civic vti) bunları Allah aşkına atmosferik motordan hangi firma çıkarmış? Opel 94-95 de SFİ motor yaptı o da 2.0 motor ve 156 beygir..yani o da ulaşamadı bu başarıya..ve bu bahsettiğim araçların sakin kullanımda yakıt değerlerine lütfen bakınız..ayrıca drag yarışlarında atmosferik başarılarına bakınız..kaldı ki sonradan turbolanan minix kardeşlerin TYPER ını lütfen araştırınız..adamlar stock motora turbo basıyorlar ve herhangi bir güçlendirme olmadan..biz kendi crx imize bastık yine güçlendirmesiz motor 10-15 bin km herhangi bir amsraf bile açmadan devam etti daha sonradan Akhisar draglarına gireceği için çıkardık..bunlar gerçekten her motor firmasının yada her morun yapacağı işler değil..Honda nın stock motoruna 0.8 bar a kadar basabilirsin ve sana hiçbir sorun çıkarmaz..hatta gt30 ile 1 bara kadar basılabilir..bunlar ışığında lütfen tekrar düşünelim..
Tayfun, Honda'nın motor teknolojisini başarısız bulmuyorum fakat, seri üretim araçlardaki uygulamalarını malesef çağın gereklerine uygun görmüyorum. Bugün değişken zaman ayarlı egzantrik sistemini kullanan daha da hatırı sayılır firmalar dahi turbo şarj sistemine geçmişken ve de tüm dünyada cadde kullanımında ve motorsporlarında turboşarj vazgeçilmez bir duruma gelmiş iken, bu teknolojiyi halen kullanmamak çok büyük bir handikap olduğu gibi, bunun alt yapısının hazırlanıyor olduğunu farz etmek de koskoca bir ütopyadır. Yani, buna ihtiyaç duymamak gibi bir faraziye de, asla kabul edilebilir değildir değerli kardeşim. Tekrar belirtmek isterim ki, ancak Fıat ile GM'yi karşılıklı düşünmek mümkündür, bu iki farklı firmanın sahibi olduğu diğer alt markaları da kendi aralarında karşılıklı düşünmek mümkündür yani, ancak tüm bahsedilen markaların patronları olan Fıat ve GM karşılıklı düşünülmelidir. Size, 90 yılına ait sormuş olduğunuz soruya cevaben, stock olarak 137 HP gücünde olan ve de uyguladığımız stage 1 modifikasyon ile 160+HP lere ulaşmış olan 91 model Alfa Romeo 33 1,7 16V Boxer atmosferik emişli arabamı örnek olarak gösterebilirim. 96 da ve daha da önceleri ise, yine atmosferik emişli Alfa Romeo 155 lerin 170 HP lik stock versiyonlarını ve bu araçların modifiye edilmiş 500 HP lik yıllarca DTM şampiyonu olmuş olan 4 çekerli kompetisyon versiyonlarını, hemen akabinde de yine çeşitli Fıat alt grubu araçların stock 190 HP atmosferik emişli versiyonlarını, daha önceki yıllarda ise, Fıat 131 Supermirafiori Abarth yarış araçlarının 300 HP civarındaki yıllarca FIA rally şampiyonu olmuş olan atmosferik emişli versiyonlarını, yüksek performanslı Fıat Coupe,Tipo, Tempra, Marea atmosferik emişli araçlarını hatırlatmak isterim. Son olarak bahsetmiş olduğunuz örneklerde de kendinizin de belirttiğiniz gibi, Honda araçlarına güç verebilmek için extra aşırı besleme sistemlerine yani, turboşarja ihtiyaç duyulduğu anlaşılmakta. Fıat ise, bunu zaten standard üretimde uygulamakta ve de yine arzu etmememe rağmen Fıat motor verimliliği gerçeklerine en basit bir örnek olacak şekilde kendi arabamdan örnek vermem gerekirse, asla belirttiğiniz stock atmosferik koşullarda uzun vadeli olamayacak olan extra uygulanmış 0,8-1 bar gibi turbo basınç değerlerinde de değil, stock peak değeri 1,0 bar olan arabamı, stock mekanik internallerle (alt yapı) ve de sadece wg ayarı ile peak olarak 2,0 bar ve de continuous olarak da 1,5 bar basınç ayarıyla 214+(üstü)HP-321,6+(üstü)Nm. lik performans değerlerinde sorunsuz olarak kullanmaktayım.

tayfux
24/05/2014, 09:43
Tayfun, Honda'nın motor teknolojisini başarısız bulmuyorum fakat, seri üretim araçlardaki uygulamalarını malesef çağın gereklerine uygun görmüyorum. Bugün değişken zaman ayarlı egzantrik sistemini kullanan daha da hatırı sayılır firmalar dahi turbo şarj sistemine geçmişken ve de tüm dünyada cadde kullanımında ve motorsporlarında turboşarj vazgeçilmez bir duruma gelmiş iken, bu teknolojiyi halen kullanmamak çok büyük bir handikap olduğu gibi, bunun alt yapısının hazırlanıyor olduğunu farz etmek de koskoca bir ütopyadır. Yani, buna ihtiyaç duymamak gibi bir faraziye de, asla kabul edilebilir değildir değerli kardeşim. Tekrar belirtmek isterim ki, ancak Fıat ile GM'yi karşılıklı düşünmek mümkündür, bu iki farklı firmanın sahibi olduğu diğer alt markaları da kendi aralarında karşılıklı düşünmek mümkündür yani, ancak tüm bahsedilen markaların patronları olan Fıat ve GM karşılıklı düşünülmelidir. Size, 90 yılına ait sormuş olduğunuz soruya cevaben, stock olarak 137 HP gücünde olan ve de uyguladığımız stage 1 modifikasyon ile 160+HP lere ulaşmış olan 91 model Alfa Romeo 33 1,7 16V Boxer atmosferik emişli arabamı örnek olarak gösterebilirim. 96 da ve daha da önceleri ise, yine atmosferik emişli Alfa Romeo 155 lerin 170 HP lik stock versiyonlarını ve bu araçların modifiye edilmiş 500 HP lik yıllarca DTM şampiyonu olmuş olan 4 çekerli kompetisyon versiyonlarını, hemen akabinde de yine çeşitli Fıat alt grubu araçların stock 190 HP atmosferik emişli versiyonlarını, daha önceki yıllarda ise, Fıat 131 Supermirafiori Abarth yarış araçlarının 300 HP civarındaki yıllarca FIA rally şampiyonu olmuş olan atmosferik emişli versiyonlarını, yüksek performanslı Fıat Coupe,Tipo, Tempra, Marea atmosferik emişli araçlarını hatırlatmak isterim. Son olarak bahsetmiş olduğunuz örneklerde de kendinizin de belirttiğiniz gibi, Honda araçlarına güç verebilmek için extra aşırı besleme sistemlerine yani, turboşarja ihtiyaç duyulduğu anlaşılmakta. Fıat ise, bunu zaten standard üretimde uygulamakta ve de yine arzu etmememe rağmen Fıat motor verimliliği gerçeklerine en basit bir örnek olacak şekilde kendi arabamdan örnek vermem gerekirse, asla belirttiğiniz stock atmosferik koşullarda uzun vadeli olamayacak olan extra uygulanmış 0,8-1 bar gibi turbo basınç değerlerinde de değil, stock peak değeri 1,0 bar olan arabamı, stock mekanik internallerle (alt yapı) ve de sadece wg ayarı ile peak olarak 2,0 bar ve de continuous olarak da 1,5 bar basınç ayarıyla 214+(üstü)HP-321,6+(üstü)Nm. lik performans değerlerinde sorunsuz olarak kullanmaktayım.
İşte burada şunu demek isterim ki fiat ile GM yi karşılaştırmayalım. Fiat grubu ile GM karşılaştırılabilir..bu iki cümle birbirinden çok çok farklı cümleler..fiat markalı araçlar ile Opel markalı araçlar karşılaştırma yapılabilir..yada fiat markalı yani bildiğimiz güncel kırmızı fiat amblemli araçlar ile Opel yada Honda amblemli araçlar birbiri ile karşılaştırılabilir..her bu muhabbet açıldığında Alfdan gam vurulması bana bu açıdan çok saçma gelmektedir. Motor konusunda insanlar turboyu Hondalar ihtiyaç olduğu için değil bu atmosferik motorlar orjinalden bu kadar güç bulabiliyorsa Turbo ile durum ne olacak diyerekten bu durum yapılmaktadır ve güç alınmaktadır. Ayrıca senin aracının o barları görmesi çok çok çok normal çünkü fabrikadan zaten turbo beslemeye uygun parçalar pistonlar yataklar kulanılmaktadır. Honda herhangi bir turbo beslemeye uygun parça vs kullanılmaksızın 1 bar basılıyor işte bu bence mükemmel bir başarıdır. Hondanın şu anda Turbo beslemeli araçlara gerek duymadan bu yarışı götürmesi ve benzinli katagorisinde en çok satan araçlar listesinde yer alması bu başarısının en büyük kanıtıdır. bahsettiğinde marea tipo gibi araçların güçlü olması da çok normal çünkü bahsettiğin motorlar 2.0 litre..bunu Opel de 96 yılında yüzyılın motoru seçilen SFİ motor ile 156 beygir alarak başardı.ayrıca CRX - bravo HGT tecrübemiz de sabittir..1. vites çok seri ama maalesef daha sonra 400 m drag da HGT CRX e geçildi. crx tamamen stock ayrıca motor rektefiye görmesi gerekiyordu HGT ise o zamanlar 4-5 yaşlarında ve sürücüsü de gayet başarılı bir arkadaştı.drag da çok farklı şeyler vardır ama böyle bir tecrübe de yaşamıştım.bahsettiğin araçlar motor tipi bakımından kesinlikle farklı araçlar. Alfa Romeo 1.7 16v boxer dediğin aracın zaten direk motor boxer. bugün Mazda nın rx8 lerde kullandığı bir motor.. motorun ömrünün nasıl olduğu ve sorunlarının neler olduğu özellikle modifiye alemi tarafından çok iyi bilinir ki eminim sen de biliyorsundur. mazda şu anda o motordan 1.3 litre den 231 beygir çıkarmakta o zaman Alfa nın boxer motordan o beygiri çıkarması çok çok normal..Mirafiori de efsaneler arasındadır kesinlikle katılıyorum sana ama motor seçeneklerine baktığımda 2.0 140 beygir ve 3500 cc v6 260 beygir görmekteyim..yine yüksek motordan yüksek beygir çıkarılmış ve 0-100 8.2 sn.
Orkun burada ufak motordan nasıl yüksek beygir çıkar? nasıl az yakıt yakar? bunlar olurken motor ömrü ve sağlamlığı nedir? yüksek beygir için yüksek hacimli motor şartmıdır yada illa ki turbo şart mıdır? bu konularda bence Honda nın daha iyi olduğunu söylemek isterim. tabi ki senin altındaki araba sana farklı geliyor yada tecrübelerin seni bu yöne itiyor olabilir ki saygı duyarım. ama araç araç satış ilanlarını yada piyasayı da gözden geçirdiğine eminim. baktığımızda gerçekten 24-25 yaşında içten yanmalı bir motor ile çalışan bir aracın ülkemizde halen daha yollarda ve değerinin yüksek olması, herhangi bir modifikasyon yapmadan bu yaşlara kadar kullanılmış olması gibi etkenler Honda nın motor konusunda sağlamlığının açık kanıtıdır. kasalarında ki aerodinamik bence orta sınıf hiçbir arabada yok. velhasıl anlaşamayacağız gibi görünüyor ama farklı fikirler güzel :)

Arrest
24/05/2014, 12:21
Gunumuz teknolijisinde turbolu benzinli ve dizel arac uretmeyen tek firma honda. Klasik dusunce uclari olan standart motor sisteminin disina cikmayan bir firma. Gunumuzde küçük silindir hacmi yuksek güç on planda. Bmw bile 3.20 aracina iki turbo koyup 1600cc ile aracini piyasaya surerken. Hondanin dizel teknolojisi ve turbo teknolojisinin olmamasini İlber Oktayliya sorsak cok cahil derdi. Orkun abime fikirleri konusunda katiliyorym

Keyifli ve Kazasız Sürüşler Dilerim " Sato Topal "

OAGP1960
24/05/2014, 14:45
İşte burada şunu demek isterim ki fiat ile GM yi karşılaştırmayalım. Fiat grubu ile GM karşılaştırılabilir..bu iki cümle birbirinden çok çok farklı cümleler..fiat markalı araçlar ile Opel markalı araçlar karşılaştırma yapılabilir..yada fiat markalı yani bildiğimiz güncel kırmızı fiat amblemli araçlar ile Opel yada Honda amblemli araçlar birbiri ile karşılaştırılabilir..her bu muhabbet açıldığında Alfdan gam vurulması bana bu açıdan çok saçma gelmektedir. Motor konusunda insanlar turboyu Hondalar ihtiyaç olduğu için değil bu atmosferik motorlar orjinalden bu kadar güç bulabiliyorsa Turbo ile durum ne olacak diyerekten bu durum yapılmaktadır ve güç alınmaktadır. Ayrıca senin aracının o barları görmesi çok çok çok normal çünkü fabrikadan zaten turbo beslemeye uygun parçalar pistonlar yataklar kulanılmaktadır. Honda herhangi bir turbo beslemeye uygun parça vs kullanılmaksızın 1 bar basılıyor işte bu bence mükemmel bir başarıdır. Hondanın şu anda Turbo beslemeli araçlara gerek duymadan bu yarışı götürmesi ve benzinli katagorisinde en çok satan araçlar listesinde yer alması bu başarısının en büyük kanıtıdır. bahsettiğinde marea tipo gibi araçların güçlü olması da çok normal çünkü bahsettiğin motorlar 2.0 litre..bunu Opel de 96 yılında yüzyılın motoru seçilen SFİ motor ile 156 beygir alarak başardı.ayrıca CRX - bravo HGT tecrübemiz de sabittir..1. vites çok seri ama maalesef daha sonra 400 m drag da HGT CRX e geçildi. crx tamamen stock ayrıca motor rektefiye görmesi gerekiyordu HGT ise o zamanlar 4-5 yaşlarında ve sürücüsü de gayet başarılı bir arkadaştı.drag da çok farklı şeyler vardır ama böyle bir tecrübe de yaşamıştım.bahsettiğin araçlar motor tipi bakımından kesinlikle farklı araçlar. Alfa Romeo 1.7 16v boxer dediğin aracın zaten direk motor boxer. bugün Mazda nın rx8 lerde kullandığı bir motor.. motorun ömrünün nasıl olduğu ve sorunlarının neler olduğu özellikle modifiye alemi tarafından çok iyi bilinir ki eminim sen de biliyorsundur. mazda şu anda o motordan 1.3 litre den 231 beygir çıkarmakta o zaman Alfa nın boxer motordan o beygiri çıkarması çok çok normal..Mirafiori de efsaneler arasındadır kesinlikle katılıyorum sana ama motor seçeneklerine baktığımda 2.0 140 beygir ve 3500 cc v6 260 beygir görmekteyim..yine yüksek motordan yüksek beygir çıkarılmış ve 0-100 8.2 sn.
Orkun burada ufak motordan nasıl yüksek beygir çıkar? nasıl az yakıt yakar? bunlar olurken motor ömrü ve sağlamlığı nedir? yüksek beygir için yüksek hacimli motor şartmıdır yada illa ki turbo şart mıdır? bu konularda bence Honda nın daha iyi olduğunu söylemek isterim. tabi ki senin altındaki araba sana farklı geliyor yada tecrübelerin seni bu yöne itiyor olabilir ki saygı duyarım. ama araç araç satış ilanlarını yada piyasayı da gözden geçirdiğine eminim. baktığımızda gerçekten 24-25 yaşında içten yanmalı bir motor ile çalışan bir aracın ülkemizde halen daha yollarda ve değerinin yüksek olması, herhangi bir modifikasyon yapmadan bu yaşlara kadar kullanılmış olması gibi etkenler Honda nın motor konusunda sağlamlığının açık kanıtıdır. kasalarında ki aerodinamik bence orta sınıf hiçbir arabada yok. velhasıl anlaşamayacağız gibi görünüyor ama farklı fikirler güzel :)
Tayfun, ilk gönderinizde Fıat grubu ile Opel markasını yan yana yazmış olduğunuz için bu açıklamayı yaptım ben de zaten. Sanırım şimdi izah etmeye çalıştığım ince nokta anlaşılabiliyor. Atmosferik koşullarda güç alınmışken turboya gerek olmadığı şeklinde bir görüş de asla kabul edilemez, buna sizin inanıyor olduğunuzu da sanmıyorum ben. Fıat-Alfa-Lancıa-Ferrari-Maserati-Chrysler araçlarına da stock alt yapıyla aynı basınç değerlerinde aşırı besleme yapılabilir rahatlıkla, bu bir üstün vasıf olarak da değerlendirilemez ayrıca. Tekrar belirteyim ki, bahsettiğiniz markanın satış rakamlarının bir anlam ifade etmesi için, dünya standardında geçerli rakamlar olması gerekir. Bu arada benim de, geçmiş yıllarda bahsetmekte olduğunuz araçlarla yarışan Fıat araçları lehine, yani tam aksine sonuçlar içeren kompetisyon deneyimlerim var ki, kıyaslanamaz bile. Alfa Romeo 1,7 16V Boxer'da kullanılmış olan boxer motor ise, kesinlikle Mazda RX 7 ve 8 de kullanılmamıştır, onların motorları tamamen farklı bir mekanik tasarım olan Wankel-Rotary (döner pistonlu) motorlardır. Boxer motor ise, yatık ve karşılıklı çift bloklu konvansiyonel tip motordur, yani, behsettiğiniz örneğin ve heleki motor ömrü konusundaki kıyaslamanın burada hiç yeri yok malesef. Fıat 131 Abarth ilk versiyonu 2,0 lt., 140HP, 0-100km. hızlanması 8,2 olarak belirtilmekte, doğrudur fakat, bir de 2,0lt. 215 HP/8000devir-dak. lık versiyonu vardırki, 0-100km. hızlanması 6 sn. nin altındadır, burada 260HP lik versiyondan söz etmeye dahi gerek kalmaz. Ufak hacimli motordan yüksek güç elde etmek konusuna gelince, yine görüşlerimiz tamamen farklı, bu konuda atmosferik olarak ufak hacimden güç elde edilmiş örneklerden zaten söz ettim, tabiki bugün tüm dünya da kabul etmektedir ki, turboşarj bu işin esasıdır değerli kardeşim. Güncel olarak otomobil sporlarında resmi organizasyon konumundaki FIA'in tüm yarış kategorilerinde artık turboşarj hüküm sürmektedir ki, Honda firması da ''sadece'' bu yarışlarda turboşarj teknolojisini kullanmaktadır. Bu, güç, ekonomi, emisyon ve çevre koruma gibi parametrelerle üstünlüğü kanıtlanmış bir gerçektir. Eski üretim olup da yaşı ilerlemiş ve de kupon otomobil olarak sayılabilecek araçlar, behsetmekte olduğunuz firmada olabileceği gibi, bugün her otomobil firmasının üretim yelpazesinde var olan araçlar olarak sayılabilir ayrıca da. Araçların satış rakamları ve de piyasa değerleri için tüm dünya standardına bakmak gerektiğini bir kez daha belirtmek istiyorum bu arada. Aereodinamik konusuna gelince, en basit ve ehemmiyetsiz gibi görülebilecek bir örnek vermek gerekirse, Fıat Tempra üretildiği dönemde ''yılın sürtünme direnci en düşük otomobili'' olarak seçilmişti, belki hatırlanabilir. Sonuç olarak şunu belirtmek isterimki, artık bugün dünyadaki tüm firmalar, gerçekten vasıflı araçlar üretmekteler ve bu yarış da, rekabeti arttırarak özellikle de otomotivin arenası olan yarış pistlerinde kendini göstermekte, bu da araç kullanıcıları için daha olumlu sonuçları beraberinde getirmektedir.:)

