PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Baykal ve Bahçeli'ye canlı yayında meydan okudu



anvil
18/07/2007, 11:57
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Eğer siz tek başınıza kazanamıyorsanız, tek başınıza iktidar olamıyorsanız, şu seçimden sonra çekilin gidin, Halk Partisi sizden kurtulsun. Onu söylemiyor. 'Rodos'a kadar yüzerim' diyor'' dedi.https://medya.zaman.com.tr/2007/07/18/tayyip-erdogan.jpg
Başbakan Erdoğan, Star Tv'de yayınlanan ''Türkiye'nin Seçimi'' adlı programda soruları yanıtladı.
''Tek başına iktidar olmazsam ben siyaseti bırakıyorum. Sayın Baykal, Sayın Bahçeli siz de bırakacak mısınız dediniz. Sayın Baykal'dan henüz cevap gelmedi. Devlet Bahçeli'nin bir yanıtı oldu. 'Başbakan Erdoğan son siyasi yolculuğuna çıkmıştır' dedi. Açıklamanızı biraz daha açar mısınız?'' şeklindeki soru üzerine Erdoğan, konuşmalarının önünün arkasının görülmeden değerlendirilmesinin, halka doğruların yansıtılamayacağı sonucunu doğuracağını söyledi. Erdoğan, ''CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye seslenirken, geçmişleriyle bugünü analiz ederek, bir de son zamanlarda gazetelere verdikleri ilanlarda 'tek başına iktidar' ifadelerini kullanıyorlar. Böyle bir şeyin ne kadar hayal ürünü olduğunu ortaya koymak için söyledim'' diye konuştu.
Bahçeli'nin ve Baykal'ın partilerine hep yük olduklarını savunan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Sayın Bahçeli, geçen seçimlerde, 'seçimi kaybettim, ayrılıyorum' demiş, ayrılmıştır. Ama 9 ay sonra tekrar işin başına dönmüştür. Bu, bir genel başkana, bir lidere 'ayrılıyorum' deyip tekrar gelme noktasında ne kadar yakışmıştır, bunu ben milletimin takdirine bırakıyorum. Sayın Baykal ise zaten bugüne kadar hiçbir zaman bu ülkede bir başbakan olamamış, böyle bir imkan hiç bulamamış. Ama CHP'nin yakalamış olduğu o mevcut imkanlarla, tüzük imkanlarıyla bu işi devamlı korumuş, böylece götürmüş. Kendisine karşı çıkanlar olmuş, zaten metotlarına göre tasfiye etmiştir.''
''Eğer tek başına iktidar istiyorsanız ve bunda hakikaten samimiyseniz. Bizim böyle bir endişemiz yok, bu konuda rahatız. O zaman gelin buyurun hodri meydan diyelim'' diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
''Eğer siz tek başınıza kazanamıyorsanız, tek başınıza iktidar olamıyorsanız, şu seçimden sonra çekilin gidin, Halk Partisi sizden kurtulsun. Onu söylemiyor, 'Rodos'a kadar yüzerim' diyor. Aynı şekilde sen de Sayın Bahçeli, benim sonumu filan bırak. Ben sonumu kendim takdir ederim. Bu konuda hakikaten samimiysen, 3 Kasım'da olduğu gibi 9 ay sonra dönmek falan değil, samimi olarak açıkla, 'Ben tek başına iktidar olamadığım taktirde bu işi bırakıyorum' de. Diyebiliyorsanız ben işte varım. Ama hiç birinden olumlu cevap gelmiyor. Gelmeyecektir zaten.''
-TEK BAŞINA İKTİDAR-
Başbakan Erdoğan, başka bir soru üzerine, tek başına iktidar şansını zaten yakaladıklarını, bunda herhangi bir tereddütün söz konusu olmadığını söyledi.
İktidarın muktedir olması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, ''Şimdi 34.4 ile biz sistemden kaynaklanan avantajla TBMM'de yüzde 65 çoğunluğu almışız. Bu sistemle seçimlere giren tüm partiler daha sonra bizim bu kazanmamızı bile eleştirdiler. Bu seçimdeki asıl hedefimiz yüzde 40'ın üzerine çıkmak yüzde 50'ye doğru yürümek. Bunu görsünler, TBMM'de şu anda bu var. Çıkardığı milletvekili sayısı bundan önceki kadar olmasa bile oy oranı itibariyle güçlü bir parti var'' diye konuştu.
