sundown
10/10/2013, 17:32
Neden Atatürk Hedef?
Son 11 Yıldır, Ulu Önder'in öğretilerini, devrimlerini yıpratmak, millietimiz üzerinde ki büyük dehanın prestijini düşürmek için türlü kampanyalar düzenlenmekte, her platformda Atatürk, İstiklal mücadelesi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefes ve Lozan Antlaşması her fırsatta aşağılanmakta, hakaret görmektedir.
Atatürk, onlara göre dinsizdir, içkicidir. Devrimleri ile milletimizi dinsiz yapmıştır cümleleri sürekli duyulmaktadır ama ne yazık ki tarihsel bilgi, gerçekler ve bilinç zayıflığı nedeni ile sadece ''Atatürk olmasaydı ismin john olurdu, kiliseye giderdin'' şeklinde çaresizce o kilişe savunmaya başvurulmakta, bu durumda ne güçlü bir tez ortaya atılabilmekte ne de karşında ki umarsızca Atatürk'e kin kusan kişi susturulabilmektedir.
Atatürk'e karşı kindarlık son dönemlerde tavan yapmış ve moda olmuşken, Atatürk ve Devrimlerine sahip çıkmak için sadece ''ben Atatürkçüyüm'' demekle malesef eksik kalıyoruz. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti'nin hiç bir döneminde böylesine güçlü bir kampanya ile karşı karşıyaya kalmadı. Ilımlı İslam adında İslam ile alakalı olmayan bir model ABD, Türkiye'ye enjekte etmektedir.Siyasi irade ve medya eliyle çeşitli fraksiyonlarla Türk Milletine yedirilmektedir. Herkes gözlemliyordur ki gün geçtikçe kapalı bir toplum haline geliyoruz, akıl ve bilimden uzaklaşıyoruz, tıpki Osmanlı'nın son 300 yılında olduğu gibi.
Osmanlı'nın son 300 Yılına bakacak olursak eğitim kurumları olan tekke ve zaviyelerinde sadece gerici bir din ve dogma bilgiler öğretilmiş, bilim ve akıl, dinsel fetvalarla Osmanlı Topraklarına asla girememiştir. Kaldı ki matbaa icadından 2 asır sonra Osmanlı, kabullenebilmiştir. Buna karşın felsefeye önem veren Avrupalı milletler bilimle, teknolojisi ile güçlü devletler, güçlü ekonomiler kurmaya başladı, halklarına refah ve mutluluk getirdi. Osmanlı ise dogmatizm bataklığında her geçen gün o malum çürüme ve yok olmaya doğru hızlı yol aldı. Osmanlı bir daha ayağa kalkmamak üzere düşerken, Avrupa akbaba misali dogma bataklığında boğulan osmanlı'nın zenginliklerine, kültürlerine el koydu. Önce Balkan savaşları, sonrasında 1. dünya savaşı ile Osmanlı Devleti karanlık bir çukura gömülürken, Atatürk bu çukurdan Türk Milletini kolundan çekip çıkarıp, bağımsız ve uygar milletler arasında yerini aldırdı.
İşte Atatürk'e düşmanlıkta tam burada en başında başladı..
Ortaçağ karanlığından ve yok olmaktan kurtulan Türk Milleti,özgürlükle, bilimle akılla tanışmaya başlaması emperyalistlerin ve onların ülkemizde ki temsilcilerinin hoşuna gitmeyecekti. Türk Milleti kendine gelmişti ve millet bilinci oluşmaya başlamıştı.