tayfux
24/05/2014, 20:06
Tayfun, ilk gönderinizde Fıat grubu ile Opel markasını yan yana yazmış olduğunuz için bu açıklamayı yaptım ben de zaten. Sanırım şimdi izah etmeye çalıştığım ince nokta anlaşılabiliyor. Atmosferik koşullarda güç alınmışken turboya gerek olmadığı şeklinde bir görüş de asla kabul edilemez, buna sizin inanıyor olduğunuzu da sanmıyorum ben. Fıat-Alfa-Lancıa-Ferrari-Maserati-Chrysler araçlarına da stock alt yapıyla aynı basınç değerlerinde aşırı besleme yapılabilir rahatlıkla, bu bir üstün vasıf olarak da değerlendirilemez ayrıca. Tekrar belirteyim ki, bahsettiğiniz markanın satış rakamlarının bir anlam ifade etmesi için, dünya standardında geçerli rakamlar olması gerekir. Bu arada benim de, geçmiş yıllarda bahsetmekte olduğunuz araçlarla yarışan Fıat araçları lehine, yani tam aksine sonuçlar içeren kompetisyon deneyimlerim var ki, kıyaslanamaz bile. Alfa Romeo 1,7 16V Boxer'da kullanılmış olan boxer motor ise, kesinlikle Mazda RX 7 ve 8 de kullanılmamıştır, onların motorları tamamen farklı bir mekanik tasarım olan Wankel-Rotary (döner pistonlu) motorlardır. Boxer motor ise, yatık ve karşılıklı çift bloklu konvansiyonel tip motordur, yani, behsettiğiniz örneğin ve heleki motor ömrü konusundaki kıyaslamanın burada hiç yeri yok malesef. Fıat 131 Abarth ilk versiyonu 2,0 lt., 140HP, 0-100km. hızlanması 8,2 olarak belirtilmekte, doğrudur fakat, bir de 2,0lt. 215 HP/8000devir-dak. lık versiyonu vardırki, 0-100km. hızlanması 6 sn. nin altındadır, burada 260HP lik versiyondan söz etmeye dahi gerek kalmaz. Ufak hacimli motordan yüksek güç elde etmek konusuna gelince, yine görüşlerimiz tamamen farklı, bu konuda atmosferik olarak ufak hacimden güç elde edilmiş örneklerden zaten söz ettim, tabiki bugün tüm dünya da kabul etmektedir ki, turboşarj bu işin esasıdır değerli kardeşim. Güncel olarak otomobil sporlarında resmi organizasyon konumundaki FIA'in tüm yarış kategorilerinde artık turboşarj hüküm sürmektedir ki, Honda firması da ''sadece'' bu yarışlarda turboşarj teknolojisini kullanmaktadır. Bu, güç, ekonomi, emisyon ve çevre koruma gibi parametrelerle üstünlüğü kanıtlanmış bir gerçektir. Eski üretim olup da yaşı ilerlemiş ve de kupon otomobil olarak sayılabilecek araçlar, behsetmekte olduğunuz firmada olabileceği gibi, bugün her otomobil firmasının üretim yelpazesinde var olan araçlar olarak sayılabilir ayrıca da. Araçların satış rakamları ve de piyasa değerleri için tüm dünya standardına bakmak gerektiğini bir kez daha belirtmek istiyorum bu arada. Aereodinamik konusuna gelince, en basit ve ehemmiyetsiz gibi görülebilecek bir örnek vermek gerekirse, Fıat Tempra üretildiği dönemde ''yılın sürtünme direnci en düşük otomobili'' olarak seçilmişti, belki hatırlanabilir. Sonuç olarak şunu belirtmek isterimki, artık bugün dünyadaki tüm firmalar, gerçekten vasıflı araçlar üretmekteler ve bu yarış da, rekabeti arttırarak özellikle de otomotivin arenası olan yarış pistlerinde kendini göstermekte, bu da araç kullanıcıları için daha olumlu sonuçları beraberinde getirmektedir.:)
Orkun, f1 kategorisinde Renault un ne kadar başarılı olduğu bilinmekte o zaman Renault dünyanın en iyi firmalarından. Çok yanlış. Orkun günümüzde turbo lu araçların geçmişi öyle aman aman değil. daha yeni yeni firmalar kullanmakta. senin turbolu dediğin araçların lütfen şehir içi yakıt tüketimlerine bak. turbosuzlara oranla en fazla 1-2 litre oynadığını göreceksin. böyle olacaksa ben turbosuz araca binmeye kesinlikle razıyım hiç olmazsa onun sorunları ile uğraşmak zorunda kalmam. Honda emin ol turbolu araç yaparsa ne t-jet e benzer ne tsi lere benzer. Sizin yakıt oranlarınızdan en az 2 litre az yaktırır. tekrar söylemeliyim adamların prensipleri var ve kesinlikle motor yapmış olmak için yada acele hadi yapalım demiyorlar bunun alt yapısı ve araştırması çok çok önemlidir. bunları iyi düşünmek gerekir. ayrıca boxer motor bu kadar iyi düşük hacimli yüksek beygirli olsa ve tutulsa emin ol halen daha seri bir şekilde üretilir ve biz şu anda bunları bile belki konuşmuyor olurduk. ( bu arada boxer-wankel karıştırılması yanlış oldu hata bende :) ben her firma açısından olaylara bakıyorum ama maalesef sen sadece fiat açısından olayları değerlendiriyor vti pgm-fi gibi sistemleri görmezden geliyorsun. bu arada eklemeliyim 90 model crx in 1.6 motor ile 0-100 ü 7.1..kendi ellerimle ölçtüm. bu yelpaze diyorsun ama modifiye aleminde si - crx yada vti deyince herkes durur ve düşünür bunu sende çok iyi biliyorsun yani örnek olarak Toyota ae86 çok efsane bir araçtır ama bu söylediklerim bunun gibi değil. Honda bu araçları sonuna kadar destekliyor. örnek olarak 90 model crx imin klima kontrol paneli kırıldı Honda bayii ne gittim ve bana parçasını getirtebileceklerini söyledi. şirket politikası gereği dünyada 1 tane bile kalsa o arabanın parçası üretilmeye devam ediyor. yani Honda 2. elde de destekliyor. ben fiat ın kendi araçlarından herhangi birinin turbo beslemesini herhangi bir alt yapı olmadan 1.0 bara kadar basılabileceğine kesinlikle inanmıyorum. (1.4 t-jet hariç neden dersen araba zaten abarth alt yapısı ile üretilmiş bir motora sahip)aerodinamik açısından tempra dersen ben sana Honda nın çok başarısız city modeli hariç bütün araçlarını sayabilirim. ben seni anlıyorum ama sen beni anlamıyorsun ona üzülüyorum. ben ufak motor yüksek güç diyorum ama sen bana yüksek motor yüksek güç örneği veriyorsun ki verdiğin örnekteki araçların yakıtları malumundur. Turbo şarj konusunda da bu araçlar biraz yaşlandığında benzinli araçta atmosferik mi turbo besleme mi? sorusu daha net bir şekilde ortaya çıkacaktır ki ben Turbo ya karşı değilim sadece bu Honda için gerekli mi? sorusundayım. elbette ileride piyasadaki bütün araçlardan daha performanslı ve az yakan turbolu üretecektir eminim çünkü bu adamların tarzı bu :) yine ben sadece marka bazlı karşılaştırma diyorum sen yine bana alfa lancia Chrysler diyorsun. Bu arada yan bilgi olsun wv nin alfa yı alması gündemde..o zaman da alfayı sanırım kötüleriz ve wv sahipleri de övünürler.

lancia 1969
alfa Romeo 1986
Ferrari 1969 da bir kısmını daha sonra günümüze kadar yüzde 90 ını aldı ama yarış takımı halen daha enzo ferrarinin ekibinin elinde Fiat ın değil
Maserati 1993
Chrysler 2009 da yüzde 41 i 2014 de tamamını satın aldı.

yukarıda ben senin bahsettiğin firmaları Fiat ne zaman satın aldı yazdım. bunu neden yaptım. Fiat bu araçları aldığında bu firmalar zaten efsane olmuş ve dilden dile dolaşan araçlardır ve dikkat edersen hepsi de İtalyan markasıydı. halka hitap eden ve o zamanlar ülkemizde de bence donanımsız pahalı araç satarak çok para kazanması ile ekonomik kriz geçiren bu markalar alındı. bu efsane araçlar ile aslında çok fazla oynamadı bu araçlar çizgilerinde devam ettiler sadece tanıtım pazarlama gibi işleri Fiat ın eli kolu çok uzun olduğu için daha iyi yapılmaya başlandı. zaten sende fark etmişsindir markalar çizgilerini hiç bozmadı. Kullanıcılar da aynı kullanıcılar. şunu da söylemekte fayda var eğer Fiat bu markaları almasaydı şu anda alfa lancia gibi araçları halkımız yada orta sınıf halk kesinlikle alamazdı. tamamen şahsi fikrimdir.
şimdi bu markaları Opel in yada Honda nın karşısına çıkarmak ne kadar mantıklıdır?
Orkun bana 90 model 136 beygir standart klimalı orta sınıf halkın aldığı ve piyasada bu kadar yüksek fiyata satılan başka bir araç gösterebilir misin? bak sana ufak bir örnek verdim. Fiat ın HGT si yani 2.0 motor 5 silindir bravo HGT yi 90 model 5 milyara aldığım neredeyse pert motoru var diyebileceğim crx geçti.(sahibi neredeyse arabayı yakıyordu) o sıralarda yine Fiat 5 silindirli 2.0 motordan 156 beygir çıkarırken Honda 1.6 atmosferik bir motordan 172 2.0 motordan da 200 beygir çıkarmıştı ve vtec dediğin sistem 1988 de geliştirildi.abi ben işte bunlardan bahsediyorum. tamam seni de anlıyorum turbo diyorsun alfa diyorsun boxer motor diyorsun da gerçekten benim dediklerimle seninkilerin alakası yok. ben seni anlıyorum da sen beni anlamak istemiyorsun. ben Fiat ı multiair yine gm-Fiat üretimi multijet yine 1.6 16v palio sprting gibi araçları yüzünden kesinlikle tebrik ediyorum ve saygı duyuyorum ama bunlar herşey değil ve çevredeki motorları başarısız sayamaz.bu arada Honda mclaren e de artık motor verecek. yine Rover ın motorları da Honda ya aittir.

Orkun sanırım ben ne söylersem söyleyeyim sen Chrysler diyeceksin Ferrari diyeceksin bu bir kısır döngüye girecek çünkü söylediğin markalar zaten çapı büyük efsane markalar. Anlamadığım neden hep bu firmalar geliyor önümüze. Honda daha çok halk tarafından kullanılacak düşük tüketimli sorunsuz araçlar üzerine çalışan firma. ben karşılaştırmalarında Fiat markalı araçlar ile karşılaştırma yapıyorum ama dediğim gibi sen farklı noktalara çekiyorsun. mesela opel diyince benim aklıma hiç buick cadillac chevrolet gmc holden hummer oldsmobile pontiac saab sa vauxhall markaları gelmiyor çünkü olay birbirinden çok farklı .. aslında forumda yabancı olduğum bir konu değil genelde böyle oluyor :)

NOT: eski üretim yaşı ilerlemiş kupon araçlar sende iyi bilirsin ki bu kadar pahalı olamazlar :) alanın elinde kalır son sahibi olunur genelde. ama civic si crx yada vti gibi Honda ların halen daha inanılmaz piyasası mevcut. temiz bir vti için 40 - 50 bin gibi rakamları gözden çıkaranları bilirim :) hatta geçen yaz temiz crx imizi ki forumda foto ları var (250 bin km de ) 15 milyara sattık. bu araba 90 model boya bitik motora anahtar değmemiş ufak tefek çürükler de mevcut :)

son dediğine katılıyorum firmalar artık hemen hemen birbirine yakın seri üretimler yapıyor. artık piyasadaki araçların ve motorların çoğu birbirine çok benziyor. keskin farklar yok. ne diyeyim inşallah yakıtın sorun olmadığı sağlam güzel araçlar üretilir de insanlar gönül rahatlığı ile araçlarına biner ve yolculuk yapar. Orkun biliyorum modifiye ile alakalı kültürüne güvendiğim bir arkadaşımsın ama ricam şudur ki olaya tek açıdan değil genel çerçeveden sadece Honda için değil diğer bütün firmalar için bakabilmendir. sonuçta bu firmaların yaptığı motorlarda bize bir artısı yok. bize düşen başarıları yada başarısızlıkları görerek değerlendirmek ve konuşmak. Ben bunları yazarken Fiat-Honda-wv-Ford gibi markaların bütün sitelerine girerek araştırarak ve kendi hayatımdan tecrübeler ile yazıyorum. Eminim sen de öyle yapıyorsundur. bunları kendi süzgecimden geçirerek söylüyorum ve konuşuyorum. şahsi fikrim Japonların motor konusunda İtalyan-alman yada Fransızlardan 2 gömlek üstün olduğudur. Elbet teki istisnalar mevcut. umarım bana kızmıyorsundur fikrim maalesef farklı çünkü araştırmalarım ve tecrübelerim böyle söylüyor. senin araştırmaların yada tecrübelerin de öyle söylüyordur ne diyeyim. özür dilerim uzun oldu okuduysan teşekkür ederim :)

Arrest
24/05/2014, 21:47
Abi bilgisayardan takir takir yaziyonuz telefondan okusam sarjim biter bu nedir :D

Keyifli ve Kazasız Sürüşler Dilerim " Sato Topal "

halils2
24/05/2014, 22:00
:agiskavgasi:
Abi bilgisayardan takir takir yaziyonuz telefondan okusam sarjim biter bu nedir :D

Keyifli ve Kazasız Sürüşler Dilerim " Sato Topal "

La ben sana ses etme demedim mi :)
Siz satoya bakmayın abi 5110 dan bile olsa okurum bu yazdıklarınızı :)

ermanadakale
24/05/2014, 22:31
bu konu süper oldu foruma renk geldi ne güzel bazı abiler arkadaşlar nekadar bilgi sahibi süper
tatlı atışmalar.

cdogu
25/05/2014, 00:59
Ben şu çağda turbo gibi bir nimet var iken,kullanmayıp hala eski Atmosferik usül takılmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Yakıta etkisi de kim ne derse desin olumsuzdur kesinlikle.

OAGP1960
26/05/2014, 18:43
Orkun, f1 kategorisinde Renault un ne kadar başarılı olduğu bilinmekte o zaman Renault dünyanın en iyi firmalarından. Çok yanlış. Orkun günümüzde turbo lu araçların geçmişi öyle aman aman değil. daha yeni yeni firmalar kullanmakta. senin turbolu dediğin araçların lütfen şehir içi yakıt tüketimlerine bak. turbosuzlara oranla en fazla 1-2 litre oynadığını göreceksin. böyle olacaksa ben turbosuz araca binmeye kesinlikle razıyım hiç olmazsa onun sorunları ile uğraşmak zorunda kalmam. Honda emin ol turbolu araç yaparsa ne t-jet e benzer ne tsi lere benzer. Sizin yakıt oranlarınızdan en az 2 litre az yaktırır. tekrar söylemeliyim adamların prensipleri var ve kesinlikle motor yapmış olmak için yada acele hadi yapalım demiyorlar bunun alt yapısı ve araştırması çok çok önemlidir. bunları iyi düşünmek gerekir. ayrıca boxer motor bu kadar iyi düşük hacimli yüksek beygirli olsa ve tutulsa emin ol halen daha seri bir şekilde üretilir ve biz şu anda bunları bile belki konuşmuyor olurduk. ( bu arada boxer-wankel karıştırılması yanlış oldu hata bende :) ben her firma açısından olaylara bakıyorum ama maalesef sen sadece fiat açısından olayları değerlendiriyor vti pgm-fi gibi sistemleri görmezden geliyorsun. bu arada eklemeliyim 90 model crx in 1.6 motor ile 0-100 ü 7.1..kendi ellerimle ölçtüm. bu yelpaze diyorsun ama modifiye aleminde si - crx yada vti deyince herkes durur ve düşünür bunu sende çok iyi biliyorsun yani örnek olarak Toyota ae86 çok efsane bir araçtır ama bu söylediklerim bunun gibi değil. Honda bu araçları sonuna kadar destekliyor. örnek olarak 90 model crx imin klima kontrol paneli kırıldı Honda bayii ne gittim ve bana parçasını getirtebileceklerini söyledi. şirket politikası gereği dünyada 1 tane bile kalsa o arabanın parçası üretilmeye devam ediyor. yani Honda 2. elde de destekliyor. ben fiat ın kendi araçlarından herhangi birinin turbo beslemesini herhangi bir alt yapı olmadan 1.0 bara kadar basılabileceğine kesinlikle inanmıyorum. (1.4 t-jet hariç neden dersen araba zaten abarth alt yapısı ile üretilmiş bir motora sahip)aerodinamik açısından tempra dersen ben sana Honda nın çok başarısız city modeli hariç bütün araçlarını sayabilirim. ben seni anlıyorum ama sen beni anlamıyorsun ona üzülüyorum. ben ufak motor yüksek güç diyorum ama sen bana yüksek motor yüksek güç örneği veriyorsun ki verdiğin örnekteki araçların yakıtları malumundur. Turbo şarj konusunda da bu araçlar biraz yaşlandığında benzinli araçta atmosferik mi turbo besleme mi? sorusu daha net bir şekilde ortaya çıkacaktır ki ben Turbo ya karşı değilim sadece bu Honda için gerekli mi? sorusundayım. elbette ileride piyasadaki bütün araçlardan daha performanslı ve az yakan turbolu üretecektir eminim çünkü bu adamların tarzı bu :) yine ben sadece marka bazlı karşılaştırma diyorum sen yine bana alfa lancia Chrysler diyorsun. Bu arada yan bilgi olsun wv nin alfa yı alması gündemde..o zaman da alfayı sanırım kötüleriz ve wv sahipleri de övünürler.

lancia 1969
alfa Romeo 1986
Ferrari 1969 da bir kısmını daha sonra günümüze kadar yüzde 90 ını aldı ama yarış takımı halen daha enzo ferrarinin ekibinin elinde Fiat ın değil
Maserati 1993
Chrysler 2009 da yüzde 41 i 2014 de tamamını satın aldı.

yukarıda ben senin bahsettiğin firmaları Fiat ne zaman satın aldı yazdım. bunu neden yaptım. Fiat bu araçları aldığında bu firmalar zaten efsane olmuş ve dilden dile dolaşan araçlardır ve dikkat edersen hepsi de İtalyan markasıydı. halka hitap eden ve o zamanlar ülkemizde de bence donanımsız pahalı araç satarak çok para kazanması ile ekonomik kriz geçiren bu markalar alındı. bu efsane araçlar ile aslında çok fazla oynamadı bu araçlar çizgilerinde devam ettiler sadece tanıtım pazarlama gibi işleri Fiat ın eli kolu çok uzun olduğu için daha iyi yapılmaya başlandı. zaten sende fark etmişsindir markalar çizgilerini hiç bozmadı. Kullanıcılar da aynı kullanıcılar. şunu da söylemekte fayda var eğer Fiat bu markaları almasaydı şu anda alfa lancia gibi araçları halkımız yada orta sınıf halk kesinlikle alamazdı. tamamen şahsi fikrimdir.
şimdi bu markaları Opel in yada Honda nın karşısına çıkarmak ne kadar mantıklıdır?
Orkun bana 90 model 136 beygir standart klimalı orta sınıf halkın aldığı ve piyasada bu kadar yüksek fiyata satılan başka bir araç gösterebilir misin? bak sana ufak bir örnek verdim. Fiat ın HGT si yani 2.0 motor 5 silindir bravo HGT yi 90 model 5 milyara aldığım neredeyse pert motoru var diyebileceğim crx geçti.(sahibi neredeyse arabayı yakıyordu) o sıralarda yine Fiat 5 silindirli 2.0 motordan 156 beygir çıkarırken Honda 1.6 atmosferik bir motordan 172 2.0 motordan da 200 beygir çıkarmıştı ve vtec dediğin sistem 1988 de geliştirildi.abi ben işte bunlardan bahsediyorum. tamam seni de anlıyorum turbo diyorsun alfa diyorsun boxer motor diyorsun da gerçekten benim dediklerimle seninkilerin alakası yok. ben seni anlıyorum da sen beni anlamak istemiyorsun. ben Fiat ı multiair yine gm-Fiat üretimi multijet yine 1.6 16v palio sprting gibi araçları yüzünden kesinlikle tebrik ediyorum ve saygı duyuyorum ama bunlar herşey değil ve çevredeki motorları başarısız sayamaz.bu arada Honda mclaren e de artık motor verecek. yine Rover ın motorları da Honda ya aittir.