''Bir önceki seçimlerde kazandığınız milletvekili sayısına erişememe olasılığı ve bu hesaplar var galiba'' sözleri üzerine Erdoğan, ''Oy oranında yüksek olacağız ama aynı milletvekilini bulamayabiliriz buradaki sıkıntı bu'' dedi. Erdoğan, ''İki partili olursa bundan önceki seçimde aldığımız milletvekilini çok daha fazlasını alırız. Ama 3 partili bir yapı olursa o zaman milletvekili sayısı da düşer. O zaman geçen dönemdeki milletvekili sayısına ulaşamayız'' dedi.
-''İKİ PARTİ GARANTİ''-
''Meclis'e girecek parti sayısı itibariyle sizin öngörünüz nedir?'' şeklindeki bir soruya Erdoğan, ''Şu anda 2 parti garanti gözüküyor. Üçüncü parti hala bir sınavın, mücadelenin içinde olabilir de olmayabilir de'' yanıtı verdi.
Erdoğan, bir başka soru üzerine, ''Bu koltuklar değişebilmeli. benim partimin tüzüğünde biz işi sağlama almışız. Ne diyoruz? Bir genel başkan 5 kez genel başkan seçilebilir. 3 kez arka arkaya milletvekili seçilebilir. 4. kez seçilemez. Ama diğer siyasi partilerde böyle şey olmaz. Biz bunu niye getirdik? Siyaset yapacaksan ille de parlamentoda olmaz ki. Partinin kademelerinde yap. Danışman ol. Ama bizde bu böyle değil ki. Ölene kadar devam ederler. Bunları gördük'' diye konuştu.
Yeni gelen kuşakların önünün açılması gerektiğini belirten Erdoğan, bu şekilde siyasette dinamik bir yapı oluşturulabileceğini söyledi. Erdoğan, ''Biz tüzüğümüzle bunun önünü açtık'' dedi.
''Sayın Şener'in aday olmamasını bu bağlamda mı değerlendirmek gerekiyor?'' sorusunu Başbakan Erdoğan, şöyle yanıtladı:
''Hayır, Şener'in bununla alakası yok. Sayın Şener, kendisi aday olmadı. Kendi tavrı. Biz kendisine söyledik. 'Gel yola aynen devam edelim' dedik. Kendisi, 'Yıllar yılı bu işi yaptım. Belki akademisyen olarak bundan sonraki sürece devam edeceğim' dedi. Israr edemezdik.''
-''KÖMÜR, ALTIN DAĞITILIYOR'' İDDİALARI-
''AK Parti'nin, seçmenlere altın, kömür, yiyecek dağıttığı'' şeklinde iddialar olduğunun anımsatılması üzerine Erdoğan, şunları söyledi:
''Siyaset, dürüst bir zeminde yürümüyor. Böyle olunca da sertleşmeler oluyor. Bu sertleşmelerin zemininde de bu tür müfteriler ve iftiralar yatıyor. Bütün milli iradeyi altınla satın alacaksınız. Bu olabilecek bir şey mi? Bu ahlaki değil. AK Parti olarak biz milletimizin iradesini bu tür maddi menfaatlerle değişecek kadar alçalmadık. Kaldı ki 14 milyon oy almışız. Ey Baykal 14 milyon çeyrek altın mı yarım mı vereceğiz onu da söyle bari. Neye dayanarak böyle bir yalana düştüler. Onun için dedim ki, 'bunu belgeleyemezsen namertsin, müfterisin.'
Biz, bir seçim uygulaması yapmadık. Mali disiplinden taviz vermedik. Ekonomik programı aynı ciddiyetle yürüttük. Bizim hedefimiz ne? Durmak yok, yola devam. Bundan sonra da devam edeceğiz.''
Erdoğan, seçim öncesi kömür dağıtılmasına ilişkin iddialara da değinerek, kömürün 4 yıldan bu yana dağıtıldığını söyledi. Kömürü, Nisan ayından itibaren dağıtmaya başladıklarını anımsatan Erdoğan, ''Eylül-Ekim ayında dağıtacak değiliz herhalde. Nisan'dan veriyoruz ki, insanlar kömürü kış aylarında evlerinde bulsunlar, ısınabilsinler'' dedi.