Bu mucize sonunda millet kavramı ve Türk Milleti kendi adıyla ve Türk olma bilincini bizle tanıştıran Atatürk, milliyetçilik hedef alınarak, Türk'lüğün ırkçılık olduğu yaftaları yapıştırılarak yani kısacası Atatürk devrimlerinin ana temeli Türk Milliyetçiliği ayaklar altına alınarak yok edilmek istenmektedir. Ülkemiz fedaratif bir sistemle, Türk milletinin üstüne başka etnik gruplar salınarak ayrıştırılmak, Ilımlı İslam denilen model ile yeniden karanlık çağ, gericilik ve bağnazlık getirilmek istenilmektedir.. Atatürk devrimlerinden uzaklaşan, yıpratılmış, dejenere ve yeniden dogmalarla boğulmaya mahkum olmuş bir Türk Toplumu kolay yönetilmeye hazır hale gelecektir. Atatürk'e karşı , siyasi din ile savaşılmaktadır., çünkü milletimizin kandırılmaya en müsait zayıf karnı dindir. Atatürk'e karşı bir atakla, Fatih Sultan Mehmet'i Ata olarak göstermeleri, ülke deki basiretsiz siyasetçiler yüzünden ortaya çıkan adaletsizliği Atatürk inkilaplarına bağlamaları, banka hortumlayan, türlü yolsuzluklar yapanları ve onları cezalandırmayan düzeni Atatürk düzeni olarak gösterilmesi, Atatürk'ün içkici ve ayyaş olduğunu savunanların, Osmanlı padişahlarının bir çoğunun içkici ve hatta sarhoş lakaplı padişahların olduğu gerçekleri görmezden gelmesi, İsmet İnönü'nün Türkçe ezan icadını bile Atatürk'e dayandırılması, Atatürk sabotajının en çarpıcı, kitleleri en etkileyici silahlarıdır.
Emperyalistler Atatürk'e bir milleti karanlıktan çıkardığı için,, içerideki temsilcileri de, bataklıkta ki bir Osmanlı'nın yerine ve medeni bir ülke yarattığı için düşmandır.
İçerde ki temsilcilerin zihniyet yapısı, Ortadoğu da ki müslüman ülkelerden bir farkı olmadığı aşikardır.
Sonuç olarak her Türk var olmak, ve son kalan ülkesine karşı bu büyük müdahaleyi ber taraf etmek istiyorsa Atatürk'ün Türklük bilinci, devrimleri ve akıl ve bilime sarılmalıdır.
Umut
Son 11 Yıldır, Ulu Önder'in öğretilerini, devrimlerini yıpratmak, millietimiz üzerinde ki büyük dehanın prestijini düşürmek için türlü kampanyalar düzenlenmekte, her platformda Atatürk, İstiklal mücadelesi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefes ve Lozan Antlaşması her fırsatta aşağılanmakta, hakaret görmektedir.
Atatürk, onlara göre dinsizdir, içkicidir. Devrimleri ile milletimizi dinsiz yapmıştır cümleleri sürekli duyulmaktadır ama ne yazık ki tarihsel bilgi, gerçekler ve bilinç zayıflığı nedeni ile sadece ''Atatürk olmasaydı ismin john olurdu, kiliseye giderdin'' şeklinde çaresizce o kilişe savunmaya başvurulmakta, bu durumda ne güçlü bir tez ortaya atılabilmekte ne de karşında ki umarsızca Atatürk'e kin kusan kişi susturulabilmektedir.
Atatürk'e karşı kindarlık son dönemlerde tavan yapmış ve moda olmuşken, Atatürk ve Devrimlerine sahip çıkmak için sadece ''ben Atatürkçüyüm'' demekle malesef eksik kalıyoruz. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti'nin hiç bir döneminde böylesine güçlü bir kampanya ile karşı karşıyaya kalmadı. Ilımlı İslam adında İslam ile alakalı olmayan bir model ABD, Türkiye'ye enjekte etmektedir.Siyasi irade ve medya eliyle çeşitli fraksiyonlarla Türk Milletine yedirilmektedir. Herkes gözlemliyordur ki gün geçtikçe kapalı bir toplum haline geliyoruz, akıl ve bilimden uzaklaşıyoruz, tıpki Osmanlı'nın son 300 yılında olduğu gibi.