Orkun sanırım ben ne söylersem söyleyeyim sen Chrysler diyeceksin Ferrari diyeceksin bu bir kısır döngüye girecek çünkü söylediğin markalar zaten çapı büyük efsane markalar. Anlamadığım neden hep bu firmalar geliyor önümüze. Honda daha çok halk tarafından kullanılacak düşük tüketimli sorunsuz araçlar üzerine çalışan firma. ben karşılaştırmalarında Fiat markalı araçlar ile karşılaştırma yapıyorum ama dediğim gibi sen farklı noktalara çekiyorsun. mesela opel diyince benim aklıma hiç buick cadillac chevrolet gmc holden hummer oldsmobile pontiac saab sa vauxhall markaları gelmiyor çünkü olay birbirinden çok farklı .. aslında forumda yabancı olduğum bir konu değil genelde böyle oluyor :)

NOT: eski üretim yaşı ilerlemiş kupon araçlar sende iyi bilirsin ki bu kadar pahalı olamazlar :) alanın elinde kalır son sahibi olunur genelde. ama civic si crx yada vti gibi Honda ların halen daha inanılmaz piyasası mevcut. temiz bir vti için 40 - 50 bin gibi rakamları gözden çıkaranları bilirim :) hatta geçen yaz temiz crx imizi ki forumda foto ları var (250 bin km de ) 15 milyara sattık. bu araba 90 model boya bitik motora anahtar değmemiş ufak tefek çürükler de mevcut :)

son dediğine katılıyorum firmalar artık hemen hemen birbirine yakın seri üretimler yapıyor. artık piyasadaki araçların ve motorların çoğu birbirine çok benziyor. keskin farklar yok. ne diyeyim inşallah yakıtın sorun olmadığı sağlam güzel araçlar üretilir de insanlar gönül rahatlığı ile araçlarına biner ve yolculuk yapar. Orkun biliyorum modifiye ile alakalı kültürüne güvendiğim bir arkadaşımsın ama ricam şudur ki olaya tek açıdan değil genel çerçeveden sadece Honda için değil diğer bütün firmalar için bakabilmendir. sonuçta bu firmaların yaptığı motorlarda bize bir artısı yok. bize düşen başarıları yada başarısızlıkları görerek değerlendirmek ve konuşmak. Ben bunları yazarken Fiat-Honda-wv-Ford gibi markaların bütün sitelerine girerek araştırarak ve kendi hayatımdan tecrübeler ile yazıyorum. Eminim sen de öyle yapıyorsundur. bunları kendi süzgecimden geçirerek söylüyorum ve konuşuyorum. şahsi fikrim Japonların motor konusunda İtalyan-alman yada Fransızlardan 2 gömlek üstün olduğudur. Elbet teki istisnalar mevcut. umarım bana kızmıyorsundur fikrim maalesef farklı çünkü araştırmalarım ve tecrübelerim böyle söylüyor. senin araştırmaların yada tecrübelerin de öyle söylüyordur ne diyeyim. özür dilerim uzun oldu okuduysan teşekkür ederim :)

Değerli kardeşim, Renault firması, otomotiv endüstrisinin en önemli sunum arenalarından biri olan F1 yarış organizasyonunda elde etmiş olduğu üstün başarılarla kendini fazlasıyla kanıtlamış bir firma olup, kesinlikle sizin belirttiğinizin aksine gerçekten de dünyanın en iyi firmalarından biridir, bunu ayrıca tüm dünya sathındaki satış başarıları ile de kanıtlamıştır, bu tespit, kesinikle doğrudur. Turbolu araçların geçmişi de tam belirttiğinizin aksine çok eski olup, turboşarj teknolojisi ilk olarak 1961’de Oldsmobil F85 aracı üzerinde test edilip, 1962’de de seri olarak üretilerek piyasaya sunulmuştur. Yani, turboşarj teknoljisinin ‘’otomobillere’’ uygulanma tarihi 53 yıllıktır. Turboşarjlı araçların aynı hacimde ve HP de olan atmosferik araçlara göre yakıt ekonomisi, hem de daha düşük karbondioksit salınımı (emisyon) ve çok daha fazla tork sağlamak kaydıyla ''en az'' %20 lere varmakta, bu oran turbodizel araçlarda ise %60 lara kadar uzanmaktadır. Bu gerçek verilerin ışığında, halen atmosferik araçları tercih edeceğinizi söylemeniz anlaşılır olmaktan çok uzaktır. Honda firmasının varsaydığınız şekilde diğer firmaların turboşarjlı üretimlerinden daha üstün turboşarjlı motor üretimi yapacağı görüşü, henüz bu firma tarafından seri üretim yapılmadığı gerçeğiyle, kabul görmesi mümkün olmayan bir bakış açısıdır. Boxer motorlar ise, bugüne dek özellikle VW, Porsche, Subaru Tecnica International gibi kalburüstü firmalar tarafından üstün başarı ile üretilerek kendini kanıtlamış bir teknoloji ürünü olup, size kendi eski aracım olan stock olarak 137HP gücündeki Alfa Romeo 33 1,7 16V örneğini vermiştim. Şunu belirtmek isterim ki, asla araçlar hakkında belli bir firmayı düşünerek değil, teknolojik açıdan objektif olarak değerlendirme yaptığıma inanıyorum. Modifiye dünyasında , her firmanın araçları uygulamakta oldukları endüstriyel teknolojiye göre layık oldukları yeri almaktadırlar. Bu nedenle bu konuda daha global bir bakış açısı gerekmekte olduğunu da belirtmek isterim. Tüm firmaların resmi olarak belirlenmiş ticari normlara göre yedek parça sağlama süreleri standardize edilmiş olup, bu süre 10 yıldır ve tabiki her firma kendi imkanları ölçüsünde ‘’zorunluluk olmaksızın’’ bu süreyi kendince uzatabilir. Atmosferik beslemeli Fıat araçlarının, motor iç yapısı değiştirilmeksizin extra turbo uygulaması ile turbo model ve ebadına göre 1,5 bar peak basınçlara kadar çıkabildiğine dair birçok örnek biliyorum. Burada belirtmek isterimki, tüm konuşmakta olduğumuz konularda sizi gayet iyi anladığımdan hiç şüphem yoktur. Araçlar yaşlandıkça, yakıt ekonomisi ile daha fazla verimlilik sağlaması ve motor yıpranma payının düşük kalması nedeniyle, yine denge turboşarjlı araçlar lehine dönmektedir. Araçları karşılaştırırken, aynı klasman çizgisindeki araçları karşılaştırmak gerektiğinden söz ettim, asla çapraz karşılaştırma yapmamak gerektiği de buradan açık bir şekilde anlaşılmaktadır. Alfa Romeo’nun başka bir firmaya satışı da şu anda gündemde olan bir konu değil, olsa dahi tabiki her zaman layık olduğu değeri vermek hepimizin prensibi olmalıdır. Fıat’ın çatısı altında topladığı firmaların satın alınma tarihleri arasında bahsetmiş olduğunuz Ferrari F1 takımı olan Scuderia Ferrari’nin ait olduğu firmanın kontrolünde olduğu gerçeğinin en güzel kanıtı, Ferrari F1 araçlarının burnundaki ‘’FIAT’’ logosudur. Fıat’ın dünyaca değer kazanmış olan bahsetmekte olduğumuz süper firmaları satın almasının, ülkemizde ulaşmış olduğu ticari kazançla hiç ilgisi yoktur, bu başarıyı tüm dünyada yıllarca üretip kabul ettirdiği kalite sonucunda kazanmış olduğu finansal güç ile sağlamıştır ve de tabiki takdire değer bir şekilde tüm kullanıcıların istifadesine sunmuştur. Bu nedenle, aynı çizgide olmak kaydıyla bu markalar, karşılıklı olarak kıyaslanıp değerlendirilebilirler. Bahsettiğiniz şekildeki ‘’orta sınıf tüketici-yüksek fiyat’’ kriterinin oldukça belirgin bir çelişki olduğunu vurgularken, yine bu konunun dünya standardlarında düşünülmesi gereken bir konu olduğunu hatırlatır ve size 1990 Fıat Tipo 1,8 ie 16V 136 HP ve tekrar 1990 Alfa Romeo 33 1,7 16V boxer 137 HP örneklerini de belirtmek isterim. Yine kompetisyon konusundaki günlük yaşama dair gözlemler niteliğinde, ben de size bahsetmiş olduğunuzun tam aksine, HGT’nin açık ara üstünlük kurduğu birçok örnekler olduğunu söyleyebilirim. Dolayısıyla, bahsetmiş olduğunuz konularla tam bir ilgi kapsamında paylaşımlarda bulunduğumdan son derece eminim ve sizi gayet iyi anladığımı düşünmekteyim. Honda’nın McLaren için üreteceğini belirttiğiniz motorların başarısı da, ancak bu proje gerçekleştikten sonraki sonuçlara bakılarak değerlendirilmelidir ve maalesef Rover’ın motorsporları arenasında adı ise hiç geçmemektedir. Fıat markalı araçları, verdiğim örneklerden de anlaşılacağı üzere bahsetmekte olduğunuz marka araçlarla rahatlıkla kıyaslayabiliriz fakat, ayrıca da bu firmanın bahsetmekte olduğumuz tüm süper otomobil kategorisindeki markaların ticari haklarının sahibi olduğu gerçeğini de asla göz ardı edemeyiz. Bahsedilen diğer markalarda ise durum bunun tam tersidir, sanırım bu dahi, önemli bir fark arzetmektedir. İşte bu nedenle, konuyu farklı bir açıdan değerlendirdiğim şeklindeki görüşünüz hiçbir gerekçe ile doğru kabul edilemez. Eski yıllara ait üretim konumunda olan kupon otomobil modelleri için de yine dünya standardları geçerlidir, her marka ve model aracın kendine göre belli bir alıcı kitlesi olduğu gerçeğinden hareketle, bu konun da belli bir marka ve modele mal edilemeyecek bir olgu konumunda değerlendirilmesi gerektiğini de belirmek isterim.
Otomobil kültürü konusundaki şahsımla ilgili takdirinize burada ayrıca ben de teşekkür ederken, buradaki paylaşımlarımı öncelikle yerli ve yabancı teknik yayınlardan, ikincil olarak da kendi pratik gözlem, araştırma ve tecrübelerimden yola çıkarak objektif ve tarafsız bir düşünce ile yapmakta olduğuma dair inancımı da belirtmeliyim. Motor teknolojisi ve global anlamda kabul edilirlik konusunda, diğer kriterlerden önce endüstriyel üretim geçmişi, yani, firmaların yaşı birinci derecede geçerli olduğu için, kıyaslanamayacak şekilde gerçekler ortada iken, yine sizin görüşlerinize maalesef katılamayacağım. Tabiki, yıllara dayanan bir akademik geçmişi olan bendeniz, tüm konuları araştırmaya dayalı gerçekleri objektif bir şekilde ortaya koymak felsefesine sahip birisi olarak belirtmeliyimki, hiçbir zaman forum paylaşımlarında negatif duygulara yer yoktur, pozitif düşünce ve gerçeklere yer vardır ve tabiki herkesin kendine özgü düşünceleri olabilir. Paylaşımlarınızı dikkatle okuyup değerlendirmeye çalıştım, ben de size teşekkür eder, sevdiğiniz ve istediğiniz marka ve model araçlarla mutlu ve keyifli sürüşler dilerim değerli kardeşim. :)

ligdevi
26/05/2014, 23:13
Bu kadar bilgiye saygı duyulur :)

ermanadakale
26/05/2014, 23:16
orkun abicim klAvyene parmağına bileğine sağlık.
abim tam doctorsun vallahi.:bye10000:

tayfux
27/05/2014, 09:21
Değerli kardeşim, Renault firması, otomotiv endüstrisinin en önemli sunum arenalarından biri olan F1 yarış organizasyonunda elde etmiş olduğu üstün başarılarla kendini fazlasıyla kanıtlamış bir firma olup, kesinlikle sizin belirttiğinizin aksine gerçekten de dünyanın en iyi firmalarından biridir, bunu ayrıca tüm dünya sathındaki satış başarıları ile de kanıtlamıştır, bu tespit, kesinikle doğrudur. Turbolu araçların geçmişi de tam belirttiğinizin aksine çok eski olup, turboşarj teknolojisi ilk olarak 1961’de Oldsmobil F85 aracı üzerinde test edilip, 1962’de de seri olarak üretilerek piyasaya sunulmuştur. Yani, turboşarj teknoljisinin ‘’otomobillere’’ uygulanma tarihi 53 yıllıktır. Turboşarjlı araçların aynı hacimde ve HP de olan atmosferik araçlara göre yakıt ekonomisi, hem de daha düşük karbondioksit salınımı (emisyon) ve çok daha fazla tork sağlamak kaydıyla ''en az'' %20 lere varmakta, bu oran turbodizel araçlarda ise %60 lara kadar uzanmaktadır. Bu gerçek verilerin ışığında, halen atmosferik araçları tercih edeceğinizi söylemeniz anlaşılır olmaktan çok uzaktır. Honda firmasının varsaydığınız şekilde diğer firmaların turboşarjlı üretimlerinden daha üstün turboşarjlı motor üretimi yapacağı görüşü, henüz bu firma tarafından seri üretim yapılmadığı gerçeğiyle, kabul görmesi mümkün olmayan bir bakış açısıdır. Boxer motorlar ise, bugüne dek özellikle VW, Porsche, Subaru Tecnica International gibi kalburüstü firmalar tarafından üstün başarı ile üretilerek kendini kanıtlamış bir teknoloji ürünü olup, size kendi eski aracım olan stock olarak 137HP gücündeki Alfa Romeo 33 1,7 16V örneğini vermiştim. Şunu belirtmek isterim ki, asla araçlar hakkında belli bir firmayı düşünerek değil, teknolojik açıdan objektif olarak değerlendirme yaptığıma inanıyorum. Modifiye dünyasında , her firmanın araçları uygulamakta oldukları endüstriyel teknolojiye göre layık oldukları yeri almaktadırlar. Bu nedenle bu konuda daha global bir bakış açısı gerekmekte olduğunu da belirtmek isterim. Tüm firmaların resmi olarak belirlenmiş ticari normlara göre yedek parça sağlama süreleri standardize edilmiş olup, bu süre 10 yıldır ve tabiki her firma kendi imkanları ölçüsünde ‘’zorunluluk olmaksızın’’ bu süreyi kendince uzatabilir. Atmosferik beslemeli Fıat araçlarının, motor iç yapısı değiştirilmeksizin extra turbo uygulaması ile turbo model ve ebadına göre 1,5 bar peak basınçlara kadar çıkabildiğine dair birçok örnek biliyorum. Burada belirtmek isterimki, tüm konuşmakta olduğumuz konularda sizi gayet iyi anladığımdan hiç şüphem yoktur. Araçlar yaşlandıkça, yakıt ekonomisi ile daha fazla verimlilik sağlaması ve motor yıpranma payının düşük kalması nedeniyle, yine denge turboşarjlı araçlar lehine dönmektedir. Araçları karşılaştırırken, aynı klasman çizgisindeki araçları karşılaştırmak gerektiğinden söz ettim, asla çapraz karşılaştırma yapmamak gerektiği de buradan açık bir şekilde anlaşılmaktadır. Alfa Romeo’nun başka bir firmaya satışı da şu anda gündemde olan bir konu değil, olsa dahi tabiki her zaman layık olduğu değeri vermek hepimizin prensibi olmalıdır. Fıat’ın çatısı altında topladığı firmaların satın alınma tarihleri arasında bahsetmiş olduğunuz Ferrari F1 takımı olan Scuderia Ferrari’nin ait olduğu firmanın kontrolünde olduğu gerçeğinin en güzel kanıtı, Ferrari F1 araçlarının burnundaki ‘’FIAT’’ logosudur. Fıat’ın dünyaca değer kazanmış olan bahsetmekte olduğumuz süper firmaları satın almasının, ülkemizde ulaşmış olduğu ticari kazançla hiç ilgisi yoktur, bu başarıyı tüm dünyada yıllarca üretip kabul ettirdiği kalite sonucunda kazanmış olduğu finansal güç ile sağlamıştır ve de tabiki takdire değer bir şekilde tüm kullanıcıların istifadesine sunmuştur. Bu nedenle, aynı çizgide olmak kaydıyla bu markalar, karşılıklı olarak kıyaslanıp değerlendirilebilirler. Bahsettiğiniz şekildeki ‘’orta sınıf tüketici-yüksek fiyat’’ kriterinin oldukça belirgin bir çelişki olduğunu vurgularken, yine bu konunun dünya standardlarında düşünülmesi gereken bir konu olduğunu hatırlatır ve size 1990 Fıat Tipo 1,8 ie 16V 136 HP ve tekrar 1990 Alfa Romeo 33 1,7 16V boxer 137 HP örneklerini de belirtmek isterim. Yine kompetisyon konusundaki günlük yaşama dair gözlemler niteliğinde, ben de size bahsetmiş olduğunuzun tam aksine, HGT’nin açık ara üstünlük kurduğu birçok örnekler olduğunu söyleyebilirim. Dolayısıyla, bahsetmiş olduğunuz konularla tam bir ilgi kapsamında paylaşımlarda bulunduğumdan son derece eminim ve sizi gayet iyi anladığımı düşünmekteyim. Honda’nın McLaren için üreteceğini belirttiğiniz motorların başarısı da, ancak bu proje gerçekleştikten sonraki sonuçlara bakılarak değerlendirilmelidir ve maalesef Rover’ın motorsporları arenasında adı ise hiç geçmemektedir. Fıat markalı araçları, verdiğim örneklerden de anlaşılacağı üzere bahsetmekte olduğunuz marka araçlarla rahatlıkla kıyaslayabiliriz fakat, ayrıca da bu firmanın bahsetmekte olduğumuz tüm süper otomobil kategorisindeki markaların ticari haklarının sahibi olduğu gerçeğini de asla göz ardı edemeyiz. Bahsedilen diğer markalarda ise durum bunun tam tersidir, sanırım bu dahi, önemli bir fark arzetmektedir. İşte bu nedenle, konuyu farklı bir açıdan değerlendirdiğim şeklindeki görüşünüz hiçbir gerekçe ile doğru kabul edilemez. Eski yıllara ait üretim konumunda olan kupon otomobil modelleri için de yine dünya standardları geçerlidir, her marka ve model aracın kendine göre belli bir alıcı kitlesi olduğu gerçeğinden hareketle, bu konun da belli bir marka ve modele mal edilemeyecek bir olgu konumunda değerlendirilmesi gerektiğini de belirmek isterim.
Otomobil kültürü konusundaki şahsımla ilgili takdirinize burada ayrıca ben de teşekkür ederken, buradaki paylaşımlarımı öncelikle yerli ve yabancı teknik yayınlardan, ikincil olarak da kendi pratik gözlem, araştırma ve tecrübelerimden yola çıkarak objektif ve tarafsız bir düşünce ile yapmakta olduğuma dair inancımı da belirtmeliyim. Motor teknolojisi ve global anlamda kabul edilirlik konusunda, diğer kriterlerden önce endüstriyel üretim geçmişi, yani, firmaların yaşı birinci derecede geçerli olduğu için, kıyaslanamayacak şekilde gerçekler ortada iken, yine sizin görüşlerinize maalesef katılamayacağım. Tabiki, yıllara dayanan bir akademik geçmişi olan bendeniz, tüm konuları araştırmaya dayalı gerçekleri objektif bir şekilde ortaya koymak felsefesine sahip birisi olarak belirtmeliyimki, hiçbir zaman forum paylaşımlarında negatif duygulara yer yoktur, pozitif düşünce ve gerçeklere yer vardır ve tabiki herkesin kendine özgü düşünceleri olabilir. Paylaşımlarınızı dikkatle okuyup değerlendirmeye çalıştım, ben de size teşekkür eder, sevdiğiniz ve istediğiniz marka ve model araçlarla mutlu ve keyifli sürüşler dilerim değerli kardeşim. :)
Orkun bey,
öncelikle Renault örneğini neden verdim? Renault üst düzey bir üretici olmadığı halde (bence) f1 kategorisinde bir şeyleri başarmış olması onu Ferrari ile aynı konuma getirmez ve dünyanın en iyisi yapmaz ki ben Renault un özellikle dci ile 1.6 atmosferik motorunu çok beğenen birisiyimdir ve 2 tane Renault aracım olmuştur çok da memnundum. Bunu dile getirmek amaçlıdır. beni anladığınızı düşünüyorsunuz ama kesinlikle anlamadığınızı düşünüyorum zira halen daha tipo nun 1.8 - başka kategori olan Alfa nın 1.7 litrelik yine 1.6 kategorisinden yüksek hacimli ve özellikle tip gibi yükse yakıtlı bir aracı örnek veriyorsunuz. kaldı ki sizin de gördüğünüz üzere tipo 1.8 den 136 beygir çıkarmışken pgm-fi sistemli araçlar 1.6 dan 136 beygir çıkarmış olup inanılmaz tasarruflu araçlardır. hatta ve hatta kırmızı kapak 172 normal vti ise 167 beygir yine 1.6 motordan vti teknolojisi sayesinde başarılmıştır bu şartlarda tipo nun 1.8 den o beygiri çıkarması normal midir yoksa başka bir şey midir tabii ki yorumu size ait.