Gıda paketi dağıtılmasının da seçim döneminde başlanılan bir uygulama olmadığını vurgulayan Erdoğan, ''Bunlar, sosyal devlet olmanın gerekleri. Ben yoksul insanların sofralarına oturan bir Başbakanım. Fakir fukaranın evinde onlarla yemek yiyen birisiyim. Ama Sayın Baykal ve Bahçeli bunları bilmez. Onlar oturdukları yerde kalırlar'' diye konuştu.
-BAYKAL'IN YAŞI-
Erdoğan, mitinglerde CHP Genel Başkanı Baykal'ın yaşına ilişkin sarf ettiği sözlerin anımsatılması üzerine, CHP tarafından 1940'lı yıllarda halka dağıtılan ekmek karnesini göstererek, ''Ben sadece Sayın Baykal'ın bu dönemleri hatırladığına vurgu yapmak istemiştim, Yaşı 70 demiştim. Açıklama yapmış '68' demiş. Demek ki, o zamanlar 6-7 yaşındaymış. Bu yaştaki insan da bir şeyleri biraz hatırlar. Ben bilmem. Bana babam anlatırdı'' dedi.
''CHP, Atatürk'ün kurduğu parti diye eleştiriden uzak mı kalacak?'' diyen Erdoğan tek parti döneminde, Atatürk'ün ölümünün ardından paraların ve pulların üzerinden fotoğraflarının kaldırıldığını anlattı.
Erdoğan, ''Bunları yeni kuşaklar bilmez. Bizim gönlümüz arzu eder ki, böyle sert tartışmalar olmasın. Ama bize iftira eden de tabii ki cevabını alacak'' dedi.
CHP Genel Başkanı Baykal'ın kendisiyle ilgili olarak gazetelere verdiği ilanlara dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Yalanını al da git diyor. Kira öder gibi ev sahibi olunması işine değiniyor yani. TOKİ'nin bugün 280 bin konut inşaatı devam ediyor. 140 bin konutu sahiplerine teslim etmişiz. Bunları 10-15-20 yıl vadelere bölmüşüz. Hakikaten kira öder gibi. Şimdi evlerin içinde oturanlara sor bunları anlatır. Asıl yalan üzerinden siyaset yapan Sayın Baykal.''
''DTP, PKK TERÖR ÖRGÜTÜNÜ REDDETMELİDİR"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP), terör örgütünü reddetmesi gerektiğini belirterek, bunu söylemediği sürece terör örgütü ile bir bağlantısı olduğu şeklindeki şaibeyi üzerinde taşıyacağını belirtti.
Başbakan Erdoğan, Star Tv'de yayınlanan ''Türkiye'nin Seçimi'' adlı programda soruları yanıtladı.
Erdoğan, ''DTP'nin, terör örgütü ile bir bağlantısı olduğuna inanıyor musunuz?'' sorusu üzerine şunları söyledi:
''Benim şimdi kalkıp da legal bir örgüt olarak ortaya çıkmış, siyaset yapan bir siyasi parti için şöyle bir şey vardır' demem bir defa yanlış. DTP, PKK terör örgütünü reddetmelidir. Bir ara 'bizim arka bahçemizdir' diye bir ifade kullandılar. Bunu reddetmelidir, 'PKK, bir terör örgütüdür' demelidir. Bunu demediği sürece DTP bu şaibeyi üzerinde taşıyacaktır. Benden randevu istiyorlar. Vermem. Niye vermem? Bu ifadeyi kullanmadıkça, tam aksine 'arka bahçemiz' dedikçe veremem. Terör örgütüne karşı mücadeleyi birlikte vereceğiz.''
-''BÖLÜNMÜŞ YOLLAR SAYESİNDE KAZALAR AZALDI''-
Bir başka soru üzerine de toplu konutlar ile bir kentsel dönüşüm gerçekleştirdiklerini belirten Erdoğan, Türkiye'de yapılanma olayının çok çirkin olduğunu ifade ederek, yerel mimarinin unutulmaması için çok ciddi bir mücadele verdiklerini kaydetti. Anadolu'nun her yerinde ayrı bir medeniyet ve kültür olduğunu ifade eden Erdoğan, bunun yaşatılması gerektiğini ve konut yapılırken Beypazarı, Beyşehir, Amasya, Nevşehir, Konya ve Karadeniz evlerinde olduğu gibi yöresel özellikleri ön plana çıkaran evlerin yapılması gerektiğini vurguladı.