Osmanlı'nın son 300 Yılına bakacak olursak eğitim kurumları olan tekke ve zaviyelerinde sadece gerici bir din ve dogma bilgiler öğretilmiş, bilim ve akıl, dinsel fetvalarla Osmanlı Topraklarına asla girememiştir. Kaldı ki matbaa icadından 2 asır sonra Osmanlı, kabullenebilmiştir. Buna karşın felsefeye önem veren Avrupalı milletler bilimle, teknolojisi ile güçlü devletler, güçlü ekonomiler kurmaya başladı, halklarına refah ve mutluluk getirdi. Osmanlı ise dogmatizm bataklığında her geçen gün o malum çürüme ve yok olmaya doğru hızlı yol aldı. Osmanlı bir daha ayağa kalkmamak üzere düşerken, Avrupa akbaba misali dogma bataklığında boğulan osmanlı'nın zenginliklerine, kültürlerine el koydu. Önce Balkan savaşları, sonrasında 1. dünya savaşı ile Osmanlı Devleti karanlık bir çukura gömülürken, Atatürk bu çukurdan Türk Milletini kolundan çekip çıkarıp, bağımsız ve uygar milletler arasında yerini aldırdı.
İşte Atatürk'e düşmanlıkta tam burada en başında başladı..
Ortaçağ karanlığından ve yok olmaktan kurtulan Türk Milleti,özgürlükle, bilimle akılla tanışmaya başlaması emperyalistlerin ve onların ülkemizde ki temsilcilerinin hoşuna gitmeyecekti. Türk Milleti kendine gelmişti ve millet bilinci oluşmaya başlamıştı.
Bu mucize sonunda millet kavramı ve Türk Milleti kendi adıyla ve Türk olma bilincini bizle tanıştıran Atatürk, milliyetçilik hedef alınarak, Türk'lüğün ırkçılık olduğu yaftaları yapıştırılarak yani kısacası Atatürk devrimlerinin ana temeli Türk Milliyetçiliği ayaklar altına alınarak yok edilmek istenmektedir. Ülkemiz fedaratif bir sistemle, Türk milletinin üstüne başka etnik gruplar salınarak ayrıştırılmak, Ilımlı İslam denilen model ile yeniden karanlık çağ, gericilik ve bağnazlık getirilmek istenilmektedir.. Atatürk devrimlerinden uzaklaşan, yıpratılmış, dejenere ve yeniden dogmalarla boğulmaya mahkum olmuş bir Türk Toplumu kolay yönetilmeye hazır hale gelecektir. Atatürk'e karşı , siyasi din ile savaşılmaktadır., çünkü milletimizin kandırılmaya en müsait zayıf karnı dindir. Atatürk'e karşı bir atakla, Fatih Sultan Mehmet'i Ata olarak göstermeleri, ülke deki basiretsiz siyasetçiler yüzünden ortaya çıkan adaletsizliği Atatürk inkilaplarına bağlamaları, banka hortumlayan, türlü yolsuzluklar yapanları ve onları cezalandırmayan düzeni Atatürk düzeni olarak gösterilmesi, Atatürk'ün içkici ve ayyaş olduğunu savunanların, Osmanlı padişahlarının bir çoğunun içkici ve hatta sarhoş lakaplı padişahların olduğu gerçekleri görmezden gelmesi, İsmet İnönü'nün Türkçe ezan icadını bile Atatürk'e dayandırılması, Atatürk sabotajının en çarpıcı, kitleleri en etkileyici silahlarıdır.
Emperyalistler Atatürk'e bir milleti karanlıktan çıkardığı için,, içerideki temsilcileri de, bataklıkta ki bir Osmanlı'nın yerine ve medeni bir ülke yarattığı için düşmandır.
İçerde ki temsilcilerin zihniyet yapısı, Ortadoğu da ki müslüman ülkelerden bir farkı olmadığı aşikardır.
Sonuç olarak her Türk var olmak, ve son kalan ülkesine karşı bu büyük müdahaleyi ber taraf etmek istiyorsa Atatürk'ün Türklük bilinci, devrimleri ve akıl ve bilime sarılmalıdır.
Umut