Turbo teknolojisine gelince burada da yine beni yanlış anlayarak farklı bir düşünce yada bilgi vermişsiniz. Turbo teknolojisi elbette geçmişten beri kullanılan bir teknoloji ama binek araçlarda yada her markanın halka arz ettiği araçlarda ( Renault-Fiat-Ford gb. ) ne kadar zamandır kullanılmakta? ben bundan bahsetmiştim ve sizinde böyle anlayacağınızı düşünmüştüm. O halde şu soru aklıma geliyor ben size ilk elektrikli araba siparişini 2. Abdülhamid Han ın İngiltere ye verdiğini söylesem ki bu gerçek bilgidir, siz bana elektrikli araba o zamandan beri kullanıyor mu diyecektiniz??

Hocam şu anda yine güncel bir şekilde fiat ın kırmızı logolu bayii de satılan turbo beslemeli araçlar hariç hangi aracına 1.5 bar basacaksınız merak ettim. çünkü böyle bir durum var ve modifiye camiası bundan bihaber ise bu çok çok büyük bir eksik. tabi ki bizim için de.. velev ki bastığını düşünürsek. acaba kaç km bu basına dayanacak? Hocam sizde bilirsiniz ki standart bir motor için 1.5 bar çok çok yüksek mükemmel bir rakam. eğer bu rakama fiat ın herhangi bir atmosferik motoru dayansın zaten helal olsun deriz hep beraber. inşallah bahsettiğim HULK araç yani Minix kardeşlerin HULK unu incelemişsinizdir. o zaman beni daha iyi anlarsınız bu konuda..

Turbo nun mantalitesinde daha az yakıt ile daha yüksek verim , yanmanın daha fazla oksijen ile beslenerek daha güçlü olmasını sağlamak vardır. Ben neden şu an için Honda nın Turbo kullanması gerekli midir? sorusunu soruyorum onu açıklamak isterim. öncelikle piyasadaki turbolu araçlar bence aman aman bir tasarruf yapamamaktadır maalesef. Honda'nın araçları her zaman hava emişi yüksek olan araçlardır. yani yanma odasına en yüksek oksijeni gönderen motorlardan birisidir Honda motoru. onun içindir ki spor filtre gb. modifikasyon yapıldığında en çok beygir artımlarından birisi Honda motorlarında olmaktadır. Orkun bey sizde çok iyi bilirsiniz ki sonradan yapılan modifikasyon işlemlerinden en basitlerini ele alırsak yani kapak taşlama, düz buru , filtre değişimi, buji değişimi gb. en çok gücü ve geri dönüt ü veren firmaların en üst sıralarında görürüz Honda motorlarını. Bu olay Honda'nın motor konusunda ne kadar basınca dayanıklı ve malzeme kalitesinin üst düzeyde olduğunu zaten bize söylemektedir. Ben bunca sene gördüklerime bağlı olarak halen daha iddia ediyorum ki bunu dizel motorda herkese gösterdi ve açık şekilde kanıtladı eğer Honda turbolu motor yaparsa t-jet tsi 1.4t gibi motorlardan en az 2 litre az yaktıracaktır aslında bunu sizin de varsaydığınızı düşünüyorum ki yıllarca bu işlerin içindesiniz. Atmosferik motorun eski teknoloji olduğuna kesinlikle inanmıyorum zira çoğu firmanın turbo ile aldığı beygiri ve yakıtı Honda atmosferik ile almaktadır :) Fiat ın halen daha 8v araç üretmesi eski teknoloji midir yoksa başka bir şey midir? Honda'nın aktif olarak hybrid araçlarını satışa çıkarması ve Fiat ın çıkarmaması Fiat ın geri kaldığını mı gösterir yada başka bir şeyi mi? yani demem o ki firmalar bazı motorlarından vazgeçmez buna prensip mi dersiniz yada başka bir şey mi dersiniz bilemem ama bildiğim şeylerden birisi şu ki Honda yeni teknolojileri iyi süzmeden ve sorunlarını sıfıra indirmeden , yakıt konusunda en iddialı olmadan kesinlikle piyasaya sürmüyor onun için diyorum ki eminim yakın zamanda Honda'nın turbolu modellerini göreceğiz. Hocam herhangi bir şeyin geçmişi bize geleceği ile ilgili fikir, yön ve ışık verir. Bu bağlamda yorum yapabiliriz sanırım. benim yazdığım da bir yorumdur. Burada sizin ve başkalarının da yaptığı gibi.

NOT:Honda dünya Touring şampiyonası için Turbo beslemeli direk enjeksiyonlu 1.6 litre ve 4 silindir motor yapmıştır fakat seri üretimde değildir. bazı ülkelerde özel üretim olarak devam edecek olup daha sonra seri üretime başlaması düşünülmektedir. aşağıda birkaç foto sunacağım.

yine size yüksek para az donanım yapıyordu derken şunu söylemek istiyorum Fiat maalesef 2000 li yılların başına kadar şu anda kazalarda 2 ye bölünmekte olan Doğan-Şahin gibi araçları sattı ve bizde bunları aldık. o yıllarda Honda'nın yada başka firmaların getirdiği araçlara bakarsanız benim ne demek istediğimi çok çok iyi anlayacaksınız. tabii ki gelişmekte olan ülkelere bu tarz yaklaşımlar her gelişmiş ülke tarafından yapılmaktadır. örnek olarak şu anda Malezya da Holland car adı altında satılan Doğanlar Şahinler gb. ama 2000 li yıllara kadar bize bunlar bir şekilde satıldı. insanımız alışkanlıklarından kolay vazgeçmediği için e tabi yedek parça sorunu da olmadığı için maalesef diğer marka almayarak bu araçları aldı. Fiat ın bundan tonlarca para kaldırmadığını iddia ediyorsanız bilemem.

HGT konusuna gelince HGT ye modifiye alemindeki arkadaşlar bir lakap taktılar ki mutlaka duymuşsunuzdur. Ben sesini ne kadar sevsem de tipi ve donanımı gerçekten güzel olsa da yürümesi de fena olmasa da bu aletin adı maalesef Homurdanıp Gitmeyen Tosbağa olarak modifiye aleminde dolaşmaktadır.

Ferrari sahibinin ferrari hisselerinin satışında ortaya tek koyduğu şart yarış ekibinin kesinlikle kendisine bağlı kalmasıydı bunu da söylemek isterim. yani fiat logosunun olması çok normal ve doğaldır destek veren sponsor yada büyük hisse sahibi zaten fiat.

Honda'nın Mclaren e motor vermesi şu açından çok önemlidir. Mclaren'ın daha önceki motor tedarikçisi bilindiği üzere Mercedes tir. bu marka Mercedes ten vazgeçip Honda ya dönmüşse sanırsam bunların testini yada denemelerini yapmıştır :) ayrıca Honda'yı seçmesi bile Honda açısından büyük başarı ve onur değil midir? Rover konusunda da zaten firmanın çapı çok fazla yok ki son dönemdeki arabaları ülkemize de gelmiyor onun için pistlerde göremiyoruz. Yeri gelmişken pist konusuna gelince. Hocam drag yarışlarına eminim gidiyorsunuzdur. gidince yarışlara katılan araçların marka modellerine bakarsanız hangi araçları daha çok modifiye için kullanıyorlar eminim görecek ve beni de anlayacaksınız.

Bu arada Honda motoru denince insanların aklına sadece civic vti yada typer geliyor ama lütfen prelüde - integra - crx - crx delsol - hybrid yada atmosferik CR-Z gb. modellerini de inceleyiniz ve vti sadece 1.6 değil 2.0 ve 2.2 modellerinin de olduğu görünüz. bu modellerin de kasa bakımından ne kadar hoş ve aerodinamiğe sahip olduğunu inceleyiniz.

Son olarak hocam tabii ki bütün cisimlerde firmanın geçmişi, ne zaman kurulduğu, yaptığı teknolojiler çok çok önemlidir ve ona ışık tutar ama sizde takdir edersiniz ki her şey demek değildir. geçmiş te halkımızın gözünde maalesef Fiat logolu araçların Tofaş ile karıştırıldığı ki bunda bence Fiat ın suçu da vardır, aşikar olup şu anda halen daha araçlarımızın 2.el de bu kadar fazla değer kaybetmesinin , Bravo modelinin satışlarının beklenilen gibi olmamasının ve 2. elde çok değer kaybetmesinin ana sebeplerinden biri de bu değil midir? Fiat bu ülkeden çok para kazandı ama şu anda bu durum da Fiat ında akıl almaz hataları mevcuttur. işte bunları düşündüğümüzde maalesef üretime başlama tarihi yada firma tarihi her şey demek değildir bence hocam.

Hocam size de iyi dilekleriniz için çok teşekkür ederim. Dediğiniz gibi forum ortak paylaşım ve fikir alanıdır. Çeşitli yorumlar ve farklı fikirler kadar doğal bir şey olamaz. Forumda birçok kez bu farklı fikirler yüzünden sıkıntı yaşandığını gördüğüm için özellikle belirtmek istedim anlayışınız ve farklı fikirlere saygınız için teşekkür ederim. Keyifli , mutlu ve kazasız sürüşler dilerim..

OAGP1960
27/05/2014, 17:12
Orkun bey,
öncelikle Renault örneğini neden verdim? Renault üst düzey bir üretici olmadığı halde (bence) f1 kategorisinde bir şeyleri başarmış olması onu Ferrari ile aynı konuma getirmez ve dünyanın en iyisi yapmaz ki ben Renault un özellikle dci ile 1.6 atmosferik motorunu çok beğenen birisiyimdir ve 2 tane Renault aracım olmuştur çok da memnundum. Bunu dile getirmek amaçlıdır. beni anladığınızı düşünüyorsunuz ama kesinlikle anlamadığınızı düşünüyorum zira halen daha tipo nun 1.8 - başka kategori olan Alfa nın 1.7 litrelik yine 1.6 kategorisinden yüksek hacimli ve özellikle tip gibi yükse yakıtlı bir aracı örnek veriyorsunuz. kaldı ki sizin de gördüğünüz üzere tipo 1.8 den 136 beygir çıkarmışken pgm-fi sistemli araçlar 1.6 dan 136 beygir çıkarmış olup inanılmaz tasarruflu araçlardır. hatta ve hatta kırmızı kapak 172 normal vti ise 167 beygir yine 1.6 motordan vti teknolojisi sayesinde başarılmıştır bu şartlarda tipo nun 1.8 den o beygiri çıkarması normal midir yoksa başka bir şey midir tabii ki yorumu size ait.

Turbo teknolojisine gelince burada da yine beni yanlış anlayarak farklı bir düşünce yada bilgi vermişsiniz. Turbo teknolojisi elbette geçmişten beri kullanılan bir teknoloji ama binek araçlarda yada her markanın halka arz ettiği araçlarda ( Renault-Fiat-Ford gb. ) ne kadar zamandır kullanılmakta? ben bundan bahsetmiştim ve sizinde böyle anlayacağınızı düşünmüştüm. O halde şu soru aklıma geliyor ben size ilk elektrikli araba siparişini 2. Abdülhamid Han ın İngiltere ye verdiğini söylesem ki bu gerçek bilgidir, siz bana elektrikli araba o zamandan beri kullanıyor mu diyecektiniz??

Hocam şu anda yine güncel bir şekilde fiat ın kırmızı logolu bayii de satılan turbo beslemeli araçlar hariç hangi aracına 1.5 bar basacaksınız merak ettim. çünkü böyle bir durum var ve modifiye camiası bundan bihaber ise bu çok çok büyük bir eksik. tabi ki bizim için de.. velev ki bastığını düşünürsek. acaba kaç km bu basına dayanacak? Hocam sizde bilirsiniz ki standart bir motor için 1.5 bar çok çok yüksek mükemmel bir rakam. eğer bu rakama fiat ın herhangi bir atmosferik motoru dayansın zaten helal olsun deriz hep beraber. inşallah bahsettiğim HULK araç yani Minix kardeşlerin HULK unu incelemişsinizdir. o zaman beni daha iyi anlarsınız bu konuda..

Turbo nun mantalitesinde daha az yakıt ile daha yüksek verim , yanmanın daha fazla oksijen ile beslenerek daha güçlü olmasını sağlamak vardır. Ben neden şu an için Honda nın Turbo kullanması gerekli midir? sorusunu soruyorum onu açıklamak isterim. öncelikle piyasadaki turbolu araçlar bence aman aman bir tasarruf yapamamaktadır maalesef. Honda'nın araçları her zaman hava emişi yüksek olan araçlardır. yani yanma odasına en yüksek oksijeni gönderen motorlardan birisidir Honda motoru. onun içindir ki spor filtre gb. modifikasyon yapıldığında en çok beygir artımlarından birisi Honda motorlarında olmaktadır. Orkun bey sizde çok iyi bilirsiniz ki sonradan yapılan modifikasyon işlemlerinden en basitlerini ele alırsak yani kapak taşlama, düz buru , filtre değişimi, buji değişimi gb. en çok gücü ve geri dönüt ü veren firmaların en üst sıralarında görürüz Honda motorlarını. Bu olay Honda'nın motor konusunda ne kadar basınca dayanıklı ve malzeme kalitesinin üst düzeyde olduğunu zaten bize söylemektedir. Ben bunca sene gördüklerime bağlı olarak halen daha iddia ediyorum ki bunu dizel motorda herkese gösterdi ve açık şekilde kanıtladı eğer Honda turbolu motor yaparsa t-jet tsi 1.4t gibi motorlardan en az 2 litre az yaktıracaktır aslında bunu sizin de varsaydığınızı düşünüyorum ki yıllarca bu işlerin içindesiniz. Atmosferik motorun eski teknoloji olduğuna kesinlikle inanmıyorum zira çoğu firmanın turbo ile aldığı beygiri ve yakıtı Honda atmosferik ile almaktadır :) Fiat ın halen daha 8v araç üretmesi eski teknoloji midir yoksa başka bir şey midir? Honda'nın aktif olarak hybrid araçlarını satışa çıkarması ve Fiat ın çıkarmaması Fiat ın geri kaldığını mı gösterir yada başka bir şeyi mi? yani demem o ki firmalar bazı motorlarından vazgeçmez buna prensip mi dersiniz yada başka bir şey mi dersiniz bilemem ama bildiğim şeylerden birisi şu ki Honda yeni teknolojileri iyi süzmeden ve sorunlarını sıfıra indirmeden , yakıt konusunda en iddialı olmadan kesinlikle piyasaya sürmüyor onun için diyorum ki eminim yakın zamanda Honda'nın turbolu modellerini göreceğiz. Hocam herhangi bir şeyin geçmişi bize geleceği ile ilgili fikir, yön ve ışık verir. Bu bağlamda yorum yapabiliriz sanırım. benim yazdığım da bir yorumdur. Burada sizin ve başkalarının da yaptığı gibi.

NOT:Honda dünya Touring şampiyonası için Turbo beslemeli direk enjeksiyonlu 1.6 litre ve 4 silindir motor yapmıştır fakat seri üretimde değildir. bazı ülkelerde özel üretim olarak devam edecek olup daha sonra seri üretime başlaması düşünülmektedir. aşağıda birkaç foto sunacağım.

yine size yüksek para az donanım yapıyordu derken şunu söylemek istiyorum Fiat maalesef 2000 li yılların başına kadar şu anda kazalarda 2 ye bölünmekte olan Doğan-Şahin gibi araçları sattı ve bizde bunları aldık. o yıllarda Honda'nın yada başka firmaların getirdiği araçlara bakarsanız benim ne demek istediğimi çok çok iyi anlayacaksınız. tabii ki gelişmekte olan ülkelere bu tarz yaklaşımlar her gelişmiş ülke tarafından yapılmaktadır. örnek olarak şu anda Malezya da Holland car adı altında satılan Doğanlar Şahinler gb. ama 2000 li yıllara kadar bize bunlar bir şekilde satıldı. insanımız alışkanlıklarından kolay vazgeçmediği için e tabi yedek parça sorunu da olmadığı için maalesef diğer marka almayarak bu araçları aldı. Fiat ın bundan tonlarca para kaldırmadığını iddia ediyorsanız bilemem.

HGT konusuna gelince HGT ye modifiye alemindeki arkadaşlar bir lakap taktılar ki mutlaka duymuşsunuzdur. Ben sesini ne kadar sevsem de tipi ve donanımı gerçekten güzel olsa da yürümesi de fena olmasa da bu aletin adı maalesef Homurdanıp Gitmeyen Tosbağa olarak modifiye aleminde dolaşmaktadır.

Ferrari sahibinin ferrari hisselerinin satışında ortaya tek koyduğu şart yarış ekibinin kesinlikle kendisine bağlı kalmasıydı bunu da söylemek isterim. yani fiat logosunun olması çok normal ve doğaldır destek veren sponsor yada büyük hisse sahibi zaten fiat.

Honda'nın Mclaren e motor vermesi şu açından çok önemlidir. Mclaren'ın daha önceki motor tedarikçisi bilindiği üzere Mercedes tir. bu marka Mercedes ten vazgeçip Honda ya dönmüşse sanırsam bunların testini yada denemelerini yapmıştır :) ayrıca Honda'yı seçmesi bile Honda açısından büyük başarı ve onur değil midir? Rover konusunda da zaten firmanın çapı çok fazla yok ki son dönemdeki arabaları ülkemize de gelmiyor onun için pistlerde göremiyoruz. Yeri gelmişken pist konusuna gelince. Hocam drag yarışlarına eminim gidiyorsunuzdur. gidince yarışlara katılan araçların marka modellerine bakarsanız hangi araçları daha çok modifiye için kullanıyorlar eminim görecek ve beni de anlayacaksınız.

Bu arada Honda motoru denince insanların aklına sadece civic vti yada typer geliyor ama lütfen prelüde - integra - crx - crx delsol - hybrid yada atmosferik CR-Z gb. modellerini de inceleyiniz ve vti sadece 1.6 değil 2.0 ve 2.2 modellerinin de olduğu görünüz. bu modellerin de kasa bakımından ne kadar hoş ve aerodinamiğe sahip olduğunu inceleyiniz.

Son olarak hocam tabii ki bütün cisimlerde firmanın geçmişi, ne zaman kurulduğu, yaptığı teknolojiler çok çok önemlidir ve ona ışık tutar ama sizde takdir edersiniz ki her şey demek değildir. geçmiş te halkımızın gözünde maalesef Fiat logolu araçların Tofaş ile karıştırıldığı ki bunda bence Fiat ın suçu da vardır, aşikar olup şu anda halen daha araçlarımızın 2.el de bu kadar fazla değer kaybetmesinin , Bravo modelinin satışlarının beklenilen gibi olmamasının ve 2. elde çok değer kaybetmesinin ana sebeplerinden biri de bu değil midir? Fiat bu ülkeden çok para kazandı ama şu anda bu durum da Fiat ında akıl almaz hataları mevcuttur. işte bunları düşündüğümüzde maalesef üretime başlama tarihi yada firma tarihi her şey demek değildir bence hocam.

