3 sonuçtan 1 ile 3 arası

Konu: Osmanlı padişahlarının en ünlü sözleri.

  1. #1
    ŞAFAK AKBIYIK
    Kurallara uymadığı için forumdan uzaklaştırılmıştır. akbiyik - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    24/12/2010
    Yaş
    43
    Mesajlar
    403
    Nereden
    Ankara
    Rengi
    Evo Gri
    Plaka
    06 DF 7508
    Edilen teşekkür: 151

    Standart Osmanlı padişahlarının en ünlü sözleri.

    Osmanlı padişahlarının en ünlü sözleri.
    FATİH SULTAN MEHMET

    Fatih Sultan Mehmed
    Sultan Mehmet 12 yaşına geldiğinde babası Sultan Murat oğluna tahti bırakıp Manisa’ya inzivaya çekilir.Bu haber üzerine hristiyanlar Osmanlı tahtında bir çocuk olduğu için Haçlı ordusu toplayıp Osmanlının üzerine saldırmaya karar verir. Bu olayı haber alan Sultan Mehmet babasını çağırır fakat babası artık sensin diye gelmez. Bunun üzerine Sultan :
    Mehmet babasına şu tarihi mesajı yollar:
    Baba,
    Eğer Padişah siz iseniz geliniz ve ordunun başına geçiniz ,
    yok eğer padişah ben isem size emrediyorum gelip ordunun başına geçiniz.
    İmparatorunuza Söyleyin. Şimdi ki Osmanlı Padişahı Öncekilere Benzemez. Benim Gücümün Ulaştığı Yerlere, Sizin İmparatorunuzun Hayalleri Bile Ulaşamaz.
    Ya Ben Bizans’ı Alırım; Ya da Bizans Beni.
    Fatih Olmasaydım Ulubatlı Hasan Olmak İsterdim.
    Yapmak İstediğimi Sakalımın Bir Teli Bile Bilseydi, Sakalımın O Telini Hemen Koparır ve Yakardım.
    Bu Dünya Ölümlüdür. Her Fani Gibi Bende Ölümü Tadacağım.
    Dünya Devleti Ebedi Değildir. Fani Cihanda Hiç Kimse de Ölümsüz Değildir. İnsanların Dünyada Nefesleri Sayılıdır ve Ölümsüzlük Kapısı Kapalıdır.
    Şeyhim Akşemseddin Hazretleri İle Beraber Yaptığım Zikrin Lezzetine Dünyaları Bile Değişmem. Eğer Şeyhim İzin Verseydi Zikir Yolunu Tercih Eder, Saltanatı Terk Ederdim.
    YAVUZ SULTAN SELİM

    Yavuz Sultan Selim
    Yavuz Sultan Selim Padişah olmadan önce Şah İsmail’in ülkesine gider ve saraya girmenin yollarını arar.Birden aklına Şah İsmail’in satrancı çok sevdiği geLir ve köylerde kasabalarda santranç oynayarak nam salar.
    Şah İsmail bu kişiyi merak eder ve sarayına çağırır.Yavuz Sultan Selim ve Şah İsmail satranca başlarlar.Biraz zaman geçtikten sonra Yavuz Sultan Selim Şah İsmail’i Şah Mat eder ve yener.
    Şah İsmail bu duruma kızar ve Yavuz Sultan Selime ; “Sen Nasıl Şah’ını Şah Mat Etme Cürretinde BuLunursun” diyerek tokat atar.
    Yavuz Sultan Selim özür diler ve ülkesine döner. Aradan zaman geçer ve Şah İsmail ile Yavuz Sultan Selim bir savaşta karşı karşıya gelir.
    Yavuz Sultan Selim, Şah İsmail’i yener. Ardından o meşhur şiirini yazar:
    Sanma Şahım / Herkesi Sen / Sadıkhane / Yar OLur
    Herkesi Sen / Dost mu Sandın / BeLki oL / Ağyar OLur
    Sadıkhane / BeLki oL / aLemde / Serdar OLur
    Yar OLur / Ağyar OLur / Serdar OLur / DiLdar OLur
    Şiirin tercümesi şöyledir:
    Şahım Sen Herkezi Sadık Yar Sanma
    Sen Herkezi Dost mu Sandın BeLki O Düşman OLur
    Sadık OL BeLki O ALemde Komutan OLur
    Yar OLur, Düşman OLur, Komutan OLur, SevgiLi OLur.

    KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN
    Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi.
    Olmaya devlet cihanda, bir nefes sıhhat gibi.
    Saltanat dedikleri bir cihân kavgasıdır.
    Olmaya baht ü saadet dünyada vahdet gibi.
    II. ABDULHAMİT

    II. Abdülhamid
    Beni evhamlı sanıyorlardı HAYIR!
    Ben sadece gafil değildim, o kadar.
    Kırk yıl şu devletlerin birbirine düşmesini bekledim. Onlar birbirlerine düştü, şimdi ben tahtta değilim.
    Tarih değil,hatalar tekerrür ediyor!
    Düşmanımın kurtuluş reçetesi öldürmek içindir.Esaretin bir çeşitide borçlandırmadır.
    Savaş yalnız sınırlarda olmaz .Savaş bir milletin topyekün ateşe girmesidir.Eğer bu bütünlük sağlanmamışsa zafer tesadüfi,yenilgi kaderdir.
    Bir karış dahi olsa vatan toprağını satmam,zira bu vatan bana değil milletime aittir.
    Milletim de bu toprakları ancak aldığı fiyata verir.
    Çünkü bu topraklar kanla alınmıştır, kanla verilir!
    İcabı halinde donanmayı kaybetmemek için canımı vermeye hazırım.
    OSMAN GAZİ
    Padişahların özlü sözleri kadar Türk tarihine damgasını vuran bir de vasiyet vardır; Osman Gazi’nin oğlu Orham Gazi’ye yazdığı vasiyet…
    Osman Gazi’nin 1326’da Söğüt’te vefat etmeden önce oğlu Orhan Gazi’ye yaptığı bu vasiyet tam bir siyasetnâme niteliğindedir.
    “Ey oğul! Her işten önce din işlerine dikkat et. Zira farizaya (farzlara) dikkat, din ve devletin güçlenmesine sebeptir. Din işlerini; dikkatli olmayan, itikadı bozuk ve doğru yoldan ayrılmaya yönelen, büyük günahlardan kaçınmayan, helala-harama dikkat etmeyen sefihlere ve ayrıca tecrübesiz kişilere bırakma, devlet idaresinde bu gibi kişilere iş verme! Zira yaratandan korkmayan, yaratılandan hiç korkmaz. Büyük günah işleyen ve bunu devam ettiren kimsede sadakat olmaz. Böyle kişilerin sadakati olsa ümmeti olduğu Peygamber-i Zişan’ın sadık tebligatı üzere hareket eder de şer’i şerifin dışına çıkmazdı. Allah’ın (c.c) hakkını ve kulların hukukunu gözet!.. Ve senden sonrakilere böyle nasihat etmekten geri durma, adalet ve insafa riayet ile zulmü kaldırmaya devam ile her bir işe teşebbüs de Allah’ın yardımına güven. Halkını düşman istilasından ve zulme uğratılmaktan koru!. Haksız yere hiç bir ferde layık olmayan muamelede bulunma!.. Halkı taltif et, hepsinin rızasını kazan”.
    Yavuz Sultan Selim'den günümüze ders olsun!!!!
    Yavuz Sultan Selim Han, Mısır seferine çıkmıştı. Bu sefer, her konuda zor ve çetin geçmişti. Hazine çok sıkıntıya düşmüştü, para bakımından tam takırdı. Hazinedar durumu padişaha arz etmeden önce işi halletme yoluna gitmiş, bir bezirgândan borç para almıştı. Sefer dönüşü bezirgânın parası ödenecekti. Öyle de oldu. Hazine sorumlusu, bezirgânı çağırmış ve borç olarak verdiği miktarı kendisine ödemişti. Bezirgân hazine sorumlusuna şöyle bir teklifte bulunur: Devletin sayesinde servetim çoğaldı. Varis olarak bir oğlumdan başka kimsem yok. Size borç olarak verdiğim parayı devlete bağışlıyorum, karşılığında da oğluma devlette bir iş verin. Bu teklifi hazinedar iyi karşılamış, durumu Padişaha bildirmek üzere huzura çıkmıştı. Hazinedarını dinleyen Yavuz, öfkeyle ayağa kalktı ve bağırdı: “Bana böyle ahlâksız bir teklifle nasıl gelirsiniz?” Bu tekliften dolayı seni de bezirgânı da cezalandırırdım. Ancak benim için, “Servetine tamah ettiği için cezalandırdı.” demelerinden çekindim. Derhal bezirgânın parasını verin ve bir daha da bana böyle yakışıksız tekliflerle gelmeyin. Bezirgânın Yahudi olduğu konusunda tarihçilerin notu vardır.
    Yavuz’un bu olayından çıkarılacak çok ders var aslında. Osmanlı Devleti’nin neden uzun ömürlü bir devlet olduğu, neden Türkiye’nin Osmanlı olamayacağını şu küçücük olaydan çıkarmak mümkün olacaktır. Devlet zor anında bir bezirgandan borç almak zorunda kalıyor. Bezirgan tüm servetini bağışlıyor karşılığında oğluna bir memurluk istiyor, tüm servetine karşılık sadece bir memurluk çok bir şey istemiyor gibi. Sizce de öyle değil mi nedir ki tüm servetine karşılık bir memurluk? Ama işte o gün Yavuz’un yaptığı adam kayırma torpil gibi günümüzde ülkemizin kangren olan bürokratik yapısı ve yönetimde beceriksiz insanların görev alması sonucu ülkemizin potansiyelini iyi kullanamamasının ilacıdır. O gün Yavuz’un yaptığını ülkemizde Atatürk’ten sonra hiç kimse yapmadı. Eğer yapmış olsalardı belki yeni bir Osmanlı olacaktık.
    Ey gönül! Başkasından yardım ve dostluk umarak yaşama düşmanında da korkma! Devlet ve saltanat ancak Allah ( c.c.) verdiğidir.
    (Yavuz Sultan Selim)

