Kriminal
21/06/2010, 17:51
DEĞERİNİ BİLMEK, KIYMET BİLMEK...
Vaktiyle bir BİLGE HOCA , yıllarca yanında yetiştirdiği öğrencisinin
kişilik düzeyini öğrenmek ister. Onun eline çok parlak ve gizemli bir görüntüye sahip iri bir nesne verip: "Oğlum" der, "Bunu al, önüne gelen esnafa göster, kaç para verdiklerini sor, en sonra da kuyumcuya göster. Hiç kimseye satmadansadece fiyatlarını ve ne dediklerini öğren, gel bana bildir."
Öğrenci elindeki ile çevresindeki esnafı gezmeye başlar.
İlk önce bir bakkal dükkanına girer ve "Şunu kaça alırsınız?" diye sorar .
Bakkal parlak bir boncuğa benzettiği nesneyi eline alır; evirir çevirir;
sonra: "Buna bir tek lira veririm. Bizim çocuk oynasın" der.
İkinci olarak bir manifaturacıya gider. O da parlak bir taşa benzettiği
nesneye ancak bir beş lira vermeye razı olur. Üçüncü defa bir semerciye gider: Semerci nesneye şöyle bir bakar, "Bu" der
"benim semerlere iyi süs olur. Bundan 'kaş' dediğimiz süslerden yaparım. Buna bir on lira veririm."
En son olarak bir kuyumcuya gider. Kuyumcu öğrencinin elindekini görünce
yerinden fırlar. "Bu kadar değerli bir PIRLANTAYI, MÜCEVHERİ nereden
buldun?" diye hayretle bağırır ve hemen ilâve eder. "Buna kaç lira
istiyorsun?" Öğrenci sorar: "Siz ne veriyorsunuz?" "Ne istiyorsan veririm."
Öğrenci, "Hayır veremem." diye taşı almak için uzanınca kuyumcu yalvarmaya başlar:
"Ne olur bunu bana satın. Dükkanımı, evimi, hatta arsalarımı vereyim."
Öğrenci emanet olduğunu, satmaya yetkili olmadığını, ancak fiyat öğrenmesini istediklerini anlatıncaya kadar bir hayli dil döker.
Mücevheri alıp kuyumcudan çıkan öğrencinin kafası karmakarışıktır. Böylesi
karışık düşünceler içinde geriye dönmeye başlar. Bir tarafta elindeki nesneye yüzünü buruşturarak 1 lira verip onu OYUNCAK olarak görenler, diğer tarafta da PIRLANTA, MÜCEVHER diye isimlendirip buna sahip olmak için herşeyini vermeye hazır olan ve hatta yalvaran kişiler...
Bilge hocasının yanına dönen öğrenci büyük bir şaşkınlık içinde başından
geçen macerasını anlatır.Bilge sorar: "Bu karşılaştığın durumları izah edebilir misin?"Öğrenci şaşkınlık içinde "Çok şaşkınım efendim. Ne diyeceğimi bilemiyorum.Kafam karmakarışık " diye cevap verir.
Bilge hoca çok kısa cevap verir: "Bir şeyin kıymetini ancak onun değerini
bilen anlar ve onun değeri bilenin yanında kıymetlidir."
Her insanın hayatında varlığını ve değerini bilen, hisseden, fark eden
KUYUMCULAR kesinlikle vardır.
Sorun, KUYUMCU 'yu bulmakta...
Vaktiyle bir BİLGE HOCA , yıllarca yanında yetiştirdiği öğrencisinin
kişilik düzeyini öğrenmek ister. Onun eline çok parlak ve gizemli bir görüntüye sahip iri bir nesne verip: "Oğlum" der, "Bunu al, önüne gelen esnafa göster, kaç para verdiklerini sor, en sonra da kuyumcuya göster. Hiç kimseye satmadansadece fiyatlarını ve ne dediklerini öğren, gel bana bildir."
Öğrenci elindeki ile çevresindeki esnafı gezmeye başlar.
İlk önce bir bakkal dükkanına girer ve "Şunu kaça alırsınız?" diye sorar .
Bakkal parlak bir boncuğa benzettiği nesneyi eline alır; evirir çevirir;
sonra: "Buna bir tek lira veririm. Bizim çocuk oynasın" der.
İkinci olarak bir manifaturacıya gider. O da parlak bir taşa benzettiği
nesneye ancak bir beş lira vermeye razı olur. Üçüncü defa bir semerciye gider: Semerci nesneye şöyle bir bakar, "Bu" der
"benim semerlere iyi süs olur. Bundan 'kaş' dediğimiz süslerden yaparım. Buna bir on lira veririm."
En son olarak bir kuyumcuya gider. Kuyumcu öğrencinin elindekini görünce
yerinden fırlar. "Bu kadar değerli bir PIRLANTAYI, MÜCEVHERİ nereden
buldun?" diye hayretle bağırır ve hemen ilâve eder. "Buna kaç lira
istiyorsun?" Öğrenci sorar: "Siz ne veriyorsunuz?" "Ne istiyorsan veririm."
Öğrenci, "Hayır veremem." diye taşı almak için uzanınca kuyumcu yalvarmaya başlar:
"Ne olur bunu bana satın. Dükkanımı, evimi, hatta arsalarımı vereyim."
Öğrenci emanet olduğunu, satmaya yetkili olmadığını, ancak fiyat öğrenmesini istediklerini anlatıncaya kadar bir hayli dil döker.
Mücevheri alıp kuyumcudan çıkan öğrencinin kafası karmakarışıktır. Böylesi
karışık düşünceler içinde geriye dönmeye başlar. Bir tarafta elindeki nesneye yüzünü buruşturarak 1 lira verip onu OYUNCAK olarak görenler, diğer tarafta da PIRLANTA, MÜCEVHER diye isimlendirip buna sahip olmak için herşeyini vermeye hazır olan ve hatta yalvaran kişiler...
Bilge hocasının yanına dönen öğrenci büyük bir şaşkınlık içinde başından
geçen macerasını anlatır.Bilge sorar: "Bu karşılaştığın durumları izah edebilir misin?"Öğrenci şaşkınlık içinde "Çok şaşkınım efendim. Ne diyeceğimi bilemiyorum.Kafam karmakarışık " diye cevap verir.
Bilge hoca çok kısa cevap verir: "Bir şeyin kıymetini ancak onun değerini
bilen anlar ve onun değeri bilenin yanında kıymetlidir."
Her insanın hayatında varlığını ve değerini bilen, hisseden, fark eden
KUYUMCULAR kesinlikle vardır.
Sorun, KUYUMCU 'yu bulmakta...