Hocam size de iyi dilekleriniz için çok teşekkür ederim. Dediğiniz gibi forum ortak paylaşım ve fikir alanıdır. Çeşitli yorumlar ve farklı fikirler kadar doğal bir şey olamaz. Forumda birçok kez bu farklı fikirler yüzünden sıkıntı yaşandığını gördüğüm için özellikle belirtmek istedim anlayışınız ve farklı fikirlere saygınız için teşekkür ederim. Keyifli , mutlu ve kazasız sürüşler dilerim..

Değerli Tayfun kardeşim, önceki yazınızda Renault’un F1 başarılarının, bu firmayı dünyanın en iyi ‘firmalarından’ biri yapmayacağını yazmıştınız, ilk paragraftaki ifade buna yöneliktir. Ayrıca, Ferrari’nin dünyanın ‘en iyisi’ olduğu da son derece göreceli bir düşüncedir. Hemen akabinde bahsetmekte olduğunuz örneklerde de 100-200cc. gibi ehemmiyetsiz hacim farkları söz konusu olup, Fıat Tipo 1756cc. ie 16V ise daha geçerli resmi kaynaklarda 140HP olarak gözükmektedir, yani özellikle de tork değeri daha belirgin olmak üzere daha güçlüdür. Size, bu arada ‘’1975’’ model 1,8 Fıat x1-9 Abarth’ın 210HP lik, ‘’1969’’ model ‘’1,6’’ Fıat 124 Spider’ın bazı kaynaklardaki 135HP lik modelinden de söz etmek isterim. Bu arada, belirtmiş olduğum bu stock örneklerin, 160-180HP arasındaki akredite edilmiş modifiye versiyonları da mevcuttur. Bu durumda, bu örneklerin performans değerlerinin konumuz kapsamında olduğunu düşünmekteyim ve tabiki sizi gayet iyi anlamakta olduğum kanısındayım. Binek araçlarda turbo uygulamaları tarihçesi konusunda da tam anlamıyla sormuş olduğunuz soruya cevap vermiş olduğum için, sizi yine gayet net anladığımı düşünüyorum, soru tarzınızın net olarak cevabı başka türlü olamaz ki, ancak siz de bu soruyu son paylaşımınızda daha açık hale getirmişsiniz. Bahsetmiş olduğunuz güncel birkaç firma ise bu teknolojiyi 1980-1990 arası seri üretimde kullanmaya başlamışlardır. Yani, bu durumda da yine 34 yıllık bir geçmişten söz edilmektedir ki, hiç de az sayılamaz. Bu arada, siz sormuş olduğunuz sorunun kapsamını net olarak açmaz iseniz, tabiki elektrikli otomobillerin ne zamandır kullanılmakta olduğu sorusunun cevabı, aynen verdiğiniz tarihi örnekteki gibi olacaktır.
36 yıldır ehliyetli olarak otomobil kullanmaktayım ve geçmiş yıllarda Fıat Bravo HGT, Fıat Tipo 2,0 ie16V gibi araçlara motor iç yapısı değiştirilmeksizin Garrett T3 40trim turbo ile 1,5 bar basınç uygulanmış olduğu halen taptaze olarak hafızamda mevcuttur. Diğer bahsetmiş olduğunuz örnekteki aracı ise tanımamaktayım. Turbo sisteminin verimliliğine ilişkin olarak, size bir önceki paylaşımımda belirtmiş olduğum rakamlar gerçek verilerdir ve bu son derece önemli bir ekonomik farkı işaret etmektedir. Ne kadar daha bir yakıt ekonomisi farkı olması gerektiğini düşündüğünüzü merak etmekteyim doğrusu. Honda motorlarında kullanılmakta olan ‘’değişken zaman ayarlı subap kontrol teknolojisi’’ bugün başka bazı firmalarca da kullanılmakta olup, ancak 5500 devir/dk. dan itibaren klasik dereceli eksantrik fonksiyonunu görmekte, ancak bu devirden sonra 16V olarak hava-yakıt emişini arttırıp motorun çevirdiği devir sayısını yükselterek performans sağlayabilmekte iken, oldukça da fazla bir yakıt sarfiyatına neden olmaktadır. Yani, bu motorların ekonomisi ancak alt devirlerde söz konusudur, bu yönüyle dahi, her türlü kullanıcıya hitap etmesi maalesef mümkün değildir. Bu nedenle inanınız ki, Honda’nın henüz seri olarak üretimini yapmamış olduğu bu ütopyanın, diğer markaların turboşarjlı motor üretimlerinden daha ekonomik ve avantajlı olacağı varsayımı doğru bir düşünce olamaz. Modifikasyon konusuna tekrar gelirsek de, yine belirtmeliyimki bu konu çok farklı bir konudur ve tüm markalar ve de modifikasyon endüstrisinin burada yeri olduğu kesin bir gerçektir. Tabiki atmosferik motor teknolojisi eski bir teknolojidir ve bu, tüm markalar için geçerlidir, hangi güncel ve de verimli makine teknolojisi olursa olsun eğer uygulanmıyorsa, bu tabiki geri kalmış olmakla açıklanmalıdır. Bu nedenle de, firmaların gelenek veya alışkanlık diye nitelendirilebilecek değişmez fikirler içinde olmaları ticari politikalar açısından mümkün olamaz maalesef. Umarım, en yakın bir gelecekte Honda firması da FIA WTCC yarış organizasyonunda uygulamakta olduğu bu yeni ve verimli turboşarj teknolojisini seri üretim araçlarında da uygular.
Fıat’ın daha önce ülkemizde satışa sunulmuş olan araçları ve bundan elde edilen kazanç konusu, farklı bir konu olup, ben burada da ‘iğneyi başkasına, çuvaldızı kendimize batırmamız’ gerektiğini düşünmekteyim. Halbuki, şu an konuşmakta olduğumuz konu altında, otomotiv firmalarının üretimlerini teknolojik yönden birbirleriyle kıyaslamaktayız ve tekrar belirtmem gerekirse, ülkemizdeki satışlar, araç tipleri ve kazanç konusunun, Fıat firmasının diğer markaları satın almasındaki finansal ve kalite gücü ile uzak-yakın hiçbir ilgisi yoktur. Günlük yaşamdaki lakap takma tarzındaki yaklaşımlar, hiçbir şekilde konuşmamız gereken bilimsel gerçekleri değiştirmez ve bunun doğru bir yaklaşım olmadığının hemen herkesçe kabul edileceği gerçeğinden hareketle, bu yanlışı herkesin başka markalar için de her zaman yapması mümkündür. Bu nedenle HGT konusunda da bahsettiğiniz örnekler dikkate alınamaz. Ferrari markasının ‘Scuderia Ferrari F1’ takımının her türlü inisiyatif şartlarına rağmen, ‘’FIAT’’ firmasına olan aidiyetine ilişkin bildiriminiz ise takdire değer tabiki. F1 yarış organisazyonunda motor seçimi, pilot, sponsor, pist ve iştirakçi markalar gibi detaylar, sürekli olarak değişim göstermekte olup, bu konu, F1 organizasyonunun kendi içinde ve dışında bulunan farklı birtakım faktörlerce etkilenmektedir. Mc Laren tarafından kullanılacağını belirtmiş olduğunuz Honda motorlarının bu organizasyondaki başarısı da, ancak bahsetmiş olduğunuz bu olgu gerçekleştikten sonra değerlendirilebilir. Modifiye edilmiş araçlarla ve nizami olmayan yarışlar konusu da, yine bizim konumuz dışında tutulması gereken bir konu olup, burada her türlü farklı uygulamanın başarısından söz edilebilir. Bu noktada belirtmeliyim ki, Honda’nın civic vti ve type-r dışında bahsetmiş olduğunuz diğer modelleri de gerçekten takdire değer modellerdir. Markaların bugünkü başarılarına yönelik olarak tarihlerinin ne denli eski olduğunun doğal olarak önemi çok büyüktür. Fıat firmasının ülkemizdeki temsilcisi olan Tofaş’ın uygulamaları ise konuştuğumuz konunun tamamen dışında olan bambaşka bir konu olup, bu noktada tekrar belirtmeliyim ki, paylaşmakta olduğumuz şu anki konuda global bir bakış açısı ile düşünmek gerekliliği söz konusudur. Tabiki bu arada ayrıca belirtmeliyim ki, Fıat Linea’nın ülkemizde ulaşmış olduğu satış rakamları da bir rekor niteliğindedir.
Bu güzel konudaki dikkate değer paylaşımlarınız için ben de size tekrar teşekkür eder ve size iyi günler dilerim değerli kardeşim.:)

tayfux
27/05/2014, 18:35
Değerli Tayfun kardeşim, önceki yazınızda Renault’un F1 başarılarının, bu firmayı dünyanın en iyi ‘firmalarından’ biri yapmayacağını yazmıştınız, ilk paragraftaki ifade buna yöneliktir. Ayrıca, Ferrari’nin dünyanın ‘en iyisi’ olduğu da son derece göreceli bir düşüncedir. Hemen akabinde bahsetmekte olduğunuz örneklerde de 100-200cc. gibi ehemmiyetsiz hacim farkları söz konusu olup, Fıat Tipo 1756cc. ie 16V ise daha geçerli resmi kaynaklarda 140HP olarak gözükmektedir, yani özellikle de tork değeri daha belirgin olmak üzere daha güçlüdür. Size, bu arada ‘’1975’’ model 1,8 Fıat x1-9 Abarth’ın 210HP lik, ‘’1969’’ model ‘’1,6’’ Fıat 124 Spider’ın bazı kaynaklardaki 135HP lik modelinden de söz etmek isterim. Bu arada, belirtmiş olduğum bu stock örneklerin, 160-180HP arasındaki akredite edilmiş modifiye versiyonları da mevcuttur. Bu durumda, bu örneklerin performans değerlerinin konumuz kapsamında olduğunu düşünmekteyim ve tabiki sizi gayet iyi anlamakta olduğum kanısındayım. Binek araçlarda turbo uygulamaları tarihçesi konusunda da tam anlamıyla sormuş olduğunuz soruya cevap vermiş olduğum için, sizi yine gayet net anladığımı düşünüyorum, soru tarzınızın net olarak cevabı başka türlü olamaz ki, ancak siz de bu soruyu son paylaşımınızda daha açık hale getirmişsiniz. Bahsetmiş olduğunuz güncel birkaç firma ise bu teknolojiyi 1980-1990 arası seri üretimde kullanmaya başlamışlardır. Yani, bu durumda da yine 34 yıllık bir geçmişten söz edilmektedir ki, hiç de az sayılamaz. Bu arada, siz sormuş olduğunuz sorunun kapsamını net olarak açmaz iseniz, tabiki elektrikli otomobillerin ne zamandır kullanılmakta olduğu sorusunun cevabı, aynen verdiğiniz tarihi örnekteki gibi olacaktır.
36 yıldır ehliyetli olarak otomobil kullanmaktayım ve geçmiş yıllarda Fıat Bravo HGT, Fıat Tipo 2,0 ie16V gibi araçlara motor iç yapısı değiştirilmeksizin Garrett T3 40trim turbo ile 1,5 bar basınç uygulanmış olduğu halen taptaze olarak hafızamda mevcuttur. Diğer bahsetmiş olduğunuz örnekteki aracı ise tanımamaktayım. Turbo sisteminin verimliliğine ilişkin olarak, size bir önceki paylaşımımda belirtmiş olduğum rakamlar gerçek verilerdir ve bu son derece önemli bir ekonomik farkı işaret etmektedir. Ne kadar daha bir yakıt ekonomisi farkı olması gerektiğini düşündüğünüzü merak etmekteyim doğrusu. Honda motorlarında kullanılmakta olan ‘’değişken zaman ayarlı subap kontrol teknolojisi’’ bugün başka bazı firmalarca da kullanılmakta olup, ancak 5500 devir/dk. dan itibaren klasik dereceli eksantrik fonksiyonunu görmekte, ancak bu devirden sonra 16V olarak hava-yakıt emişini arttırıp motorun çevirdiği devir sayısını yükselterek performans sağlayabilmekte iken, oldukça da fazla bir yakıt sarfiyatına neden olmaktadır. Yani, bu motorların ekonomisi ancak alt devirlerde söz konusudur, bu yönüyle dahi, her türlü kullanıcıya hitap etmesi maalesef mümkün değildir. Bu nedenle inanınız ki, Honda’nın henüz seri olarak üretimini yapmamış olduğu bu ütopyanın, diğer markaların turboşarjlı motor üretimlerinden daha ekonomik ve avantajlı olacağı varsayımı doğru bir düşünce olamaz. Modifikasyon konusuna tekrar gelirsek de, yine belirtmeliyimki bu konu çok farklı bir konudur ve tüm markalar ve de modifikasyon endüstrisinin burada yeri olduğu kesin bir gerçektir. Tabiki atmosferik motor teknolojisi eski bir teknolojidir ve bu, tüm markalar için geçerlidir, hangi güncel ve de verimli makine teknolojisi olursa olsun eğer uygulanmıyorsa, bu tabiki geri kalmış olmakla açıklanmalıdır. Bu nedenle de, firmaların gelenek veya alışkanlık diye nitelendirilebilecek değişmez fikirler içinde olmaları ticari politikalar açısından mümkün olamaz maalesef. Umarım, en yakın bir gelecekte Honda firması da FIA WTCC yarış organizasyonunda uygulamakta olduğu bu yeni ve verimli turboşarj teknolojisini seri üretim araçlarında da uygular.
Fıat’ın daha önce ülkemizde satışa sunulmuş olan araçları ve bundan elde edilen kazanç konusu, farklı bir konu olup, ben burada da ‘iğneyi başkasına, çuvaldızı kendimize batırmamız’ gerektiğini düşünmekteyim. Halbuki, şu an konuşmakta olduğumuz konu altında, otomotiv firmalarının üretimlerini teknolojik yönden birbirleriyle kıyaslamaktayız ve tekrar belirtmem gerekirse, ülkemizdeki satışlar, araç tipleri ve kazanç konusunun, Fıat firmasının diğer markaları satın almasındaki finansal ve kalite gücü ile uzak-yakın hiçbir ilgisi yoktur. Günlük yaşamdaki lakap takma tarzındaki yaklaşımlar, hiçbir şekilde konuşmamız gereken bilimsel gerçekleri değiştirmez ve bunun doğru bir yaklaşım olmadığının hemen herkesçe kabul edileceği gerçeğinden hareketle, bu yanlışı herkesin başka markalar için de her zaman yapması mümkündür. Bu nedenle HGT konusunda da bahsettiğiniz örnekler dikkate alınamaz. Ferrari markasının ‘Scuderia Ferrari F1’ takımının her türlü inisiyatif şartlarına rağmen, ‘’FIAT’’ firmasına olan aidiyetine ilişkin bildiriminiz ise takdire değer tabiki. F1 yarış organisazyonunda motor seçimi, pilot, sponsor, pist ve iştirakçi markalar gibi detaylar, sürekli olarak değişim göstermekte olup, bu konu, F1 organizasyonunun kendi içinde ve dışında bulunan farklı birtakım faktörlerce etkilenmektedir. Mc Laren tarafından kullanılacağını belirtmiş olduğunuz Honda motorlarının bu organizasyondaki başarısı da, ancak bahsetmiş olduğunuz bu olgu gerçekleştikten sonra değerlendirilebilir. Modifiye edilmiş araçlarla ve nizami olmayan yarışlar konusu da, yine bizim konumuz dışında tutulması gereken bir konu olup, burada her türlü farklı uygulamanın başarısından söz edilebilir. Bu noktada belirtmeliyim ki, Honda’nın civic vti ve type-r dışında bahsetmiş olduğunuz diğer modelleri de gerçekten takdire değer modellerdir. Markaların bugünkü başarılarına yönelik olarak tarihlerinin ne denli eski olduğunun doğal olarak önemi çok büyüktür. Fıat firmasının ülkemizdeki temsilcisi olan Tofaş’ın uygulamaları ise konuştuğumuz konunun tamamen dışında olan bambaşka bir konu olup, bu noktada tekrar belirtmeliyim ki, paylaşmakta olduğumuz şu anki konuda global bir bakış açısı ile düşünmek gerekliliği söz konusudur. Tabiki bu arada ayrıca belirtmeliyim ki, Fıat Linea’nın ülkemizde ulaşmış olduğu satış rakamları da bir rekor niteliğindedir.
Bu güzel konudaki dikkate değer paylaşımlarınız için ben de size tekrar teşekkür eder ve size iyi günler dilerim değerli kardeşim.:)

Orkun Bey,

Görmekteyim ki her verdiğim örneği yada örneklerin konu dışında olduğunu belirtmişsiniz ki bu söylediklerimin direk konu ile alakalı ve konuştuğumuz konuları açıklayan örnekler-konular olduğunu düşünüyorum. Verdiğim örnekler Fiat ve dünya otomobil dünyası açısından çok önemli örnekler olup kesinlikle konumuz ile alakalı konulardır. Bu söylenilenleri konu dışı bırakmanız beni anlamadığınızın yada aynı frekansta konuşmadığımızın da apaçık bir kanıtıdır.

Drag yarışları söylediğiniz üzere ülkemizde sürekli illegal olarak yapılmamaktadır. kontrolsüz değildir. şahsen bu yarışlara katıldığım için biliyorum. araçlar tam anlamıyla incelenmekte ve her aracın kategorisi ayrılmaktadır. orada kullanılan araçlar ve sürücüler gerçek anlamda halk tarafından kullanılan uç olmayan araçlar ile gelmekte ve Honda gibi orta sınıf halk için üretilen spor araçlar kullanılmaktadır. yani bence esas konuştuğumuz konu olan Fiat Honda Ford gibi firmaların kaliteli yüksek verimli motorların gerek modifiye gerekse stock olarak test edilebildiği, modifiye ve motor dayanıklılığının nabzının tutulduğu yerlerdir. F1 gibi yarışlar uç kategoriler olup bugün düzgün bir sponsorla düşük görülen firmalar da bu yarışlara araç hazırlayabilirler yeter ki para olsun sponsor olsun şöför olsun uzman eminim ki bulunabilir.

Beni anladığınızı söylediğiniz için sorularımı da beni anladığınızı yada ortak dilden konuştuğumuzu düşündüğüm için bu şekilde soruyorum ama görüyorum ki sorularım net anlaşılmıyor. Tabii ki daha net sorabilirim suç bendedir.

Yine sizin için 100 yada 200 cc çok önemli olmayabilir ama o 0-400 arası yada ara hızlanmalarda bunların çok çok önemi mevcut olup arada o kadar fark olmasına rağmen 1.6 dan Honda 172 ; Tipo nun ise 140 beygir çıkardığı karşılaştırma benim söylediklerim için gayet uygun bir örnektir daha fazla bu konuda açıklama yapma gereği duymuyorum çünkü her şey açık ve net.

Honda'nın motorlarında kullandığı bu teknolojiyi evet başka firmalar da kullanabiliyor ama ne kadar tutuldu yada ne kadar sorunsuz? yapmak var yapmak var :)

VTİ sisteminde yada pgm-fi sisteminde bastığınızda yüksek yakıt yakması kadar normal bir şey olabilir mi? Hangi araba bastığınızda yakmıyor? benim aracım 1.vites yada 2.viteste bastığımda 30 litreleri gösteriyor..bu durum Honda'nın motoruna özel bir durum değildir. zaten kullanıcı bastığında aracın yakıtı daha fazla yakacağını bilmez mi? yani benim altımda bir araç olsun sakin kullanımda tasarruflu bastığımda yaksın ben zaten buna razıyım ki birçok kullanıcı da razıdır. Yoksa piyasada basıldığında da basılmadığında da her zaman az yakan bir araç var da ben mi bilmiyorum..

turbo yada elektrikli otomobil kullanım geçmişi denince benim aklıma binek otomobillerde kullanma zamanı gelmektedir. yoksa spesifik örneklere inecek olursa tekerin icadına kadar gitmemiz gerekli maalesef :)

Tofaş-Fiat ortaklığındaki olayında ben kesinlikle iğne çuvaldız işine girmem çünkü insan hayatını hiçe sayan hatalar yapıldı benim için atların kullanımı amacıyla üretilen j9 un insanları içine alıp yola çıkmak ile hiçbir farkı yok. o kadar etik değil yani. sonuçta sene olmuş 2000 li yıllar airbagler Euro ncap testleri güçlendirilmiş şasi ler çıkmış ama bizlere satılan arabalara bakınız. Yazık diyorum sadece ve fiat burada kaldırdığı o inanılmaz paralar ile bizim insanımızdan kaldırdığı inanılmaz paralarla o çok övünülen firmaları satın alabildi. bu konuda çoğu insan ile aynı fikri paylaştığımı birçok kez gördüm.