    Mısır’ın fethinden sonra esir Memlük kumandanlarından Kayıtbay Yavuz Sultan Selim‘in huzuruna getirilmişti.
    Aralarında şöyle bir konuşma geçti:
    “- Söyle bakalım Kayıtbay, cesaret ve kahramanlığın ne işe yaradı?”
    “- Cesaret ve kahramanlığım hâlâ var ey Sultan! Yalnız, bize ne yaptıysa ordunuzdaki toplar yaptı!”
    “- Anlamadım!..”
    “- Berberilerden biri, Venedik’ten top getirerek bize satmak istemişti de, Peygamberimizin, “ok ve kılıç kullanın” şeklindeki emrine aykırıdır diye satın almamıştık. O satıcı bize, “Yaşayan görecektir ki, memleketiniz top yüzünden elinizden çıkacaktır” demişti. Meğer doğruyu söylemişmiş!”
    “- Din kaidelerine böylesine bağlı idiniz de, Allah’ın, “Düşmanın silahına aynı silahla karşılık veriniz” emrine neden uymadınız? Bilmez misiniz ki, “Ok ve kılıç kullanın” demek “Başka silah kullanmayın” demek değildir. O zaman o silahlar varmış, şimdi de bu silahlar var!”
    Kayıtbay başını önüne eğdi ve sustu.


    1517 yılında kazanılan Ridaniye zaferinden sonra kutsal topraklarda huzuru sağlayan Yavuz Sultan Selim ordusuyla birlikte İstanbul’a dönüyordu.
    Yolculuk sırasında, İbn-i Kemal adıyla tanınan Anadolu Kazaskeri ve ünlü bilgin Kemal Paşazade’nin atının ayağından sıçrayan çamurlar Padişah’ın kaftanını kirletti.
    Kemal Paşazade mahçup oldu, korktu ve ne diyeceğini şaşırdı.
    O’nun bu halini gören Padişah tebessümlü bakışlarla süzdükten sonra şöyle teselli etti:
    “Senin gibi bir bilginin atının ayağından sıçrayan çamur benim için şereftir. Vasiyetimdir ki, öldüğüm zaman bu kaftan bu haliyle sandukamın üzerine konsun!”
    Padişahın sırtından çıkardığı kaftanın çamurları temizlenmedi, öylece saklandı ve vasiyetine uygun olarak ölümünden sonra sandukasının üzerine örtüldü.

  2. #2
    Serhat Serhat
    İl Başkanı (Kırşehir) takres - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    13/10/2010
    Mesajlar
    7.894
    Nereden
    Kırşehir
    Rengi
    Yok
    Edilen teşekkür: 1804

    Standart

    teşekkürler...

  3. #3
    ORÇUN ÇABUK
    aŞK 3 HaRF BMW WiSTaRiA - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    22/07/2009
    Yaş
    44
    Mesajlar
    6.500
    Nereden
    Tekirdağ
    Rengi
    Yok
    Edilen teşekkür: 2431

    Standart

    güzel paylaşım...

Benzer Konular

  1. En sevdiğiniz punto sözleri ?
    Lemoon tarafından Serbest Kürsü forumunda yazıldı.
    Cevaplar: 7
    Son Mesaj: 16/08/2012, 13:06
  2. Osmanlı Döneminde Fayton Arkası Yazılar
    kolombo tarafından Geyik forumunda yazıldı.
    Cevaplar: 4
    Son Mesaj: 02/12/2010, 13:24
  3. Yanlış Anlaşılan Şarkı Sözleri
    İbrahimKC tarafından Geyik forumunda yazıldı.
    Cevaplar: 6
    Son Mesaj: 13/05/2008, 22:53
  4. İllerimiz Neleriyle ünlü
    dagored tarafından Serbest Kürsü forumunda yazıldı.
    Cevaplar: 18
    Son Mesaj: 03/09/2007, 13:10
  5. ÜnlÜ 8 KİŞİlİk Ankara BuluŞmasi
    HIGH FIDELITY tarafından Ankara forumunda yazıldı.
    Cevaplar: 56
    Son Mesaj: 11/01/2007, 16:11

Yer imleri

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •  


Forumdaki tüm yazışmalardan üyelerin kendisi sorumludur. Çıkabilecek herhangi bir hukuki durumda, forum yönetimi yetkili merciilerin talepleri doğrultusunda, ilgili üye/üyelerin tüm erişim bilgilerini/kayıtlarını vermekle yükümlüdür. Yeni üye olanlar, maillerine gönderilen onay maillerini onayladıktan sonra, admin onayıyla üye olabilmektedirler. O nedenle üye olurken profil bilgilerinin özenli, doğru ve eksiksiz şekilde girilmesi son derece önemlidir. Üyeler; forumda geçirdikleri zaman zarfında forum kurallarına uymak zorundadırlar. Kurallara aykırı davrandığı tespit edilen üyeler hakkında haber vermeksizin işlem yapma hakkı forum yönetimine aittir. Forum kurallarını okumak için tıklayınız. Unutmayınız; bu ortamdaki özgürlüğünüz, başkalarının özgürlüğüyle sınırlıdır.
Reklam vermek, bilgi & iletişim için: admin@grandepuntotr.com



# Fiat Türkiye Kullanıcı Forumları Network #

www.fiattr.com   |    www.puntotr.com   |    www.grandepuntotr.com   |    www.puntoevotr.com   |    www.bravotr.com   |    www.lineatr.com   |    www.500tr.com   |    www.ottimotr.com   |    www.aegeatr.com