Türkiye'ye duble yol mantığını getirdiklerini belirten Erdoğan, bu yolların maliyetinin çevre yoluna kıyasla daha düşük olduğunu kaydetti. Trafik kazalarını azaltmayı hedeflediklerini ve bölünmüş yollar sayesinde bu kazaları azalttıklarını dile getiren Erdoğan, ''Biz bölünmüş yollarda henüz yüksek standardı yakalayamadık. Yüksek standardı yakaladığımız zaman, bu bölünmüş yollarımızın ülkemize kazandırdığı çok şey olacak. Bir defa öz güven artacak, trafikte rahatlık ve huzur daha farklı bir şekilde gelişecek, kaza oranı çok çok düşecektir'' diye konuştu.
Toplu konutları, dar gelirli insanlar için teşvik ettiklerini belirten Erdoğan, bu insanları ayda 150 YTL karşılığında ev sahibi yapmanın, ayrı bir sevinç kaynağı olduğunu dile getirdi. Bu şekilde, çirkin ve kaçak yapılaşmanın da önünü alacaklarını kaydeden Erdoğan, önümüzdeki dönemde asgari 500 bin toplu konut rakamını hedeflediklerini söyledi.
-YABANCILARA TOPRAK SATIŞI-
Yabancılara mülk satışı konusunda bir takım tartışmaların olduğu ve bu konuda neler düşündüğünün sorulması üzerine ise Erdoğan, bu konudaki spekülasyonların oy avcılığı için yapıldığını ifade etti.
Yabancılara toprak satışının, 1935'te başladığını kaydeden Erdoğan, söz konusu tarihten itibaren devam ettiğini söyledi. Bu satışın karşılıklılık esasına göre yapıldığını kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''İngiltere'de, Almanya'da, Belçika'da, Fransa'da konut sahibi olacaksın. Ama onlar gelip de burada konut sahibi olmak veya arsa sahibi olmak istedikleri zaman 'bu yabancı buradan arsa alamaz diyeceksin'. Böyle bir şey yok.
Bizden önceki hükümet döneminde, 1999'da 1665, 2000 yılında 1638, 2001'de 1910, 2002'de 2831 taşınmaz satılmıştır.
Bizim dönemimizde bu artmış. Mesela 2003 yılında 3887, 2004'te 8808, 2005'te 6290, 2006 11 bin 167 taşınmaz satıldı.
Peki bizim dönemimizde neden olmuş bu artış. Sebebi; istikrar ve güvendir. Yabancı artık Türkiye'ye gelebiliyor.
GAP'ta ise İsrail'lilerin aldığı 1 metre kare yer yoktur. Kesinlikle yalandır. Böyle bir şey söz konusu değildir. Bununla ilgili bir rapor da yoktur.''
Yoğun seçim programı içerisinde torunu Mehmet Akif'i özleyip özlemediğinin sorulması üzerine ise Erdoğan, İstanbul'a gittikçe torununu gördüğünü ve hasret giderdiğini söyledi. Siyaset yaşamı boyunca çocuklarına da yeterince zaman ayıramadığını belirten Erdoğan, evlat sevgisini yeterince yaşama fırsatını bulamadığını kaydetti.
BAYKAL YALAN ÜZERİNDEN SİYASET YAPIYOR
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın gazetelerde çıkan, '' Yalanını al git'' ilanına değinerek, ''Asıl şimdi kusura bakmasın da yalan üzerinden siyaset yapan kim? Sayın Baykal. Çok açık, net. Bizim yaptığımız konutlarda oturanlar şu anda bu gerçeği biliyor. Şimdi ben onu ispata davet etmek zorunda değilim ki. İspat et arkadaş. Dürüst ol, doğru ol'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Star Tv'de yayınlanan ''Türkiye'nin Seçimi'' adlı programda soruları yanıtladı.
CHP'nin gazetelere ''Yalanını al git'' başlığıyla ilan verdiğini gösteren Erdoğan, ''Biz biliyorsunuz toplu konutu kira öder gibi vatandaşlarımıza satıyoruz. Şu ana kadar 280 bin konut inşası devam ediyor. 140 bini ev sahiplerine teslim edildi. Bunların içinde dar gelirli, orta gelirli... Tüm bunlara 10 yıl, 15 yıl, 20 yıl vadeyle konut satıyoruz. Bunlar vatandaşların hakikaten kira öder gibi taksit ödediği konutlar. Bazıları mesela hiç peşinat ödemeden giriyor bu konutlara. Bazıları eve girdikten sonra taksitini ödemeye başlıyor. Uygulamalarımız çeşitli'' diye konuştu.