HGT lakap konusunda. en kötü şaka da bile gerçeklik payı vardır. bu lakabı takanlar yine yukarıda bahsettiğim bu için nabzını tutan kişilerdir. bu işle yatıp bu işle kalkan kişilerdir. lakap ta taksalar düşünmek lazım acaba neden?? yani Hızlı Giden Tırtıl gibi bir lakap yerine neden o lakap? elbette bir düşünce bir bilgi vardır bu işin içinde. Onun için tecrübeye bu kadar önem veren bir kişi olarak sizin bunu da konu dışına atmanız beni şaşırttı.

Ben turbo konusunda bu iddiayı söylüyorum çünkü tarihe-geçmişe önem veren şirket politikalarına dikkat eden birisiyim. Honda bu zamana kadar hep böyle yaptı eğer bundan sonra çok büyük bir değişikli yapmazsa yine böyle olacaktır. daha önce yazdıklarımda da dediğim gibi bu benim yorumum ve kişisel görüşümdür. Ayrıca bu işlerle biraz ilgilenen nabız tutan kime sorsanız yine buna yakın bir cevap alacağınızdan eminim. Ben geleneklerinde az yaksın çok km gitsin ve sorunsuz-sağlam bir motor olsun diyen bir markaya helal olsun derim ve inşallah böyle gelenekler çoğalır diye dua ederim :)

Fiat tarihinde ki performanslı araçlara gelince. elbette her markanın tarihinde performanslı araçlar mevcuttur. bir zamanlar Lada Samara kullanmıştım ve mükemmel bir aracı vardı yarışlar için tasarlanmış ve kafa kafaya gidiyordu diğer marka araçlar ile. Bunlar da spesifik örneklerden ileri geçemez benim için has olan sokaklara gönderdikleri halkın sürdüğü ve modifikasyon işlemlerine maruz kaldığı halde sağlamlığını başarmış araçlardır.

Bahsettiğiniz araçlara tabii ki turbo uygulanabilir ki gerçekten Tipo 2.0 araç benim çok takdir ettiğim bir araçtır, bu motorların ne kadar süre dayandığı ve dayandığı süre içinde motorlarında ne gibi hasarlar meydana geldiği esas sorudur? Bahsedilen araçlardan bir tanesi de 5 silindir olup diğeri 2.0 motordur ve basınçlı çalışabilen yapıları vardır. aynı başarıyı Fiat 1.6 araçlarında örneğin marea yada brava da gösterebilir mi? halk tarafından daha çok yaygın bir şekilde kullanılan ve halka sunduğu turbo altyapılı olmayan araçlarında gösterebilir mi? Honda bunu normal 4 kapı sedan bir vti motorunda başarabiliyor yine crx motorunu kendimiz turboladık ve sorunla karşılaşmadan bindik bunu yine o motor başardı. Modifikasyona elverişli motor yapmak ve basınca dayanıklı bir şekilde bu modifikasyonu sorunsuz olarak kaldırabilmek çok önemlidir modifiye dünyasında. çünkü sonradan yapılan her modifikasyon motora ek bir yük getirip sınırlarını aşmak demektir. Sonuçta motorun bütün parçalarını elden geçirmek de her kişinin uzmanlığı yada düşüneceği bir şey olmadığı için bu alt başlıklar önem arz etmektedir. Japonların da bu konuyu diğer firmalardan daha çok önemsediğini düşünmekteyim.

Yakıt konusuna gelirsek. Yakıt konusunda sizin aracınız şu anda şehir içi 8.9 litre gibi bir resmi veri ile yol almaktadır. Honda 97 yılında o eski denilen atmosferik teknolojisi ile turbosuz bir 1.4 16v motor ile şehir içi 8 litre resmi verileri ile yol almaktadır. yine turbosuz 1.6 16v 116 beygir resmi verili atmosferik motoru ise 1.4 t-jet ile aynı yakıtı yakmaktadır. Yani Honda bu yakıt rakamlarına zaten 97 yılındaki teknolojisi ile ulaşmış durumda ve bunun altına düşmek için çabalamaktadır. Eğer ki olay yakıt ise özellikle şehir içi yakıt ise zaten bu verilere sahipler. burada önemli olan 1.4 turbo bir araç yaptığında bu 8 litrenin de altına düşmek. İnşallah bu geleneklerinde başarılı olurlar da ülkemiz ve diğer insanlar az yakan bir araç alabilirler.

Aynı şekilde değerli paylaşımlarınıza teşekkür ederim Orkun hocam :)

halils2
27/05/2014, 21:22
bitmez!!!

OAGP1960
28/05/2014, 14:28
Orkun Bey,

Görmekteyim ki her verdiğim örneği yada örneklerin konu dışında olduğunu belirtmişsiniz ki bu söylediklerimin direk konu ile alakalı ve konuştuğumuz konuları açıklayan örnekler-konular olduğunu düşünüyorum. Verdiğim örnekler Fiat ve dünya otomobil dünyası açısından çok önemli örnekler olup kesinlikle konumuz ile alakalı konulardır. Bu söylenilenleri konu dışı bırakmanız beni anlamadığınızın yada aynı frekansta konuşmadığımızın da apaçık bir kanıtıdır.

Drag yarışları söylediğiniz üzere ülkemizde sürekli illegal olarak yapılmamaktadır. kontrolsüz değildir. şahsen bu yarışlara katıldığım için biliyorum. araçlar tam anlamıyla incelenmekte ve her aracın kategorisi ayrılmaktadır. orada kullanılan araçlar ve sürücüler gerçek anlamda halk tarafından kullanılan uç olmayan araçlar ile gelmekte ve Honda gibi orta sınıf halk için üretilen spor araçlar kullanılmaktadır. yani bence esas konuştuğumuz konu olan Fiat Honda Ford gibi firmaların kaliteli yüksek verimli motorların gerek modifiye gerekse stock olarak test edilebildiği, modifiye ve motor dayanıklılığının nabzının tutulduğu yerlerdir. F1 gibi yarışlar uç kategoriler olup bugün düzgün bir sponsorla düşük görülen firmalar da bu yarışlara araç hazırlayabilirler yeter ki para olsun sponsor olsun şöför olsun uzman eminim ki bulunabilir.

Beni anladığınızı söylediğiniz için sorularımı da beni anladığınızı yada ortak dilden konuştuğumuzu düşündüğüm için bu şekilde soruyorum ama görüyorum ki sorularım net anlaşılmıyor. Tabii ki daha net sorabilirim suç bendedir.

Yine sizin için 100 yada 200 cc çok önemli olmayabilir ama o 0-400 arası yada ara hızlanmalarda bunların çok çok önemi mevcut olup arada o kadar fark olmasına rağmen 1.6 dan Honda 172 ; Tipo nun ise 140 beygir çıkardığı karşılaştırma benim söylediklerim için gayet uygun bir örnektir daha fazla bu konuda açıklama yapma gereği duymuyorum çünkü her şey açık ve net.

Honda'nın motorlarında kullandığı bu teknolojiyi evet başka firmalar da kullanabiliyor ama ne kadar tutuldu yada ne kadar sorunsuz? yapmak var yapmak var :)

VTİ sisteminde yada pgm-fi sisteminde bastığınızda yüksek yakıt yakması kadar normal bir şey olabilir mi? Hangi araba bastığınızda yakmıyor? benim aracım 1.vites yada 2.viteste bastığımda 30 litreleri gösteriyor..bu durum Honda'nın motoruna özel bir durum değildir. zaten kullanıcı bastığında aracın yakıtı daha fazla yakacağını bilmez mi? yani benim altımda bir araç olsun sakin kullanımda tasarruflu bastığımda yaksın ben zaten buna razıyım ki birçok kullanıcı da razıdır. Yoksa piyasada basıldığında da basılmadığında da her zaman az yakan bir araç var da ben mi bilmiyorum..

turbo yada elektrikli otomobil kullanım geçmişi denince benim aklıma binek otomobillerde kullanma zamanı gelmektedir. yoksa spesifik örneklere inecek olursa tekerin icadına kadar gitmemiz gerekli maalesef :)

Tofaş-Fiat ortaklığındaki olayında ben kesinlikle iğne çuvaldız işine girmem çünkü insan hayatını hiçe sayan hatalar yapıldı benim için atların kullanımı amacıyla üretilen j9 un insanları içine alıp yola çıkmak ile hiçbir farkı yok. o kadar etik değil yani. sonuçta sene olmuş 2000 li yıllar airbagler Euro ncap testleri güçlendirilmiş şasi ler çıkmış ama bizlere satılan arabalara bakınız. Yazık diyorum sadece ve fiat burada kaldırdığı o inanılmaz paralar ile bizim insanımızdan kaldırdığı inanılmaz paralarla o çok övünülen firmaları satın alabildi. bu konuda çoğu insan ile aynı fikri paylaştığımı birçok kez gördüm.

HGT lakap konusunda. en kötü şaka da bile gerçeklik payı vardır. bu lakabı takanlar yine yukarıda bahsettiğim bu için nabzını tutan kişilerdir. bu işle yatıp bu işle kalkan kişilerdir. lakap ta taksalar düşünmek lazım acaba neden?? yani Hızlı Giden Tırtıl gibi bir lakap yerine neden o lakap? elbette bir düşünce bir bilgi vardır bu işin içinde. Onun için tecrübeye bu kadar önem veren bir kişi olarak sizin bunu da konu dışına atmanız beni şaşırttı.

Ben turbo konusunda bu iddiayı söylüyorum çünkü tarihe-geçmişe önem veren şirket politikalarına dikkat eden birisiyim. Honda bu zamana kadar hep böyle yaptı eğer bundan sonra çok büyük bir değişikli yapmazsa yine böyle olacaktır. daha önce yazdıklarımda da dediğim gibi bu benim yorumum ve kişisel görüşümdür. Ayrıca bu işlerle biraz ilgilenen nabız tutan kime sorsanız yine buna yakın bir cevap alacağınızdan eminim. Ben geleneklerinde az yaksın çok km gitsin ve sorunsuz-sağlam bir motor olsun diyen bir markaya helal olsun derim ve inşallah böyle gelenekler çoğalır diye dua ederim :)

Fiat tarihinde ki performanslı araçlara gelince. elbette her markanın tarihinde performanslı araçlar mevcuttur. bir zamanlar Lada Samara kullanmıştım ve mükemmel bir aracı vardı yarışlar için tasarlanmış ve kafa kafaya gidiyordu diğer marka araçlar ile. Bunlar da spesifik örneklerden ileri geçemez benim için has olan sokaklara gönderdikleri halkın sürdüğü ve modifikasyon işlemlerine maruz kaldığı halde sağlamlığını başarmış araçlardır.

Bahsettiğiniz araçlara tabii ki turbo uygulanabilir ki gerçekten Tipo 2.0 araç benim çok takdir ettiğim bir araçtır, bu motorların ne kadar süre dayandığı ve dayandığı süre içinde motorlarında ne gibi hasarlar meydana geldiği esas sorudur? Bahsedilen araçlardan bir tanesi de 5 silindir olup diğeri 2.0 motordur ve basınçlı çalışabilen yapıları vardır. aynı başarıyı Fiat 1.6 araçlarında örneğin marea yada brava da gösterebilir mi? halk tarafından daha çok yaygın bir şekilde kullanılan ve halka sunduğu turbo altyapılı olmayan araçlarında gösterebilir mi? Honda bunu normal 4 kapı sedan bir vti motorunda başarabiliyor yine crx motorunu kendimiz turboladık ve sorunla karşılaşmadan bindik bunu yine o motor başardı. Modifikasyona elverişli motor yapmak ve basınca dayanıklı bir şekilde bu modifikasyonu sorunsuz olarak kaldırabilmek çok önemlidir modifiye dünyasında. çünkü sonradan yapılan her modifikasyon motora ek bir yük getirip sınırlarını aşmak demektir. Sonuçta motorun bütün parçalarını elden geçirmek de her kişinin uzmanlığı yada düşüneceği bir şey olmadığı için bu alt başlıklar önem arz etmektedir. Japonların da bu konuyu diğer firmalardan daha çok önemsediğini düşünmekteyim.

Yakıt konusuna gelirsek. Yakıt konusunda sizin aracınız şu anda şehir içi 8.9 litre gibi bir resmi veri ile yol almaktadır. Honda 97 yılında o eski denilen atmosferik teknolojisi ile turbosuz bir 1.4 16v motor ile şehir içi 8 litre resmi verileri ile yol almaktadır. yine turbosuz 1.6 16v 116 beygir resmi verili atmosferik motoru ise 1.4 t-jet ile aynı yakıtı yakmaktadır. Yani Honda bu yakıt rakamlarına zaten 97 yılındaki teknolojisi ile ulaşmış durumda ve bunun altına düşmek için çabalamaktadır. Eğer ki olay yakıt ise özellikle şehir içi yakıt ise zaten bu verilere sahipler. burada önemli olan 1.4 turbo bir araç yaptığında bu 8 litrenin de altına düşmek. İnşallah bu geleneklerinde başarılı olurlar da ülkemiz ve diğer insanlar az yakan bir araç alabilirler.

Aynı şekilde değerli paylaşımlarınıza teşekkür ederim Orkun hocam :)
Değerli kardeşim,
1-Konuşmakta olduğumuz konu ile daha geniş sınırlar içerisinde ilgisi olmadığını gördüğüm paylaşımlarınız için, doğal olarak konu dışı nitelemesini yaptım, bunu belirtirkenki amacım da zaten, objektif olarak teknolojik değerlendirmeler yapabilmek adına, sizin de bu frekansda olmanızın gerekliliğini anlamanızı sağlamaktır.
2-Drag yarışlarının ülkemizde illegal olarak yapıldığını söylemedim, diğer ülkelerde de yapılmakta olan bu yarışların, dünya çapındaki ‘resmi’ otomobil ve motorsporları organizasyonları olan FIA- Le Mans, Endurance, GT, WRC, IRC, WTCC, Nascar, Cup racing gibi ciddi spor organizasyonları içinde yer almamakta olan ve bu anlamda nizami olmayan yarışlar olduğunu belirttim. Ayrıca, bu tip yarışların da ferdi olarak harcama gerektiren ve de halkın ekonomik koşullarına asla uymayacak olan faaliyetler olduğu da açıktır.
3-!960 lı yıllara dair vermiş olduğum Fıat Spider 1600 örneklerinde dahi 180HP lere varan uygulamalar olduğunu belirtmiştim, açık ve net olan gerçek bu olsa gerektir.
4-Değişken zaman ayarlı subap teknolojisini, örnek vermek gerekirse, Toyota vvt-i adı ile, BMW Vanos adı ile başarı ile uygulamaktalar ve de kullanıcılar tarafından her anlamda itibar görmektedirler.
5-Düşük hacim-yüksek performans nitelemesi ile verdiğiniz vtec, vti, pgmf-i örneklerindeki gerçekleri vurgulamak adına belirtmiş olduğum bu konudaki fark ise, bu motorların ancak 5500 devir/dk. dan itibaren ve yüksek yakıt sarfiyatı ile güç sağlayabilmesi, aynı hacimdeki turboşarjlı motorların ise aynı HP gücünü ve r olarak performans belirleyici olan tartışmasız olarak daha yüksek tork değerini çok daha alt devirlerde, hem de önemli ölçüde bir yakıt ekonomisi farkı ile sağlamasıdır. Daha önce bahsetmiş olduğum atmosferik motor ve turbo motorlar arasındaki yakıt sarfiyatı oranları gerçek verilerdir ve oldukça çarpıcıdır.
6-Size turboşarjlı motorların ‘güncel’ binek araçlarda uygulama tarihçesini gerçek rakamlarla aktardım, sanırım daha başka bir cevap tarzı da olamaz. Elektrikli araçlara gelince, tüm firmalar bu araçlardan oldukça zarar etmiş durumdalar ve firma ceo ları dahi kendi üretimlerini bu nedenle tavsiye etmezlerken, bu konunun da güncelliği yok olmak üzeredir.
7-Geçmiş yıllarda ülkemizde kullanılmış olan Tofaş-Fıat araçlarının seçiminde pektabidirki esas sorumluluk, hiçbir şekilde bir mecburiyet söz konusu olamayacağına göre, hiçbir zaman Fıat firmasının olamaz. Tekrar belirtmek gerekirse, Fıat firmasının kendi çatısı altında toplamış olduğu diğer markaları satın alırken sağlamış olduğu finansal güç, heleki döviz-exchange oranlarına bakılırsa, kesinlikle tüm dünyadaki ticari geliri ile ilgilidir, bu konuya ilişkin dünya çapındaki satış ve gelir rakamları bu gerçeği göstermektedir. Bu nedenle münferit spekülasyonların hiçbir anlamı yoktur.
8-Fıat HGT dışındaki markalara da yıllardır çeşitli düşüncelerle bir sürü lakap takıldığını bilmekte olmama rağmen, konumuzun esas içeriğini ilgilendirmediğinden, dikkat ederseniz bu isimlerden bahsetmek gereği bile duymadım, bence siz de duymayınız.
9-Otomotiv firmalarının bugüne dek yapmış oldukları üretimlerinde, az yakıt sarfiyatı ile daha fazla performans-verimlilik sağlayan teknoloji yaratmak adına vardıkları nokta, turboşarj teknolojisidir. Yakıt sarfiyatı ve güç örnekleri daha önce vermiş olduğum oranlardan da görüleceği üzere, her zaman turboşarj teknolojisi lehinedir.
10-Fıat araçlarının modifiye edilmiş olan örnekleri, gayettabidirki seri üretim binek araçlarıdırlar ve her gelir seviyesindeki kullanıcının rahatça ulaşabileceği kadar ekonomiktirler. Sağlamlık ve kullanım süresi yönünden de gayet olumlu sonuçlar söz konusudur, ülkemizdeki örnekleri de çoktur.
11-‘’1970’’ lerde, bırakınız 1600 lt. olanını, bizzat 1300 Fıat-Tofaş 131 aracını motor iç yapısı değişmeksizin extra torbuşarj uygulaması ile, planlı resmi rallycross yarışında izlediğimi size söyleyebilirim. Tabiki, stock motorlara yapılan extra uygulamalar konusunda yıllara dayanan bir tecrübem vardır ve uzun süre kullanılabilirlik konusuna girmeye, bu nedenle gerek görmüyorum.
12-Punto t-jet’in yakıt tüketimi ,şehir içi 8,7lt/100km., şehir dışı 8,5lt/100km., ortalama ise 6,5lt/100km.dir. Örnek verdiğiniz 1,4lt. 16V Honda aracının performans değerleri ise asla Punto t-jet’e yaklaşamaz, bu nedenle bu yakıt sarfiyatı kıyaslaması dikkate alınamaz. 1,6lt. 16V 116 HP olanı ise zaten HP ve de açıkça farklı olmak üzere tork değeri yönünden 1,4 lt. 16V 120HP-206Nm. Lik t-jet ile kıyaslanamayacağından, daha ekonomik olduğu asla söylenemez.
Ben de yakıt ekonomisi ve yüksek performans-verimlilik sağlayan teknolojilerle donatılmış araçların kullanıcı arzına sunulmasını umar, size de teşekkür ederim değerli kardeşim.:)
.