Baykal'ın bunların hiçbirinden haberinin olmadığını savunan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Kim kendisine ne anlatıyor ben anlamıyorum. Bir siyasi partinin liderisin. Türkiye'de Toplu Konut İdaresi bu kadar yoğun şekilde konutlar yapıyor. Bir gideyim göreyim şunları, ya da buralarda oturanlardan sorayım hakikaten siz taksit olarak ne ödüyorsunuz? Yüzde 10, yüzde 15, yüzde 20 peşinat alırız. Bunun üstüne de kira öder gibi taksitle girersin evine. Ondan sonra ödemeye başlarsın. Bu uygulanan bir şey.
Asıl şimdi kusura bakmasın da yalan üzerinden siyaset yapan kim? Sayın Baykal. Çok açık, net. Bizim yaptığımız konutlarda oturanlar şu anda bu gerçeği biliyor. Şimdi ben onu ispata davet etmek zorunda değilim ki. İspat et arkadaş. dürüst ol, doğru ol.''
Başbakan Erdoğan, ''az önce gösterdiğiniz gazete ilanında 'yalanını da al git' ifadesi var. Esasen nereden gönderme yaptığını biz de biliyoruz. Şöyle ki sizin bir takım ifadeleriniz var. Örneğin ' da al git' hiç bu sözü keşke söylemeseydim dediğiniz oldu mu?'' şeklindeki soruya, şu yanıtı verdi:
''Olabilir de. Allah aşkına nedir bu söz? Söyler misiniz bana. Ben bunu anlamıyorum. Bunun üzerinde bu kadar duruluyor. Nedir bu söz?
O kişiyle, hiç gündeme getirilmemesi gereken, o çiftçi falan değil. Tamamen bir provokatör. Tansu hanım zamanında grup toplantılarında böyle şeyler yapmış. Bir çok şeyi çıktı, gazetelerde de falan da yayınlandı.
Benim orada ona söylediğim bu ifade kim duymuş, nasıl duymuş? Onu da bilemiyorum. Böyle bir ifade söylenmiş mi, söylenmemiş mi? Öyle söylediğimi ifade edelim, küfür mü? Böyle bir küfür var mı terminolojimiz içinde. ' da al git.' Siyasetin içinde böyle sloganlar çok.''
''Miting meydanlarında kullandığınız 'Askerlik yan gelip yatma yeri değildir' sözü de çok tartışıldı. Bu sözü daha sonra keşke söylemesiydim dediğiniz oldu mu?'' sorusunu da Başbakan Erdoğan, şöyle cevapladı:
''Benim orada şehitlik müessesesi kavramıyla ilgili anlattıklarım var, benim o günkü konuşmamda şehitliğin ne kadar kutsal bir kavram olduğunu, evlatlarımızın şehit olması noktasında... Anaların evlatlarını askere gönderirken 'git oğlum, ya gazi ol ya şehit'. Biz böyle bir gelenekten geldik. Bunları anlattım. Burada gazi de olabilirsiniz, şehit de olabilirsiniz. Şimdi askere giden kişi bu görevin sonunda gazi de olabilir, şehit de olabilir, ya da hiç bir şey olmadan çıkıp gelebilir. Her şey olabilir. Bunlar hepimizin başından geçen şeyler. Ben de askerliğimi yaptım. Her şey olabilirdi. O zamanlar böyle bir şey yoktu. Birilerinin başına bu tür olay geldiği zaman, hemen pat diye 'Yan gelip yatma yeri değildir' lafını alıp bunu gündemde tutmak doğru bir şey mi? Bu konuşmanın önü var, arkası var. Ama şahadet makamını orada ortaya konulduğu gibi konuşmayız. Kimse onu gündeme getirmiyor.''
CHP'nin ''Tayyip'in karnesi'' diye bir başka ilan daha verdiğini de gösteren Erdoğan, ''Terör, 71 şehit son 6 ay. CHP bundan nemalanmaya çalışıyor. Şehitlerin sayısı biraz daha artarsa sayın Baykal zil takıp oynayacak mısın? Bunu nasıl koyuyorsun buraya? Bunu buraya koyduğunda benim sana şunu söyleme hakkım doğmaz mı? 1995'te Başbakan Yardımcısısın, Tansu Hanımla olduğunuz hükümette. O zamanki şehit sayı neydi, 1158. Sayın Baykal sen bunu neyle izah edeceksin? Biz bir tane şehidimizi 550 milletvekiline değişmeyiz'' diye konuştu.

anvil
18/07/2007, 11:58
-''ŞEHİT SAYISINDA ARTIŞ YOK''-
''Son dönemlerde bariz şekilde şehit sayısında artış olduğu'' değerlendirmesine karşılık Başbakan Erdoğan, şehit sayısında artış olmadığını belirterek, şunları kaydetti:
''Hesapları iyi yapın. İyi yapmıyorsunuz. Sene 1984, Türkiye'de terör başlamıştır. En fazla şehit olduğu dönemler 1992-1993'tür. Sayın Ağar durmadan konuşuyor. Onun Emniyet Müdürü olduğu dönemler, İçişleri Bakanlığı yaptığı dönemler şehitlerimizi en fazla verdiğimiz dönemlerdir. Zaman zaman çıkıp fedailik yapıyor, yok şöyle yapardım, böyle yapardım.
Sonra bir iniş başladı. Özellikle de bölücü terör örgütünün başı yakalandıktan sonra. Bizim iktidarımız döneminde 160'a kadar çıktı. Bu yıl da şu anda 73-74 filan. Sayı bu kadar oldu, iyi oldu diyemem ki. Biz bir şehidimiz bile olduğu zaman bunun ısdırabını hissediyoruz. İçimiz kan ağlıyor. Bu işin kaderinde bu var. Terörle mücadele ediyorsak bunun bir bedeli var. Madden de olacak manen de. Bunu da hiç bir zaman bu tür alanlarda değerlendirmek, oya tabi etmek, böyle yorumlamak çok çok yanlış.''
Erdoğan, ''5 yıllık iktidar süreci genel olarak yıpranmayla geçmiştir. Buna rağmen yıprandığınızı hiç düşünmüyor musunuz?'' sorusu üzerine, kamuoyu araştırmaları yaptırdıklarını, son dönemde bunu daha da sıklaştırdıklarını belirterek, şunları kaydetti:
''Görünen o ki gelen diğer siyasi iktidarlar hep yıpranmıştır ama biz yıpranmadık ve oy oranımız artarak geliyoruz. Burada bir incelik var, bizim sistemimizden kaynaklanan. Hem oy oranınız artabilir ama milletvekiliniz düşebilir. Niye? Barajı aşan partilerin sayısı artarsa tabi ki, milletvekili paylaşımını da sizin aleyhinize döndürecektir. Ama iki parti barajı aşarsa, benim inancım şudur, geçen seçimdeki milletvekili sayısından daha fazla milletvekiliyle girebiliriz.''
''Şunu yapamadık gibi bir öz eleştiri yaptığınız bir nokta var mı? Seçim sonrasına ilişkin ilk gündeminiz nedir?'' sorusuna da Erdoğan, seçim sonrasında gündemlerinde Cumhurbaşkanlığı seçiminin olduğu yanıtını verdi. Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili gündemin kendileri için öncelikli olduğunu vurgulayarak, şöyle dedi:
''Cumhurbaşkanlığı seçimini nasıl çözeceğiz, bu var. Biz 'millete gidelim' diyoruz, diğer siyasi partiler milleten kaçıyor. Başta Cumhuriyet Halk Partisi. Her ne kadar adı Cumhuriyet, halk ise de. Cumhurdan, halktan kaçıyor. Üçüncü bir partinin bu konuya tavrı ne olur, bilemem. Onun için konuşmam doğru olmaz.
Eğer üçüncü bir parti girer de 'Millete gitmemiz doğrudur' derse, o zaman zaten bir çok şey çözülmüş oluyor. Orada tıkanma diye bir şey olmaz. Kararlar verilir. Ki o Türkiye'yi rahatlatan da biri olacaktır. Aksi takdirde bu iş döner. Parlamentoda seçimi yap. Parlamentoda Cumhurbaşkanı seçilemedi. 367 olayı var malum. 40 gün içinde tekrar seçime gideceksiniz. Doğru bir yöntem olmaktan çıkıyor. Ama halka gidersek burada tıkanma söz konusu değil.''