OAGP1960
28/05/2014, 17:04
Bu arada, yukarıda t-jet'in şehir dışı yakıt tüketimini sehven 8,5lt/100km. olarak yazmışım, doğrusu 5,4lt/100km. dir, düzeltirim.:)

tayfux
29/05/2014, 16:52
Değerli kardeşim,
1-Konuşmakta olduğumuz konu ile daha geniş sınırlar içerisinde ilgisi olmadığını gördüğüm paylaşımlarınız için, doğal olarak konu dışı nitelemesini yaptım, bunu belirtirkenki amacım da zaten, objektif olarak teknolojik değerlendirmeler yapabilmek adına, sizin de bu frekansda olmanızın gerekliliğini anlamanızı sağlamaktır.
2-Drag yarışlarının ülkemizde illegal olarak yapıldığını söylemedim, diğer ülkelerde de yapılmakta olan bu yarışların, dünya çapındaki ‘resmi’ otomobil ve motorsporları organizasyonları olan FIA- Le Mans, Endurance, GT, WRC, IRC, WTCC, Nascar, Cup racing gibi ciddi spor organizasyonları içinde yer almamakta olan ve bu anlamda nizami olmayan yarışlar olduğunu belirttim. Ayrıca, bu tip yarışların da ferdi olarak harcama gerektiren ve de halkın ekonomik koşullarına asla uymayacak olan faaliyetler olduğu da açıktır.
3-!960 lı yıllara dair vermiş olduğum Fıat Spider 1600 örneklerinde dahi 180HP lere varan uygulamalar olduğunu belirtmiştim, açık ve net olan gerçek bu olsa gerektir.
4-Değişken zaman ayarlı subap teknolojisini, örnek vermek gerekirse, Toyota vvt-i adı ile, BMW Vanos adı ile başarı ile uygulamaktalar ve de kullanıcılar tarafından her anlamda itibar görmektedirler.
5-Düşük hacim-yüksek performans nitelemesi ile verdiğiniz vtec, vti, pgmf-i örneklerindeki gerçekleri vurgulamak adına belirtmiş olduğum bu konudaki fark ise, bu motorların ancak 5500 devir/dk. dan itibaren ve yüksek yakıt sarfiyatı ile güç sağlayabilmesi, aynı hacimdeki turboşarjlı motorların ise aynı HP gücünü ve r olarak performans belirleyici olan tartışmasız olarak daha yüksek tork değerini çok daha alt devirlerde, hem de önemli ölçüde bir yakıt ekonomisi farkı ile sağlamasıdır. Daha önce bahsetmiş olduğum atmosferik motor ve turbo motorlar arasındaki yakıt sarfiyatı oranları gerçek verilerdir ve oldukça çarpıcıdır.
6-Size turboşarjlı motorların ‘güncel’ binek araçlarda uygulama tarihçesini gerçek rakamlarla aktardım, sanırım daha başka bir cevap tarzı da olamaz. Elektrikli araçlara gelince, tüm firmalar bu araçlardan oldukça zarar etmiş durumdalar ve firma ceo ları dahi kendi üretimlerini bu nedenle tavsiye etmezlerken, bu konunun da güncelliği yok olmak üzeredir.
7-Geçmiş yıllarda ülkemizde kullanılmış olan Tofaş-Fıat araçlarının seçiminde pektabidirki esas sorumluluk, hiçbir şekilde bir mecburiyet söz konusu olamayacağına göre, hiçbir zaman Fıat firmasının olamaz. Tekrar belirtmek gerekirse, Fıat firmasının kendi çatısı altında toplamış olduğu diğer markaları satın alırken sağlamış olduğu finansal güç, heleki döviz-exchange oranlarına bakılırsa, kesinlikle tüm dünyadaki ticari geliri ile ilgilidir, bu konuya ilişkin dünya çapındaki satış ve gelir rakamları bu gerçeği göstermektedir. Bu nedenle münferit spekülasyonların hiçbir anlamı yoktur.
8-Fıat HGT dışındaki markalara da yıllardır çeşitli düşüncelerle bir sürü lakap takıldığını bilmekte olmama rağmen, konumuzun esas içeriğini ilgilendirmediğinden, dikkat ederseniz bu isimlerden bahsetmek gereği bile duymadım, bence siz de duymayınız.
9-Otomotiv firmalarının bugüne dek yapmış oldukları üretimlerinde, az yakıt sarfiyatı ile daha fazla performans-verimlilik sağlayan teknoloji yaratmak adına vardıkları nokta, turboşarj teknolojisidir. Yakıt sarfiyatı ve güç örnekleri daha önce vermiş olduğum oranlardan da görüleceği üzere, her zaman turboşarj teknolojisi lehinedir.
10-Fıat araçlarının modifiye edilmiş olan örnekleri, gayettabidirki seri üretim binek araçlarıdırlar ve her gelir seviyesindeki kullanıcının rahatça ulaşabileceği kadar ekonomiktirler. Sağlamlık ve kullanım süresi yönünden de gayet olumlu sonuçlar söz konusudur, ülkemizdeki örnekleri de çoktur.
11-‘’1970’’ lerde, bırakınız 1600 lt. olanını, bizzat 1300 Fıat-Tofaş 131 aracını motor iç yapısı değişmeksizin extra torbuşarj uygulaması ile, planlı resmi rallycross yarışında izlediğimi size söyleyebilirim. Tabiki, stock motorlara yapılan extra uygulamalar konusunda yıllara dayanan bir tecrübem vardır ve uzun süre kullanılabilirlik konusuna girmeye, bu nedenle gerek görmüyorum.
12-Punto t-jet’in yakıt tüketimi ,şehir içi 8,7lt/100km., şehir dışı 8,5lt/100km., ortalama ise 6,5lt/100km.dir. Örnek verdiğiniz 1,4lt. 16V Honda aracının performans değerleri ise asla Punto t-jet’e yaklaşamaz, bu nedenle bu yakıt sarfiyatı kıyaslaması dikkate alınamaz. 1,6lt. 16V 116 HP olanı ise zaten HP ve de açıkça farklı olmak üzere tork değeri yönünden 1,4 lt. 16V 120HP-206Nm. Lik t-jet ile kıyaslanamayacağından, daha ekonomik olduğu asla söylenemez.
Ben de yakıt ekonomisi ve yüksek performans-verimlilik sağlayan teknolojilerle donatılmış araçların kullanıcı arzına sunulmasını umar, size de teşekkür ederim değerli kardeşim.:)
.

Orkun Hocam ;

1- Konuştuğumuz konuların bahsetmiş olduğumuz otomobil dünyası ile alakalı olduğunu düşünüyorum zaten düşünmesen yazmazdım, gereksiz bilgi sunmazdım. Tabii ki siz konu dışı olduğunu düşünebilirsiniz düşünceniz bu yöndedir saygı duymaktan başka çaremiz yok :)

2- Drag yarışlarını dünya yarışlar ile tabii ki de karşılaştıramazsın o yarışların her birinin profesyonel pit ekibi ve arkasında dev firmalar mevcut. ama ülkemizde drag yarışları sokak araçlarının halk araçlarının ve modifiye gönülden uğraşan insanların ve onların modifiye ye dayanıklı araçlarını bize tanıtır. doğal olarak bahsettiğimiz konuda olduğu gibi güçlendirme ve fazla yük işlemlerine maruz kalan motorları bize dolaylı yönden tanıtır ve kanıt gösterir. sizinle zaten esas konumuz olan halk araçlarında hangi marka araçların motor sağlamlığı daha ön planda? alt konu başlığını bize aslında çok güzel açıklar drag yarışları. Şahsi fikrim sokak modifiyesi yada yarı profesyonel modifiye dünyasının nabzını tutar.

3- bana yine spider gibi spesifik ve halk tarafından ne kadar kullanıldığı aşikar olan bir örnek veriyorsunuz. bu konuda size çok anlattım fikrimi onun için çok fazla yazmadan, halk tarafından kullanılan satış rakamları üst düzeyde olan ve halen daha 2.elde inanılmaz kıymetli olan stock motorlu araçlardan bahsederseniz daha güzel bir şekilde bana cevap vermiş olursunuz.

4-Bahsettiğiniz firmalar bu teknolojiyi kullanıyor da ne zaman başladılar bunu kullanmaya? bu teknoloji asıl kime aittir? bu teknoloji Honda'nın ki kadar tutuldu mu? bunların cevabında Honda üstün ise ki bence üstün bu konuyu bir daha konuşmaya bile gerek yok :)

5-Bu konuda da şu andaki turbolu motorlar maalesef başarısız olmakla birlikte sizin 1.4 turbo aracınız şehir içi RESMİ VERİLERE göre 8.9 yakarken zaten 1.6 atmosferik 167 beygir vti da aynı veriye hatta 90 model 1.6 atmosferik 136 beygir CRX sizin aracınızdan daha fazla güç ile daha düşük yakıt verilerine ulaşmaktadır. Demek ki illa ki turboya gerek yok ve turbosuz da atmosferik bir motordan yüksek güç ile düşük yakıt alınabiliyor. Bunu da başaran yine bundan 26 yıl önce Honda'dır :)

6-Otomobil dünyasının fosil yakıtı yakında tamamen bitireceğini yada çevre düzenlemeleri kapsamında fosil yakıt kullanımının azalacağını yada yine tamamen biteceğini düşünürsek elektrikten başka hiçbir çare yoktur. Ülkemizde hybrid ile benzin kullanımını birlikte sunan CR-Z gibi bir model satılmaktadır. bu modelin şu anda şehir içi ve dışı karışık yakıt değeri 5 litredir ve bu değer ile 124 beygiri kullanıcısına sunmaktadır. Turbo şarj araçlara göre gayet ekonomiktir. demek ki Honda turbo araç yapmıyorsa bir bildiği var ve aslında turbo gibi "yeni" teknolojinin de önünde yer alarak elektrikli otomobil de yapmaktadır. Hemde o çok eleştirilen geleneklerine bağlı yine az yakıt sorunsuz motor anlayışı ile.

7- Benim insan hayatı ile ilgili tespitim eğer spekülasyon ise ben bu konuda ancak teessüf ederim. Sayın hocam biz gelişmekte olan bir ülkeyiz ve bizim pek çok insanımız maalesef maddi anlamda sıkıntılı günler geçirir. Onların bu zaafından yararlanmak maddi olanaklar yüzünden onları bu kesinlikle güvensiz en ufak bir kazada bile katlanan araçlara bindirmek ne kadar etiktir? çok ucuz derseniz ona da katılmam çünkü o zamanlar ülkemize gelen donanımlı bazı araçlar öyle aman aman fiyat farkı yoktur. Ben bu konuda sizin gibi düşünmüyorum zorunluluk yoktu diyerek insanları o yöne itmek yada zorunda bırakmak ne kadar insancıldır? eskiden okullarımızda uygulanan zorunlu seçmeli dersler kadar mantıksızdır. İnsanlarımızın çoğu istemediği halde iş güvencesi olmayan yerlerde çalışmaktadır. Allah korusun öldüğünde zorunda değildi çalışmasaydı mı diyeceğiz?

8-Yine aslında tamamen konumuz ile ilgili olan bir lakap konusuna konu dışı diyorsunuz. Neden konumuz ile ilgili? bana Fiat ın yaptığı güçlü motorlardan diyerek örnek verdiğiniz motor karşılaştırma yaptığınız Honda motorlarından 1 silindir fazla olup hacim olarak 2.0 litre ve 20v bir motordur. Aslında 1 silindir fazla olması bile 1.6 bir motorla karşılaştırılmaması gerekir ama siz örnek verdiğiniz için karşılaştırırsak eğer ; 2001 yılında üretilen ve bence başarısız olan bu motor rakiplerine göre inanılmaz fazla yakmakta olup yaktığı yakıtın gidişini verememektedir. düşünün ki araç hem 5 silindir hem de 20v hemde 2.0 litre ve ancak bu motordan 154 beygir güç çıkarılıyor. Opel 94 yılında 2.0 litre 4 silindir bir motordan zaten 156 beygir çıkarmıştı (SFİ) ayrıca daha düşük litre motorlardan ve daha düşük yakıt rakamları ile daha yüksek beygir çıkarılıyor ama fiat 2001 yılında böyle bir motor çıkarmayı tercih etti ki zaten bence çok çok yanlış yapıldı. bu lakap konusuna gelince bakınız insanlar bir şeye lapa taktığında bunun öncelikle nedenine bakmak lazım? acaba bu insanlar durup dururken mi taktı bunu? ben bunca zaman şunu gördüm ki bir arabaya bir lakap takılmışsa boşuna değildir ve kesinlikle tecrübeler sonucunda ortaya çıkmıştır. ben 5 milyara aldığım 90 model 1.6 136 beygir aracımla , 2001 model 2.0 litre motorlu 20v ve bunların yanında 5 silindirli bir aracı geçiyorsam bu işte de bir durum vardır herhalde..şunu da söylemeliyim 1. vites de baya iyi kalktı ama daha sonra maalesef crx her viteste üstündü.

9- Yukarıda turbo şarj ile ilgili yazmıştım burada yine aynı şeyleri yazmaya gerek yok. bazı markalar o olmadan da bazı şeyleri başarabiliyorlar. turbo koyunca neler olacağını varın siz düşünün.

10-Hocam fiat ın performans anlamında şu anda ülkemizde t-jet modeli dışında başka bir modeli satışta mı ben bilmiyorum. Abarth göndermeye gerek bile görmeyip ülkemizi bu anlamda da önemsemediklerini düşünüyorum. kaporta sağlamlığı konusunda da bir alman kadar iyi değil ama bir Fransız kadar da kötü olmadığını düşünüyorum. motor sağlamlığında da bence en sağlam kullandığı motor mj dir o da ortak üretimdir.

11- Hocam normal bir 1300 Tofaş 131 model araca turbo şarj uygulanması bence hayaldir. o motor ekipmanlarında kesinlikle ve kesinlikle güçlendirme yapılmıştır. Basit işlem de olsa güçlendirme mevcuttur. Ayrıca düşük oranlarda ve belirli zamanlarda turbo verilebilir. sizin gördüğünüz öyle bir durum ise tabii i de mümkündür. benim bahsettiğim olay bu olmamakla birlikte, bahsettiğim stock motor-turbo dayanıklılığı grafiği sürekli devirli kullanarak ve 1-1.5 barlarda orijinal bir stock motorun ne kadar km dayandığıdır.

12- T-jet motorlarının "RESMİ ANLAMDA" teknik verisi şehir içi 8.9 litredir ki ben çoğu araçta bu resmi rakamların yakalandığını görmedim. hele ki t-jet gibi tatlı kullanımı olan ve insanın basması için içini gıdıklayan araçlarda bu rakamları yakalamak çok zor. Düşünün ki 120 beygir 1.4 bir araç 8.9 litre yakıyor ki bence fazla. dediğinize nazaran söylüyorum. turbolu bir araç turbosuz bir araçtan daha az yakarak daha fazla güç verdiğine göre bu işte bir sakınca var çünkü daha yüksek litreli ve turbosuz bir araç ile aynı beygirde olmasına rağmen yakıtları eşit. tork konusunda size katılıyorum turbolu bir makine olduğu için tabii ki tork değeri yüksek. ama yine 1.6 litre vti yada pgm-fi sistemli "eski teknoloji" atmosferik motorlar ile aynı yakıt değerlerine sahip olması enteresandır. daha fazla güç daha hacimli motor ve daha eski teknoloji ile yakıt aynı. o zaman turboya ne gerek değil mi?
Bu konuda yanlış anlaşılmak istemem zira ben asla ve asla turboya karşı birisi değilim hatta destekçisiyim ama daha az yakıt yakması taraftarı olmakla birlikte Honda nın bu teknolojiyi aktif olarak araçlarında kullandığında daha da az yakıt yaktıracağını savunuyorum. yani bu konuda size ve değerli forum sakinlerine yanlış anlaşılmak istemem.

Son olarak da modifiye aleminde güçlendirilmiş araçların yer aldığı en sevilen filmlerden olan Hızlı ve Öfkeli serilerindeki araçları da gözden geçirmenizi ve hangi araçların ve markaların kullanıldığını görmenizi isterim. Tabii ki bu gerçek bir veri olamaz ama en azından fikir vermesi açısından.


Hocam bu konuda size yazdığım yada size ithafen yazdığım son mesajdır. Çok güzel ve tatlı, saygı çerçevesinde yapmış olduğumuzu düşünmekle birlikte size çok teşekkür ediyorum. Uzun süredir bu kadar zevk veren bir fikir alış-verişi yaşamamıştım çok mutlu oldum. bu süreçte her markanın ayrı ayrı spesifik yada değil farklı motorları olduğu fakat yine şahsi düşüncem Japonların motor konusunda bence daha başarılı olduğudur. İnşallah bir gün sizinle yüz yüze bu konuşmalarımıza yada sohbetimize devam ederiz. en yakın buluşmada sizinle görüşmek tanışmak isterim. Konuşmamızı sonlandırıyorum çünkü kısır bir döngüde devam ediyoruz ayrıca fikirlerde değişme de olmayacak belli :) Ayrıca konunun sanki Fiat - Honda karşılaşması halini almakla birlikte fikir alış-verişi yönünden sapmakta olduğunu fark ettiğim için. Ayrıca maalesef forumumuzda Fiat dışı başka bir marka da övülmeye gelmiyor. Çok şükür ki çoğu arkadaşım beni tanır bu konulara objektif bir açıdan baktığımı bilir de bu zamana kadar o tarz bir sorunla karşılaşmadım inşallah da karşılaşmam ama yine de böyle bilinmek istemem.

Hocam tekrardan teşekkür eder bana ve fikirlerime göstermiş olduğunuz nezaket ve saygıdan ötürü minnet duyarım. İyi günler kazasız mutlu ve huzurlu sürüşler dilerim..

cdogu
30/05/2014, 01:04
Bakın,farklı düşünceler saygı çerçevesinde iletilebiliyor. Sizleri bu nazik ve güzel tartışmadan dolayı tebrik ediyorum.

LG-D802 cihazımdan gönderildi

OAGP1960
30/05/2014, 16:20
Orkun Hocam ;

1- Konuştuğumuz konuların bahsetmiş olduğumuz otomobil dünyası ile alakalı olduğunu düşünüyorum zaten düşünmesen yazmazdım, gereksiz bilgi sunmazdım. Tabii ki siz konu dışı olduğunu düşünebilirsiniz düşünceniz bu yöndedir saygı duymaktan başka çaremiz yok :)

2- Drag yarışlarını dünya yarışlar ile tabii ki de karşılaştıramazsın o yarışların her birinin profesyonel pit ekibi ve arkasında dev firmalar mevcut. ama ülkemizde drag yarışları sokak araçlarının halk araçlarının ve modifiye gönülden uğraşan insanların ve onların modifiye ye dayanıklı araçlarını bize tanıtır. doğal olarak bahsettiğimiz konuda olduğu gibi güçlendirme ve fazla yük işlemlerine maruz kalan motorları bize dolaylı yönden tanıtır ve kanıt gösterir. sizinle zaten esas konumuz olan halk araçlarında hangi marka araçların motor sağlamlığı daha ön planda? alt konu başlığını bize aslında çok güzel açıklar drag yarışları. Şahsi fikrim sokak modifiyesi yada yarı profesyonel modifiye dünyasının nabzını tutar.

3- bana yine spider gibi spesifik ve halk tarafından ne kadar kullanıldığı aşikar olan bir örnek veriyorsunuz. bu konuda size çok anlattım fikrimi onun için çok fazla yazmadan, halk tarafından kullanılan satış rakamları üst düzeyde olan ve halen daha 2.elde inanılmaz kıymetli olan stock motorlu araçlardan bahsederseniz daha güzel bir şekilde bana cevap vermiş olursunuz.

4-Bahsettiğiniz firmalar bu teknolojiyi kullanıyor da ne zaman başladılar bunu kullanmaya? bu teknoloji asıl kime aittir? bu teknoloji Honda'nın ki kadar tutuldu mu? bunların cevabında Honda üstün ise ki bence üstün bu konuyu bir daha konuşmaya bile gerek yok :)

5-Bu konuda da şu andaki turbolu motorlar maalesef başarısız olmakla birlikte sizin 1.4 turbo aracınız şehir içi RESMİ VERİLERE göre 8.9 yakarken zaten 1.6 atmosferik 167 beygir vti da aynı veriye hatta 90 model 1.6 atmosferik 136 beygir CRX sizin aracınızdan daha fazla güç ile daha düşük yakıt verilerine ulaşmaktadır. Demek ki illa ki turboya gerek yok ve turbosuz da atmosferik bir motordan yüksek güç ile düşük yakıt alınabiliyor. Bunu da başaran yine bundan 26 yıl önce Honda'dır :)

6-Otomobil dünyasının fosil yakıtı yakında tamamen bitireceğini yada çevre düzenlemeleri kapsamında fosil yakıt kullanımının azalacağını yada yine tamamen biteceğini düşünürsek elektrikten başka hiçbir çare yoktur. Ülkemizde hybrid ile benzin kullanımını birlikte sunan CR-Z gibi bir model satılmaktadır. bu modelin şu anda şehir içi ve dışı karışık yakıt değeri 5 litredir ve bu değer ile 124 beygiri kullanıcısına sunmaktadır. Turbo şarj araçlara göre gayet ekonomiktir. demek ki Honda turbo araç yapmıyorsa bir bildiği var ve aslında turbo gibi "yeni" teknolojinin de önünde yer alarak elektrikli otomobil de yapmaktadır. Hemde o çok eleştirilen geleneklerine bağlı yine az yakıt sorunsuz motor anlayışı ile.

7- Benim insan hayatı ile ilgili tespitim eğer spekülasyon ise ben bu konuda ancak teessüf ederim. Sayın hocam biz gelişmekte olan bir ülkeyiz ve bizim pek çok insanımız maalesef maddi anlamda sıkıntılı günler geçirir. Onların bu zaafından yararlanmak maddi olanaklar yüzünden onları bu kesinlikle güvensiz en ufak bir kazada bile katlanan araçlara bindirmek ne kadar etiktir? çok ucuz derseniz ona da katılmam çünkü o zamanlar ülkemize gelen donanımlı bazı araçlar öyle aman aman fiyat farkı yoktur. Ben bu konuda sizin gibi düşünmüyorum zorunluluk yoktu diyerek insanları o yöne itmek yada zorunda bırakmak ne kadar insancıldır? eskiden okullarımızda uygulanan zorunlu seçmeli dersler kadar mantıksızdır. İnsanlarımızın çoğu istemediği halde iş güvencesi olmayan yerlerde çalışmaktadır. Allah korusun öldüğünde zorunda değildi çalışmasaydı mı diyeceğiz?

8-Yine aslında tamamen konumuz ile ilgili olan bir lakap konusuna konu dışı diyorsunuz. Neden konumuz ile ilgili? bana Fiat ın yaptığı güçlü motorlardan diyerek örnek verdiğiniz motor karşılaştırma yaptığınız Honda motorlarından 1 silindir fazla olup hacim olarak 2.0 litre ve 20v bir motordur. Aslında 1 silindir fazla olması bile 1.6 bir motorla karşılaştırılmaması gerekir ama siz örnek verdiğiniz için karşılaştırırsak eğer ; 2001 yılında üretilen ve bence başarısız olan bu motor rakiplerine göre inanılmaz fazla yakmakta olup yaktığı yakıtın gidişini verememektedir. düşünün ki araç hem 5 silindir hem de 20v hemde 2.0 litre ve ancak bu motordan 154 beygir güç çıkarılıyor. Opel 94 yılında 2.0 litre 4 silindir bir motordan zaten 156 beygir çıkarmıştı (SFİ) ayrıca daha düşük litre motorlardan ve daha düşük yakıt rakamları ile daha yüksek beygir çıkarılıyor ama fiat 2001 yılında böyle bir motor çıkarmayı tercih etti ki zaten bence çok çok yanlış yapıldı. bu lakap konusuna gelince bakınız insanlar bir şeye lapa taktığında bunun öncelikle nedenine bakmak lazım? acaba bu insanlar durup dururken mi taktı bunu? ben bunca zaman şunu gördüm ki bir arabaya bir lakap takılmışsa boşuna değildir ve kesinlikle tecrübeler sonucunda ortaya çıkmıştır. ben 5 milyara aldığım 90 model 1.6 136 beygir aracımla , 2001 model 2.0 litre motorlu 20v ve bunların yanında 5 silindirli bir aracı geçiyorsam bu işte de bir durum vardır herhalde..şunu da söylemeliyim 1. vites de baya iyi kalktı ama daha sonra maalesef crx her viteste üstündü.

9- Yukarıda turbo şarj ile ilgili yazmıştım burada yine aynı şeyleri yazmaya gerek yok. bazı markalar o olmadan da bazı şeyleri başarabiliyorlar. turbo koyunca neler olacağını varın siz düşünün.

10-Hocam fiat ın performans anlamında şu anda ülkemizde t-jet modeli dışında başka bir modeli satışta mı ben bilmiyorum. Abarth göndermeye gerek bile görmeyip ülkemizi bu anlamda da önemsemediklerini düşünüyorum. kaporta sağlamlığı konusunda da bir alman kadar iyi değil ama bir Fransız kadar da kötü olmadığını düşünüyorum. motor sağlamlığında da bence en sağlam kullandığı motor mj dir o da ortak üretimdir.

11- Hocam normal bir 1300 Tofaş 131 model araca turbo şarj uygulanması bence hayaldir. o motor ekipmanlarında kesinlikle ve kesinlikle güçlendirme yapılmıştır. Basit işlem de olsa güçlendirme mevcuttur. Ayrıca düşük oranlarda ve belirli zamanlarda turbo verilebilir. sizin gördüğünüz öyle bir durum ise tabii i de mümkündür. benim bahsettiğim olay bu olmamakla birlikte, bahsettiğim stock motor-turbo dayanıklılığı grafiği sürekli devirli kullanarak ve 1-1.5 barlarda orijinal bir stock motorun ne kadar km dayandığıdır.

12- T-jet motorlarının "RESMİ ANLAMDA" teknik verisi şehir içi 8.9 litredir ki ben çoğu araçta bu resmi rakamların yakalandığını görmedim. hele ki t-jet gibi tatlı kullanımı olan ve insanın basması için içini gıdıklayan araçlarda bu rakamları yakalamak çok zor. Düşünün ki 120 beygir 1.4 bir araç 8.9 litre yakıyor ki bence fazla. dediğinize nazaran söylüyorum. turbolu bir araç turbosuz bir araçtan daha az yakarak daha fazla güç verdiğine göre bu işte bir sakınca var çünkü daha yüksek litreli ve turbosuz bir araç ile aynı beygirde olmasına rağmen yakıtları eşit. tork konusunda size katılıyorum turbolu bir makine olduğu için tabii ki tork değeri yüksek. ama yine 1.6 litre vti yada pgm-fi sistemli "eski teknoloji" atmosferik motorlar ile aynı yakıt değerlerine sahip olması enteresandır. daha fazla güç daha hacimli motor ve daha eski teknoloji ile yakıt aynı. o zaman turboya ne gerek değil mi?
Bu konuda yanlış anlaşılmak istemem zira ben asla ve asla turboya karşı birisi değilim hatta destekçisiyim ama daha az yakıt yakması taraftarı olmakla birlikte Honda nın bu teknolojiyi aktif olarak araçlarında kullandığında daha da az yakıt yaktıracağını savunuyorum. yani bu konuda size ve değerli forum sakinlerine yanlış anlaşılmak istemem.

Son olarak da modifiye aleminde güçlendirilmiş araçların yer aldığı en sevilen filmlerden olan Hızlı ve Öfkeli serilerindeki araçları da gözden geçirmenizi ve hangi araçların ve markaların kullanıldığını görmenizi isterim. Tabii ki bu gerçek bir veri olamaz ama en azından fikir vermesi açısından.


Hocam bu konuda size yazdığım yada size ithafen yazdığım son mesajdır. Çok güzel ve tatlı, saygı çerçevesinde yapmış olduğumuzu düşünmekle birlikte size çok teşekkür ediyorum. Uzun süredir bu kadar zevk veren bir fikir alış-verişi yaşamamıştım çok mutlu oldum. bu süreçte her markanın ayrı ayrı spesifik yada değil farklı motorları olduğu fakat yine şahsi düşüncem Japonların motor konusunda bence daha başarılı olduğudur. İnşallah bir gün sizinle yüz yüze bu konuşmalarımıza yada sohbetimize devam ederiz. en yakın buluşmada sizinle görüşmek tanışmak isterim. Konuşmamızı sonlandırıyorum çünkü kısır bir döngüde devam ediyoruz ayrıca fikirlerde değişme de olmayacak belli :) Ayrıca konunun sanki Fiat - Honda karşılaşması halini almakla birlikte fikir alış-verişi yönünden sapmakta olduğunu fark ettiğim için. Ayrıca maalesef forumumuzda Fiat dışı başka bir marka da övülmeye gelmiyor. Çok şükür ki çoğu arkadaşım beni tanır bu konulara objektif bir açıdan baktığımı bilir de bu zamana kadar o tarz bir sorunla karşılaşmadım inşallah da karşılaşmam ama yine de böyle bilinmek istemem.

Hocam tekrardan teşekkür eder bana ve fikirlerime göstermiş olduğunuz nezaket ve saygıdan ötürü minnet duyarım. İyi günler kazasız mutlu ve huzurlu sürüşler dilerim..
Değerli Tayfun kardeşim, bana ithafen nezaketle, son kez yazmış olduğunuzu belirttiğiniz bu güzel paylaşımınıza izninizle ben de son bir cevap yazmak istedim,
1-Konulara ilişkin yorumlarda, kabul edilebilir ölçüdeki kapsam dışına çıkan görüşler de, doğaldır ki, anlayışla tolere edilebilir, bu yüzden ben de saygı ile karşılıyorum.
2-Paylaşmakta olduğumuz konuda, drag yarışlarını sosyal sınıflama açısından değil, genel anlamda teknolojik paylaşım yapmakta olduğumuz gerçeğinden hareketle, global olarak düşünmek gerektiğini belirtirken, bunun münferit örnekler ile gerçeklerden çok farklı yerel bir sonuca ulaştırılmaması gerektiğini düşünmekteyim. Dünyanın farklı bölgelerinde farklı endüstriyel uygulamalar, farklı iklimler, farklı fiziksel (imkanlar) koşullar ve farklı araçlar söz konusu olabilir.
3-Sadece 90 ylına ait araçlara ilişkin sormuş olduğunuz soruya cevaben ve hatta daha eski yıllara ait bir örnek olarak belirtmiştim ve bu sorunun aslında tüm firmaların üretim yelpazelerinde farklı yıllarda çeşitli versiyonlarda araçlar üretmiş oldukları gerçeği nedeniyle, teknik anlamda paylaşmakta olduğumuz detayların dışında yerel bir konuya ilişkin olduğunu düşünüyorum.
4-Değişken zamanlı supap kontrol teknolojisinin geliştirilmesi elbetteki takdire değerdir fakat, Toyota, BMW, Porsche, Nissan, Ford, Mitsubishi gibi diğer hatırı sayılır firmalar da, bu teknolojiyi hatta daha da etkin bir kullanım seviyesine taşımışlardır.
5-1,6 lt. 160 HP/7600devir-dk. Honda civic vti yakıt tüketimi, auto katalog verilerinde şehir içi 11lt/100km., şehir dışı 6,9lt./100km. ve ‘’ortalama 9lt/100km.’’ olarak belirtilmekte iken, 1,4lt. turboşarjlı 120HP/5000devir-dk. Grande Punto t-jet’in ‘’ortalama yakıt tüketimi daha önce belirttiğim gibi 6,5lt/100km.’’ olup, vti’ın tork değeri de 7000devir-dk. da ancak 150Nm., t-jet’inki ise 2000devir-dk. da 206Nm. dir. 1990 1,6 16 Honda crx ise, 131PS/129HP/6800devir-dk. olarak belirtilmekte olup, yakıt tüketimi ise, şehir içi 8,3lt./100km., şehir dışı 5,4lt./100km., ortalama ise 6,8lt./100km. olarak belirtilirken, sadece 143Nm. olan tork değerini 5700devir/dk. da verebilmektedir. Görüldüğü gibi, daha düşük hacimli turboşarjlı t-jet motoru, daha düşük devirde max. HP ve heleki çok daha düşük devirde verdiğiniz örneklerden ‘çok daha yüksek olan max. tork değerini‘yakalayarak, üstelikde bunu rakamlarda görüleceği şekilde vermiş olduğunuz her iki örnekten de daha az yakıtla sağlayarak, bahsetmekte olduğunuzun tam tersine, turboşarjlı motorların atmosferik motorlara göre daha az yakıtla daha fazla güç sağlamakta olduğunu net bir şekilde göstermektedir. Bu zaten bugün tüm dünyada kullanıcılar ve otomotiv endüstrisi tarafından tartışmasız olarak kabul edilmiş ve en güncel teknoloji konumundadır.
6-Daha önce bahsetmiş olduğum gibi, Reanult, Fıat gibi firmalarca da kullanılan hybrid teknoloji özellikle ekonomisi ve çevreciliğiyle her ne kadar mantıklı bir teknoloji olarak görülse de, maalesef üretici firmalarca yüksek maliyeti ve diğer marka ve model araçlarla rekabet adına, örneğin, Honda cr-z için 55.000TL. olarak belirlenmiş fiyatı ile, 170Nm. gibi 1,5lt. olmasına karşın daha düşük hacimli turboşarjlı araçlara göre daha düşük olan tork-performans değerleri ile ve birkaç yıldır son derece düşük satış rakamları arzetmesi nedeniyle, yine iddia ettiğinizin tam aksine, halen daha turboşarj teknolojisini kullanmamakta olan Honda firmasının bildiklerinden hepimizi şüpheye düşürmektedir.
7-Dikkat edilirse, Fıat firmasının, ülkemizde daha önce satılmış olan Fıat-Tofaş araçlarından elde etmiş olduğu kazanç ile şu anki çatısı altında toplamış olduğu firmaları satın alabildiği konusu spekülasyondan ibarettir diye belirtmiştim. 1968’de bendeniz henüz 8 yaşında iken Tofaş firması kurulduğunda, maalesef ülkemizde otomobil üretimi yok denecek kadar son derece kısıtlı bir haldeydi ve maalesef permi ile dışarıdan getirtilebilmekte olan araçların hem ülke ekonomisine ve hem de kullanıcılara olan maliyeti çok yüksekti. Bu nedenle, her ne kadar Fıat araçlarının ve turboşarj teknolojisinin teknik değerlendirmesi konusu dışında olsa da, yıllar boyunca endüstriye ve kullanıcılara ulaşım ve ticari anlamda da hizmet edip, çalışanlar için de önemli ölçüde istihdam yaratmış olan bu otomotiv gerçeğini daha iyi anlamak gerektiği de açıktır. Bu bağlamda, sosyal açıdan değerlendirmenin daha farklı açıdan bakılarak yapılması daha doğru olacaktır.
8-Tekrar belirtmeliyim ki, burada araştırmaya dayalı gerçek veriler ışığında teknolojik değerlendirmeler yapmakta olduğumuzu varsayıyorum ve bu konuda lakap takmak tarzında son derece gereksiz ve subjektif olması nedeniyle de geçersiz olan yaklaşımlara yer yoktur. Verdiğiniz örneklerde ise, aynı motor hacmi ve cars data verilerine göre, 2001 2,0lt. 20V Fıat Bravo HGT için 154HP/6700devir-dk., 186Nm./3750devir-dk.lık, 1994 2,0lt. Opel Vectra 2,0i 16V GT için ise, 150HP/6000devir-dk., 196Nm./4600devir/dk. lık performans verileri söz konusu olup, HGT motorunun daha yüksek HP ve de 10Nm. düşük olmak kaydıyla 850 devir daha aşağıda max. tork vermekte olduğu görülmektedir. Fıat firması, bir baz model ve HGT olarak çıkarttığı bu 5 silindir, 2,0lt. 20V niteliğindeki güzel motoru daha sonra zaten geliştirerek Coupe modelinde turboşarj uygulamış ve 220HP/5750devir-dk., 310Nm./2500devir/dk. lık bir üst versiyon motor ve araç üretmiştir. Eski crx aracınızın ağırlığının 900kg. ve de HGT’nin ağırlığının 1165 kg. olduğunu, ayrıca da HGT’nin motor kondisyonunun belirsiz olduğunu da düşünürsek, yukarıda vermiş olduğum performans değerleri de göz önüne alındığında, vermiş olduğunuz örnek ancak, her zaman geçerli olmayabilecek, münferit bir olgu olarak düşünülebilir.
9-Turboşarj teknolojisinin, atmosferik motor teknolojisine göre kesinlikle çok daha modern ve son derece etkin bir teknoloji olduğu gerçeğinin yanında, firmaların henüz bu teknolojiyi kullandıkları üretimleri söz konusu değilken, subjektif varsayımlara yer olmadığı kesindir.
10-Fıat’ın, t-jet dışında bugün ülkemizde satışa sunmakta olduğu performanslı benzinli motor seçeneği, multiair turbodur ve de son derece verimli ve kabul görmüş olan bir motor teknolojisidir. Abarth’ın t-jet ve multiair turbo motorlu araçlarını ülkemize göndermediği düşüncesi de yine doğru değildir ve bu konuda inisiyatif tamamen Fıat-Tofaş firmasındadır, Fıat-Abarth tarafından önemsenmemekle hiç ilgisi yoktur. M-jet ise, tabiki vasıflı ve çok uzun ömürlü bir motor tipi olup, ortak üretim de olsa, Fıat’a malolmuş bir teknolojidir.
11-Yıllar öncesine ait vermiş olduğum örnekteki Fıat-Tofaş 131 aracı, stock atmosferik motoruna hiç müdahale yapılmadan extra turboşarj uygulanmış ve rallycross koşmuş olan bir araç olup, mekanik açıdan turbonun belli zamanlarda devreye girmesi şeklinde bir durum yoktur. Seçilen turbo tipine ve uygulama kapasitesine göre, extra uygulamalarda her marka ve model araç için dayanıklılık bir soru işareti oluşturabilir.
12-Grande Punto t-jet’in resmi olarak belirtilen yakıt tüketimi şehir içi 8,7lt./100km., şehir dışı 5,4lt./100km., ortalama olarak da 6,5lt./100km.dir. Benim kendi arabam 214HP-321,6Nm. performans verilerine sahipken bile, ortalama 6,3lt/100km. yakıt sarfiyatını bizzat gözlemlediğimi burada belirtmek isterim. Yukarıda ve daha önce vermiş olduğum rakamsal yakıt sarfiyatı ve performans verilerine göre, çok açıktır ki, daha düşük hacimli turboşarjlı araçlar daha az yakıt sarfiyatı ile çok daha fazla güç üretebilmektedirler. Yani, turboşarj, kesinlikle rakamsal olarak da kanıtlanmıştır ki, bugün son derece gereklilik arzeden bir teknolojidir. Honda firmasının da, diğer firmalar gibi, ancak bu tür üretimleri yaptıktan ve belli bir tecrübe dönemi geçirdikten sonra ancak değerlendirmesi yapılabilecektir. Henüz bu olgu gerçekleşmeden bundan söz edilemez maalesef. Fast and furious (hızlı ve öfkeli) filmleri, tabiki keyifle izlediğim türden filmler olmakla birlikte, orada da birçok marka ve model araç söz konusu olup, ayrıca tüm bunlar sadece birer film olma niteliğindedirler. Bugün gerçek modifikasyon dünyasında ise, her türlü araca yer vardır.
Değerli Tayfun kardeşim, ben de size bu anlamlı ve de düzeyli fikir paylaşımları için teşekkür etmek istiyorum. Tabiki burada objektif olarak ve kayıtlı verilere dayalı, teknolojik paylaşımlar yapılması gerekmektedir. Bu bağlamda ben de, herhangibir ülke ya da marka ve model üretiminden yana fikir belirtme taraflısı olmadığımı, objektif olunması gerektiğini bir kez daha belirtmek istiyorum. Umarım bir tanışma fırsatı olur ve tüm bu konularda paylaşım yapma imkanı buluruz.
Size keyifli ve güvenli sürüşler diler, sevgi ve selamlarımı sunarım değerli kardeşim.:)

grandepunto80
30/05/2014, 17:47
millette bi vtec sevdası kardeş t-jet punto o arabanın içinden geçer her türlüüüüü