Baykal'ın dışarıdan bir Cumhurbaşkanı istediğini de anımsatan Erdoğan, şunları söyledi:
''Bunu şu anda henüz oluşmamış bir parlamentoya teklif etmek, seçilecek olan milletvekillerine saygısızlık olur. Senin bir adayın varsa dışarıdan teklif edersin. Biz, bu parlamentonun içinden Cumhurbaşkanı çıkacak diyoruz. Diyor ki, 'onlar taraflı olur.' Bu düşünceye kesinlikle katılmıyorum. Bir defa dünyada tarafsız olan insan yoktur. Uygulamada tarafsızlık vardır. Her insanın gönlünde muhakkak bir siyasi parti yatar. Yani şu anda Sayın Cumhurbaşkanımızın kafasında böyle bir siyasi parti yok mu? Oyunu kullanmaya gittiği zaman bir siyasi partiye oy vermiyor mu, veriyor. Bundan önceki süreçte de sayın Demirel, Sayın Özal, onlar da uygulamalarında bunu göstermeye çalışmışlardır. Burada da seçilecek olandan bu beklenir. Uygulamada tarafsızlık.'' Uzlaşma konusuna da değinen Erdoğan, uzlaşmadan ne anlaşıldığının önemli olduğunu, eğer bu bir fikir birliğiyse buna her zaman var olduklarını belirtti. Erdoğan, ''Ama benim istediğim aday olacak diye halkın kendisine verdiği yetki buna müsaade etmediği halde kalkıp da orada böyle bir dayatmanın içine girilirse burada uzlaşma olur mu? Diyelim ki, halkımız kalkmış 300'ün üzerinde bir rakamı A partisine vermiş. Şimdi kalkıp da A partisi yanına bir diğer bir partiyi almak suretiyle Cumhurbaşkanını seçebilecek güce kavuşuyor. Ama o parti de diyor ki, 'kusura bakma ben seninle uzlaşırım ama şu işim olursa' Diğerleri ise hiç bu işe yanaşmıyor. Yani şimdi o dediği kabul edilirse mi uzlaşma olacak? Demokrasi bu mu?''
18 Temmuz 2007, Çarşamba

anvil
18/07/2007, 11:58
Erdoğanı savunduğumdan değil. En son oy vereceğim partidir partisi. Sadece şunu göstermek istedim ; herkes kendi savunduğu kişi yada parti için bir topic açsa acaba nasıl olurdu. Çok renklilik mi olurdu yoksa laf kavgalarımı çıkardı. Yoksa normal bir tartışma ortamı mı olurdu?

Tekrar söylüyorum ben oyumu Erdoğan’a vermeyeceğim.

shoparr_
18/07/2007, 12:03
Arkadaşlar Bu Siteyi Tabiki Alintilara, Haber Başliklarina Boğmayacağiz, S.. Yariştirmayacağiz.. Dileğen Açar Hurriyet'i, Milliyet'i,sabah'i,cumhuriyet'i Vs.. Okur .internetten Takip Eder. Yanilgiya Düştüğümüz Nokta Kişilerin çok Ilgisini çeken Farkli Bulduğu Paylaşmak Istediği şeyler Burada Yer Bulacak.yoksa Bu Verdiğin Başlik Zaten Bugün Bütün Basinda Manşet..elmalarla Armutlari Birbirine Kariştirmayalim.

learner
19/07/2007, 04:25
Erdoğanı savunduğumdan değil. En son oy vereceğim partidir partisi. Sadece şunu göstermek istedim ; herkes kendi savunduğu kişi yada parti için bir topic açsa acaba nasıl olurdu. Çok renklilik mi olurdu yoksa laf kavgalarımı çıkardı. Yoksa normal bir tartışma ortamı mı olurdu?

Tekrar söylüyorum ben oyumu Erdoğan’a vermeyeceğim.

hayret!!! bu kadar açık söylemlere doğrulara gerçeklere rağmen...

Linos
19/07/2007, 06:42
Oy çokluğuyla alınan karar gereği, siyasi mesajlar içeren tüm başlıklar: Kilitli!
:locked00::locked00::locked00: